• Sonuç bulunamadı

2. OSMANLI HÂKİMİYETİNE KADAR SAFED

2.8. Eyyûbî Hâkimiyeti Devri

Selahaddin, Nureddin’in ölümü üzerine, yerine geçen Salih İsmail ile anlaşmaya razı iken, İsmail’in amcası Gazi’nin büyük bir ordu ile üzerine gelmekte olduğunu haber alıncaonunla savaşmak zorunda kaldı. Hama’da Gazi’yi kesin bir mağlubiyete uğratan

196

I. Demirkent, Urfa Haçlı Kontluğu Tarihi (1118-1146), s. 50-51

197

I. Demirkent, Urfa Haçlı Kontluğu Tarihi (1118-1146), s. 52

198

Ali Sevim, “Tuğtegin”, s. 46

199

E. Honigman, “Sûr”, s. 44

200

Selahaddin, Halep dışındaki bütün bölgelerin hâkimi oldu. Aynı zamanda halife tarafından da Mısır, Filistin ve Orta Suriye’nin hâkimi olarak kabul edildi201.

1177 yılında ani bir hareketle Filistin’deki Haçlılar üzerine yürüyen Selahaddin, önceleri başarılı olduysa da yenilgiden kurtulamadı. Selahaddin’in mağlubiyetinin bir sonucu olarak, 1178’de Kral Baudouin Şeria Nehri’nin kıyısında, Yakub Kızları Köprüsü’nün yakınlarında Beytü’l-İhzan202 denilen yerde bir kale inşa etti. Selahaddin buna engel olmak üzere, yeğeni Ferruhşad komutasında bir orduyu bölgeye sevk etti. Ferruhşad, Baudouin’i mağlub ettiği gibi, aynı yıl içerisinde Selahaddin, Merc‘uyun’da Baudouin’e ağır bir mağlubiyet daha tattırdı. Kısa bir süre sonra Yakub Kızları Köprüsü’nü ve kaleyi ele geçirerek tahrip etti203.Böylece, Selahaddin Safed çevresini de denetimi altına almış oluyordu.

1187’de Kerek hâkimi Renaud de Chatillon’un büyük bir kervana baskın yapıp buna karşılık tazminatı reddetmesi var olan kısmî barışı bozdu. Selahaddin, Kerek’i istila ettiği gibi, Mekke’den dönen hac kervanını korumak üzere Mısır kuvvetlerini yanına çağırdı204. Eyyûbî ordusu, 1187’de Taberiye Gölü’nün 8 km batısındaki Lûbiye Ovası’nda yer alan Kefer Sebt mevkiinde mevzilendi. Ordunun öncü kuvvetleri Haçlılarla temasa geçtiği sırada Selahaddin, hassa birlikleriyle Taberiye üzerine yürüdü ve şehri ele geçirerek iç kaleyi kuşattı. Haçlılar, yardım için Taberiye’ye hareket ettiklerinde, Selahaddin kuşatmaya yetecek kadar askeri Taberiye’de bırakıp ordusunun başına döndü205.

Nihayet iki ordu Hıttin’de karşı karşıya geldiler. Yapılan savaş sonunda Selahaddin büyük bir zafer kazanmış, Safed ve Sur dışında bildiğimiz bütün Safed bölgesini ele geçirmiştir. Hıttin Savaşı’ndan sonra, Şaban ayının sonunda Kudüs fethedildi ve Selahaddin, oğulları Efdal ve Zahir, kardeşi Adil ve yeğeni Takiyüddin ile beraber bölgeyi muhasara altına aldı206. Ertesi yıl Şam üzerinden bölgeye yürüyen Selahaddin, Safed’i muhasaraya başladı207. Karargâhını Savavin’de kuran Selahaddin

201

M. Sobernheim, “Salahaddin Eyyûbî”, İA, X, İstanbul, s. 106

202

Hz. Yakub’un oğlu Hz. Yusuf’tan ayrı düştükten sonra hayatını ızdırap içinde geçirdiği ev için kullanılan tabirdir. Burasının Kenan ili olarak anılan ve Şam ile sahil arasında bir kasaba olduğu rivayet edilir (bkz. Mustafa İsen, “Beytülahzân”, DİA, VI, İstanbul, 1992, s. 88).

203

M. Sobernheim, “Salahaddin Eyyûbî”, s. 106-107

204

M. Sobernheim, “Salahaddin Eyyûbî”, s. 107

205

Ramazan Şeşen, “Hittîn”, DİA, XVIII, İstanbul, 1998, s. 166

206

Abdurrahman ibn Haldun, Tarih-i ibn Haldun, V, Beyrut, 2000, s. 362-363

207

Eyyûbî, Mes’ud es-Salutî komutasındaki kuvvetleri Safed’e gönderdi ve 500 atlıyı Tuğrul el-Candar komutasında takviye olarak yolladı. Daha sonra komutayı kendisi aldı208. Şehri aman ile teslim alan Selahaddin209, Haçlıların Sur’a gitmesine izin verdi210.

Selahaddin Eyyûbî, Safed’i fethettikten sonra buraya uzak akrabası Mesud b. Mübarek’i görevlendirdi. Mesut, üstlendiği görevi oğlu Ahmet’e vasiyet etti. Fakat Ahmet’in faaliyetleri hakkında kaynaklarda bilgi yoktur211.

Selahaddin, Hıttin Savaşı sonucu Kudüs ve sahil şehirlerinin çoğunu ele geçirdikten sonra Sur’u kuşattı. Fakat Akka’dan yardıma gelen gemilerin Haçlı donanması tarafından tahrip edilmesi sonucu kuşatma başarıya ulaşamadı. Kudüs kralı ünvanıyla Sur’da oturan Konrad, İsmailîler tarafından katledilince, halefi olan Henri de Champagne, Selahaddin ile Remle anlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Anlaşmaya göre Yafa ile Sur arasındaki sahil bölgesi Haçlıların elinde kalacaktı.

Akka’yı tahkim ettirdikten sonra Haçlıların elindeki Suriye kalelerini almak için yeni bir sefere çıkan Selahaddin, 1189 yılı itibariyle içlerinde Safed’in de bulunduğu bütün kaleleri ele geçirmiş bulunuyordu. Bütün bu fetihlerden sonra Avrupa’da yeni bir Haçlı seferinin hazırlıklarına başlandı. Avrupa’dan gelen Haçlı birlikleri, hala Haçlıların elinde bulunan Sur’da karaya çıkarak çağın önemli askerî teşebbüslerinden biri olarak kabul edilen Akka kuşatmasına başladılar. Sonuç olarak Akka teslim olmak zorunda kaldı212. Henri de Champagne’nin idaresine verilen Akka bu tarihten itibaren Haçlıların Filistin’deki merkezi haline geldi213.

Selahaddin döneminde Haçlılarla yapılan anlaşma, onun ölümünden sonraki karışıklık devrinde de devam etti. Gerek Adil gerekse Akka kralı Henri de Champagne barıştan yana idiler. Ancak Alman imparatoru VI. Henri’nin Haçlı seferine karar vermesi iki taraf arasındaki düşmanlığı yeniden canlandırdı. 1196 yılında Adil, İngiltere kralının ölümü sonucu, onun Selahaddin Eyyûbî ile olan anlaşmasının geçersiz olduğunu söyleyerek, Haçlılara karşı savaş ilan etti. Tibnin önünde karargâh kuran

208

Yesâr el-‘Askerî, “Safed”, Mevsû’atü’l-müdüni’l-Filistiniyye, Dimaşk, 1990, s. 378

209

İbn Haldun, Tarih-i ibn Haldun, s. 368

210

Yesâr el-‘Askerî, “Safed”, s. 379

211

Joseph Drory, “Founding A New Mamlaka: Some Remarks Concerning Safed and the Organization of the Region in the Mamluk Period”, Mamluks in Egyptian and Syrian Politics and Society, (edt. Michael Winter), Leiden, 2004, s. 164

212

M. Sobernheim, “Salahaddin Eyyûbî”, s. 108; Abû’l-Farac, age, II, s. 454 vd.

213

Eyyûbî birlikleriyle Haçlılar savaşa başladıklarında, Akka kontu Henri’nin ölüm haberi geldi. Bunun üzerine anlaşma yapılarak Beyrut Haçlılarda, Tibnin Eyyûbîlerde kalmak üzere savaş sona erdirildi214.

1197 yılı yazında bazı Alman Haçlı grupları komşu Müslüman topraklarına saldırdılar. Bunun üzerine iki taraf arasında çarpışmalar oldu ve Adil bu durumdan faydalanarak Yafa’yı ele geçirdi. 1203’te Akka’ya gelen öncü Haçlı birlikleri, II. Amaury’yi karşı sefere ikna etmeye çalıştılar. Durumu takip eden Adil, Venediklilerle anlaşarak bu seferi İstanbul üzerine yöneltmeye çalıştı ve bunda başarılı oldu. II. Amaury’nin Müslümanlarla mücadele etmeye devam etmesi üzerine, Haçlı seferinin Filistin’e uzamasından endişe eden Adil, Merkab’dan Yafa’ya kadar olan sahil şeridini yeniden onlara verdi215.

Adil, 1207’de Trablus kontluğuyla anlaşmaya vardı. Ayrıca Akka’da Haçlıların hareketlerini kontrol edebilmek için ovaya hâkim Tur Dağı üzerine bir kale inşa ettirdi. Çok geçmeden birleşen Haçlı kuvvetleri Tur Kalesi’ne yöneldiler. Adil savunma durumunda kalmayı tercih etti216.

Safed Kalesi, tekrar Haçlıların eline geçebileceği endişesiyle 1220’de yıktırılmıştı217. Selahaddin’in ölümü üzerine Eyyûbîler arasında taht kavgalarının başlamasıyla Şam hâkimi Salih İsmail, Mısır’daki rakibi olan yeğeni Necmeddin Eyyûb’a karşı mücadele ederken Haçlılarla ittifak yapabilmek için Safed, Şakif ve birkaç yeri daha 1240’ta Tapınakçılara iade etti218.Bundan sonra Safed Kalesi de yeniden müstahkem hale getirildi. Marsilya Piskoposu Benedict d’Alignan tarafından başlatılan ve iki yıl kadar süren inşaat sonucu güçlendirilen kale, Şam-Akka yolunda askerî açıdan büyük önem kazandığı gibi, ekonomik ve idarî bakımlardan da bir merkez haline geldi219. Safed’in haçlılar açısından stratejik önemi büyüktü. Safed konumu itibariyle Taberiye-Toron (Tibnin) yolunu, daha da önemlisi Akka-Şam yolunu ve bu

214

Abû’l-Farac, Abû’l-Farac TarihiII, s. 469

215

Ramazan Şeşen, “Eyyûbîler”, DİA, XII, İstanbul, 1995, s. 22

216

R. Şeşen, göst. yer

217

J. H. Kramers, “Safed”, İA, X, İstanbul, 1966, s. 48

218

Zehebî, Tarihu’l-İslâm ve Vefâyâtü’l-Meşâhire ve’l-‘Alâm, (thk. Ömer Abdusselam Tedmurî), XLVII, Beyrut, 1995, s. 8-9

219

yol üzerindeki Yakup Kızları Köprüsü’nü kontrol ediyordu. Nitekim Safed bu köprüye yalnızca 12 km uzaklıktaydı220.

Mısır’da yönetimi ele geçiren Memlûkler, Eyyûbîlerin denetimi altında bulunan Suriye bölgesinde hâkimiyetlerini tesis etmek istiyorlardı. Eyyûbîler ile onları Mısır’dan çıkarmaya muvaffak olan Memlûklular arasındaki Suriye hâkimiyeti meselesi, Moğolların bölgeye gelişlerine kadar devam etti221. Suriye’de bulunan Eyyubî devletçikleri kısa süre sonra Moğol tabiyetini tanımak zorunda kaldılar.