• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.1. SÜLEYMANLI CEMAATĠ

3.1.3. Cemaatin Eğitim Fırsatı ve Yöntemi

Süleyman Hilmi Tunahan‟ın Kur‟an‟ın kısa sürede öğrenilmesi amacıyla yazdığı “Kur‟an Harf ve Harekeleri: Kur‟an‟ı Kerimi En Kısa Zamanda Okumayı

Öğreten Yepyeni Bir Tertip ve Usul” adlı birkaç sayfalık Elif cüzünden baĢka basılmıĢ

bir eseri bulunmamaktadır. Bu durum Çakır‟ın ifadesiyle onun mücadelesindeki aracın (Kur‟an öğretme), amaç (tasavvuf) yerine geçtiğini ispat etmektedir (Çakır, 2012:137). Tunahan, kitap yazmak yerine yazılmıĢ mevcut kitapları okuyacak, anlayıp anlatacak insanlar yetiĢtirmeyi amaçladığını belirtmiĢtir. Böylece eski medrese usulünü temel alarak talebe yetiĢtirmiĢ ve onu izleyenler de bu yolu devam ettirmiĢtir (Çakmak, 2013:13).

Süleymanlı Cemaati ilk olarak beĢ yıllık ilkokulu bitiren öğrencilerini eğitime alıp, onları Kur‟an Kurslarında yetiĢtirmekteydi. Süleymanlı Cemaatindeki bu kursların günlük programı saatlere göre düzenlenmektedir ve programın uygulanması, o günün nöbetçisi olan hocaların sorumluluğundadır. Bu nöbetçi, Cemaat

öğrencilerinin sabah namazına kalkmasından akĢam yatıĢ saatine kadar programın uygulanmasına öncülük eden bir rehber niteliğindedir (Çakmak, 2013:52).

Süleymanlı Cemaatin Kur‟an kurslarına gelen öğrenciler ilk önce Kur‟an‟ı bilme seviyelerine göre en fazla 15-16 kiĢilik gruplara ayrılmaktadırlar. Her gruba iki hoca tayin edilmektedir. Bu hocalardan birisi sorumlu olunan grubun ders hocası, diğeri ise müzakere hocasıdır. Burada Kur‟an bilmeyenlere bizzat Süleyman Hilmi Tunahan‟ın yazmıĢ olduğu Elif cüzünden Kur‟an öğretilmektedir. Altı sayfalık olan bu Elif cüzü, Cemaat mensuplarının ifadelerine göre, öğrencilerin kısa zamanda Kur‟an öğrenmelerini sağladığı için tercih edilmektedir (Çakmak, 2013:53)30

. Buradaki Kur‟an kursları hakkındaki genel bilgiler ise, kursta yetiĢen bir talebenin verdiği bilgiler sayesinde öğrenilmektedir:31

- Kursa baĢladığımız günden itibaren bir Müslüman nasıl oturmalı, nasıl yürümeli, nasıl konuĢmalı, nasıl bir arkadaĢ olmalı, küçüklerine ve büyüklerine nasıl davranmalı, nasıl yemek yemeli vs. aklınıza gelebilecek her konuda bizimle alakadar olup eğitim verdiler. Bir taraftan bu ahlak ve edep eğitimini alırken diğer taraftan Elif cüzünden baĢlayarak Kur‟an eğitimi alıyorduk. Kur‟an okumaya baĢladıktan sonra ilmihal, tecvit, mahreç, sıfatı lazıme gibi derslerin yanında sık sık hatim yapmaya devam ederek, bir dakikada bir sayfayı yanlıĢsız ve anlaĢılır Ģekilde okuyabilir dereceye gelene kadar Kur‟an kıraatimizin üzerinde durmaya devam ettiler (Çakmak, 2013:33). Bunun yanı sıra bu talebe, Kur‟an Kursu‟nda nefis terbiyesi amacıyla sabahları tespih çektiklerini, haftada bir veya iki gün topluca tespih namazı kıldıklarını ve her hafta mutlaka kendilerine dini ve manevi bilgilerin anlatıldığı sohbetlerin yapıldığını söylemektedir. Dahası bu kurslarda, öğrencilere nefislerini terbiye etmeleri amacıyla; dini ilimler ile alçak gönüllülüğün öneminin öğretildiği de dile getirilmiĢtir. Öğrencilere hasta olan arkadaĢları ile ilgilenmelerinin sevabının büyük olduğu söylenmiĢ, yapılan her Ģeyde Allah rızasının gözetilmesinin gerekliliği üzerinde

30

Bu bulgu, Emine Çakmak‟ın “Süleyman Cemaatinde Dini Eğitim Metotları” adlı yüksek lisans tezi için yapmıĢ olduğu görüĢmelerden elde edilmiĢtir.

31

Süleymanlı Cemaati, sosyal olgulara kapalı bir cemaat olma özelliği gösterdiği için, bu yapılanma hakkında bir Ģeyler yazmanın birçok zorluğu vardır. Nitekim Süleymanlı Cemaatini değerlendirmek için üzerinde çalıĢıp yorumlanabilecek ideolojik, doktriner nitelikte bir metin bulunmamaktadır. Bu sebeple Aydın, söz konusu Cemaate dair söylenebilecek Ģeylerin, yani pratiklerin, bizzat yaĢayanların verdiği bilgiler ve anekdotlar üzerinden elde edildiğini dile getirmektedir (Aydın, 2005:309-310).

durulmuĢtur. Kurs talebesinin verdiği bilgiye göre bu söylenenleri yerine getiren öğrencinin Havas Sınıfına32

yükselmesinin önünde de hiçbir engel kalmamaktadır (Çakmak, 2013:33-34).

Süleymanlı Cemaati‟nin eğitim faaliyetleri yönünde yapmıĢ olduğu ilk eylemin, beĢ yıllık ilkokulu bitiren öğrencileri eğitime alıp, onları Kur‟an Kurslarında yetiĢtirmek olduğu söylendi. Ancak devletin düzenlemesi ile mecburi eğitimin sekiz yıla çıkarılması, ilk baĢta Süleymanlılar için büyük bir sıkıntı sebebi olsa da kısa zaman içinde bu Cemaat, ortaokul öğrencilerine de kapılarını açmıĢtır. Cemaat, bu öğrencilerle ilgilenme ortamı temin etmek için yapısal düzenlemelere gitmek ve sıkıntıları bertaraf etmek istemiĢtir. Ancak ilerleyen yıllarda gerek ilkokul gerekse liseli öğrenciler birlikte barındırıldığı için, her ikisinin de ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karĢılanmadığı tespit edilmiĢ ve halktan yardım talep edilmiĢtir. “Maddi destek sizden, manevi gayret bizden” denilerek hem muhatap alınan halkı rahatlatıcı bir yol izlenmiĢ (Aydın, 2005:318) hem de halktan parasal destek sağlanmıĢtır. Bu maddi yardımlar sayesinde yurtların haricinde daireler de kiralayabilen Cemaat, ortaokul dönemindeki gençleri buralarda barındırarak onların okul eğitimleri ile

32

Havas Sınıfı, tasavvuf temelli bir düĢünce Ģeklidir. Bu düĢünceye göre Allah, ruhlar âleminde iken seçilmiĢ evliya kullarına (Cemaat ve tarikat liderlerine) evlatlarını (Cemaat ve Tarikat liderlerine mensup olanları, müritlerini) seçme hakkını tanımıĢtır ve onlarda seçimlerini yapmıĢtır. Bu seçilmiĢ grupta olmak “özel” olmak anlamındadır. Çünkü “Havas” hatta “Ehassü-l Havas” olan bu sınıf, dünya iĢleri ve ilimleriyle meĢgul olan “Avam” sınıfının aksine, sırf Allah‟ın rızasını kazanmak, O‟nun dinini ve kitabını öğrenmek ve öğretmek amacıyla, ailelerinden ayrılan ve benzeri güçlüklere göğüs gererek kurslara gelen kiĢilerden oluĢmaktadır (Çakmak, 2013:34).

Süleymanlı Cemaati özellikle okul yaĢlarında kurs eğitimine baĢlayan öğrencilere ilk olarak “seçilmiĢ olma” ve “Havas Sınıfı”na yükselmenin yolunu açmaktadır. Havas Sınıfı‟nın önemi ve değeri anlatılıp, bu Cemaat mensuplarına, özel insanlar oldukları bilinci kazandırılmaktadır. Zira akran ve arkadaĢları dıĢarıda sırf dünyevi ilimler ve hevesler ile meĢgul olurken, bu Cemaat öğrencileri, daha “Âlemi Ervah”ta iken manevi evlat olarak seçilmiĢ ve herkese nasip olmayan bu kurslar, onlara nasip olmuĢtur. Bu sebeple gerek talebeler gerekse görevli hocalar, bu seçilmiĢliğin kıymetini bilmeleri için daima uyarılmaktadır (Çakmak, 2013:34).

birlikte dini eğitimlerini de temin etmeye yönelik çalıĢmalar yapmaya baĢlamıĢtır (Çakmak, 2013:24).

Süleymanlı Cemaati mensupları, Cemaat öğrenci yurtlarında ve evlerinde dini program uygulamalarının dıĢında, öğrencilere, sınavlarında destek olmak amacıyla dershaneleri de faaliyete geçirmelerinin gerekli olduğunu düĢünmüĢtür. Bu dershanelerin öğrencilere hem lise düzeyinde hem de üniversitelere hazırlık aĢamasında hizmet verdiği bilinmektedir (Çakmak, 2013:25).

Bu eğitim hizmetlerinin kime verileceği, öğrencilerin ailelerin imkânlarına göre değiĢiklik gösteriyor olsa da genellikle erkek öğrencilerin meslek edinmesine yönelik bir amacı içerisinde barındırmaktadır ve dönemin içinde bulunduğu sosyal durum, ülkedeki kız öğrencilerin büyük çoğunluğunun okutulmaması ile sonuçlanmaktadır (Çakmak, 2013:24-25). Süleymanlı Cemaati bu toplumsal ortama uygun Ģekilde yapılanarak o dönemde açmıĢ olduğu kız yurtlarında halıcılık, dikiĢ, el sanatları gibi mesleki eğitimlere yer vermiĢtir. Fakat bu Cemaat kız öğrenci yurtlarında, bilimsel eğitime yönelik herhangi bir uygulamanın, teĢvik ve destek amaçlı herhangi bir faaliyetin bulunmadığı da bilinmektedir (Çakmak, 2013:25).

Zamanla modern kültür ve onun etkisinde geliĢen kentleĢme; siyaseti ve ekonomik oluĢumları ve her türlü sosyal varlığı değiĢtirdiği gibi Süleymanlı Cemaatinin de bu değiĢimden nasibini almasını sağlamıĢtır. Bu durum söz konusu Cemaati Ģekil ve muhteva yönünden değiĢikliklere dönük hale getirmiĢtir. YaĢanan değiĢiklikler araçsal yapının amaçların önüne geçebildiğine ve bunların rahatlıkla aklileĢtirilip meĢrulaĢtırılabildiğine örnek niteliğindedir (Aydın, 2005:321). Artık Süleymanlı Cemaati de sekülerleĢme çizgisinde geliĢmeler yaĢamakta ve pek çok dini grup gibi ciddi bir dünyevileĢme sürecine maruz kalmaktadır (Aydın, 2005:321). Bu durum, müntesiplerinin kiĢisel refah seviyelerinin yükseliĢinden, yurtların görkemli mekânlar haline gelmesine kadar pek çok yerde gözlemlenebilmektedir.

Süleymanlı Cemaatinin bilimsel eğitime yönelik uygulamalara yer vermesi de bu yapılanmanın yaĢadığı değiĢimler arasında sayılabilir. Cemaat mensupları tarafından açılan kreĢleri, anaokullarını ve özel okulları da eğitime yönelik değiĢimler arasında saymak mümkündür (Çakmak, 2013:26). Dahası Süleymanlı Cemaati kız yurtlarında, kız öğrencilerin okul eğitimine yönelik destek de vermekte ve onların,

öğrenciliğe kısmen de olsa teĢvik edilmesi sağlanmaktadır. Bu durumu somutlaĢtırmak için çalıĢma kapsamında yapılan ikili görüĢmeleri aktarmak yerinde olacaktır.

Emine (Adana, 23), Adana ilindeki Süleymanlı Cemaatine ait kız yurdunda, öğrencilere dini eğitimin yanı sıra açık lise olarak da ders verilmesi için Cemaat görevlilerinin gerekli yerlere baĢvuru yaptığını ve dilekçe yazdığını söylemiĢtir. Dilekçenin sonucu olumludur ve yurtta resmi olarak kız öğrencilere açık öğretim derslerinin verilmesi kabul edilmiĢtir. Devlet, ders verecek olan öğretmenlerin Cemaat görevlileri tarafından belirlenmesini istemiĢ ve öğretmenlerin maaĢlarını da bizzat karĢılayacağı belirtmiĢtir. Böylelikle Cemaat yurdunda hem açık öğretim dersleri verilmiĢ hem de yurt, medrese görevi görmüĢtür.

Eğitimde yaĢanan değiĢime ve geliĢime yönelik olarak değinilmesi gereken son bir nokta da Cemaatin üniversite okuyan/okuyacak gençlere/öğrencilere yönelik açmıĢ olduğu üniversite yurtlarıdır. Cemaatin son yıllarda büyük Ģehirlerde yer alan üniversiteler için yurt açma yönündeki faaliyetlerine ağırlık verdiği görülmektedir. Bu yurtlar genellikle erkek öğrenci yurdudur ve erkek öğrencilere barınma imkânı sunmaktadır (Çakmak, 2013:26).

Mesela Niğde ilinde Süleymanlı Cemaatine ait herhangi bir kız öğrenci evi bulunmamaktadır ve ilde kız öğrenciler için sadece yurtlar mevcuttur. Süleymanlı Cemaatine mensup olmayan herhangi bir kız öğrenci bu yurtlarda dini eğitim programlara katılmak istediğinde, öğrenciye sorulacak ilk soru üniversite okuyup okumadığıdır. Kız öğrenci eğer üniversite okuyorsa ve açıksa (tesettürlü değil ise) Süleymanlı Cemaatine ait programlara kabul edilmemektedir. Yapılan ikili görüĢmeler sonucunda bunun sebebinin Cemaat yurdunda bulunan tesettürlü kızlara kötü örnek olunabilir düĢüncesinden kaynaklandığı öğrenilmiĢtir. GörüĢme esnasında Süleymanlı Cemaatinin, kız öğrencilerin üniversite okumasını onaylamadığı, üniversiteleri kızlarla erkeklerin alanları/sınıfları ortak kullandığı gerekçesiyle “haram ortamlar” olarak değerlendirdiği elde edilen bulgular arasında yer almaktadır.

3.1.4. Süleymanlı Cemaati Mensupları Arasındaki HiyerarĢinin