• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.4. FETHULLAH GÜLEN ÖRGÜTÜ

3.4.6. Fethullah Gülen‟in Milliyetçiliği

kendini ilme ve ilmin yayılmasına adayan memleketimizin manevi dinamiği olan Hocaefendi‟nin Avrupa‟dan Yakutistan‟a kadar olan çalıĢmaları her manada takdire Ģayandır78” (Akdağ, 2011:85).

Sonuç olarak Fethullah Gülen ve Örgüt‟ünün, ilk yıllarında devlet ve yönetim desteği sayesinde yükseliĢe geçtiği söylenebilir. Bu destekleri ardına alan Örgüt‟ün, baĢta eğitim kurumları olmak üzere devlet kadrolarına, TSK ve Emniyet TeĢkilatına sızma çabalarının gerçekleĢmesi oldukça kolaylaĢmıĢtır. Bunun yanı sıra Örgüt‟ün bir blok oluĢturup güç biriktirme isteği Türkiye‟nin demokratikleĢme sorunlarından biri olarak karĢımıza çıkmıĢtır (Alpman, 2012:96). Dahası bu sızma çabasında baĢarılı olan Örgüt, Ünüvar‟ın ifadesiyle, bugüne kadar devlet güvencesinde okullaĢmaya; güvenlik/asayiĢ bürokrasisinden “ağabeylik” müessesesine kadar geniĢ bir vakıa haline gelmiĢtir. Bu networkü sayesinde daima destek verenleri çoğalmıĢ, Ģimdiye kadar somut verilerle, isimlerle bilinmeyen bu Örgüt gittikçe geniĢlemeyi baĢarmıĢtır (Ünüvar, 2012:43).

3.4.6. Fethullah Gülen‟in Milliyetçiliği

Prof. Dr. Doğu Ergil (2010:33), Örgüt‟ün diğer dini yapılanmalardan farklı olduğunu ortaya koymak için üç madde sıralar:

1. Fethullah Gülen Örgüt'ü, diğer yapılanmalar gibi içe kapalı değildir. Çobanoğlu‟nun (2012:177) deyimiyle bu Örgüt, sera hayatı yaĢayan, katı ve

76 http://www.medyafaresi.com/haber/turkes-fethullah-gulen-hakkinda-ne-dusunuyordu/46974 77 https://www.youtube.com/watch?v=KkeUnDFtwvw 78 https://turkesveulkuculerkimdir.wordpress.com/2009/08/11/alparslan-turkes%E2%80%99in-fethullah-gulen-hakkindaki-ifadeleri/

sert duvarlarla çevrili, geçiĢkenliğin az olduğu bir dini grup örgütlenmesine karĢılık gelmemektedir.

2. Örgüt, otoriteyle kavgalı değildir.

3. Farklılıkların armonisini savunurlar. Yani dıĢsal, zorlayıcı bir ahlak anlayıĢına sahip değildirler. Bu sebeple dıĢa dönük son geliĢmelere kendisini uyarlayabilen, teknolojiyi takip eden bir örgüttürler.

Fakat Örgüt‟ü diğer Ġslami gruplardan ayrıĢtıran özelliklerin arasına dördüncü bir madde olarak Gülen‟in Türk milliyetçiliğini eklemek gerekmektedir. Çünkü Fethullah Gülen‟in vatan ve millilik anlayıĢı diğer Ġslami gruplara kıyasla oldukça farklılık arz etmektedir. Çobanoğlu‟na göre (2012:277-278) Örgüt‟ün 1980 darbesine destek verip, darbe sonrasındaki söylemlerinde milliyetçiliğe vurgu yapması bu durumun göstergesidir. Ayrıca Örgüt için, TaĢkın‟ın aktarımıyla “Türk / Ġslam sentezi” denilmesi de pek muhtemel tesadüfi değildir ve Örgüt, dini sembollerin milli kimlik içindeki ağırlığını arttıran dinsel milliyetçilik söylemini sahiplenmektedir (TaĢkın, 2012:27). Hâlbuki Ġslam inancı milliyetçi ideolojilere mesafeli dururken, kendisini Ġslami bir grup olarak tanımlayan Örgüt‟ün etnik bir temel üzerinden insanları ayrıĢtırması söylem-eylem tezatlığını karĢımıza çıkarmaktadır. Bu yüzden Ġslamiyet; ırka dayalı, etnik bir kimliği öngören milliyetçi ideolojilere karĢı daima dinsel kardeĢlik söylemini birleĢtirici bir öge olarak kullanmaktadır (Çobanoğlu, 2012:277).

Dini bir cemaat olduğunu iddia eden Örgüt‟ün Ġslam‟a aykırı bir söyleme yer vermesinin sebebi Çobanoğlu‟nun ifadesinde gayet açıktır. Gülen ve Örgüt‟ü, meĢru gücü elinde tutan milliyetçi devlete öncelik verirken Ġslam‟ı ikinci sıraya indirgemiĢ ve devreye soktuğu dönemin millilik düĢüncesi ile kendisini bir kimlik siyaseti içerisine bırakmıĢtır. Çobanoğlu‟na göre Gülen‟in sıklıkla tekrarladığı milli ruh, milli

terbiye, milli amaç, milli bünye, milli fert, milli hedef, milli şahsiyet vb. kavramlara

bakıldığında da milliyetçi söylemlerin imalatı görülebilmektedir (Çobanoğlu, 2012:286-287).

Dahası Cemalettin Canlı‟nın (2012:88) ifadesiyle Fethullah Gülen, milliyetçi görüĢünden dolayı Said Nursi‟nin Kürtlüğünü problem haline getirmektedir.

Dolayısıyla Gülen‟in Risaleleri sadeleĢtirme giriĢiminde bulunmasının79

sebebi Örgüt‟ün milliyetçilik politikasında aranmalıdır. Fethullah Gülen bu konudaki tartıĢmalara karĢı Oral ÇalıĢlar ile yaptığı söyleĢi de Ģu açıklamalara yer vermiĢtir:

- Üstatla ilgili mülahazama gelince bu da tamamen sübjektif bir meseledir. Her Erzurumlu gibi bende de milliyetçiliğin tesiri olmuĢ olabilir. Zaten ben üstadı 1956 veya 1957‟de tanıdım. 1960‟ta Üstat Hz. vefat etti. O dönemde görüĢme imkânım olmadı. Ben bir iç muhasebe ile ve kendimi sorgulama adına, acaba o günlere ait bendeki milliyetçilik duygusu görüĢmeme mâni gerekçeler arasında var mıydı diye düĢündüm ve mülahazalarla soru sahibine cevap verdim” (akt. Canlı, 2012:88-89).

Gülen‟in milliyetçiliği söz konusu olduğunda Kürt sorununa da değinmek zaruridir. Gülen için Kürt sorunu, öncelikle bir terör ve güvenlik sorunudur. Gülen, Kürt sorununa kendine has bir söylemle, devlet üzerinden çözüm yolu üretmektedir. Dahası Kürt sorununun çözülmesinin kendi örgütlenmesine daha fazla olanak sunulmasıyla gerçekleĢebileceğini dolaylı olarak ifade etmektedir: (Çobanoğlu, 2012:291-292).

- KeĢke, o bölgeye gönderilen muallimler, bugün dünyanın dört bir tarafına ciddi fedakarlıklarla hicret eden gönüllüler gibi, dönmemek, orada ölmek ve oraya gömülmek üzere gitselerdi. KeĢke o halkın karakterini çok iyi bilen, çok ciddi bir empati mülahazasıyla onları doğru okuyan ve ona göre muamelede bulunan vaizler gönderebilseydik. KeĢke her köye olmasa bile birkaç tanesine bir sağlık memuru, pratisyen hekim gönderebilseydik de okullardaki sağlık derslerini onlar verselerdi. Hem mesleklerini icra etme yoluyla hem de okuttukları çocuklar vesilesiyle ailelerin içine girseler ve kendilerini ifade etselerdi. KeĢke halkı öyle kucaklayabilecek adliyeden insanlar ve mülkiye memurları gönderebilseydik. KeĢke evleri teker teker gezip toplumun dertlerini dinleyen ve güvenin teminatı olan emniyet memurları gönderebilseydik. Böylece baĢkalarının halkı idare etmesine fırsat vermeyecek Ģekilde bütün sızma kanallarını kapatsaydık. Otuz sene değil, on sene evvel bile ülkeyi idare edenlerin aklı bu iĢe erseydi ve bunlar bugüne kadar gerektiği ölçüde yapılabilseydi, bugün o problemler kökünden kurutulmasa da en aza indirilmiĢ olacaktı.80

Gülen‟in milliyetçiliğini sadece siyasi anlamda düĢünmek oldukça sığ kalacaktır. Zira Fethullah Gülen için eğitim de milli plan ve düĢünceler etrafında milli amaçlar taĢımalı ve bu milli amaçlarla çağın liderliğini yakalamalı, geleceğin

79

RuĢen Çakır (2012:110), Fethullah Gülen‟in, Said Nursi‟nin eserlerinden, Risalelerinden alıntı yaptığını ancak bu alıntılarda Nursi‟nin adını kullanmamaya özen gösterdiğini ifade etmektedir.

80

Büyük Türkiye‟si kurmalıdır (Çobanoğlu, 2012:295-296). Öte yandan milliyetçilik söylemini Gülen‟in serbest piyasa ekonomisi savunusunda da görmek mümkündür. Çobanoğlu‟nun (2012:296, 374) aktarımıyla Gülen, zamanında “dünya liderliği” yapmıĢ bir ecdadın torunlarının, milli ve ahlaki bir düzenlemeyle, yeniden dünya lideri olabileceğine gönülden inanır. Bunun için de asla tembelliğe kaçmamak ve daima milli değerlere yer vermek gerektiğini ifade eder. Hatta Gülen din, diyanet veya milli hassasiyetler söz konusu olduğunda “nefret göstermeyi” dahi telkin etmekten geri durmaz (Çobanoğlu, 2012:374).

- “Münkerin81 en küçüğünün dahi yaĢamasına bile fırsat verilmemelidir. Aksine önce küçük görülen bir münker, kısa zamanda öyle yayılır ve öyle sâri bir illet haline gelir ki, bazen bütün cemiyeti, bütün bir milleti, hatta topyekûn insanlığı tehdit eden, mahv u periĢan olmalarına sebebiyet veren bir veba haline gelebilir. Ġçtimai bozukluklar hep küçük görünen münkeratın yaygınlaĢmasından meydana gelmiĢtir (Gülen, 2001:61).

Burada Akdağ‟ın (2011:86) ifadesiyle, Osmanlı‟nın giremediği topraklara kendilerinin gireceği iddiasında olan ve kendisini “Türkiye Müslümanlığı”nı yayma çabasındaki bir “havari” olarak göstermek isteyen Fethullah Gülen‟in milliyetçi söylemindeki çeliĢkilere, elde edilen bulgular dâhilinde yer vermek gerekmektedir. 2010 yılında Örgüt evlerinde barınan ve Batmanlı olan Kader‟in oda arkadaĢı ile sohbet ederken HDP82‟ye yönelik olumlu ifadeler kullanması sonucunda terörist olarak damgalandığı ve evden atıldığı öğrenilmiĢtir. Ancak Örgüt tarafından terörist olarak nitelendirilen HDP, 2013 ve sonrası yıllarda desteklenen partiler arasında yerini almıĢ ve Örgüt, HDP‟den medet umar hale gelmiĢtir. AK Parti hükümetinin oy oranlarını azaltmak isteyen Örgüt, Doğulu öğrencilerine HDP‟yi desteklemeleri yönünde fikirler vermeye baĢlamıĢ, öğrencilerin ailelerini memleketlerinde, evlerinde, ziyaret ederek HDP‟nin propagandasını yapmaktan geri durmamıĢtır.

O halde burada Ģöyle bir çıkarımda bulunulabilir: Örgüt içerisinde sürekli dillendirilen milliyetçiliğin ve algıların hiçbir önemi yoktur. Örgüt içerisinde kimin muhafazakâr, milliyetçi, kimin ise Kürt ya da terör yandaĢı olup olmadığı hiçbir anlam ifade etmemektedir. Tek önem arz eden faktör Örgüt‟ün çıkarıdır. Bu çıkar

81

Münker, aklın ve dinin kötü gördüğü, tasvip etmediği her Ģeydir. 82

HDP (Halkların Demokratik partisi), 2010 yılında BDP (BarıĢ ve Demokrasi Partisi) olarak bulunan bir siyasi partidir.

gerektiğinde milliyetçi kesimin yanında yer alıp Kürtlüğü ve siyasi bir partiyi terörist olarak nitelendirebilirken, Ģartların değiĢmesiyle önceki düĢmanın dost edinilmesi de mümkün hale gelebilmektedir.

3.4.7. Fethullah Gülen‟in Olası Ölümünün Örgüt Açısından Tahmini