• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURAMSAL ÇERÇEVE

1.2. Bakım Kavramı

1.2.1. Evde Bakım Hizmetinin Tanımı, Kapsamı ve Türleri

Yeryüzünde değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla, her canlı değişime açık olmak durumundadır. Değişmeye ayak uyduramayan canlıların yaşamlarının bir döneminde yalnızlık ve dışlanma yaşamaları kaçınılmaz olarak görülmektedir. Yaşlı bireylerin yaşadıkları ailenin, çevrenin ve

toplumun geçirdiği farklı değişim süreçlerine uyum sağlayabilmeleri beklenmektedir. Ancak yaşlı nüfus grubu topluma uyum sağlamalarında bio-psiko-sosyal yönden desteklenmesi ve büyük ölçüde gereksinim duyan bir gruptur. Bireylerin, özellikle de belli yaş döneminde olan bireylerin, alışkanlıklarını değiştirmeleri, yeniliklere uyum sağlamaları, teknolojik gelişmelere ayak uydurmaları vb. davranışları gerçekleştirebilmeleri her zaman beklenilen düzeyde olmayabilir. Tüm bu faktörlerden hareketle 65 yaş üstü bireylere yönelik farklı hizmet türlerine duyulan gereksinim göze çarpmaktadır (Çamur Duyan ve Önal Dölek, 2013: 97). Evde bakım hizmeti yaşlılara yönelik sunulan en yaygın hizmet modellerinden biridir.

Sosyal çalışma sözlüğünde (Tomanbay 1999: 85-86) evde bakım kavramı ; “bakıma muhtaç çiftlere, yalnız yaşamayı seçmiş yaşlılara, özürlülere ya da yalnız yaşamak zorunda olan (bulaşıcı hastalık vb. nedenlerle) ya da evde yatalak yaşayan hastalara, yıkanma, barınma, sağlık bakımı, beslenme, iletişim, kültür vb. gibi her türlü bireysel ve toplumsal gereksinimlerinin eve giden sosyal yardım ve sosyal hizmet elemanları tarafından, yaşamının yaşamak istediği atmosferde sağlanması, sunulması” olarak tanımlanmıştır. Barker (1999: 217)’e göre evde bakım, müracatçılara kendi evlerinde sağlık bakımı, ev idaresi ve sosyal hizmetlerin sunulmasıdır. Güven ve Hazer (1998: 60-65)’e göre ise; bu kapsamda verilen hizmetler “evde kişisel bakım, evde öğün hazırlama, bireylerin tek oldukları zamanlarda gerçekleştiremeyeceği ağır işler, kişisel acil müdahale, ulaşım, arkadaşlık, beslenme desteği, finansal danışmanlık, ruh sağlığı, eğitim, rehabilitasyon, infüzyon/onkoloji ve yara bakımı gibi uygulamalar” şeklinde sıralanmaktadır.

Evde bakım hizmetleri, kronik olan hasta ve yaşlılara, yeni doğum yapan annelerden kısa süreli hemşirelik hizmetlerine gereksinim duyan hastalara, aşılama ve laboratuvar tetkikleri gibi hizmetleri evinde veya işyerinde almak isteyen hastalara kadar çok geniş bir yelpazede ihtiyaç sahiplerine hizmet etmektedir (www.ailehekimligi.gov.tr: 13.01.2016).

Evde bakım hizmeti görüldüğü üzere, sadece yaşlı ve engelli olan bireyleri kapsamamaktadır. Ayrıca, evde bakım hizmeti disiplinlerarası kolektif bir çalışmayı ve geniş kapsamlı hizmet sunumunu içeren bir bakım türü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Evde bakım hizmetinin yöneldiği yaş grupları, ağırlıklı olarak 65 yaş ve üzerindeki kronik ve uzun süreli bakımı gerektiren yaşlı hastalardır. Bunlara ek olarak kronik hastalığı olan her yaş grubu, bebek ve çocuklar da bu hizmetten faydalanabilmektedir. Ayrıca terminal dönemdeki kanserli ya da hastalığı ilerlemiş ve tedavisi olanaksız yetişkin ve çocuk hastaların yaşamın son dönemlerini daha onurlu, saygın ve sevgi dolu geçirebilmeleri için verilen bir hizmet modelidir. 1998 yılında, evde bakım hizmeti alanların Avusturya’da %83’ünü, Almanya’da %83’ünü, ABD’de %63’ünü 65 yaş ve üzerindeki yaşlı bireyler oluşturmaktadır (Karahan ve Güven, 2002: 156-158).

Evde bakım hizmeti özelliği gereği üç açıdan kategorize edilmektedir. İlk olarak, evde bakım sadece tıbbi hizmetlerin verilmesi değil, aynı zamanda bireyin ihtiyaç duyabileceği tüm sosyal hizmet faaliyetlerini kapsamaktadır. İkinci olarak, evde bakım kısa süreli ve uzun süreli olarak sunulmaktadır ve bu uygulamalar kendi içinde hizmet kapsamları açısından farklılıklar taşımaktadır. Kısa süreli bakım hizmetleri, tıbbi ağırlıklıdır genel olarak 30 gün ile sınırlandırılmıştır ve çoğunlukla hastane sonrası nekahat döneminde verilmektedir. Uzun süreli evde bakım hizmetleri ise, hem sosyal hizmet kapsamında verilen bakımı, hem de tıbbi bakımı kapsamaktadır. Bu bakımın sosyal yönü daha ağırlıklıdır ve 6 aydan daha fazla bakım gereksinimi olan bireyler faydalanabilmektedir. Son olarak ise; farklı meslek dallarındaki uzman ya da yarı uzman kişilerin verdikleri evde bakım ( formal care) ile aile bireyleri tarafından verilen (informal care) evde bakımdır (Yılmaz vd., 2010: 127).

Evde bakım hizmeti, sadece yaşlılara yönelik bir hizmet olmayıp bunun yanında bedensel, sosyal ve duygusal yönden gereksinimi olan kişi ya da ailelere koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici hizmetlerin sürekli olarak sunulmasını amaçlayan bir modeldir. Evde bakım hizmetleri, hastaların evde bakımı (çocuk, gebe, kronik hastalığı olanlar vb.), engellilerin evde bakımı, yaşlıların evde bakımı olmak üzere üç başlık altında toplanmaktadır. Evde bakım kapsamındaki hizmetler ise; profesyonel hizmetler (hemşirelik, fizyoterapi, sosyal hizmetler vb.), destek hizmetleri (ev temizliği, alışveriş, yemek pişirme, çamaşır yıkama vb.) ve araç-gereç hizmetleri (yürüteç), tekerlekli sandalye, özel yatak, bakım malzemeleri) olarak gruplandırılabilmektedir (Varlık, 2008: 43-53).

Evde bakım hizmetlerinin temel mantığını tanımlarlarken “güçlendirmek, “kolaylaştırmak” ve “yükseltmek” terimleri kullanılabilir. Güçlendirme aile merkezli hizmetin kalbini ve ruhunu temsil eden bir terim olarak kabul görmektedir. Güçlendirmek, kişinin ya da ailenin kendi hedeflerini tanımlamasının ve kendi kararlarını almasının sağlanmasıdır. Güçlendirme tanımında üç temel yeti önem kazanmaktadır. Bunlar gereksinim duyulan kaynaklara ulaşabilme ve onları kontrol edebilmenin sağlanması, karar verme ve problem çözme ile kaynakları temin etmek amacıyla diğer insanlarla iletişim kurabilme davranışlarının kazanılmasıdır. Kolaylaştırmak, ailenin kendi kendisine faaliyette bulunmasını kolaylaştıracak kaynakları bulmasında ona yardımcı olmak anlamına gelmektedir. Yükseltmek kavramı ise, halihazırda mevcut olan güçlerin üzerinde yapılanmanın sağlanmasını ifade etmektedir (Yılmaz vd., 2010: 130).

Özel ve gönüllü kuruluşların yanında sosyal hizmet birimleri tarafından verilen evde bakım hizmeti temelde bir ekip çalışmasını gerekli kılmaktadır.

Bu ekip içerisinde hekim, hemşire, sosyal hizmet uzmanı, diyetisyen, fizyoterapist, psikolog, ebe, çocuk gelişimci, vs. bulunmaktadır. Sosyal hizmet uzmanı bu hizmetin vaka yönetici vasfını yürüten ve psiko-sosyal yönleri üzerine odaklanan kişidir (Koşar, 1989: 95).

Temelde tıbbı ve psiko-sosyal hizmet yönü bulunan evde bakım hizmetinin uzun süreli – kısa süreli ve kurum ve bireysel (genellikle aile yanında) bakım planından oluştuğu ve bu bağlamda da çok yönlü düşünülmesi gereken bütüncül bir hizmet modeli olduğu çalışmamızın üzerinde durduğu birincil kısımlardan birini oluşturmaktadır. Yaşlı bireyler açısından evde bakım hizmetinin sosyal bakım yönünden faydalanmak da oldukça büyük önem taşımaktadır. Fakat sunulan hizmet modelinin sosyal bakım ayağı uygulamada yetersiz kalmaktadır.

Sosyal bakım hizmetlerinde yaşlılık, engellilik veya yeti kaybı sonucunda, depresyon, anksiyete, ölüm korkusu gibi psikolojik, ya da, sosyal ve duygusal izolasyon, yalnızlık gibi sosyal sorunların varlığı kritik değerler taşımaktadır. Sunulan sosyal bakım hizmeti ile psiko-sosyal danışmanlık ve rehberlik hizmeti verilmesi, motivasyonun arttırılması, duygusal boşalımın sağlanması, endişe ve kaygıların asgariye indirilmesi, aynı sorunu yaşayan bireylerle tedavi, serbest zaman

değerlendirme vb. gruplar oluşturulması ve sosyal entegrasyonun sağlanması amaçlanmaktadır (Danış 2005b:445-450; Danış 2008: 230-235).

Bu bağlamda gerek yaşlı ve engelli olan bireylerin gerekse de bakıcıların yaşadığı sorunların asgari değerlere indirgenmesi açısından bu hizmetlerin sunulması büyük önem taşımaktadır.