• Sonuç bulunamadı

Fer’i Cezaların Ertelenmesi

Belgede Cezaların ertelenmesi (sayfa 86-89)

A- Ertelenebilen Cezalar

3- Fer’i Cezaların Ertelenmesi

Asli cezalarda ertelenmenin kabul edilip edilemeyeceği konusunda yaşanan tartışmalar, feri cezaların ertelenip ertelenmeyeceği konusunda da yaşanmıştır. Fer’i cezaların ertelenip ertelenemeyeceği konusunda 3 sistem vardır:

a. Fer’i cezanın asıl cezayı takip etmesi: Fer’i cezalar asıl cezaları takip ederler. Bu sisteme göre asli ceza ertelenmiş ise, fer’i cezalar da kendiliğinden ertelenmiş sayılır. Belçika kanunu bu sistemi kabul etmiştir. Bu sistem de kendi içinde ikiye ayrılır.

aa) Bu sistemde asli cezalar ertelenince bütün fer’i cezalar da ertelenmiş sayılır. Örneğin, 1950 Yunan CK (m.104/2), 1948 Romen CK, (m.65/3).

bb) Diğer bir sisteme göre, asli cezayı takip eden fer’i cezalardan bazılarını hakim erteleme dışı bırakabilmektedir. Örneğin, 1950 Yugoslav CK.na göre (m. 48/5) muayyen meslek ve sanatın icrasının tatili fer’i cezası ertelenememektedir. Bern Kanununda da (m.5) feri para cezası ve müsadere ertelenememektedir198.

b. Fer’i cezanın asli cezayı takip etmemesi: Bu sisteme göre fer’i cezalar ertelemeye tabi değildir. Bu nedenle asli cezanın ertelenmesine rağmen bu cezaların infazına devam olunur. Fransız kanununda bu konuda açıklık olmamakla beraber, Fransız doktrin ve mahkeme içtihadının takip ettiği sistem budur. Yeni İtalyan CK. da bu sistemi kabul etmiş ve açık bir

197 Nuhoğlu, Ayşe, Para Cezaları (Yüksek Lisans Tezi ), İstanbul 1988, s.103. 198 Önder, s. 170.

77

hükümle (m. 166) fer’i cezaları ve mahkumiyetin cezai neticelerini erteleme dışında tutmuştur. Bu nedenle örneğin, İtalyan ceza kanununa göre, cezası ertelenmiş bir hükümlü aynı zamanda bir meslek veya sanatın icrasının tatili cezasına çarptırılmış ise asli cezası ertelenmiş olmasına rağmen memnuiyet hali devam edecektir. Bu sistem 1940 Brezilya CK. (m.57) tarafından da kabul edilmiştir199.

c. Hakimin takdiri: Bu sistemde ise fer’i cezaların asli cezaları takip edip etmemesi yargıcın takdirine bırakılmıştır. Bu sistem de iki kısma ayrılabilir.

aa) Birinci şekle göre, kural feri cezaların asli cezayı takip etmeyeceğidir. Ancak yargıç feri cezaların da ertelenmesini uygun bulursa bu hususu kararında açıkça belirtir. Kararda bu husus açıkça belirtilmemiş ise fer’i ceza ertelenmemiş demektir. Yürürlükten kaldırılan 1934 tarihli İsviçre Federal CMUK. (m.355/ son fıkra) bu şekli kabul etmiştir. Bu madde hükmüne göre “yargıç fer’i cezaların infazını hürriyeti bağlayıcı cezalarla birlikte erteleyebilir”. TCK.nın 2775 sayılı kanunla değiştirilmesinden evvel kabul ettiği sistem bu idi. 91. madde değişiklikten önce şu hükmü içermekteydi: “89. madde hükmü mütemmim cezalar hakkında dahi tatbik edilebilir”.

bb) İkinci şekle göre, kural fer’i cezaların asli cezayı takip edeceğidir. Yargıç bu feri cezaların ertelenmesini uygun bulmuyorsa kararında fer’i cezaların erteleme dışı bırakıldığını açıkça belirtmelidir. Kararda açıklık yoksa fer’i ceza da ertelenmiş sayılır200.

ç. Kanunumuzun Sistemi: 765 sayılı TCK. üçüncü sistemin ikinci şeklini kabul etmiştir. TCK. nın 91. maddesine göre, erteleme “…mahkeme

kararında hilafı tasrih edilmedikçe, fer’i cezalar hakkında da tatbik olunur”.

Buna göre, hükümde açıklık bulunmadığı taktirde asli ceza ertelenmiş ise feri cezanın da ertelendiği anlaşılacaktır. 5237 sayılı kanunda bu konuya dair bir

199 Erem-Danışman-Artuk, s.820. 200 Erem-Danışman-Artuk, s.820.

78

açıklık yoktur. Ancak eski düzenlemeden farklı bir sonuca ulaşılabileceğine dair de bir düzenleme yoktur.

Kanaatimizce cezası ertelenmeye layık görülmüş hükümlünün lehindeki bu durumdan istifadesi tam olmalıdır. Çünkü tam olduğu takdirde kendisine sunulmuş olan nimeti kaybetmemek için daha fazla gayret sarf edecektir.

Deneme müddeti, yeni bir suç işlenmeden geçirilecek olursa mahkumiyet “esasen vaki olmamış” sayılacaktır. O nedenle sonunda “vaki olmamış” sayılması ihtimali mevcut olan bir hükme dayanarak, hükümlünün fer’i cezaya çarptırılması uygun bulunamaz.

Kanunumuzun hükmü yerinde bir düzenlemedir. Çünkü böyle bir hüküm, bir şahsileştirme aracı olan ertelemeye daha fazla somut olaylara uyma yeteneği verir. Erteleme, neticesi başlangıçta belli olmayan bir kurum olduğu için yargıç suçlunun kendi kendini ıslah edeceği düşüncesiyle ertelemeye karar verir. Fakat bu düşüncenin gerçekleşmemesi de mümkündür. Yargıç hürriyeti bağlayıcı cezayı ertelerken, amme hizmetlerinden memnuniyet veya bir meslek veya sanatın icrasının tatili cezasını lüzum görürse, erteleme dışı bırakabilmelidir. Fakat böyle bir durumun çok az bir ihtimalle gerçekleşeceği açıktır. Çünkü yargıcın hükümlüyü asli cezalar bakımından ertelemeye layık görmesi fakat fer’i cezalar bakımından ertelemeye layık görmemesi düşündürücüdür. Bu sebeple fer’i cezaların erteleme dışı bırakılmasına yönelik olan kararın “gerekçeli” ve hatta oldukça geniş bir gerekçeye dayanması gerekir. Aksi takdirde Yargıtay bu hadisede “takdirde tezat” görebilir. Özellikle de hükmedilmesi yargıcın ihtiyarına bırakılmış fer’i cezalara hükmedilmiş ve sonradan da bunlar erteleme dışı bırakılmış ise, çelişki daha da açıklık kazanmış olacaktır.

Bu açıklamalara göre erteleme dışı bırakılmış olan feri cezaların infazının ne zamandan itibaren başlayacağının açıklığa kavuşturulması da gerekmektedir. Bu konu TCK’ da düzenlenmemiştir. Haklarında 41. maddenin “Hidematı ammeden memnuiyet, veya muayyen bir meslek ve

79

sanatın tatili cezası, gıyaben verilen kararlara müteallik ahkamı kanuniye müstesna olmak üzere, hükmün katileştiği tarihten başlar.

Eğer hidematı ammeden memnuiyet veya bir meslek ve sanatın tatili ve sair ehliyetsizlik cezası şahsi hürriyeti tahdit eden diğer bir cezaya bağlı olur veya bir ceza mahkumiyetinin neticesi bulunursa asıl cezanın icrası müddetince devam etmekle beraber hüküm ilamında veya kanunda tayin edilen müddet ancak cezanın ikmal edildiği veya sakit olduğu günden başlar”

hükmü karşısında ne 1 ve ne de 2. fıkrasını uygulamak mümkün değildir. Hürriyeti bağlayıcı cezaya bağlı olduklarından 1. fıkra hükmü dışında kalırlar. Hürriyeti bağlayıcı asli ceza ertelendiği için bu cezanın “icrası müddetince devam” edemeyecekler ve “cezanın ikmali” gerçekleşmediğinden müddetlerin hesabında 2. fıkra tatbik edilemeyecektir. Bu durum da tek bir ihtimal kalmaktadır. O da denemenin neticesini beklemektir. Eğer deneme süresinin sona ermesinden önce hükümlü yeni bir suç işlemek suretiyle ertelemeyi kaybetmiş ise, asli cezanın infazına başlanacağından hukuki bağlayıcı feri ceza hakkında 41.maddenin 2. fıkrası uygulanır. Eğer deneme süresi suç işlemeden geçirilmiş ise,” mahkumiyet esasen vaki olmamış” sayılacağından asli cezanın infazından söz edilemeyecektir. Bu durumda feri cezanın da infazından söz edilemeyecektir. Sonuç olarak feri ceza ertelenmiş bir ceza durumuna dönüşmüş olur. Doktrinde, ertelenen asli cezanın kesinleşmesinden itibaren, erteleme dışı bırakılan feri cezanın da infazına başlanması gerektiği görüşü savunulmaktadır201.

Belgede Cezaların ertelenmesi (sayfa 86-89)