• Sonuç bulunamadı

1.3. Kamu Borçlarının Sürdürülebilirliğini Etkileyen Faktörler

1.3.2. Faiz Dışı Fazla

Borç stokunun yüksek olduğu ve borçların sürdürülebilirliği konusunda riskler taşıyan ekonomilerde faiz dışı fazla maliye politikasının başarısı açısından önemli bir ölçüt olarak kabul edilmektedir. Bu durumun üç temel nedeni bulunmaktadır. Bunlar; faiz dışı fazla ile borç ödeme kapasitesi arasındaki ilişki, fiyat istikrarı ve borç stoku arasındaki etkileşim ve faiz dışı fazlanın gerçekleştirilmesi neticesinde sağlanan mali disiplin ile büyüme arasındaki ilişkidir.105 Faiz dışı fazla miktarı arttıkça borç ödeme kapasitesinde artış meydana gelecektir. Yine borç stokunda meydana gelen artış, faiz oranlarını etkilemek suretiyle fiyat istikrarını da etkilemektedir. Ayrıca faiz dışı fazla vasıtasıyla tesis edilen mali disiplinin büyüme üzerinde olumlu bir etkisi söz konusudur.106 Diğer bir ifadeyle, faiz dışı fazla vermek suretiyle elde edilen gelir fazlası ile faiz ödemelerinin bir kısmı karşılanmakta ve borçlanma ihtiyacında azalma meydana gelmektedir. Faiz ödemelerinin kalan kısmı ise, borçlanma ile karşılanmaktadır. Dolayısıyla borç stokunda meydana gelen artış, faiz ödemelerinden daha az olmakta ve faiz dışı fazla verildiği sürece kamu kesimi borçlanma gereği düştüğü için borçların sürdürülebilirliği sağlanmaktadır.107 Đlave olarak, faiz dışı fazla verilebilmesi devletin hem borçlarını ödeme iradesi olduğunu, hem de ödeyebildiğini gösterdiği için borç verenler için bir güvence niteliği taşımaktadır. Faiz dışı fazla verilebilmesi hazinenin borçlanmasını kolaylaştırmaktadır. Zira, faiz dışındaki harcamalarını, gelirleri ile karşılayamayan bir hazinenin borçlanması kolay değildir.108 Bu yüzden de birincil fazla verilmesi, piyasalar tarafından olumlu olarak algılanmakta ve risk priminde düşme meydana gelmektedir.109

Reel faizlerin çok yüksek olduğu ekonomilerde, bütçenin dengede tutulabilmesi ve kamu borçlarının stabilize edilebilmesi açısından yüksek düzeyde faiz dışı fazla oldukça önemlidir. Ancak bu durum büyüme ve gelir dağılımı üzerinde

105 Ahmet Kesik, “Bütçe Yönetimi Đle Borç Yönetiminin Ayrılmasının Konsolide Bütçeye

Yansımaları”, Maliye Dergisi, Sayı: 143, Mayıs-Ağustos 2003, s. 6. http://193.255.144.134/calismalar/yayinlar/md/md143/ahmetkesik.pdf

106

Yılmaz Akyüz, “Ekonomide Liberalleşme ve Sanayileşme Latin Amerika Deneyimi”, Đşletme ve

Finans, Sayı: 96, Mart 1994, s. 13.

107 Temel Gürdal ve Fatih Yardımcıoğlu, “Türkiye’de Faiz Dışı Fazlanın Gelişimi ve Ekonomik

Etkileri Açısından Değerlendirilmesi”, Sayıştay Dergisi, Sayı: 58, Temmuz-Eylül 2005, s. 23.

108 Haldun Darıcı, “Faiz Dışı Fazla Niçin Yeterli Olmuyor?”, Maliye Dergisi, Sayı: 146, Mayıs-

Ağustos 2004, s. 61.

109 Đsmail Engin, “Kamu Finansman Krizinin Aşılmasında Yönelik Önerilerinin Değerlendirilmesi”, Türk-Đş Yıllığı 2, Türk-Đş Araştırma Merkezi, Yıl: 1999, s. 418.

olumsuz etkiye sahip olduğu gibi; reel faiz oranları reel milli gelir büyüme oranını aştığı sürece, kamu borçlarının milli gelire oranının sürekli olarak artmasına ve kamunun borçlanamaz hale gelme tehlikesine yol açmaktadır.110

Faiz dışı fazla hedefi belirlenirken borç stoku, reel faiz oranları ve büyüme göz önüne alınmaktadır. Özellikle borçlar üzerinden ödenen reel faizin, ekonominin büyüme hızının üzerinde olduğu ülkelerde, borç stokunda meydana gelen artışların kontrol edilebilmesi için borç geri ödemelerinin bir kısmı faiz dışı fazla vermek suretiyle karşılanmazsa borç stoku reel olarak sürekli büyüyecek ve finansal kriz riski söz konusu olacaktır.111 Dolayısıyla faiz giderlerinin düşürülmesi faiz oranlarının ve borçlanma ihtiyacının düşürülmesine bağlıdır. Borçlanma ihtiyacının düşürülmesi ise, faiz dışı fazla vermek suretiyle sağlanabilir. Faiz dışı fazla ile borçların sürdürülebilirliği arasındaki ilişki aşağıdaki diyagram yardımıyla daha açık bir biçimde görülebilir:

Şema 4: Faiz Dışı Denge - Borçların Sürdürülebilirliği Đlişkisi

110 Akyüz, “Ekonomide Liberalleşme ve Sanayileşme Latin Amerika Deneyimi”, s. 13. 111

Kamu Borç Yönetim Raporu, Nisan 2003, s. 9.

Faiz Dışı Denge / Fazla Risk Algısının Đyileşmesi Daha Az Borçlanma Borç Stokunun Sabit Kalması

Yada Azalması Reel Faizlerin Düşmesi Borçlanma Koşullarında Đyileşme Sürdürülebilir Borçlanma

Daha Az Faiz Yükü

Güvenilirlik (Kredibilite) Faiz Dışı Açık Kredibiliteni n Azalması Risk Algısının Kötüleşmesi Reel Faizlerin Yükselmesi Borçlanma Koşullarında Kötüleşme Sürdürülemez Borçlanma

Borç Stokunun Artması Daha Fazla Borçlanma Daha Fazla Faiz Yükü

Buna göre, faiz dışı denge olması durumunda faiz oranlarından kaynaklanan açık karşılanabildiği için borç stoku artmayacaktır. Faiz dışı fazla olması durumunda ise, faiz oranlarından kaynaklanan açığın karşılanmasının yanı sıra borçlanma ihtiyacında da bir azalma meydana gelecektir. Borçlanma ihtiyacında meydana gelen azalma, daha az faiz yükü anlamına geldiği için borçların sürdürülebilirliğinin sağlanmasına olumlu bir katkı olacaktır. Yine faiz dışı dengenin sağlanması ya da fazlanın verilmesi durumunda uygulanan iktisat politikalarının güvenilirliğinde bir artış meydana gelecektir. Güvenilirliğin artması, borç vermek isteyenler açısından risk algısının iyileşmesine ve buna bağlı olarak reel faiz oranlarının düşmesine neden olacaktır. Düşük reel faiz oranları, daha az faiz yükü anlamına geldiği için borçların sürdürülebilirliği üzerinde olumlu bir etki meydana gelmiş olacaktır. Tersine, faiz dışı denge açık veriyorsa, faiz giderlerinden meydana gelen açık karşılanamadığı için borç stokunda bir artış meydana gelecektir. Bu durum ise, daha fazla borçlanma ihtiyacını gündeme getirmektedir. Borçlanma ihtiyacının artması, kredibilitenin düşmesi ve risk algılamasının kötüleşmesine yol açmak suretiyle reel faiz oranlarının yükselmesine neden olmaktadır. Reel faiz oranların yükselmesi, borçlanma koşullarının kötüleşmesine neden olduğu için borçların sürdürülebilirliğini zora sokmaktadır.

Faiz dışı fazla hedefine ulaşılabilmesi için yerine getirilmesi gereken unsurlardan birisi de bütçe dengesinin iyileştirilmesidir. Bütçe dengesinin iyileştirilmesi ise, kamu kesimi gelirlerini arttırmaya ve kamu harcamalarının kısılmasına yönelik önlemler alınmasına bağlıdır. Kamu kesimi gelirleri ağırlıklı olarak vergi gelirlerinden meydana gelmektedir. Bu açıdan vergi disiplininin sağlanması, faiz dışı fazlanın oluşturulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Vergi kaybı ve kaçaklarının çok yüksek olduğu ortamlarda vergi idaresinin iyileştirilmesi ve vergi adaletinin sağlanması yönündeki düzenlemeler ile faiz dışı fazlanın oluşmasına katkıda bulunulabilir.112

Faiz dışı fazla borçların sürdürülebilirliği açısından oldukça önemli bir ölçüt olmasına rağmen tek başına ekonomik ve mali istikrarı sağlaması oldukça güçtür. Bu yüzden faiz dışı fazla hedefine paralel olarak, yapısal reformların gerçekleştirilmesi, verginin tabana yayılması suretiyle dolaysız vergi gelirlerinin

112

arttırılması, dolaylı vergi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içindeki payının düşürülmesi, gizli yükümlülükle ve benzeri yollarla açıkları mevcut düzeyinden daha az gösterecek uygulamalardan kaçınılması ve kamu kesimi tasarruflarının arttırılması suretiyle reel faizlerin düşürülmesi gerekmektedir. Yoksa faiz dışı fazla hedefi, kamu hizmetlerinin kalitesinin kötüleşmesinin ötesinde bir fayda sağlayamayacaktır.113

Türkiye açısından da faiz dışı fazla yaklaşımının 1990’lı yıllardan sonra uygulandığı görülmektedir. Bu durumda, maliye politikasının öncelikli olarak mali disiplini tesis edecek biçimde uygulanması ve buna bağlı olarak makro istikrarı sağlayacak faiz dışı fazla hedefine ulaşma amacı belirleyici olmuştur. Dolayısıyla, maliye politikasının tek amacı, kamu borçlarının sürdürülebilirliği haline gelmiştir.114