• Sonuç bulunamadı

B. E VLİLİK D IŞI B ERABERLİKLER VE A LTERNATİF Y AŞAM T ARZI

3. Evlilik Dışı Beraberliğin Sonuçları

Hukuk sistemlerinin evlenmede resmi bir şekil aramasının nedeni evliliğe hukuki sonuçlar bağlanmasıdır. Esasen bu sonuçlarla birlikte, eşlere de çeşitlik yükümlülükler getirmişlerdir. Genel olarak, geçerli bir evlenme akdi olmadığı takdirde, karı koca gibi birlikte yaşayanların o ülke medeni kanun düzenlemelerinde resmi evlilikler için öngörülen haklardan yararlanmaları mümkün değildir. Esasen bu tür birliktelikler de yine yasal manada eşlerin birbirlerine karşı bir yükümlülükleri de bulunmamaktadır. Ne var ki, toplumsal yapıya bağlı olarak, sözgelimi ülkemizde özellikle dini nikâhın yaygın olması nedeniyle, başta bu evlilik dışı beraberliklerden doğan çocuklar olmak üzere kimi konularda evlilik dışı beraberliklere belirli hukuki sonuçlar tanınması zorunluluğu ortaya çıkmıştır576. Öyle ki, kimi hukuk sistemleri bu beraberliklerin belirli bir süre devam etmesi ile beraberliğin evlilik olarak kabulünü öngörmüştür. Sözgelimi, Yeni Zelanda’da, bir evlilik dışı beraberlik fiilen en az üç yıl sürmüş ise evliliğin tüm hak ve yükümlülükleri bu ilişkilere de uygulanmaktadır577.

aa) Tamamlanmamış (Potansiyel) Evliliklerin Hukuki Sonuçları

Evlenmeye doğru atılan adımlar olan sözlenme ve nişan sürecinin evlilik dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde, bu ilişkilere çeşitli sonuçlar bağlanmaktadır. Potansiyel bir evliliğin bu aşamalarının, özellikle nedensiz olarak sonlandırması diğer taraf için haklı bir beklenti olan evlenmenin gerçekleşmemesi çocuklar ile mal rejimlerine ilişkin sorunların hallinde nişanlanma hükümlerinin yetersiz kalacağı açıktır.

575

HATEMİ, Hüseyin: Hukuka ve Ahlaka Aykırılık Kavramı ve Sonuçları, Sulhi Garan Matbaası, İstanbul 1976, s.383–384; ÜSKÜL ENGİN, s.305.

576

ÜSKÜL ENGİN, s.304. 577

nedeniyle en azından üzüntü verici olacaktır. İşte yasa koyucular potansiyel evlilik olarak nitelendirilen bu duruma sonuçlar bağlamaktadır ki, bu tamamen Kanun’dan kaynaklanan bir durumdur. Bu cümleden olarak hukuk sistemimizde nişanın bozulmasına hukuki sonuçlar bağlanmıştır.

ABD’de de evlilik öncesi bir süre birlikte yaşama döneminde edinilen mallar davaya konu olmuştur. Gerçekten taraflara evlenmeden önce bir süre birlikte yaşamışlar ve sonra evlenmişleridir. Bir kısım mallar ise bu birilikte yaşama döneminde elde edilmiş ve tarafların ayrılıkları döneminde bu mallar da, tıpkı evlilik malları gibi davaya konu olmuş, Washington Yüksek Mahkemesi (Washington Supreme Court) bu malların da adil bir şekilde dağıtılması gerektiğine karar vermiştir578. Karara dikkat edildiğinde, evliliğin henüz tamamlanmadığı dönemde birlikte yaşama söz konusu olup, aslında bu dönemde edinilen mallar evlilik döneminde edinilen mallar olarak kabul edilemez. Mahkeme bu beraberliği nişandan da ayırmıştır.

aaa) Nişanın Bozulması Nedeniyle Tamamlanmamış Evliliklerde

Nişanlanma evlenme sözleşmesi yapmak üzere bir erkekle bir kadının anlaşmasıdır579. Kanun da, “nişanlanma evlenme vaadiyle olur” (TMK, m. 118) demek suretiyle nişanlanmanın niteliği açıklanmıştır580.

Nişan581 aslında bir evlilik dışı beraberlik şekli değildir. Evliliğe bir adım olup, potansiyel bir evlilikten söz edilebilir. Nişanlanma hukuki niteliği itibariyle bir sözleşmedir. Ancak, bu niteliğine rağmen, tarafları bu sözleşmeyi ifaya, yani evlenemeye zorlama hakkı vermez582. Konuya ilişkin ülkemiz düzenlemesinde; “nişanlılık evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez” (TMK, m. 119/1) şeklinde ifade edilmiştir. Bu nedenledir ki, taraflardan birisi her zaman için nişanı tek taraflı

578

Washington Supreme Court, Marriage of Lindsey, 678 P.2d 328, 330-31 (1984). 579

DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 17. 580

Bu konuda bkz. BAŞPINAR, Veysel, “Türk Medeni Kanunu ile Aile Hukuku Önerilerimiz” AÜHFD, C. 52, sayı 3, 2003, s. 79.

581

Nişan kelimesi Farsça kökenli olup, kelime anlamı itibariyle “alâmet”, “eser”, “iz” anlamlarına gelir ve evlenmesi kararlaştırılan erkek ve kızın taktıkları yüzük ya da yüzük takmak için yapılan merasimi ifade etmek için kullanılır. Bkz. DOĞAN, Türkçe Sözlük, s. 854.

582

olarak bozabilir583. Nişanın bozulması haklı ya da haksız nedenle olabilir584. Bütün bu hallere öğreti ve uygulamada ayrı isimler verilmemiş olup, “nişanı bozma” olarak adlandırılmaktadır585.

Türk hukuk sisteminde nişanın bozulmasına hukuki sonuçlar öngörülmüştür. Karşılaştırmalı hukukta da nişanın bozulmasına hukuki sonuçlar tanınmaktadır. ABD’de bazı eyaletlerde, nişanın (promise to marry) bozulması halinde diğer tarafa nişanın bozulması nedeniyle çeşitli istemler için dava hakkı tanınmıştır.586Portekiz’de Medeni Kanun (Civil Code)nişanın haklı bir nedene dayanmaksızın bozulması halinde, nişanı bozan taraf, diğer taraf ile onun anne babasının ve üçüncü kişilerin masraflarını ödemek zorundadır587. İskoçya’da ise 1984 yılında yapılan hukuk reformu ile nişanın bozulması halinde taraflara tazminat gibi akçalı konularda hak tanınmamıştır588.

Nişanın evlenme dışındaki hallede sona ermesi durumunda Türk hukukunda

583

Nişan normal olarak tarafların evlenmesi ile sonuçlandığında bir uyuşmazlık yaşanmaz. Bkz. ÖZESE, Hasan Hüseyin:Nişanlılık İlişkisinin Sona Ermesi ve Sona Ermenin Hukuki Sonuçları (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1988, s. 11; HATEMİ/SEROZAN, 49.

584

Nişanın bozulmasının haklı olup olmadığını hakim çeşitli kriterleri göz önünde bulundurarak takdir edecektir. Bkz. ÖZTAN, Aile Hukuku, s. 61; Mesela nişanlılardan birisinin bir üçüncü kişi ile evlenmesi ile de nişanlılık ilişkisi sona ermiş olur. Artık bu durumda üçüncü kişi ile evlenen nişanlı taraf, nişanı haksız olarak bozmuş olur. Bkz. DURAL / ÖĞÜZ / GÜMÜZ, s. 32; Nişanlılardan birisinin ölümü halinde nişanlılık ilişkisi son bulur. Bkz. TEKİNAY, Selahattin Sulhi: Türk Aile Hukuku, 5. B. Beta Yay, İstanbul 1984, s. 25; HATEMİ/SEROZAN, s. 49; Ölüm karinesi kişi gerçekten ölmüş gibi sonuçlar doğuracağından, ölüm karinesi gerçekleşmiş ise nişanlılık kendiliğinden sona erer. Bkz. GENÇCAN, Ömer Uğur: “4721 sayılı Türk Medeni Kanununa Göre Nişanlılık”, Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi, Sayı: 119, 15 Ağustos 2003, s. 8; Nişanlılık bir sözleşme olduğuna göre, tarafların anlaşması ile de nişanlılık sona erdirilebilir. Bkz. VELİDEDEOĞLU, Hıfzı Veldet:Türk Medeni Hukuku, C. II, Aile Hukuku, 2. B, İstanbul Matbaacılık, İstanbul 1950, s.30; Nişanlanma gerçekleştikten sonra tarafların iradeleri dışında bir evlenme engeli ortaya çıkarsa nişanlılık ilişkisi sona erer. Bkz. KÖPRÜLÜ, Bülent / KANETİ, Selim:Aile Hukuku, Özdem Kardeşler Matbaası, İstanbul 1985, s. 56; VELİDEDEOĞLU, s. 30.

585

ÖZTAN,Aile Hukuku, s. 57; DURAL / ÖĞÜZ / GÜMÜŞ, s. 33; KÖPRÜLÜ / KANETİ, s. 57. 586

ABD’de yılda 100.000 nişanın bozulduğu belirtilmektedir. Nişan çoğu zaman taraflara oldukça pahalıya mal olmaktadır. Yapılan hazırlıklar ve tutulan mekânlar büyük rakamlara mal olmakta gerek bu açıdan maddi nedenlerle gerekse de salt nişanın bozulması ile tazminat davası yoluna gidilmektedir. Bkz. STATSKY, s. 104–105.

587

CARTWRIGHT, John /HESSELINK, Martijn (Ed.): Precontractual Liability in European Private Law,Cambridge University Press, New York 2008, s.154.

588

İskoçya’da nişanla ilgili başka sorunların ise (sözgelimi evlenme beklentisi ile ortak ev alınması gibi) genel hükümlere göre çözülmesi kabul edilmiştir. Bkz. CARTWRIGHT/ HESSELINK, s. 155.

bağlanan hukuki sonuçlar bu dönemde doğan çocuklar, tazminat ve hediyeler yönündendir. Belirtmek gerekir ki nişana ilişkin bu sonuçlar kanundan kaynaklanan hususlardır.

Nişanlılık evlenme ile sona ermişse nişanlılık döneminde doğan çocuklar başka bir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden sahih nesepli çocuk haline gelir. Nitekim Kanun’da;“ Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur” (TMK m. 292) şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Belirtmek gerekir ki şayet nişanlılık evlenme ile sonlanmamış ise normal usul gereği bu sırada doğan çocuklar ancak bir babalık davası sonucu yada tanıma ile (TMK m. 282/2) baba ile soybağı kurulur.

TMK 120/1 maddesinde “nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralı çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür” denmek suretiyle nişanın bozulması halinde maddi tazminat öngörülmüştür. Madde metninde de açıkça anlaşılacağı üzere, maddi tazminat nişanlılığın sona ermesi hallerinden sadece nişanın, nişanlılardan biri tarafından haksız ya da diğer nişanlının kusuruna dayanarak589 bozulması halinde gündeme gelmektedir590. Yasada, maddi tazminatın konusu evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve katlanılan fedakârlıklar olarak belirtilmiştir (TMK, m. 120/1). Burada tazmini gerekli maddi zarar nişanlılık yüzünden uğranılan ve şayet nişanlılık ilişkisine girilmemiş olsaydı hangi masraflar yapılmayacak idiyse, bu türden harcama kalemlerinin oluşturacağı menfi zararın591 nişanın bozulması halinde istenebileceği

589

Nişanın bozulmasında haklı sebep yukarıdan da açıklandığı üzere tarafların sosyal durumları, eğitimleri, çevre ve gelenekler göz önüne alınarak hâkim tarafından takdir edilecektir. Bkz. GÜRSEL, Nurettin: “Nişanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat ve Nişan Hediyelerinin – Ağırlığın – Geri Verilmesi” Adalet Dergisi, Y. 54, Ocak – Şubat 1963, s. 19. 590

DURAL / ÖĞÜZ / GÜMÜŞ, s. 37. 591

Nişanın bozulması halinde sadece menfi zararın istenebileceği esası kabul edilmekte olup müspet zarar kapsam dışında tutulmaktadır. Bkz. HATEMİ / SEROZAN, s. 52; TEKİNAY,Türk Aile

kabul edilmektedir592.

Evlenmenin gerçekleşmemesi nedeniyle nişanın bozulmasında istenebilecek başka bir tazminat şekli manevi tazminattır593. Medeni Kanunda nişanın bozulması halinde manevi tazminat istenebileceği açıkça kabul edilmiştir594. Kuşkusuz manevi tazminat için bir takım şartlar gerekmekte olup, bu çalışmanın sınırı bakımından ayrıntıya girmiyoruz595.

Nişanlılık evlenme dışındaki bir nedenle sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları

592

SCHWARZ, Andreas B.:Aile Hukuku I, 2. B, (Çev. Bülent DAVRAN), İsmail Akgün Matbaası, İstanbul 1946, s. 48; KILIÇOĞLU, Ahmet: Medeni Hukuk, Turhan Kitabevi, Ankara 2004, s. 246–247; Buraya her şeyden önce, alınan eşyalar, ileride oturulacağı inancıyla kiralanan ev, bastırılan davetiyeler, nişanlının talebi ile işini terk etme nedeniyle uğranılan zarar bu kapsamdadır. Bkz. ÖZTAN,Aile Hukuku,s 83-84; Bu yöndeki düşünce için bkz.TEKİNAY, Türk

Aile Hukuku, s. 45; Evlenmenin gerçekleşmesine güvenerek tertip-düzenleme, kiralama, satın

alma ve bunlara benzer nedenlerle yapılan giderlerde zarar kavramı içindedir. Bkz. HATEMİ/SEROZAN, s. 52; TEKİNAY, Türk Aile Hukuku, s. 44; KÖPRULÜ/KANETİ, s. 59; Daha birçok kavram maddi zarar içine girebilir. Sözgelimi, möble satın alınması, balayı gezisi için yapılan hazırlıklar, boya-badana masrafları, evlenme amacıyla yapılan masraflar nişanda maddi tazminat olarak istenilebilir. Bkz. DURAL / ÖĞÜZ / GÜMÜŞ, s. 38; Yasada maddi tazminatın kapsamı ve şartları değerlendirildikten sonra “aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır” denilmek (TMK m. 120/1 son cümle) suretiyle nişanlılık icabı yapılan masraflar (çiçek, pasta, gezinti ve ziyaret giderleri) da istenebilecektir. Bkz. DURAL / ÖĞÜZ / GÜMÜŞ, s. 39; Bu konuda şu hususa da vurgu yapmak gerekir ki, aile kurma amacıyla yola çıkıldığına göre, evlenmenin gerçekleşeceği düşüncesiyle yapılan harcamaların, aynı zamanda dürüstlük kuralı çerçevesinde yapılmış olması da gerekir. Bkz. TMK’nın 120 maddesinde açıkça dürüstlük kuralından bahsedilmiştir. Burada özel olarak düzenlenmemiş olsa bile TMK m. 2’de düzenlenen dürüstlük kuralı aslında özel hukukun bütün alanlarında geçerlidir. Bkz. AYAN, Medeni Hukuka

Giriş, s.164; Gerçekten maddede böyle bir düzenlemeye gidilmemiş olsaydı bile, TMK m. 2’deki

dürüstlük kuralı göz önünde bulundurulacaktı. O halde maddedeki (m. 120) dürüstlük kuralından ne anlaşılmalıdır? Nişanlıların sosyal ve mali durumları göz önünde tutulduğunda masraflar o düzeydekiler için normal sayılabilecek ölçüde ise dürüstlük kuralına uygun demektir. Bkz. ÖZTAN,Aile Hukuku, s. 83; Hâkim masrafların dürüstlük kuralı çerçevesinde olup olmadığını takdir ederken tarafların sosyal ve mali durumları yanında yöresel adetler, aile gelenekleri gibi unsurları da göz önünde bulundurur. Bkz. DURAL / ÖĞÜZ / GÜMÜŞ, s. 39.

593

SİRMEN, Lale: “Nişanın Bozulmasında Manevi Tazminat”, Ankara Hukuk Fakültesi Ellinci Yıl Armağanı, C. I, AÜHF Yay, s. 359.

594

“Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir” (TMK m. 121)” şeklinde manevi tazminatın kapsam ve şartları düzenlenmiştir; Toplum yapımız dikkate alındığında nişan bozmanın, çoğu zaman sosyal çevreye göre değerlendirildiğinde diğer nişanlının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyabilir ve diğer nişanlıda ruhsal bir çöküntüye yol açabilir. Nişanlının böylelikle manevi bir zarara uğramasına yol açtığı söylenebilir.

595

Sözgelimi, manevi tazminat istenebilmesi için nişanlılık ilişkisinin tek taraflı bozulmuş olması gerekir. Ayrıntı için bkz. İNAN, s. 190; DURAL / ÖĞÜZ / GÜMÜŞ, s. 42; ÖZTAN, Aile

Hukuku, s. 87; Nişanın bozulmasında diğer önemli bir şart ise kişilik haklarına bir saldırının

varlığıdır. Bkz. ZEVKLİLER, Aydın: Medeni Hukuk: Giriş ve Başlangıç Hükümleri, Kişiler Hukuku, Aile Hukuku, 2. B. Savaş Yay., Ankara 1989, s.741; KÖPRÜLÜ/ KANETİ, s. 61; VELİDEDEOĞLU, s. 36.

alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir (TMK m. 122)596. Hukukumuzda nişanlılık dışında, evlilik dışı beraberlikler, birlikte yaşama nedeniyle verilen hediyeler TMK m.122 gereği geri istenemez. Hatta bu gibi hallerde TMK’nun 122. maddesinin kıyasen dahi uygulanması mümkün değildir. Yargıtay da çeşitli kararlarında bu hususu vurgulamıştır597.

bbb) Ölüm ve Diğer Nedenlerle Tamamlanamayan Evliliklerde

Resmi nikâh akdinin başta ölüm olmak üzere, şu ya da bu şekilde tamamlanamaması halinde ilişkiye hukuki sonuçlar bağlanıp bağlanamayacağı konusu da tartışmalıdır. Kuşkusuz bu halde çocukların soybağı konusunda biyolojik baba ile soybağı kurulduğu sürece bu çocuklar evlilik içi çocuklar ile aynı haklara sahip olacaktır. Eşlerin durumu ise tartışmalı olup bizim hukuk sistemimizde genelde eşlere resmi evli eşlerdekine benzer haklar tanınmamaktadır. Ancak uygulamada kimi hallerde bu durumun yumuşatıldığı görülmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında, ölüm nedeniyle evliliğin tamamlanamaması nedeniyle sağ kalan kadının kamu davasına katılma isteğinin

596

Kanundaki bu düzenleme özel bir düzenlemedir. Gerçekten, nişanlanmanın sağladığı yakınlıkla taraflar birbirlerine çoğu zaman karşı tarafı sevindirmek amacıyla hediyeler verirler. Nişanlılığın sona ermesi halinde bu hediyelerin durumu tartışmalı olabilir. Zira nişanın evlilik dışında bir nedenle sona ermesi halinde, hediyeler bağış hükümlerine (BK. m.295 / eski BK m. 244) göre geri istenemeyebilecektir. Bu nedenle Kanun’da bu tartışmalara yol açmamak üzere hediyelerin geri verilmesi özel olarak düzenlenmiştir. Bkz. DURAL/ ÖĞÜZ /GÜMÜŞ, s. 45; İadesi gereken hediyeler nişanlılık dolayısıyla verilmiş hediyeler olmalıdır. Bkz. KOÇ, Nevzat:Türk – İsviçre Hukukunda Nişanlanma Sözleşmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Yay., İzmir 2002, s.133. 597

Olayda davacı, diş hekimi olduğunu, davalının 1997–2000 yılları arasında yanında yardımcı eleman olarak çalıştığını, aralarında duygusal yakınlık meydana geldiğini, 2001 yılında nişanlandıklarını, 13.000.000.000TL ödeyerek davalı adına mesken satın aldığını, davalının daha sonra nişan yüzüğünü atarak ayrıldığını, sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek mesken tapusunun iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde ev bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece nişanın bozulması, evlenmenin gerçekleşmemesi ev ve tadilat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay; “ Davacı ile davalı bir araya gelerek iki sene karı koca gibi yaşadıkları, daha sonra geçinemeyerek ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Tarafların iki sene nikâhsız yaşamaları bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir”demek suretiyle, orta yerde bir nişanlanma olmadığına vurgu yapmış, uyuşmazlığın nişana ilişkin hükümler uyarınca çözülemeyeceğini belirtmiş; devamla, “bu nedenle davacının davalıya verdiği 9.750.000.000 TL.nin ve yaptığı harcamaların meşru olmayan bir maksadın istihsali için verilmiş bir paradan ibaret olduğunu kabul zarureti vardır. BK.nun 65.maddesine göre gayri ahlaki bir amacı sağlamak için verilen şeylerin geri alınması mümkün değildir. Nişanın bozulmasında hediyelerin iadesi ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek davanın kısmen kabulünde isabet yoktur” demek suretiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.Yrg. 3. HD., 24.04.206, 355/6349 (Yayınlanmamıştır).

kabulü gerektiğini vurgulamıştır. Anılan kararda; tarafların nişanlı olup geleneksel düğün törenini bile yaptıklarını, kadının evlilik hazırlığında bulunduğu müstakbel eşini kaybetmesi nedeniyle haklı bir çıkarının zedelendiğini, olaya neden olan sanığın cezalandırılması yönünde psikolojik bir beklenti içine girdiğinin tartışmasız kabulü gerektiğini, müdahale talebinde bulunan ile müteveffa ile arasında var olan ve hukuken koruma altında bulunan nişanlılık statüsü gereğince, bu suçtan doğrudan zarar görmüş bulunduğundan, suçtan zarar gören sıfatıyla kamu davasına katılmasına yasal bir engel bulunmadığını belirtilmiştir598.

bb) İradi Evlilik Dışı Beraberliklerin Hukuki Sonuçları aaa) Beraberliğe Statü Tanınması

Evlilik dışı beraberlikler aslında fiili bir durumdur. Bu fiili durumdan hareket eden anlayış, serbest bir birleşme ile evlilik arasındaki ilişkiyi zilyetlik – mülkiyet arasındaki ilişkiye benzemektedirler. Kanun koyucu nasıl ki zilyetliğe599 hukuki

598

“... Haydar’ın, …trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle, sanık Yılmaz hakkında açılan kamu davasında, ölenden bebek bekleyen Döndü’nün suçtan zarar gördüğünden bahisle vekilince katılma isteminde bulunulmuş, Yerel Mahkemece, diğer başvuranların katılma istemleriyle ilgili olarak 22.l2.2005 tarihli oturumda olumlu karar verildiği halde, Döndü’nün istemiyle ilgili bir karar verilmemiş, istemde bulunan vekili bu kez 16.01.2006 tarihli dilekçe ile Döndü ile Haydar’ın nişan …törenlerinin yapıldığını, resmi nikah hazırlığında iken bu kazanın meydana geldiğini, Döndü’nün hamile olduğunu, doğacak çocuğun babasının ölümü ve nişanlılık hukuku nedeniyle suçtan zarar gören olarak kendisi ve doğacak çocuğu için davaya katılma isteğinini yinelemiş, …yukarıda belirtilen bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere, katılma isteminde bulunan Döndü ile Haydar geleneksel evlilik törenini yapıp, resmi nikâh hazırlığında iken 22.11.2005 tarihinde meydana gelen kazada Haydar ölmüştür. Bu somut olayda nişanlılık evresinde nişanlısı ölen ve ondan bebek bekleyen Döndü’nün olay nedeniyle, evlilik hazırlığında bulunduğu müstakbel eşini kaybetmesinde haklı bir çıkarının zedelendiği, hukuken korunması gereken ciddi bir üzüntüye düştüğü ve bu olaya neden olan sanığın cezalandırılması yönünde psikolojik bir beklenti içine girdiği tartışmasız kabulü gereken bir olgudur. İster haklı çıkar ölçütü, isterse psikolojik faktörler ölçütü nazar alınsın, Döndü, müteveffa ile arasında var olan ve hukuken koruma altında bulunan nişanlılık statüsü gereğince bu suçtan doğrudan zarar görmüş bulunduğundan, suçtan zarar gören sıfatıyla kamu davasına katılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır...”Yrg. CGK, T. 15.07.2008, E. 2008/9-95, K. 2008/195; Muhalif üyelerden O. Koçak “Bu tür bir kararın gayri resmi evliliklere hukukilik tanımak olacağı, bunun da laik hukuk sistemine, dolayısıyla da Medeni Kanuna göre tasvip edilemeyeceğinden, gayri resmi eşin asaleten müdahillik hakkı olmadığından itirazın kabulü gerektiği” düşüncesiyle çoğunluğun kararına katılmamıştır.

599

Zilyetlik eşya üzerindeki fiili hâkimiyeti ifade etmekte olup, gerisinde bir hak bulunsun veya bulunmasın eşya üzerinde maddi anlamda bir etkide bulunma yetkisi vermektedir. Bu nedenle mülkiyetten ayrı bir hak olarak kabul edilmekte ve kendisine hukuki sonuçlar bağlanmaktadır. Sözgelimi, başkasına ait bir bisikleti çalan hırsız bisikletini zilyedidir. Bkz. ÜNAL, Mehmet:Şekli Eşya Hukuku, Savaş yay, Ankara 1989, s.48–49.

sonuçlar bağlamışsa600 benzer şekilde nikâhsız beraberliklere de pozitif hukuk içinde yer verilmesi gerektiği savunulmaktadır601. ABD’de birçok Eyaletin evlilik dışı beraberliklerde eşlerin, mal rejimlerinin tasfiyesi ve diğer konularda evlilikte olduğuna benzer haklarını tanıdığı görülmektedir602. ABD de bu gün için, evlilik dışı beraberliklerin oldukça yaygın olduğunu ve toplumca da büyük oranda kabul gördüğünü söylemek gerekir603. Gerçekten evlilik dışı beraberliğe statü tanınması (Cohabitants Rights Based on Status) meselesi ABD’nin kimi eyaletlerinde “evlilik benzeri” (quasi-marital) olarak kabul edilmekte ve iki ayrı tipte uygulanmaktadır. Bunlardan birisi aslında hukuken geçersiz evliliklerin (meretricious relationships) adil olmayan sonuçları için geliştirilmiş bir çözümdür. “Creasman karinesi”