• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURAMSAL ÇERÇEVE

1.7. Evde Bakım Hizmetinin Gerekliliği ve Önemi

Kendi evinde, kendi düzeninde yaşamak her bireyin hakkıdır. Eğer yaşlı bireyin ekonomik ve sağlık durumu buna elveriyorsa ve kişi bunu istiyorsa yalnız yaşaması yönünde (alış veriş, eve yemek, faturaların yatırılması, temizlik, uygun konut mimarileri vb.) desteklenmelidir. Şu da unutulmamalıdır ki yalnız yaşamak tamamen çevreden ve

toplumdan izole olmak anlamını taşımamaktadır. Eğer varsa aile üyeleri, akrabalar, arkadaşlarla ilişkiler ve etkileşimler sürdürülebilmektedir. Ancak kişinin ne ekonomik durumu ne de sağlık durumu iyi değilse, zorunluluktan yalnız yaşamak durumundaysa daha fazla hizmet modelleri ile desteklenmelidir. Toplumların giderek yaşlandığı göz önüne alınırsa yaşlılar ve bakıcıları için üretilecek politikaların ve hizmet modellerinin varlığının hem aile, hem yaşlı birey hem de toplum açısından ne kadar önemli olduğu anlaşılacaktır (İçağasıoğlu, 2005: 48). Yaşlı bireyler açısından uygulanabilecek en uygun politika ve hizmet modellerinin başında evde bakım hizmeti gelmektedir.

Danış (2015: 17)’ın da çalışmasında belirttiği gibi; ortalama yaşam beklentisinin artması, düşük doğum ve ölüm hızı, sağlık hizmetlerinin her geçen gün yaygınlaştırılması, teknolojinin insan yaşamına getirdiği kolaylıklar, insan haklarının, demokrasinin ve sosyal adaletin gelişmesi; özellikle ileri yaş dönemi olarak adlandırılan yaşlılık dönemi içindeki bireylerin psikolojik, sosyo-ekonomik ve fizyolojik gereksinimlerinin çağın gereklerine uygun bir biçimde karşılanması amacıyla yürütülen evde bakım hizmetlerine olan gereksinimi gün yüzüne çıkarmış ve her geçen gün bu gereksinimi arttırmıştır.

Durgun (2015: 180) çalışmasında kurumsal yapılarda yoğunlaşan bakımdan uzaklaşarak, toplum içinde verilen bakım ve destek hizmetlerine ağırlık verilmesinin önemli nedenleri olarak aşağıda yazılı olan maddelere yer vermiştir:

Yaşlı yurtlarında kalan bakıma muhtaç bireylerin sayısının hızla artması ve gereksinimlerinin karşılanamayacak boyuta gelmesi,

Yalnız yaşayan yaşlılar için değil bedensel ve zihinsel engelliler için de kurumsal bakıma alternatif barınma ve destek hizmetlerinin sunulması gerektiği doğrultusunda oluşan reaksiyon,

Yaşlılara yönelik kurum bakımı kapsamında çalışacak yetişmiş bakım elemanların temininde yaşanılan güçlük,

Yaşlılara yönelik kurum bakımının oldukça uzun bir dönemi kapsaması ve maliyetinin göreceli olarak oldukça yüksek olması

Yapılan araştırmalar sonucunda yaşlıların toplum içinde, özellikle de kendi yetiştikleri ortam içinde olabildiğince uzun süre bağımsız yaşama istekleri, olarak belirtilmiştir.

Evde bakım uygulamalarında temel amaç, bakıma muhtaç kişilerin ailelerinden ve sosyal çevrelerinden ayrılmadan, kendilerini en rahat hissettikleri ortamda hayatlarını devam ettirmelerini ve hayat kalitelerinin yükselmesini sağlamaktadır. Tüm bu faktörlere ek olarak evde bakım hizmeti;

Huzurevi gibi kurum bakımının yanında evde bakım uygulamaları bakım maliyetinden önemli oranda tasarruf sağlamaktadır. Ayrıca hastanede sunulan hizmetlerden daha etkilidir.

Sosyal ilişkilerini devam ettirdiği aile bireylerinin yanında yaşaması manevi açıdan destek sağlamakta ve bakıma ihtiyaç duyma stresi azalmaktadır (Karataş, 2011: 40-41).

Beslenme, giyinme, temizlik gibi temel ihtiyaçların kendi alışkın olduğu şekilde yerine getirilmesi kurum bakımında memnun olunmayan konuların doğal olarak ortadan kalkmasını sağlamaktadır (Karataş, 2011: 40-41).

Bakıma gereksinim duyan bireyin kendine göre alışkanlıkları, kuralları ve prensipleri bulunmaktadır. Kurum bakımında toplu yaşam kuralları nedeniyle uyulması gereken genel kuralalar, bakıma muhtaç bireyin kişisel ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır (Karataş, 2011: 40-41). Evde bakım hizmeti ile birey kendi alışkanlıklarını ve düzenini kendi istediği ortamında sağlayabilmekte ve rutin kurallara uymak zorunda kalmamaktadır.

Sağlık hizmetlerindeki gelişmelerle birlikte tıbbi cihazların ev ortamında da kullanılabilir şekle dönüşmüş ve birçok kronik hastalığın ev ortamında takip edilmesi mümkün hale gelmiştir. Ayrıca hastanelerde yatış süreleri de azalmıştır (Oğlak, 2007: 42). Bu durumda birçok yaşlı hastane ortamı yerine evlerinde kolaylıkla tedavi görebilmekte ve hastane kapasitesi doldurulmamış olmaktadır.

Kurum bakımının rutin işleyişi bakıma muhtaç bireyin kendi kimliğine zarar vermekte ve benlik saygısının azalmasına neden olmaktadır. Evde bakım hizmeti ile birey sosyal onay ve değerli olma ihtiyacını karşılamış ve hissetmiş olma fırsatını yakalamış

olacaktır (Karabağ, 2007: 51). Evde bakılan birey sahip olduğu bütün özgürlüklerini yaşayabilecektir.

Hastane ortamında, sevdiklerinden ve aile fertlerinden uzakta hasta psikolojisinden kurtulabilmesi, yaşlının kendini güvende, özgür ve huzurlu hissedebilmesi için sunulabilecek en etkin ve ekonomik bakım ‘evde bakım’ hizmetidir.

Tüm bu faktörlere ek olarak, Almanya’da yapılan bir çalışmada evde düzenli olarak bakılan bakıma muhtaç yaşlıların % 88’i alışverişini yapamadığı, % 86’sının toplu taşıma vasıtalarına binemediği, %84’ünün ev temizliği yapamadığı, % 71’inin banyo yapamadığı, % 70’inin misafirliğe gidemediği, % 69’unun yemek pişiremediği , % 64’ünün evini ısıtamadığı , % 63’ünün mali işlerini takip edemediği, % 59’ unun dışarıdaki işlerini takip edemediği, % 57’sinin duş alamadığı, % 57’sinin merdivenleri kullanamadığı ve % 44’ünün ilaçlarını doğru kullanamadığı ortaya tespit edilmiştir (Hopfe, 1993: 175; akt. Seyyar, 2013: 49) .

Ülkemizde de aynı şekilde birçok yaşlı günlük yaşam aktivitelerini ve bakımlarını tek başına gerçekleştirememekte ve bir bakıcının varlığına gereksinim duymaktadır. Özellikle ülkemizde şehir planlamasının ve mekanların bir kısmının yaşlı ve engelli olan bir bireye uygun yapıda olmaması yaşlı bireylerin bakımını üstlenen bir bireyi zorunlu hale getirmiştir. Yapılan araştırmada alışverişini, günlük bakımını, özel gereksinimlerini karşılayamayan tüm oranlar aslında bu ihtiyaçların aynı yüzde oranında bakıcılar tarafından gerçekleştirildiğinin de açık bir kanıtı olmaktadır. Bu bakımdan yaşlanan bir dünya da evde bakım hizmetinin önemi ilk bakışta bizleri karşılamaktadır. Özellikle çalışmamızın öneminde de bahsedildiği üzere ülkemizde de yaşlı nüfus oranları hızla artmakta ve Gümüşhane ili bu oranlar açısından en ön sıralarda gelmektedir. Çalışmamız kapsamında elde ettiğimiz verilere bakıldığında Gümüşhane ili genelinde yaklaşık 1500 kişi evde bakım hizmetinden faydalanmaktadır. Evde bakım hizmetinin tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemiz açısından da büyük önem taşımaktadır.

Özellikle Türk toplumunda kurum bakımı ‘kültürel’ nedenlerden ötürü de çok fazla tercih edilmemekte ve ‘iyi gözle’ bakılmamaktadır. Çalışmamız kapsamında bu verilere ayrıca değinilecek ve yorumlanacaktır.

Sosyal hizmet uzmanın penceresinden sistem yaklaşımı içerisinde ele alındığında evde bakım uygulamasının önemi daha iyi analiz edilmiş olacaktır. Sistem yaklaşımı bir bütün olarak insan davranışlarını inceler bu bağlamda evde bakım uygulamalarında yaşlı ve bakıcı açısından bir bütün olarak düşünülmesi gerekmektedir. Yaşlı kişinin yaşadığı sorunlar kadar bakıcısı olan kişinin yaşadığı sorunlar göz önünde bulundurulmalı ve sistem yaklaşımı çerçevesinde hem bakıcının hem yaşlının hem de tüm aile fertlerinin işlevselliğini sağlayacak politikalar uygulanmalıdır.