• Sonuç bulunamadı

1.2. Summa Honoraria

2.1.3. Euergesia’da Gönüllülük ve Baskı

P. Veyne, euergesia’nın doğasında bir çift yönlülüğe işaret etmektedir; euergesia hem euergetes’in cömertliği hem de geri kalanların beklentisi ve elitin kent içindeki konumu ile oluşan gayri resmi baskı ile ilişkidir129. Yunan kültürü içinde zengin olan kişinin, parasını kamu yararına hizmetler için harcaması ahlaki bir yükümlülüktü130. Kentler, yerel elitleri daha çok euergesia gerçekleştirmeye ve memuriyet üstlenmeye, bunun sonucu olarak da kent yönetiminin finansını üstlenmeye yöneltiyorlardı131. Elitlerin daha çok onur ve şöhrete yönelik artan arzuları da onları bu baskıya açık hale getiriyordu132. MÖ II. yüzyıl ortalarından

124

Gauthier, biçimsel olarak euergetai yazıtlarında kullanılan terimlerin ve onurlandırma şekillerinin agonistik yazıtlarında kullanılan terimlerle benzerliklerine işaret etmektedir, bkz. Gauthier, cités grecques, s. 12.

125

Hellenistik Çağ onurlandırma yazıtlarında sıkça görülen teşvik ifadeleri için bkz. aşağıda s. 24.

126

Nijf, Civic World, s. 119vd.

127

Veyne, Bread and Circuses, s. 107

128

Veyne, Bread and Circuses, s. 112. Küçük Asya yazıtlarında belgelenmiş çeşitli amaçlara yönelik vakıflar için bkz. Laum, Stiftungen, s. 75-142 no. 65-204a.

129

Veyne, Bread and Circuses, s. 103vd.

130

Veyne, Bread and Circuses, s. 142; Kleijwegt, Voluntarily, s. 65.

131

Dmitriev, City Government, s. 174, krş. A.H.M. Jones, Greek City, s. 184; Garnsey, Decline, s. 4-15; Kleijwegt, Voluntarily, s. 65

132

itibaren euergesia’nın ailevi niteliği ile kent ve halk için faydalı olmak ve karşılığında onurlar elde etmek birçok varlıklı elit ailenin geleneği halini aldı. Bu gelenek ve kentin beklentileri elit ailelerin yeni fertleri üzerinde atalarının hizmetlerini devam ettirme ve hatta daha ileriye taşıma konusunda bir baskı oluşturmaktaydı133. Aksi halde Polybios’un, çağdaşı olan Hellenistik kralları ataları kadar cömert olmamakla eleştirmesi134 gibi kentin ve onun politik organı demos’un da varlıklı bir genç yurttaşı eleştirmesi mümkündü. Zira yerel elitler Hellenistik krallardan doğan boşluğu doldurarak euergesia’nın politik ve sosyal döngüsüne dahil olmuşlardı. Böylece baskı MÖ II. yüzyıl ortalarında kentler ve yerel elitler arasındaki ilişkinin bir parçası olarak kent politikası ve ekonomisinde yerini aldı135. Zira Roma Çağı’nda yurttaşlardan kent adına toplanan doğrudan vergilerin bulunmaması136 kent işlerinin idame ettirilebilmesi için yeni kaynaklar bulunmasını gerekli kılıyordu. Varlıklı yurttaşlar ise geleneklere uygun olarak bu kaynakları sağlamaya yönlendirilebilirdi. Zira onlar hizmetleri ve armağanları karşılığında kendilerini sosyal ve politik açıdan öne çıkartan onurlar elde ediyorlardı. Kleijwegt, Hellenistik dekretlerin bitimlerindeki teşvik ifadelerinin diğer yurttaşları da onurlandırılan kişinin izinden gitme ve onurları hak etme yolunda teşvik ederken ahlaki yükümlülükleri ön plana çıkartarak bir ölçüde dolaylı baskı uyguladığına işaret etmektedir137. Bununla ilişkili olarak Roma Çağı’nda teşvik ifadelerinin azalarak yok olması baskının gizliden aşikâra doğru gidişi ve oligarşik toplum yapısı içinde yerel elitlerin baskıya daha açık olmaları ile ilişkidir. Böylece Roma Çağı’nda kent memuriyetleri pazarlık sonucu satılan bir emtia halini aldılar fakat alıcılar her zaman satın alma konusunda çok istekli değillerdi. Çoğu zaman onları ödeme yaparak satın almaya razı edecek yumuşak bir baskı uygulamak gerekliydi138. Bu gayri resmi baskı yazıtlarda προτρέπεσθαιfiili139 (razı olmak) ve προτρεπή (rıza) ismi ile kendini göstermekteydi. Sadece arkhai ve leitourgiai değil, euergesiai da bu baskının kapsamına dahildi. Euergesia, zengin yurttaşın kentine ve yurttaşlarına karşı bir ahlaki yükümlülüğü idi ve bu yükümlülüğü yerine getirmesi beklenirdi. Kent, varlıklı elit üzerinde doğrudan bir baskı uygulamak yerine onları söz konusu masraflı hizmeti kabul etmeye yönlendirirdi, varlıklı kişi servetini kenti ve halkı için kurban etmeliydi140. 133 Kleijwegt, Voluntarily, s. 67vd. 134 Bkz. yukarıda s. 17 dn. 92. 135

Sartre, Haut-Empire romain, s.142; Kleijwegt, Voluntarily, s. 66-68. Ayrıca bkz. Migeotte, théâtre à Iasos, s. 274, krş. Dmitriev, City Government, s. 290. Dmitriev, Hellenistik Çağ’da varlıklı aileler üzerinde memuriyet üstlenme konusunda bir baskının varlığına ilişkin yeterli delil bulunmadığı görüşündedir.

136

Magie, Roman Rule, s. 63.

137

Kleijwegt, Voluntarily, s. 71.

138

Veyne, Bread and Circuses, s. 136vd ve 186vd not. 212; Kleijwegt, Voluntarily, s. 67vd.

139

Προτρέπεσθαι için bkz. Robert, OMS I, s. 621vd.

140

Euergesia gerçekleştirmek ve bu kapsamda arkhe veya leitourgia üstlenme konusundaki isteksizlik ve bunun karşılığında ortaya çıkan baskı ile birlikte içten gelen ve gönüllü olarak üstlenilen görevler veya söz verilen adaylıklar büyük övgülerle karşılık buldular141. Bu gönüllülüğü ifade eden αὐθαίρετος142 (kendi arzusu / seçimi ile), ἑκούσιος (kendiliğinden), αὐτόκλητος (göreve çağırılmadan) gibi sıfatlar da yazıtlarda yer aldılar143. Bu şekilde hizmet ve armağanlarını gönüllü ve kendiliğinden veren kişiler kendilerini diğerlerinden ayırıyorlardı. Baskının varlığı ve bu ifadeler aynı zamanda MS I. ve II. yüzyıllarda da arkhe ve leitourgia üstlenme konusunda zaman zaman gönülsüzlük ve aday eksikliği olduğuna işaret etmektedir144. Gönüllü adayların eksikliği, verilmiş olan sözleri kent için son derece önemli kılıyordu145. Bu nedenle bu resmi sözlere dair belgeler kent arşivinde saklanıyordu146. Elitler üzerindeki baskı bir ölçüde de diğer elitlerden kaynaklanıyordu, zira elitler kendi aralarında bu ağır yükü bir diğerinin sırtına yüklemek veya onu üstlenmeye ikna etmek için çaba gösteriyorlardı147.

Kleijwegt, elitler üzerindeki baskının gelişimini şu şekilde açıklar; MÖ II. yüzyıl öncesinde geniş bir tabana yayılan euergetai, kendi iradeleri ile hizmet ve armağan sunuyorlardı ve henüz euergesia gerçekleştirmeyi aile geleneği olarak benimsememişlerdi. MÖ II. yüzyıl ortalarından itibaren tüm euergesia’ları tekeline alan yeni bir euergetes sınıfı ortaya çıktı. Kentin genelinden servet bakımından ayrılmaları onları baskıya daha açık hale getirdi. MS I. yüzyılda ise bu yerel elit sınıfı kent içinde çok küçük bir zümreden oluşuyordu ve yine bu az sayıdaki kişinin arkhe ve leitourgia’ları üstlenmesi, ayrıca kent için euergesia’lar gerçekleştirmesi gerekiyordu. Aday listelerinin kullanımı ve leitourgiai için rotasyon sistemi buna ek olarak da eyalet valisinin aday gösterme konusundaki etkisi elitler için adaylıktan kaçış yollarını kapatıyordu. MS II. yüzyılda isteksizlik daha da arttı, dolayısıyla daha çok baskı gerekiyordu. Bu şekilde baskının artışı elitlerin arkhe ve leitourgia üstlenme konusundaki hevesinin de azalmasına neden oldu148.

141

Veyne, Bread and Circuses, s. 137.

142

Veyne, Bread and Circuses, s. 137 ve 187 not. 214; Robert, OMS I, s. 288. Ayr. Bkz. T.90 (sat. 11-12) ve I.Tralleis, no. 80 (sat. 2-3).

143

Đfadelerin karşılaştırılması ve farkları için bkz. Kleijwegt, Voluntarily, s. 72vd. Kleijwegt, αὐθαίρετος ile ifade edilen bir memuriyetin gönüllülük içermesine karşın tam olarak kendiliğinden ortaya çıkmadığını, kentten gelen bir talep karşılığında gerçekleştiğini buna karşın αὐτόκλητος ifadesinin ise kendiliğinden ve gönüllü anlamında olduğunu ifade etmektedir.

144

Kleijwegt, Voluntarily, s. 68 -72, özellikle 71vd, krş. A.H.M. Jones, Greek City, s. 184; Macro, Cities, s. 687; Sartre, Orient romain, s. 147; Zuiderhoek, Politics of Munificence, s. 43.

145

Kleijwegt, Voluntarily, s. 65.

146

Veyne, Bread and Circuses, s. 133.

147

Veyne, Bread and Circuses, s. 139.

148

Aday eksikliği merkezi otoritenin yani Roma’nın da işine gelmiyordu zira eyaletlerde işlerin aksamasına neden olmaktaydı. Arkhe ve leitourgia üstlenme konusundaki isteksizliğe karşı kentlerin uyguladıkları bu baskı Roma yasaları tarafından da desteklenmekteydi. Amaç imparatorluğun her yerinde yerel yönetimlerin temel işlevlerinin yürütülmesi ve finansının sorunsuz olarak sağlanmasıydı149. Đmparatorlar Antoninus ve Lucius Verus150 yayınladıkları edictum ile memurları miras olarak para bırakma yükümlülüğü altına soktular. Üstelik yalnızca magistratların kendilerini değil varislerini de bundan sorumlu kıldılar151.

Bir kişinin euergetes olarak anılması için bir kamu bağışı yapmış olması yeterli değildi; verilen armağanın kent ve halk tarafından kabulü ve karşılığının bahşedilen onurlar ve heykeller gibi araçlarla verilmesi ile mümkündü152. Kimi zaman euergetes’in hizmetleri ile toplumun talepleri birbirini karşılamayabiliyordu, MS 145/146 yılına tarihlenen bir yazıtta Ephesoslu Vedius Antoninus’un kente armağan ettiği görkemli yapılara karşın hizmetlerinin karşılığı olan onurları elde edemediğini ve bu durumun Đmparator Antoninus Pius’un Ephesos’a gönderdiği bir mektup sayesinde çözülebildiği anlaşılmaktadır153. Antoninus Pius, Vedius Antoninus’u birçok politikacı gibi gösteriler, dağıtımlar ve agon’lar düzenlemek yerine kentine kalıcı armağanlar verdiği için övmektedir154.

Veyne, arkhe veya leitourgia’nın gerektirdiği harcamalar ile summa honoraria niteliğindeki ödemeleri “euergesia ob honorem” olarak isimlendirmekte ve ahlaki veya yasal yükümlülükler olduklarına işaret ederek, bir yükümlülük ile ilişkili olmayıp kendiliğinden ve gönüllü olarak gerçekleştirilen diğerlerinden ayrı değerlendirilmesi gerektiğini155, bununla birlikte bir euergetes’in üstlendiği arkhe ya da leitourgia’nın gerektirdiğinin ötesinde harcamalar gerçekleştirdiği zaman bu hizmetinin kente veya yurttaşlara faydalı olma amacı

149

Garnsey, Decline, s. 8-15; Dmitriev, City Government, s. 318vd.

150

Dmitriev, City Government, s. 318.

151

Bkz. Dig. L.1.38.2: “Imperatores Antoninus et Verus rescripserunt ad magistratus officium pertinere exactionem pecuniae legatorum, et si cessaverint, ipsos vel heredes conveneri aut, si solvendo non sint, fideiussores eorum qui pro his caverunt.” Ulpianus ise kent meclisi (boule) üyelerinin oğullarının masraflı meclis üyeliği için ilk adaylar olduğuna ve gönüllü adaylıkların yanında kimi zaman babalarının onların adaylığına karşı çıktıklarına değinir. Bkz. Dig. L.1.2pr.: “Quotiens filius familias voluntate patris decurio creatur, universis muneribus, quae decurioni filio iniunguntur, obstrictus est pater quasi fideiussor pro filio. consensisse autem pater decurionatui filii videtur, si praesens nominationi non contradixit. proinde quidquid in re publica filius gessit, pater ut fideiussor praestabit.” Quass, Honoratiorenschicht, s. 379vd; Dmitriev, City Government, s. 318vd.

152

Zuiderhoek, Politics of Munificence, s. 11.

153

I.Ephesos, no. 1491 (SIG3 no. 850). Yazıt için ayrıca bkz. Danker, Benefactor, s. 69vd; J.M. Reynolds, Cities, s. 27; Zuiderhoek, Politics of Munificence, s. 108vd.

154

C.P. Jones, Dio, s. 111.

155

Veyne, Bread and Circuses, s. 10 vd. Veyne’in bu ayrımı euergesia’nın genel olarak politik amaçlar uğruna gerçekleştirildiğini reddetmemektedir, krş. Zuiderhoek, Politics of Munifcience, s. 113vd; Andreau, et al., Annales ESC 33 (1978) s. 312.

güden gönüllü bir euergesia’ya dönüştüğünü ifade etmektedir156. Fakat arkhe, leitourgia ve euergesia’nın iç içe girdiği Roma Çağı’nda varlıklı elitler üzerindeki baskı, euergesia’nın kendiliğinden ve gönüllü olarak gerçekleştirildiği konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. Bununla birlikte verilmiş sözler ve gerçekleştirilmiş euergesiai, doğrudan bir arkhe veya leitourgia ile ilişkili görünmese de adaylık sırasında memuriyeti üstlenmeyi kolaylaştırma amacı ile gerçekleştirilmiş olabilir. Bu nedenlerle Veyne tarafından ortaya konan bu ayrımı yapmak kendisinin de kabul ettiği gibi Roma Çağı için birçok durumda olanaksızdır157. Zira yazıtlar gerçekleştirilen hizmetin arkhe veya leitourgia yükümlülüklerinin dışında olduğuna dair oldukça ender bilgiler sunarlar.