• Sonuç bulunamadı

Gümüşhane İlinde evde bakım hizmeti veren bireylerin bakım hizmetinden kaynaklanan güçlükler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gümüşhane İlinde evde bakım hizmeti veren bireylerin bakım hizmetinden kaynaklanan güçlükler"

Copied!
190
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GÜMÜŞHANE İLİNDE EVDE BAKIM HİZMETİ VEREN

BİREYLERİN BAKIM HİZMETİNDEN KAYNAKLANAN

GÜÇLÜKLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Ceylan SÜLÜ

Enstitü Anabilim Dalı: Sosyal Hizmet

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Mehmet Zafer DANIŞ

HAZİRAN - 2016

(2)
(3)
(4)

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR ... v

ŞEKİL LİSTESİ ... vi

GRAFİK LİSTESİ ... vii

TABLO LİSTESİ ... viii

ÖZET ... xi

SUMMARY ... xii

GİRİŞ ... 1

Araştırmanın Konusu ve Problemi ... 1

Araştırmanın Amacı ve Önemi ... 3

Araştırmanın Yöntemi ... 4

Araştırmanın Değişkenleri ... 6

Araştırmanın Evreni ... 6

Araştırmanın Örneklemi... 7

Süre ve Olanaklar ... 7

Verilerin Toplanması ... 7

Verilerin İşlenmesi ve Çözümlenmesi ... 8

Araştırmanın Etik Yönü ... 8

Araştırmanın Güvenilirlik ve Geçerliliği ... 8

Araştırmanın Sayıltıları ... 9

Araştırmanın Sınırlılıkları ... 10

BÖLÜM 1: KURAMSAL ÇERÇEVE ... 11

1.1.Yaşlanma ve Yaşlılık ... 11

1.1.1. 1935 Yılından 2075 Yılına Dair Öngörülen Nüfus Projeksiyonu... 13

1.1.2. Yaşlanma ... 15

1.1.3. Yaşlılık Döneminin Genel Özellikleri ... 16

1.1.4. Yaşlılık Döneminde Karşılaşılan Sorunlar ... 20

1.2. Bakım Kavramı ... 25

1.2.1. Evde Bakım Hizmetinin Tanımı, Kapsamı ve Türleri ... 27

(5)

1.2.2. Evde Bakım Uygulamasının Dünyadaki Tarihsel Gelişimi/ Süreci... 31

1.2.3. Evde Bakım Hizmetinin Türkiye’deki Tarihsel Süreci... 38

1.3. Türkiye’de Yaşlılara Yönelik Verilen Hizmetler ... 41

1.4. Dünyada Yaşlılara Yönelik Verilen Bakım ve Destek Hizmetleri ... 48

1.5. Ailenin Yapısal Dönüşümü ve Yaşlının Yeri ... 54

1.6. Ülkemizde Evde Bakım Hizmetlerine İlişkin Hukuksal Çerçeve ... 56

1.7. Evde Bakım Hizmetinin Gerekliliği ve Önemi ... 57

1.8. Yaşlıya Bakım Veren Bireylerin Özellikleri ... 61

1.8.1. Evde Bakım Hizmeti Sunan Bakıcıların Rol ve Görevleri ... 63

1.8.2. Bakım Verme Güçlüğü ... 65

1.9. Evde Bakım Hizmeti Sunan Aile Bireyi Bakıcıların Karşılaştıkları Sorunlar ... 66

1.9.1. Fiziksel Güçlükler ... 67

1.9.2. Ekonomik ve İş ile ilgili Güçlükler ... 68

1.9.3. Psiko-Sosyal Güçlükler ... 69

1.9.4. Manevi Güçlükler ... 70

1.10. Evde Bakım Uygulamasında Sosyal Hizmet Uzmanın Rolü ve Önemi ... 72

Sorumlulukları ... 74

BÖLÜM 2: BULGULAR VE YORUM ... 77

2.1. Demografik Durum ... 77

2.1.1. Cinsiyet ... 77

2.1.2. Yaş ... 79

2.1.3. Medeni Durum ... 80

2.1.4. Eğitim Durumu ... 81

2.1.5. Meslek Dağılımları ... 82

2.1.6. Çocuk Sayısı ... 83

2.2. Genel Ekonomik Durum ... 84

2.2.1. Sosyal Güvence ... 85

2.2.2. Gelir Durumu ... 86

2.2.3. Gelir Kaynakları ... 87

2.2.4. Risk Durumundaki Gelirleri ... 88

2.2.5. Ev Sahibi Olma Durumu ... 89

(6)

2.3. Genel Sağlık Durumu ... 89

2.3.1. Sağlık Problemi Yaşama Durumu ... 90

2.3.2. İlaç Kullanma Durumu ... 90

2.3.3. Duyu ve/veya Hareket Kaybı Yaşama Durumu ... 91

2.3.4. Görme Kaybı Yaşama Durumu ... 91

2.3.5. İşitme Kaybı Yaşama Durumu ... 92

2.3.6. Uyku Kalitesi ... 92

2.3.7. Genel Sağlık ... 93

2.4. Sosyal İlişkileri ve Serbest Zamanlarını Değerlendirme Durumu ... 94

2.4.1. Sosyal Yönden Değerlendirme ... 94

2.4.2. Serbest Zaman Değerlendirme ... 95

2.4.3. Sosyo-Kültürel Etkinliklere Katılım ... 96

2.4.4. Sportif Etkinliklere Katılım ... 97

2.4.5. Sahip Olduğu Hobiler ... 98

2.5. Bakım Hizmeti Veren Bireylerin Yaşlılar ve Yaşlılık Dönemi Hakkındaki Düşünceleri ... 99

2.5.1. Yaşlılara Davranış Görüşleri ... 99

2.5.2. Yaşlılık Hakkındaki Görüşleri ... 100

2.5.3. Yaşlıya Bakım Yılı ... 101

2.5.4. Yaşlıya Bakma Nedenleri ... 102

2.6. Bakım Hizmeti Veren Bireylerin Yaşlısına Bakılma Durumu ... 103

2.6.1. Bakılma Durumu ... 103

2.6.2. Yaşlıya Kimlerin Baktığı ... 104

2.6.3. Yardımcıya Sahip Olma Durumu ... 105

2.6.4. Yardımcıya Olan İhtiyaçları ... 105

2.6.5. Yaşlı Bakımı Konusunda Bilgi Durumu ... 106

2.6.6. Eğitim Durumu ... 106

2.6.7. Eğitime İhtiyaç Duyma Durumu ... 107

2.7. Yaşadıkları Sorunlar... 108

2.7.1. İletişim Sıkıntısı Yaşama Durumu ... 108

2.7.2. Maddi Güçlük Yaşama Durumu ... 108

(7)

2.7.3. Psikolojik, Sosyal, Ailevi, Bedensel ve Ekonomik Değişkenlere Göre

Yaşamlarının Olumsuz Yönde Etkilenme Durumu ... 109

2.7.4. Sağlık Kontrolü Yaptırmalarına Engel Olma Durumu ... 113

2.7.5. Yaşlı Bakımı Konusunda Yeterlilik Durumu ... 113

2.7.6. Bakım Hizmetinden Dolayı Yaşadıkları Güçlükler ... 114

2.8. Bakım Hizmeti Verenlerin Yaşlı Bakımına İlişkin Görüş ve Önerileri ... 115

2.8.1. Yoğun Derecede Bakıma İhtiyacı Olmayan Yaşlı İçin En Uygun Bakım Yöntemi Hakkındaki Düşünceleri ... 116

2.8.2. Gündüz Bakımevlerine İlişkin Düşünceleri ... 117

2.8.3. Kurum Bakımı Hakkında Düşünceleri ... 117

2.8.4. Diğer Hizmetlere Gereksinim Duyma Durumları ... 118

2.8.5. Avantajlı Hissettikleri Durumlar ... 120

2.8.6. Dezavantajlı Hissettikleri Durumlar ... 121

2.8.7. Bakım Konusunda Önerileri ... 122

2.9. Değişkenlerle Olan İstatistiksel İlişkileri ... 123

2.9.1. Algılarına Etki Eden Değişkenlerin Belirlenmesi ... 123

SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 138

KAYNAKÇA ... 153

EKLER ... 162

ÖZGEÇMİŞ ... 175

(8)

KISALTMALAR

ASPB : Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı AWBZ : Algemene Wet Bijzondere Ziektekosten NASW : National Association of Social Workers SHÇEK : Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu WHO : Dünya Sağlık Örgütü

WMO : Wet Maastschappelijke Onderteuning ( Sosyal Destek Yasası )

(9)

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 1 : Evde Bakım Hizmetinde Bakıcının Karşılaştığı Sorunlar Sarmalı ... 71 Şekil 2 : Sosyal Hizmet Uzmanlarının Yaşlılar İçin Sosyal Hizmet Alanındaki

Sorumlulukları ... 74 Şekil 3 : Yaşlılar İçin Toplumla Sosyal Hizmet Uygulaması ... 75 Şekil 4 : Yaşlı bireyler İçin Uygulanacak Müdahale Yöntemleri Sarmalı ... 76 Şekil 5 : Evde Bakım Hizmetinde Yer Alan Meslek Elemanlarının İş Tanımı

Şeması ... 152

(10)

GRAFİK LİSTESİ

Grafik 1: Evde Bakım Hizmeti Verilen Kişi Sayısı ve Yapılan Ödeme [ 2002-2013] .. 40

(11)

TABLO LİSTESİ

Tablo 1 : Gümüşhane Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ( Sosyal Hizmet

Merkezi) Evde Bakım Hizmetinden Faydalanan Kişi Sayıları ... 6

Tablo 2 : Güvenilirlik Geçerlilik ... 9

Tablo 3 : Cinsiyete Göre Yaşlı Nüfus Ve Yaşlı Nüfusun Toplam Nüfus İçindeki Oranı, 1935-2075 ... 13

Tablo 4 : Yaşlı İstismar ve İhmal Türleri ile Tanımlar ... 25

Tablo 5 : 28.10.2014 Tarihi İtibariyle Türkiye’de Huzurevlerinin Kurum, Kuruluş ve Gerçek Kişilere Göre Sayı Ve Kapasitelerinin Dağılımı ... 43

Tablo 6 : Yaşlıların Huzurevinde Kalmayı İstememe Nedenleri ... 44

Tablo 7 : 28.10.2014 Tarihi İtibariyle Türkiye’de Gündüz Bakım Hizmetlerinin Sayı ve Kapasitelerinin Dağılımı ... 45

Tablo 8 : Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na Bağlı Yaşlı Hizmet Merkezleri ... 47

Tablo 9 : Cinsiyete Göre Dağılım ... 77

Tablo 10 : Yaş Kategorilerine Göre Dağılım ... 79

Tablo 11 : Medeni Durumlarına Göre Dağılım ... 80

Tablo 12 : Eğitim Durumuna Göre Dağılım ... 81

Tablo 13 : Mesleklerine Göre Dağılım ... 82

Tablo 14 : Sahip Olduğu Çocuk Sayısı... 84

Tablo 15 : Sosyal Güvence Durumlarına Göre Dağılım ... 85

Tablo 16 : Gelirlerinin Günlük İhtiyaçlarını Karşılamadaki Yeterlilik Durumu ... 86

Tablo 17 : Gelir Kaynak Durumları ... 87

Tablo 18 : Risk Durumunda Sahip Oldukları Gelir Durumları ... 88

Tablo 19 : Evlerinin Kime Ait Oldukları Durumu ... 89

Tablo 20 : Sağlık Problemi Yaşama Durumları ... 90

Tablo 21 : Sürekli İlaç Kullanma Durumları ... 90

Tablo 22 : Herhangi Bir Duyu ve/veya Hareket Kaybı Olma Durumları... 91

Tablo 23 : Görme Kaybı Yaşama Durumları ... 91

Tablo 24 : İşitme Kaybı Yaşama Durumları... 92

Tablo 25 : Genel Olarak Uyku Kalitesi ... 92

Tablo 26 : Genel Sağlık Durumu ... 93

(12)

Tablo 27 : Kendilerini Sosyal Yönden Değerlendirme Durumu ... 94

Tablo 28 : Serbest Zamanlarını Değerlendirme Durumları ... 95

Tablo 29 : Sosyo-Kültürel Etkinliklere Katılma Durumları ... 96

Tablo 30 : Sportif Etkinliklere Katılma Durumu ... 97

Tablo 31 : Sahip Olduğu Hobiler ... 98

Tablo 32 : Toplumun Yaşlılara Nasıl Davrandıklarına İlişkin Görüşleri ... 99

Tablo 33 : Yaşlılık Hakkındaki Görüşleri ... 100

Tablo 34 : Yaşlı Bireye Bakım Verme Yıllarına İlişkin Dağılımları ... 101

Tablo 35 : Yaşlıya Bakma Nedenleri... 102

Tablo 36 : Yaşlıya Bakmaktan Memnun Olma Durumları ... 103

Tablo 37 : Yaşlısına Bakılma Durumu ... 104

Tablo 38 : Yaşlısına Kimlerin Baktığı ... 104

Tablo 39 : Kendilerini Dinlendirmek İçin Bir Yardımcıya Sahip Olma Durumları.... 105

Tablo 40 : Kendilerini Dinlendirmek İçin Yardımcıya Olan İhtiyaçları ... 105

Tablo 41 : Yaşlı Bakımı Konusunda Bilgi Durumları ... 106

Tablo 42 : Eğitim Durumları ... 107

Tablo 43 : Eğitime İhtiyaç Duyma Durumları ... 107

Tablo 44 : Yaşlı Bireyle İletişim Sıkıntısı Yaşama Durumları... 108

Tablo 45 : Maddi Güçlük Yaşama Durumları ... 109

Tablo 46 : Herhangi Bir Psikolojik, Sosyal, Ailevi, Bedensel ve Ekonomik Değişkene Göre Yaşamlarının Olumsuz Yönde Etkilenme Durumları ... 109

Tablo 47 : Psikolojik Olarak Etkilenme Durumları ... 110

Tablo 48 : Sosyal Yaşamlarının Olumsuz Yönde Etkilenme Durumu ... 110

Tablo 49 : Aile Yaşamlarının Olumsuz Yönde Etkilenme Durumu... 111

Tablo 50 : Beden Sağlıklarının Olumsuz Yönde Etkilenme Durumu ... 111

Tablo 51 : Ekonomik Özgürlüklerinin Olumsuz Yönde Etkilenme Durumu ... 112

Tablo 52 : Sağlık Kontrollerini Yaptırmalarına Engel Olma Durumu ... 113

Tablo 53 : Yaşlı Bakımı Konusunda Kendilerini Nasıl Hissettiklerine İlişkin Düşünceleri ... 113

Tablo 54 : Yaşadıkları Güçlükler ... 114

Tablo 55 : Yoğun Derecede Bakıma İhtiyacı Olmayan ve Ev Ortamında Yaşayan Bir Yaşlı İçin En Uygun Bakım Yöntemi Hakkındaki Düşünceleri ... 116

(13)

Tablo 56 : İşi Olduğunda Yaşlısını Bırakabileceği Gündüz Bakımevlerine İlişkin

Düşünceleri ... 117

Tablo 57 : Yaşlılara Yönelik Kurum Bakımı (Huzurevi, Güçsüzler Yurdu, Yaşlı Bakımevi) Hizmetine İlişkin Düşünceleri ... 117

Tablo 58 : Evde Bakım Modeli Kapsamındaki Diğer Hizmetlere Gereksinim Duyma Durumları ... 118

Tablo 59 : Kendilerini Avantajlı Hissettikleri Durumlar ... 120

Tablo 60 : Kendilerini Dezavantajlı Hissettikleri Durumlar ... 121

Tablo 61 : Bakım Konusunda Önerileri... 122

Tablo 62 : Cinsiyete Göre Sosyo-Ekonomik Yapı ve Yaşlılar Hakkındaki Algıları ... 123

Tablo 63 : Medeni Duruma Göre Sosyo-Ekonomik Yapı ve Yaşlılar Hakkındaki Algıları ... 124

Tablo 64 : Çocuk Sahibi Olma Durumuna Göre, Sosyo-Ekonomik Yapı ve Yaşlılar Hakkındaki Algıları ... 126

Tablo 65 : Eğitim Durumuna Göre, Sosyo-Ekonomik Yapı ve Yaşlılar Hakkındaki Algıları ... 127

Tablo 66 : Zorlandıkları Konulara Göre, Sosyo-Ekonomik Yapı ve Yaşlılar Hakkındaki Algıları ... 129

Tablo 67 : Yardımcıya Sahip Olma Durumlarına Göre, Sosyo-Ekonomik Yapı ve Yaşlılar Hakkındaki Algıları ... 133

Tablo 68 : Yardımcıya Sahip Olma Durumları ile Aile Yaşantılarının Olumsuz Yönde Etkilenme Durumları ... 134

Tablo 69 : Yardımcıya Sahip Olma Durumları ile Beden Sağlıklarının Olumsuz Yönde Etkilenme Durumu ... 135

Tablo 70 : Cinsiyete Göre Olumsuz Yönde Etkilenme Durumları ... 136

Tablo 71 : Medeni Durumlarına Göre Yaşlı Bakımı Konusunda Eğitim Alma Durumları ... 137

(14)

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez Özeti Tezin Başlığı: Gümüşhane İlinde Evde Bakım Hizmeti Veren Bireylerin Bakım Hizmetinden Kaynaklanan Güçlükleri

Tezin Yazarı: Ceylan SÜLÜ Danışman: Doç. Dr. Mehmet Zafer DANIŞ Kabul Tarihi: 21 Haziran 2016 Sayfa Sayısı: xii (ön kısım) + 162 (tez) 13(ek) Anabilimdalı: Sosyal Hizmet Bilimdalı: Sosyal Hizmet

Bu araştırmanın temel amacı; ekolojik sistem yaklaşımı perspektifinden Gümüşhane ilinde evde bakım hizmeti veren bakıcıların, bakım hizmetinden kaynaklanan güçlüklerinin belirlenmesi, onların görüş ve önerilerinin değerlendirilmesidir.

Evde bakım hizmeti veren bireylerin ihtiyaçlarını inceleyen çalışmaların sınırlı olmasının yanı sıra, Gümüşhane ilinde bu konuda yapılmış çalışmanın olmaması ve Gümüşhane ilinde yaşlı nüfusun fazla olması nedeniyle bu çalışmanın, bu konudaki boşluğun doldurulmasına yardımcı olacağı umulmaktadır. Tarama modelinde ele alınan bu çalışmanın örneklemini, Gümüşhane Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü’nden evde bakım hizmeti alan, 65 yaş ve üstü yaşlı bireyin bakımını üstlenen ve Gümüşhane merkez mahallerinde ikamet eden 206 birey oluşturmuştur.

Araştırmadan elde edilen önemli sonuçlar şöyledir: Gümüşhane Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğünden evde bakım hizmeti alan bireylerin genellikle evli ve düşük eğitimli oldukları, alt gelir grubunda yer aldıkları ve aileleri ile birlikte yaşadıkları anlaşılmıştır. Bakım veren bireyler genel olarak birçok bakım güçlüğü yaşamaktadırlar. Bu güçlüklerin başında; evde bakıma gereksinim duyan bireyi banyo yaptırmak, altını değiştirmek, başkasına emanet etmek, yemek yedirmek, yatağından kaldırmak, iletişim sorunu yaşamak ve aile fertlerinin güvenliğinden emin olamamak gelmektedir.

Büyük birçoğunun bakım konusunda kendilerini dinlendirmek için herhangi bir yardımcısı olmadığı ve yardımcı bireye ihtiyaç duydukları, yardımcısı olanların bakım yüklerinin kısmen azaldığı, serbest zamanlarında hiçbir şey yapmadıkları, sosyo-kültürel ve sportif etkinliklere katılamadıkları, herhangi bir hobi ve uğraş sahibi olmadıkları, bakım konusunda herhangi bir eğitim almadıkları, psikolojik durumlarının, beden sağlıklarının, aile yaşamlarının, ekonomik özgürlüklerinin olumsuz olarak etkilendiği ve evde bakım modeli içerisinde yer alan farklı hizmetlere gereksinim duydukları belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen veriler doğrultusunda evde bakım hizmeti veren bireylerin bakım güçlüklerini azaltacak ve onların yaşam kalitelerini arttıracak önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Yaşlılık, Yaşlılıkta Sunulan Hizmetler, Evde Bakım Hizmet Modeli, Yaşlı Bakımı, Bakım Güçlükleri, Sosyal Hizmet, Sosyal Hizmet Müdahaleleri.

(15)

Sakarya University Institute of Social Sciences Abstract of Master’s Thesis Title of the Thesis: Gumushane Province Resulted From The Home Health Care

Services Health Care Services That Individuals Difficulties Author: Ceylan SÜLÜ Supervisor: Assoc. Prof. Mehmet Zafer DANIŞ

Date: July 21rd, 2016 Nu. of pages: xii (pre text)+ 162 (main body)+ 13 (App.) Department: Social Work Subfield: Social Work

The main aim of this study; ecological systems approach from the perspective of Gumushane province of caregivers providing home care services, identification of difficulties arising from care, to assess their opinions and suggestions.

Home care services that individuals as well, the limited studies examining the need for order, Gumushane province in the absence of studies on this matter and Gumushane in this study because of the more elderly population, it is hoped, would help fill the gap in this field. Scan models discussed in this sample of the study, Gumushane Central Directorate of Social Services home care field, has created 206 individuals aged 65 and over residing in elderly individuals who care centers and places of Gumushane.

Significant results obtained from the study are as follows: Gumushane they are usually married and less educated Social Service Center home care services from the Directorate of individuals, it was understood that they live with that located in the lower income groups and families.

Caregivers are individuals who experience difficulties in many respects in general. At the beginning of this difficulty; Individuals who need home care bathe, change of gold, to entrust someone else to eat meals, to remove the bed, unable to come to make sure the security of the communication problems and their family members live. In large most of the care that there is no help to rest themselves and help they need individual, partially reduced by those who help care burden, they did not do anything in your free time, they can not participate in the socio- cultural and sports activities, a hobby and they do not have deal with any of care they receive training, psychological status of, their physical health, their family life, which affected negatively the economic freedom and at home has been determined that they need different services involved in the care model.

In line with the data obtained from this study will reduce the difficulty of individuals who care home care and some suggestions were made to improve their quality of life.

Keywords: Elderly, Services Offered in Elderly, Home Care Model, Elderly Care, Maintenance difficulties, Social Work, Social Work Intervention.

(16)

GİRİŞ

Araştırmanın Konusu ve Problemi

Günümüzde sosyal ve sağlık alanında ortaya çıkan gelişmelere paralel olarak bütün dünyada, insan ömrünün büyük bir ivmeyle artış gösterdiği görülmektedir. Bu durum, bütün boyutlarıyla yaşlılık olgusunu toplumsal bir problem alanı olarak gündeme getirmektedir. Yaşlı nüfus gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde, her geçen gün artmakta ve artan yaşlı nüfus sosyal, ekonomik, sosyal güvenlik sistemleri, yaşlıların bakımı, kaliteli yaşam standartlarının geliştirilmesi gibi alanlar üzerinde birtakım sorunlar yaratmaktadır. Yaşlıların yaşadığı bu sorunları ortan kaldırmak için sosyal hizmet odaklı müdahalelerin uygulamaya aktarılması büyük önem taşımaktadır.

Uygulanan bu sosyal hizmet politikalarının amacı ise, değişen demografik yapıya paralel olarak aktif, bağımsız, kaliteli ve mutlu bir yaşlılık dönemine ulaşabilmek ve bu anlamda yaşlı bakımını zor, çok boyutlu ve pahalı bir hizmet modelinden çıkarma noktasında işlevselleştirmek olmalıdır.

Yaşlılık oranlarının artışının evrensel bir gerçeklik olduğu düşünülerek, sosyal bir devlet olarak yaşlı yaşam kalitesi ve refahını sağlamaya yönelik düzenlemelere gidilip, bu yönde sosyal politikalar üretilmesi ve var olan evde bakım uygulamasının en iyi şekle dönüştürülmesi adına uygun önlemler alınmalıdır.

Gerek dünya ülkelerinde, gerekse de ülkemizde yaygın bir hizmet modeli olarak sunulan evde bakım uygulamasında yaşlı bireyler kadar, bakıcılar da büyük önem taşımaktadır. Bakıma muhtaç bireylerin bakımını üstlenen kişilerin psikolojik, sosyal, ekonomik, fiziksel ve aile hayatı gibi birçok yönden olumsuz bir şekilde etkilenmeleri, öncelikle kendilerini hemen akabinde ise sundukları bakımın kalitesini düşürmektedir.

Bakıcının olumsuz bir durumla karşılaşması aile fertlerinin tamamını da olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu noktada adeta bir sarmal halinde birbiri ardına süren sorunsal bir döngü meydana getirmektedir. Evde bakım hizmetinden faydalanan bireyler bir bütün halinde düşünülmeli ve birincil planda bakımı üstlenen kişiler ön planda tutulmalıdır.

(17)

Tüm bu faktörler ışığında bu araştırma; evde bakım hizmeti sunan bakıcı bireylerin bakım güçlüklerinden kaynaklanan zorluklarını ve sorunlarını ortaya koymak amacı ile kaleme alınmıştır.

Araştırmanın hipotezleri ise;

H1: Yaşlı bakan kişilerin sosyo-ekonomik yapısı ve yaşlılar hakkındaki algı düzeyleri ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H2: Yaşlı bakan kişilerin sosyo-ekonomik yapısı ve yaşlılar hakkındaki algı düzeyleri ile medeni durumları arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H3: Yaşlı bakan kişilerin sosyo-ekonomik yapısı ve yaşlılar hakkındaki algı düzeyleri ile çocuk sahibi olma durumları arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H4: Yaşlı bakan kişilerin sosyo-ekonomik yapısı ve yaşlılar hakkındaki algı düzeyleri ile eğitim düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H5: Yaşlı bakan kişilerin sosyo-ekonomik yapısı ve yaşlılar hakkındaki algı düzeyleri ile zorlandıkları konulara göre anlamlı bir ilişki vardır.

H6: Yaşlı bakan kişilerin sosyo-ekonomik yapısı ve yaşlılar hakkındaki algı düzeyleri ile yaşlıya bakma konusunda bakan kişinin yardımcısı olma durumlarına göre anlamlı bir ilişki vardır.

H7: Yaşlıya bakma konusunda bakan kişiyi dinlendirmek için yardımcısı olma durumu ile yaşlıya bakımının aile yaşantısını etkileme durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H8: Yaşlıya bakma konusunda bakan kişiyi dinlendirmek için yardımcısı olma durumu ile yaşlı bakımının beden sağlığını etkileme durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H9: Yaşlıya bakan kişilerin cinsiyetleri ile yaşlıya bakan kişinin yaşantısını etkileme durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H10: Yaşlıya bakan kişilerin medeni halleri ile yaşlı bakımı ile ilgili eğitim alma/almama durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

(18)

Araştırmanın Amacı ve Önemi

İnsanın doğumu ile başlayan yaşlılık süreci normal ve geri dönüşü olmayan bir süreçtir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşlı nüfus her geçen gün artış göstermektedir.

Ülkemizde seksen ve daha yukarı yaştaki yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2014 yılı verilerine göre % 21,2 iken, bu oran Gümüşhane ilinde %27,1olarak saptanmıştır (TÜİK, 2014a) . En yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranın en yüksek olduğu üçüncü il (Tunceli, Giresun, Gümüşhane) olan Gümüşhane İlinde, yaşlı ve yaşlının bakımı büyük önem taşımaktadır. Yaşlı nüfus oranın hayli yüksek olduğu ve yaşlının büyük önem taşıdığı Gümüşhane İlinde gözden kaçmaması gereken diğer önemli husus ise yaşlının bakımını sağlayan bakıcı bireylerdir.

Bu sebeple bu çalışmada Gümüşhane ilinde 65 yaş ve üzeri bireylere evde bakım hizmeti veren bireylerin yaşadığı (fiziksel, ekonomik, sosyal, sağlık, duygusal ve psikolojik gibi) sorunların birçok yönden bütüncül bir bakış açısı ile belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma Gümüşhane İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden evde bakım yardımı alan bakıcı bireyler üzerinden gerçekleştirilmiştir. Diğer bir önemli amaç ise çalışma kapsamında belirlenen güçlüklerin giderilmesi adına uygun sosyal hizmet müdahalelerinin geliştirilmesi için önerilerde bulunmaktır.

Bu çerçevede araştırmanın amaçlarını saptamak adına aşağıdaki soru cümleleri ile ilgili bilgi toplama alanları oluşturulmuştur. Bu soru cümlelerinden birkaçı ise şöyledir:

1. Bakıcı bireylerin sosyo-demografik özellikleri nelerdir?

2. Bakıcı bireylerin sosyal ilişkileri ve serbest zaman değerlendirme durumları nasıldır? Bu durumlarda neler yapmaktadırlar?

3. Yaşlıya bakım verirken en çok hangi konular da sıkıntı yaşamaktadırlar?

4. Bakıcıların ekonomik durumları nasıldır?

5. Yaşlıya bakım verme konusunda kendilerini dinlendirmek için yardımcıları var mıdır?

(19)

6. Yaşlıya bakım verme konusunda kendilerini dinlendirmek için yardımcıya ihtiyaçları var mıdır?

7. Yaşlıya bakmak yaşamlarını etkilemiş midir? Eğer etkilediyse hangi yönlerde (psiko-sosyal, ekonomik, aile yaşamı, beden sağlığı gibi) etkilemektedir?

8. Bakıcı bireylerin sosyal ilişkileri ve serbest zamanlarını değerlendirme durumları nasıldır?

9. Bakıcı bireylerin genel olarak sağlık durumları nasıldır?

10. Bakıcı bireylerin evde bakım hizmetine yönelik düşünceleri ve önerileri nelerdir?

Araştırmanın Yöntemi

Çalışma evde bakım hizmeti veren bireylerin bakım hizmetinden kaynaklanan güçlüklerini saptamak ve değerlendirmek amacıyla kaleme alınmıştır. Metodolojik yönelimi tanımlayıcı (nicel) tarzda olan yüz yüze görüşme tekniği ile yapılan bir araştırmadır. Araştırma modelleri sınıflamasına göre tarama modeline uymaktadır.

Nicel araştırma; anket, deney gibi nicel veri toplama tekniklerinin kullanıldığı, nesnel olguları ölçen, değişkenlere odaklanan, çok sayıda olayın yer aldığı, çizelge, tablo, grafik oluşturma gibi istatistiksel analiz gerektiren bir araştırma türüdür (Neuman, 2010: 21). Çalışma kapsamında nesnel olan olgular ile çalışılmış ve bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişki örüntüsüne odaklanılmıştır. Evreni temsil eden ikiyüz altı kişi ile yüz yüze görüşülerek anket çalışması uygulanmıştır.

Tanımlayıcı araştırma; bir durumun, toplumsal ortam ya da ilişkinin belirli ayrıntılarını resmederek ve kim, ne zaman, nerede, nasıl sorularını yanıtlamak için basamakların ana hatlarını oluşturma amacına dayanan bir araştırmadır. Akademik dergilerde bulunan araştırmaların birçoğu tanımlayıcı nitelikte çalışmalardan oluşmaktadır. Bu tarz araştırmalarda araştırmacı iyi tanımlanmış bir konuya başlar ve onu doğru biçimde tanımlamak için araştırmayı yürütür. Toplumsal araştırmaların büyük bir kısmı tanımlayıcı niteliktedir. Taramalarda, saha araştırması, içerik analizi gibi veri toplama teknikleri kullanılır (Neuman, 2010: 53-54). Bu çalışma kapsamında saha araştırması ile veriler toplanmıştır.

(20)

Tarama araştırmaları sosyal bilimciler için doğal (orjinal) bilgiler elde edebilmek, geniş bir nüfusu doğrudan gözlemleyerek betimleyebilmek için en uygun metottur. Tarama araştırmalarından; keşif, betimleme ve açıklama amaçları için yararlanılabilir. Tarama araştırmaları farklı kişilerle yapılan çalışmalarda analiz birimi olarak kullanılır. Ayrıca gruplar ya da karşılıklı etkileşim süreçleri gibi söz konusu diğer analiz birimlerinin incelenmesi için de tarama araştırmalarından yararlanılmaktadır (Rubin ve Babbie, 1997: 346). Çalışma kapsamında evde bakım hizmeti veren bireylerin bakım hizmetinden dolayı yaşadığı güçlükler bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkilerde göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir.

Bu bağlamda çalışma tarama modelleri içinde ilişkisel tarama modelinin özelliklerini göstermektedir. İlişkisel tarama modeli; iki ya da daha fazla değişken arasında değişim varlığını veya derecesini belirlemeyi amaçlar. Aralarında ilişki aranacak değişkenler, ayrı ayrı sembolleştirilir. Ancak sembolleştirme denilen bu değer verme yada ölçme durumu, ilişkisel bir çözümleme olan korelasyon ve karşılaştırma yolu şeklinde yapılmalıdır. İlişkiler üzerinde yoğunlaşmamasının temel sebebi tarama yolu ile bulunan ilişkilerin gerçek bir neden sonuç ilişkisi olarak yorumlanmamasıdır, çünkü değişkenler arasında her ikisini de etkileyen bir üçüncü değişken olabilir (Karasar, 2012: 81-82).

Yüz yüze görüşmeler esnasında aşağıda yazılı olan kriterlere dikkat edilmiştir;

• Bakıcı tarafından bakımı sağlanan yaşlı bireyin 65 yaş ve üstünde olması,

• Görüşme yapılan bakıcı bireylerin 18 yaş ve üzerinde olması,

• Yaşlı bireyin bakımını üstlenen ailelerin bakım güçlüklerini en iyi şekilde saptayabilmek için, yaşlı birey ile en az 1 yıllık bir sürede birlikte yaşıyor olması,

• Görüşme yapılan bireylerin anket sorularını anlayabilecek ve düşüncelerini açıkça ifade edebilecek düzeyde olması.

(21)

Araştırmanın Değişkenleri

Bağımlı Değişkenler: Yaşlıya evde bakım hizmeti veren bireylerin yaşadıkları güçlükler, Yaşlı bireyin bakımını üstlenen bakıcıların evde bakım modeli içerisinde yer alan, ekonomik, sağlık, psiko-sosyal destek ve kişisel bakım hizmetleri ile serbest zaman değerlendirme, tatil ve ulaşım hizmetlerine gereksinim duyma durumlarıdır.

Bağımsız Değişkenler: Yaşlının ve bakım veren bireyin yaşı, cinsiyeti, medeni durumu, ekonomik durumu, hareket ve/veya duyu kaybı yaşama durumu ve günlük yaşam aktivitelerini yerine getirirken güçlük çekme durumu, yalnız ya da eşle beraber yaşama durumlarıdır.

Araştırmanın Evreni

Gümüşhane İl Merkezinde bulunan ağır düzeyde bakıma gereksinim duyan ve 65 yaş üstü yaşlısına (kadın/erkek) bakım hizmeti veren bakıcı bireyler araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. 2015 yılı (Ocak- Kasım) itibari ile Gümüşhane İl merkezine bağlı evde bakım hizmetinden faydalanan 424 kişi bulunmaktadır.

Tablo 1

Gümüşhane Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ( Sosyal Hizmet Merkezi) Evde Bakım Hizmetinden Faydalanan Kişi Sayıları

Merkez/ İlçe Ödeme Yapılan Kişi Sayısı

1 Gümüşhane Merkez 424

2 Torul 174

3 Kelkit 332

4 Köse 62

5 Kürtün 217

6 Şiran 228

Genel Toplam: 1437

(22)

Araştırmanın Örneklemi

Örnek seçimi evrendeki birey sayısı bilindiği için;

206

) 424 ( 1 400

400

1 0

0

+

= +

=

toplamsay ı evrenin N

n n n

Formülü kullanılarak 206 olarak belirlenmiştir (%95 güven aralığı temel alınmış olup, n0 istatistiki notasyonu sabit 400 değerini almaktadır). Araştırma kapsamında basit tesadüfi örneklem örnekleme tekniği kullanılarak 206 bakım veren ve 206 yaşlı bireye ulaşılmıştır. Basit tesadüfi örneklem; tanımlanan evrendeki her elemanın “eşit” ve

“bağımsız” seçilme şansına sahip olması demektir. Yani, her eleman eşit seçilme şansına sahip olmalı ve aynı zamanda birisinin seçilmesi, diğerinin seçilmesine kesinlikle engel olmamalıdır. Bunlara ek olarak, örneklem çerçevesinden belirlenen sayıda ismin gözler kapatılarak seçilmesi bir başka yöntem olabilir. Yine bilgisayar ortamına aktarılan evrenden uygun sayıda deneğin bilgisayara verilen ‘rastgele seç’

komutuyla belirlenmesi mümkün olabilmektedir. İdeal örnekleme tekniğidir (Altunışık ve diğerleri, 2012: 139-140).

Süre ve Olanaklar

Araştırma konusunun belirlenmesi amacıyla 2015 yılı itibariyle hazırlık çalışmalarına ve gerekli literatür taramalarına başlanmıştır. 2015 yılı Eylül ayında çalışmanın konusu belirlenmiş ve tez önerisi Sosyal Bilimler Enstitüsüne sunulmuştur. Gümüşhane İli Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden gerekli resmi yazışmalar sonucunda 28.10.2015 tarihinde alınan veriler ile birlikte, 2015 yılına ait 1 Ocak ve 30 Kasım tarihleri arasındaki tüm verilere ulaşılmıştır. Araştırma yapabilmek için gerekli izinler alındıktan sonra evde bakım hizmeti alan evler (muhtar yardımı ile birlikte) tek tek ziyaret edilip çalışma kapsamındaki anketler uygulanılmıştır. Araştırmanın tüm giderleri araştırmacı tarafından karşılanmıştır.

Verilerin Toplanması

Araştırmanın verileri 01 Ocak 2015 tarihi ile 30 Kasım 2015 tarihleri arasında Gümüşhane ilinde yaşayan 65 yaş üstü bireylerin bakımını sağlayan ve Sosyal

(23)

Hizmetler İl Müdürlüğü’nden evde bakım hizmeti kapsamında bakım parası alan bakıcı bireyler ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın evrenini temsil eden bakıcı bireyler ile tamamen gönüllü katılım ilkesine göre ve bizzat araştırmacı tarafından görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler, araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Uygulama bakımı gerçekleştiren bireylerin evlerinde gerçekleştirilmiş olup, her bir anket formu ortalama 35-40 dakika sürmüştür.

Verilerin İşlenmesi ve Çözümlenmesi

Verilerin analizleri SPSS 22.0 (Stastical Package for Social Science) paket programı kullanılarak araştırmacı tarafından işlenip, çözümlenmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metotlardan yararlanılmıştır. Sonuçlar p<0,05 anlamlılık düzeyine göre değerlendirilmiştir.

Araştırmanın Etik Yönü

Araştırmaya başlamadan önce araştırmanın evren ve örneklem grubunu belirleyebilmek için Gümüşhane Sosyal Hizmet Merkezi İl Müdürlüğü’nden yazılı izin (Ek-3) alınmıştır.

Evde bakım hizmeti veren bakıcı bireylere araştırmacı kendini tanıtarak, araştırmanın amacı ve önemini detaylı olarak anlatmıştır. Araştırmanın gönüllük ilkesine bağlı olarak gerçekleştirileceği ve verdiği bilgilerin sadece araştırma kapsamında kullanılacağı hizmetten faydalanan bakıcı bireylere belirtilerek veri toplama aracının doldurması istenmiştir.

Araştırmanın Güvenilirlik ve Geçerliliği

Anket çalışmasında yaşlı bakan kişilerin sosyo-ekonomik yapısı ve yaşlılar hakkındaki algıları ile ilgili 20 adet ifadenin güvenilirliğinin test edilmesi amacı ile co. alpha analizi uygulanmıştır. Analiz sonuncunda co. alpha katsayısı 0,86 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen katsayı ölçeğin oldukça güvenilir olduğunu göstermektedir. Bunun sonucu olarak çalışmadan herhangi bir soru çıkarmaya gerek olmadığı görülmektedir. Güvenilirlik analizinin ardından yapı geçerliliğinin test edilmesi amacı ile 20 ifadenin bulunduğu veri toplama aracına faktör analizi uygulaması yapılmıştır.

(24)

Faktör analizi sonucunda 4 adet temel boyut tespit edilmiştir. Bu boyutlar bakıcıların gelir boyutu, bakıcıların sağlık boyutu, bakıcıların sosyal zaman değerlendirme boyutu ve bakıcıların yaşlılar hakkındaki görüşleri boyutu olarak adlandırılmıştır. Faktör analizinde hesaplanan KMO örneklem yeterlilik katsayısı 0,83 olarak tespit edilmiştir.

Bu katsayı yapılan 206 adet anketin faktör yapısını ortaya koymak için yeterli sayıda olduğunun göstergesidir. Ayrıca faktör yapılarının anlamlılığının test edildiği Bartlet testi sonucuna göre (p=0,01, p<0,05) elde edilen boyutlar yapısal olarak anlamlıdır.

Tablo 2

Güvenilirlik Geçerlilik

Boyutlar Açıklanan Varyans İç Tutarlılık

Bakıcıların Gelir Boyutu 21% 0,81

Bakıcıların Sağlık Boyutu 20% 0,79

Bakıcıların Sosyal Zaman

Değerlendirme Boyutu 16% 0,77

Bakıcıların Yaşlılar Hakkındaki

Görüşleri Boyutu 11% 0,74

Elde edilen 4 boyut toplam varyansın yaklaşık olarak %68’ini oluşturmaktadır.

Açıklanan varyansın bu tip çalışmalarda %65 ve üzerinde olması beklenmektedir.

Boyutlar incelendiği zaman bakıcıların gelir boyutu açıklanan varyans yüzdesi %21, iç tutarlılığı ise 0,81 olarak tespit edilmiştir. Bakıcıların sağlık boyutu açıklanan varyans yüzdesi %20, iç tutarlılığı ise 0,79 olarak tespit edilmiştir. Bakıcıların sosyal zaman değerlendirme boyutu açıklanan varyans yüzdesi %16, iç tutarlılığı ise 0,77 olarak tespit edilmiştir. Bakıcıların yaşlılar hakkındaki görüşleri boyutu açıklanan varyans yüzdesi

%11, iç tutarlılığı ise 0,74 olarak tespit edilmiştir. Özetle; evde bakım hizmeti veren bireylerin sosyo-ekonomik yapısı ve yaşlılar hakkındaki algıları ile ilgili 20 adet ifadenin güvenilirliğinin ve yapı geçerliliğinin sağlandığı görülmüştür.

Araştırmanın Sayıltıları

• Evde bakım hizmeti veren bakıcı bireylerin anket sorularına verecekleri cevapların geçerli ve güvenilir olacağı varsayılmaktadır.

(25)

• Araştırma sırasında kullanılacak olan veri toplama tekniği, araştırmanın amacına uygun olmakta ve verilerin derlenmesinde aranan şartları taşımaktadır.

• Araştırmanın örneklemi kapsamına dahil olan bakıcı bireyler evreni temsil eder niteliktedir.

Araştırmanın Sınırlılıkları

1. Çalışma sadece Gümüşhane Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü’ne başvuruda bulunan, 65 yaş ve üzeri yaşlı bireylerin bakımını üstlenen bakıcı bireyler ile gerçekleştirilmiştir.

2. Çalışma kapsamında bakıcı bireylere ‘yaşlılık olgusu’ hakkında sorulan tüm sorulara büyük bir kısmı geleneksel değerlerden ötürü çekinerek cevap vermiştir.

Araştırmacı tarafından çekimser ve yanlış cevaplandığı düşünülen anketler analizlere dahil edilmemiştir.

3. Bakıcı bireylere çalışmanın amacı detaylı olarak anlatılmasına karşın, birçoğunda alınan maddi yardımın kesilmesi kaygısının var olmasından ötürü, görüşmenin başlangıcında çekimser davranmışlardır.

4. Çalışmanın yapıldığı dönemde çeşitli nedenlerle şehir merkezinde bulunmayan yaşlısı ile birlikte köylerde bulunan bakıcı bireyler, örnekleme ulaşılma konusunda sınırlılık oluşturmuştur.

5. Gümüşhane İlinin mevcut iklim şartları çalışmanın süresi açısından sınırlılık oluşturmuştur.

6. Çalışmanın araştırmacı tarafından yapılmış olması insan gücü açısından sınırlılık oluşturmuştur.

(26)

BÖLÜM 1: KURAMSAL ÇERÇEVE

1.1.Yaşlanma ve Yaşlılık

Yaşlanma ve yaşlılık kavramları çoğu zaman birbirinin yerine kullanılmaktadır fakat bu kavramlar özünde farklı anlamlar taşımaktadırlar.

Yaşlanma kavramı, doğumdan ölüme kadar her yaş döneminde bulunan bireyin karşılaştığı, organizmanın hücre yapısındaki değişimler ile meydana gelen bio-psiko- sosyal gelişim sürecidir. Yaşlılık kavramı ise bireyin içinde bulunduğu bir yaş döneminin genel adı, başka bir ifade ile çocukluk, gençlik ve yetişkinlikten sonra gelen yaşam evrelerinin son aşamasıdır (Danış, 2004: 3; Danış, 2015a: 18). Genel olarak literatürde 65 yaş yaşlılık sınırının başlangıcı olarak kabul görmektedir.

Yaşlılık kavramı, yaşamın belli bir periyodunda kişilerin karşılaştıkları tıpkı yaşlanma gibi olağan ve süregelen bir süreçtir. Yaşlılığa ait tanımlamaların ve sınırların tüm dünyada kabul görmüş, kesin ve değişmez nitelikte bilgiler olduğu söylenemez. Ancak genel olarak yaşlılık kavramı 65 yaş sınırı ile literatürde kabul edilmiştir (Danış, 2004:

14).

Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı tanımlamalara göre; 45-65 yaş arası orta yaş, 65-74 yaş arası genç yaşlılık, 75-84 yaş arası ileri yaşlılık, 85 ve üstü ise çok ileri yaşlılık/ihtiyarlık sınıflamasına tabi tutulmuştur. Biyolojik yaşlanma da, böyle bir gelişimi zorunlu kılmakla birlikte, bu değerlendirmenin kesin ve değişmez olduğu söylenemez. Yaşlanma ile birlikte zihinsel ve fiziksel kapasitede azalma, hareket yeteneğinde yavaşlama görülse de, birey kendini yaşlı hissetmeyebilir. Bu yüzden yaşlılığın durağan ve değişmez bir yaşam dönemi olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir (Arpacı, 2005: 16).

Yaşlılık ve yaşlanma kavramları farklı anlamlar içerdikleri gibi kendi içlerinde de çeşitli tanımları içermektedir. Genel olarak yaşlılık ile ilgili olarak biyolojik yaşlılık, kronolojik yaşlılık, fizyolojik yaşlılık, sosyal yaşlılık ve duygusal yaşlılık şeklinde çeşitli tanımlamalar yapılmaktadır. Biyolojik yaşlılık zamanın geçmesine bağlı olarak, hastalık haricinde insan vücudunun yapısında ve fonksiyonlarında meydana gelen yıpranma olarak tanımlanmaktadır. Fizyolojik yaşlılık insan vücudunda oluşan bu yıpranmaya bağlı olarak insanın kişiliğinde ve davranışlarında ortaya çıkan değişiklikler

(27)

olarak tanımlanmaktadır. Kronolojik yaşlılık ise, insanın doğumundan itibaren geçen yıllara bağlı olarak hesaplanan yaşıdır. Fonksiyonel yaşlılık aynı yaştakilerle kıyaslandığında kişilerin fiziki görünüş, dayanıklılık, hareketlilik mental kapasite gibi gözlenebilir özelliklerine göre belirlenebilir yaşıdır. Sosyal yaşlılık, kişilerin kültür durumuna ve sosyal özelliklerine göre toplumun ya da kendisinin kişiye yüklediği sosyal rol ve yükümlülüklerdir. Duygusal yaşlılık ise kişinin kendini hangi yaşta hissettiğine bağlı olarak belirlenen yaşıdır. Kişinin kendini yaşlılık olgusuna alıştırması ve bu durumu kabullenmesi çok önemlidir (Tuncay, 2012: 85). Yaşlanma ve yaşlılık olgularıyla ilgili pek çok kabul görmüş tanımlama ve kategori ile karşılaşmamız mümkündür. Ancak yaşlanma ve yaşlılık kavramlarının kendi içinde ayrıştığının bilincinde olmak bu kategorileri analiz ederken daha sağlıklı bilgiler edinmemizde bizlere büyük oranda katkı sağlayacaktır.

Yaşlılık kavramının insanlar için yapılan tanımlamalarının yanında toplumlar için de yapılan tanımlamaları da mevcuttur. Toplumlar yaşlı nüfus açısından dört gruba ayrılmışlardır.

1. Genç toplumlar: 65 yaş üzeri nüfus % 4’den azdır, 2. Erişkin toplumlar: 65 yaş üzeri nüfus % 4-7 arasındadır, 3. Yaşlı toplumlar: 65 yaş üzeri nüfus % 7-10 arasındadır,

4. Çok yaşlı toplumlar: 65 yaş ve üzeri nüfus % 10 üzerindedir. (Akgün, Bakar ve Budakoğlu, 2004: 105-110)

Ancak her toplumun bu sürece bakışı ve yaşlısına verdiği değer yaşadığı kültüre göre değişmektedir. Kimi toplumlarda yaşlı adeta bir çınar ağacı, aileyi bir arada tutan kuvvetli bir bağ iken, kimi toplumlarda ise yaşlı düşen hayat enerjisi ve fizyolojik kayıpları nedeni ile ayak bağı olarak görülmektedir (Sülü, 2015: 596). Her toplum kendi kültürüne göre yaşlısına ve yaşlılık olgusuna bir anlam yüklemektedir. Bu toplumlar içerisinde de her yaşlı bu sürece kendince farklı anlamlar yükleyebilmektedir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşlı nüfus her geçen gün artmaktadır. Bunun şüphesiz birçok sebebi vardır. Tıp alanındaki gelişmeler bebek ölüm oranlarını düşürmüş, bakım kalitesini arttırmış, geliştirilen aşılar ve ilaçlar birçok hastalığın önüne

(28)

geçmiş ve kadının son dönemde iş hayatına atılması ile birlikte doğum oranları azalmıştır. Tüm bu etmenler kendi içinde sürekli yaşlanan bir nüfus yapısı oluşturmuştur.

Tüm dünyada yaşlı nüfus oranı geçtiğimiz elli yıla göre önemli ölçüde artış göstermiş ve önümüzdeki elli yıl boyunca da giderek artacağı tahmin edilmektedir. Yaşlı nüfus da kendi içinde giderek yaşlanmaktadır. Özellikle 80 yaş ve üstü nüfus, yaşlı nüfusun daha genç kesimine göre hızla artış göstermektedir. Böylece dünyada yaş grupları arasındaki denge giderek değişmekte ve önümüzdeki elli yıl içinde 15 yaş altı çocuk nüfus oranının neredeyse 1/3 oranında gerileyeceği ve böylece 2050 yılına kadar 60 yaş ve üstü nüfusun, tarihte ilk olarak, 15 yaş altı nüfusla aynı orana geleceği tahmin edilmektedir (BM, 2002: 15-23).

Gelişmiş ülkelere bakıldığında bu ülkelerin süreci daha önceden görerek, sosyal güvenlik ve sosyal hizmet alanında almış olduğu önlemlerle, yaşlı bireylerin sosyal refah standardını koruyabilmekteyken, ülkemiz gibi gelişme sürecine yeni entegre olmaya çalışan ülkeler de demografik alandaki yaşlanma hızına paralel olarak gerekli plan, politika ve uygulamalar tam anlamıyla harekete geçirilememektedir (Danış, 2009:

68).

1.1.1. 1935 Yılından 2075 Yılına Dair Öngörülen Nüfus Projeksiyonu Tablo 3

Cinsiyete Göre Yaşlı Nüfus Ve Yaşlı Nüfusun Toplam Nüfus İçindeki Oranı, 1935- 2075

Yıl Toplam Nüfus Yaşlı Nüfus Yaşlı nüfusun toplam

Nüfus içindeki oranı

Genel yaşlı Cinsiyet

Oranı

Yaşlı Cinsiyet

Oranı Toplam Kadın Erkek Toplam Kadın Erkek Toplam Kadın Erkek

1935 16 158 7 937 8 221 628 279 349 3,9 3,5 4,2 96,5 79,9

1940 17 821 8 899 8 922 630 271 358 3,5 3,0 4,0 99,7 75,7

1945 18 790 9 447 9 344 627 257 370 3,3 2,7 4,0 101,1 69,4

1950 20 947 10 527 10 420 691 273 418 3,3 2,6 4,0 101,0 65,3 1955 24 065 12 233 11 831 822 321 502 3,4 2,6 4,2 103,4 63,9 1960 27 755 14 164 13 591 979 388 591 3,5 2,7 4,3 104,2 65,7 1965 31 391 15 997 15 394 1 243 530 713 4,0 3,3 4,6 103,9 74,4 1970 35 605 18 007 17 598 1 566 708 858 4,4 3,9 4,9 102,3 82,5 1975 40 348 20 745 19 603 1 853 851 1 003 4,6 4,1 5,1 105,8 84,8 1980 44 737 22 695 22 042 2 113 955 1 158 4,7 4,2 5,3 103,0 82,5 1985 50 664 25 672 24 992 2 126 955 1 171 4,2 3,7 4,7 102,7 81,6 1990 56 473 28 607 27 866 2 417 1 091 1 326 4,3 3,8 4,8 102,7 82,3 2000 64 730 32 399 32 331 3 859 1 750 2 109 6,0 5,4 6,5 100,2 82,9 2005 68 861 34 491 34 370 4 647 2 011 2 636 6,7 5,8 7,7 100,4 76,3 2007 70 586 35 362 35 224 4 865 2 096 2 769 6,9 5,9 7,9 100,4 75,7

(29)

Tablo 3’ün Devamı

2008 71 517 35 901 35 616 4 893 2 139 2 754 6,8 6,0 7,7 100,8 77,7 2009 72 561 36 462 36 099 5 083 2 223 2 861 7,0 6,1 7,9 101,0 77,7 2010 73 723 37 043 36 680 5 328 2 331 2 997 7,2 6,3 8,2 101,0 77,8 2011 74 724 37 533 37 191 5 491 2 398 3 093 7,3 6,4 8,3 100,9 77,5 2012 75 627 37 956 37 671 5 682 2 474 3 208 7,5 6,5 8,5 100,8 77,1 2013 76 668 38 473 38 195 5 892 2 561 3 331 7,7 6,7 8,7 100,7 76,9 2014 77 696 38 984 38 712 6 193 2 699 3 494 8,0 6,9 9,0 100,7 77,3 2023 84 247 42 137 42 110 8 624 3 831 4 793 10,2 9,1 11,4 100,1 79,9 2035 90 680 45 260 45 421 13 158 5 936 7 222 14,5 13,1 15,9 99,6 82,2 2040 92 258 45 986 46 272 15 243 6 871 8 372 16,5 14,9 18,1 99,4 82,1 2045 93 175 46 377 46 798 17 476 7 893 9 583 18,8 17,0 20,5 99,1 82,4 2050 93 476 46 462 47 013 19 485 8 814 10 670 20,8 19,0 22,7 98,8 82,6 2055 93 278 46 304 46 974 20 982 9 487 11 494 22,5 20,5 24,5 98,6 82,5 2060 92 717 45 975 46 742 22 248 10 040 12 209 24,0 21,8 26,1 98,4 82,2 2065 91 800 45 481 46 319 23 525 10 625 12 901 25,6 23,4 27,9 98,2 82,4 2070 90 589 44 858 45 732 24 156 10 930 13 227 26,7 24,4 28,9 98,1 82,6 2075 89 172 44 150 45 022 24 672 11 214 13 458 27,7 25,4 29,9 98,1 83,3

Kaynak: (TÜİK,2014a)

* TÜİK, Genel Nüfus Sayımları, 1935-1990

** TÜİK, Nüfus Tahminleri, 2000-2007

*** TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi, 2008-2014

**** TÜİK, Nüfus Projeksiyonları, 2013-2075

Tablo 3’den de anlaşılacağı üzere, Türkiye’ de yaşlı nüfus oranı diğer yaş grupları arasında en fazla artış gösteren yaş grubunu oluşturmaktadır. Bu durum çeşitli açılardan değerlendirilecek olunursa; Birleşmiş Milletler tanımını temel alarak genel bir tanımlama yapacak olur isek; bir ülkedeki yaşlı nüfus oranın toplam nüfusa oranı %8 ile

% 10 arasında olması o ülkede nüfusun “yaşlı”, %10’un üzerinde olması ise “çok yaşlı”

olduğu anlamına gelmektedir. Demografik dönüşüm sürecinde olan Türkiye’de yaşlı nüfus oranı diğer yaş gruplarına kıyasla daha yüksek oranda bir artış göstermektedir (TÜİK, 2014a: 1). 1990’lara kadar %5’in altında kalan yaşlı nüfus oranı içerisine girdiğimiz son on beş yılda gözle görülür bir artış oranı sergilemiştir.

Genel olarak yaşlı nüfus oranlarının analizi ise bizlere artan yaşlı nüfus oranını ve yaşlılara yönelik faaliyete geçirilmesi gereken sosyal hizmet uygulamalarının önemini vurgulayacaktır. Nüfus projeksiyonlarına göre Türkiye’nin yaşlı nüfus oranının 2023 yılına gelindiğinde %10,2’ye yükseleceği ve “çok yaşlı” nüfuslu ülkeler arasında olacağı tahmin edilmektedir. 65 yaş ve yukarısı nüfus oranı 2014 yılında %8 iken, 2023 yılında %10,2, 2050 yılında %20,8 2075 yılına gelindiğinde ise %27,7’ ye yükseleceği öngörülmektedir (TÜİK, 2014a:1). Tahminlerden de anlaşılacağı üzere; Türkiye’de yaşlı nüfus oranı her geçen yıl daha fazla artmakta ve 2023 hatta akabinde 2050 yılına gelindiğinde “çok yaşlı” bir nüfus bizleri beklemektedir.

(30)

Verilerin bizlere açıkça sergilediği gibi ülkemizde ve tüm dünyada da yaşlı nüfus oranı giderek artmaktadır. 1950’de tüm dünyada 205 milyon olan 60 yaş ve üstü nüfusun, 50 yıl sonra üçe katlayarak 606 milyon olması beklenmektedir. Yaşlı nüfusun büyüme oranı toplam nüfusun büyüme oranından hızlıdır. 2025-2030 yıllarında yaşlı nüfus, toplam nüfusa göre 3,5 kat daha fazla büyümesi beklenmektedir (BM, 2002: 11).

1.1.2. Yaşlanma

“Yaşlanma, biyolojik olarak döllenme ile başlayan ve bütün ömür boyu süren bir sürecin büyüme, gelişme ve olgunlaşma aşamalarından sonraki duraklama, gerileme ve son olarak biyolojik organizmanın ölmesine kadarki düşüş, alçalma olgusu”, olarak tanımlanmaktadır (Koşar, 1996: 4).

Tomanbay (2002: 250)’a göre ise yaşlanma; anne karnında başlayıp, ölüme değin uzanan, canlının biyolojik, fizyolojik ve zihinsel yapısında olumsuz yönde değişmelere, eskimelere, işlev yitimine sebep olan ve kişinin sosyal yaşamını olumsuz yönde etkileyen kesintisiz bir süreçtir. Kendisini, kişinin bedeninde ve sosyal ilişkilerinde ya da olumsuz anlamda organ, işlev ve ilişki değişimleriyle göstermektedir.

Yaşlılık olgusu gibi yaşlanma olgusu da kendi içinde belirli kategorilerden oluşmaktadır. Canatan (1997: 11-12)’ın da çalışmasında değindiği üzere gerontologlar yaşlanmayı dört farklı şekilde değerlendirmektedir.

Kronolojik yaşlanma: Kronolojik yaş bireyin fiziksel sağlığı, zihinsel yeterliliği veya sosyal statüsü ile ilgili değildir. Kronolojik yaşlanmanın tanımı bireyin doğum tarihi temel alınarak yapılmaktadır. Kırk yaşında olan bir birey, otuz yaşında olan bireyden kronolojik olarak daha yaşlıdır.

Biyolojik yaşlanma: Biyolojik yaşlanmanın ana nedeni, kronolojik olarak yaşlanan organizmada hücre yenilenme sayısının düşmesi ve belli tipteki hücrelerin yenilenmemesi nedeniyle hücre kaybı olmasıdır. Kalp, akciğerler, dolaşım sistemi gibi organ sistemlerinin yeterliliğinin azalması gibi fiziksel değişimler temelinde açıklanmaktadır.

(31)

Psikolojik yaşlanma: Duyu organları ve algılama süreçlerinde, zeka, hafıza, öğrenme gibi zihin fonksiyonlarında, kişilikte, güdüler ve dürtülerde kronolojik yaşın ilerlemesiyle görülen değişikliklerdir.

Sosyal yaşlanma: Bireyin sosyal yapı içinde aile ve arkadaş çevresiyle, çalışma alanında, dini ve politik gruplar gibi örgütlenmeler içinde rollerinin ve ilişkilerinin değişmesini açıklamaktadır.

Yaşlanmanın kronolojik, biyolojik, psikolojik ve sosyal birçok boyutu bulunmaktadır fakat bireyler yaşlanırken sosyal rolleri ve ilişkileri de değişmektedir. Bu sebeple bireylerin bu süreçteki yaşlanma olgusuna bakışı kendi içinde farklı anlamlar taşımaktadır. Yaşlanma olgusu bireyin kendi içinde ona atfettiği değerle birinci derecede ilişkilidir. Birey yaşlanma olgusunu doğal ve olması gereken bir süreç olarak kendi içinde tanımlarsa, bu durum onda daha olumlu izlenimler oluşturacaktır.

Ayrıca yaşlanma olgusu da tıpkı yaşlılık olgusu gibi birçok farklı tanımlamayı bünyesinde barındırabilmektedir. Buradan hareketle tüm bu yaşlanma sınıflandırmalarına ek olarak gerontologlar yaşlanmayı demografik, tavan ve taban yaşlanması olarak üç farklı şekilde sınıflandırmışlardır. Demografik Yaşlanma; toplam nüfus içinde yaşlı sayısının artması durumudur. Bunun birinci nedeni, doğurganlığın azalması, ikincisi ise ortalama yaşam süresinin artmasıdır. Tavan yaşlanması;

toplumdaki yaşlı oranının artmasına denilir. Taban yaşlanması ise; toplumdaki genç oranının azalması olarak tanımlanmaktadır (Danış, 2015a: 20).

Yaşlılık ve yaşlanma olgusu kendi içinde ayrı ayrı değerlendirildiğinde açık bir şekilde yaşlanma olgusunun canlının döllenme süreci ve hemen akabinde doğmasıyla başlayıp ölümüne kadar süren olağan bir süreç olduğu, yaşlılık kavramının ise tamamı ile fizyolojik bir olgu olduğu ve yaşamın son aşaması olarak bizleri periyodik bir sırayla karşıladığı görülmektedir.

1.1.3. Yaşlılık Döneminin Genel Özellikleri

Yaşamın her döneminin kendine ait belirli özellikleri olduğu gibi yaşlılık döneminin de birtakım özellikleri bulunmaktadır. Yaşlılara verilen hizmetlerin etkinliği ve uygulanabilirliğini değerlendirebilmek için öncelikle yaşlılık döneminin özelliklerini analiz etmemiz gerekmektedir.

(32)

Sevil (2005: 53-54)’ e göre yaşlılık döneminin özelliklerinden;

Psikolojik özellikleri; Hislerin azalması, yalnızlık korkusu, özgüvenin azalması, hastalık ve ölüm korkusu, çekingenlik, ümitsizlik

Fizyolojik özellikleri; Zihinsel etkinliklerde ve bazı organlarda gerileme, çevreye karşı artan duyarlılık, duyu organlarında zayıflama, güç azalması ve yetmezlik

Sosyal Özellikleri; Otorite kaybı, rol ve statü değişikliği, aile ile ilişkilerinde sorun, üretici olma durumundan çıkıp tüketici olma durumuna geçme, başkalarının yardımına gereksinim duyma, faydalı olamama ve arkadaş ve dost bulamama olarak ifade edilmiştir.

Fizyolojik, psikolojik ve sosyal özelliklerine ek olarak yaşlı bireylerin çocuklarıyla, akrabalarıyla, arkadaşlarıyla, komşularıyla olan ilişkilerinde yaşadıkları farklılıklar, değişen sosyal roller, ulaşım ve barınmaya ilişkin zorluklar, zaman kullanımında yaşlanma sürecine bağlı yaşanan güçlükler, hayatlarının her evresinde olmasa da zaman zaman, karşısına baş etmek durumunda kaldıkları yeni sorunlar olarak çıkabilmektedir.

(Önal Dölek, 2011: 26)

Bu dönemde karşı karşıya kalınan kronik hastalıklar ve yetersizlikler yaşla birlikte artmakta ve günlük yaşam aktiviteleri konusundaki yardıma duyulan ihtiyaçta da artış göstermektedir. 2003 yılında yapılan Ulusal Sağlık Görüşmeleri Anketi araştırmasından elde edilen verilere göre 65-74 yaş aralığındaki yaşlı bireylere kıyasla 85 yaş ve üstü bireyler yedi kat daha fazla başkalarının yardımına ihtiyaç duymaktadır. Bu araştırma, aynı zamanda yaşlı kadınların, yaşlı erkeklere göre daha çok kişisel yardıma ihtiyaç duyduklarını göstermektedir (Benjamin ve Chan, 2006: 425).

Bireylerin artan yaşlarıyla birlikte başka bireylere olan ihtiyacı artmakta ve günlük yaşam aktiviteleri sekteye uğramaktadır. Bu durum ise “yaşlılık” olgusunun olağan bir süreç gibi algılanmasını zorlaştırmakta ve korkulan ve kaçınılan bir dönem olarak algılanılmasına sebep olmaktadır. Bu dönemde karşımıza çıkan en belirgin özellik fizyolojik özellikler olmasına rağmen, artan yaşla birlikte psikolojik ve sosyal bazı durumlar da ortaya çıkabilmektedir. Özellikle, fizyolojik değişiklikler yaşlı bireyin hayatını etkilediği gibi aynı oranda aile fertlerinin de hayatlarını etkileyebilmektedir.

Uygulanacak olan sosyal hizmet politikaları bu noktada kilit önem taşımaktadır.

(33)

Özellikle çalışmanın konusu olan evde bakım uygulamaları, bu aşamada bizlere yaşanılacak olan krizlerin çözüm anahtarını sunmaktadır.

Evde bakım uygulamalarının önemine değinilmeden önce, yaşlılıkta karşılaşılan psikolojik, fizyolojik ve sosyal sorunların analizinin daha ayrıntılı incelenmesi çalışmamız açısından daha sağlıklı olacaktır. Emiroğlu (1995: 23)’na göre bu değişimin psikolojik yönü başlıca üç grupta toplanmaktadır. Bunlar; fiziksel gerileme, statü kaybı ve ölüm korkusudur. Statü kaybı ile ilgili özellikler, saygınlığı kaybetme, belli yaşa gelince emekli olma, emekliliğe bağlı olarak gelir kaybına uğrama durumudur. Ölüm ile ilgili korku ise dinsel inançlara aşırı bağlılıktan, gerçekleştirilmek istenen amaçlara ulaşamama endişesinden ve yaşamın kısalığından kaynaklanmaktadır.

Yaşlılığın getirdiği psikolojik durumlara ek olarak, yaşlılık beraberinde bir takım fizyolojik değişikliler de meydana getirmektedir. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir; kan damarları, sinirler, vücut derisi ve diğer biyolojik dokular elastikiyetini kaybeder, damarlarda sertlik, eklemlerde dejenerasyon meydana gelir.

İskelet yapısı bozulur, kemikler incelir ve kırılganlaşır. Refleksler ve hormonal aktiviteler yavaşlar. Genel dolaşım sisteminde ortaya çıkan bozulmalardan dolayı birçok sağlık problemleri yaşanır. Azalan kan basıncı, zihinsel aktiviteyi olumsuz yönde etkiler, kas ve diğer vücut organlarının etkililiğini azaltır. Tüm bunlardan dolayı yaşlılıkta birçok hastalık gibi felç ve kalp krizi riski de artar (Zastrow, 1991: 269).

En genel anlamıyla Emiroğlu (1995: 20)’na göre ise yaşlılıktaki fiziksel gerilemeleri üç grupta toplamak mümkündür. Bunlar;

1. Bedensel gerilemeler: Yürüme, koşma, boşaltım vb. bozukluklar, 2. Seksüel gerilemeler: Hormon ve üreme etkinliklerinin durması, 3. Entelektüel gerilemeler: Bellek kaybı, unutkanlık vb. belirtilerdir.

Ayrıca yaşlı bireylerde görme, işitme duyuları ve hareket yeteneği azalmakta, bu nedenle bireylerin kazaya yatkınlığı artmaktadır (Yaşam Kalitesi Rehberi 2003: 27).

Yaşlanma döneminin sosyal özellikleri de yaşlının hayatında önemli bir yer tutmakta ve bir takım değişikliklerin oluşmasına sebep olmaktadır.

(34)

Sosyal özelliklerin en önemlisi statü ve rol kaybının yol açtığı toplumda yaşlı bireylere karşı var olan bağımlı, eski moda, ikinci sınıf gibi tutumlar ve ön yargılardır. Kronolojik yaşı daha genç olanların yaşlılara yönelik bu olumsuz tutum ve davranışları ile kültürel ön yargılar, yaşlı bireylerin kendilerine ilişkin kişisel algılamalarını ve rollerine ilişkin davranışlarını etkilemektedir (Arber ve Evandrou, 1993: 11; akt., Danış, 2004: 18).

Kişinin yaşlılık döneminde yaşadığı fizyolojik, psikolojik ve sosyal sorunlar bir sarmal halinde onların hayatını etkilemektedir. En belirgin olan fizyolojik kayıplar sosyal aktivitelerini yeri geldiğinde doğrudan yeri geldiğinde ise dolaylı olarak etkilemektedir.

Yaşlı bireyler değişen sosyal koşullara, ortaya çıkan yeni teknolojiye ayak uydurmakta zorluk çekmektedirler. Özellikle kentlerde yaşayan ailelerde kadınların da çalışma yaşamına girmesinin etkisiyle yalnız kalabilmektedirler. Ailenin küçülmesi ve hareketlilik sonucu yetişkin çocukların yaşlılarına bakma imkanlarının azalması söz konusudur. Gittikçe daha az sayıda çocuğa sahip olma ve coğrafi uzaklık etrafta daha az sayıda evladın olmasına yol açmıştır, gelişime ve değişme aile ve akrabalar içindeki rol modellerini değiştirmiş, aile ve çevrenin sorumluluğu bir ölçüde topluma devrolmuştur (Koşar, 1996: 58-65)

Çalışma yaşamından ayrılmak, emekli olmak başlı başına insan hayatında sosyal olarak önemli değişiklik yaratan ve stresli bir olaydır. Emeklilikte, bireyin sosyal yanını devam ettirebileceği bir çevre bulması ve ona uyum gösterebilmesi önemli bir sorundur.

Yaşamının büyük bir bölümünü işine ve işyerine adayan, adeta bunlarla özdeşleşen birey, emeklilikle birlikte kendisini bir boşluğun içinde bulmaktadır. Toplumla ilişkilerin zayıfladığı ve sınırlandığı yaşlılık döneminde bireyler giderek toplumdan uzaklaşmaya başlamaktadır (Danış, 2015a: 28 ).

Yaşlı kişilerin karşılaştığı bir başka sosyal sorun ise eşinin ölümüdür. Yapılan çalışmalar kadınların erkeklere oranla daha uzun yaşadığını göstermektedir. Bu nedenle kadınlar arasında eşin ölümünden sonra dul kalma olgusu daha yaygındır. Eşi ölen erkekler ise genellikle yeniden evlenmektedirler. Bu da toplum tarafından desteklenen bir durumdur. Oysa eşi ölen kadınların "dulluk" statüsünü kabul ederek yeniden evlenmesine pek sıcak bakılmamaktadır. Bu durumda, yaşlı kadınların yaşlı erkeklere oranla ekonomik ve sosyal güvence, yalnızlık gibi konularda daha fazla risk altında olduğu söylenebilir. Yaşlılık nedeniyle çalışma yaşamı dışında kalan kişinin gelirinde

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırmaya katılan bakım veren aile üyelerinin yaşlıya bakım verme sürelerine göre bakım verme yükü ölçeği puanları arasında istatistiksel olarak

黃帝外經 順逆探原篇第二 原文 伯高太師問于岐伯曰:天師言顛倒之術,即探陰陽之

生物化學暨細胞分子生物學科黃彥華主任 表示,對於曾任中研院分子生物研究所研

Bakım verenlerin yaşı, cinsiyeti, çalışma ve gelir durumu, hastalığın evresi, süresi ve bakım verme süresi ile bakımveren yükü envanteri toplam ve alt

Þöyleki, komplementasyon grubu A, C, G, F olan hücrelerde iyonize radyasyondan sonra FANCD2 proteini normal olarak fosforile olurken, bu hücrelerde FANCD2

bakım verenlerde en sık karşılaşılan sağlık problemi olması sebebiyle depresyonun rutin olarak taranması, ihtiyaca göre rehberlik hizmetlerinin psikolog-psikiyatrist

İzmir Bornova Belediyesi kapsamında evde bakım hizmeti alan 65 yaş üstü bireylere bakım veren aile üyelerinin bakım verme yükü durumu ve ilişkili faktörleri incelenen bu

Alzheimer hastası bireylere bakım veren kadın ve erkek aile üyelerinin yük düzeylerini karşılaştırmak ve yük boyutlarındaki (zaman-bağımlılık, gelişimsel,