• Sonuç bulunamadı

Elektronik Ortamda Yapılan İrade Beyanları

İrade beyanı, belirli bir hukuki işlemin gerçekleştirmesine yönelik arzunun ifade edilmesinden başka bir şey değildir. Elektronik olarak dermeyan olunan bir irade beyanında da, dış dünyaya yöneltilmiş bir beyan ve bu beyanla bağlı olma arzusunun varolması gerekir. Buna karşın otomatik olarak bilgisayarlar tarafından yapılan irade beyanları birtakım özellikler gösterir52.

Önceleri akademik bir araştırma ağı olma özelliği sergileyen Internet günümüzde elektronik ticarete yönelik global bir ticarî hizmet aracına dönüşmüştür. Bu sistemde bilgisayara yüklenmiş olan bir program, araya insan unsuru girmeden otomatik olarak irade beyanında bulunmakta ve otomatik olarak muhatabına göndermektedir. Mesela büyük bir hipermarketin bilgisayar sistemi kendiliğinden deponun son durumunu kontrol etmekte ve gerekirse ihtiyaç halinde daha önceden belirlenmiş firmaya siparişte bulunmaktadır. Görüldüğü gibi bu sistemde insan tarafından yapılan aktif bir hareket söz konusu olmamaktadır. Bu tür hallerde çoğunlukla normal insan tarafından yapılmış bir iradenin mevcudiyeti kabul edilmektedir. Zira beyanda bulunan burada sadece irade beyanının kurulması ve karşı tarafa iletilmesinde bilgisayardan faydalanmaktadır. Bu beyan daha önce belirlenmiş şartlarda yapılması sebebiyle beyanda bulunanın arzusuna uygundur. Ayrıca böyle bir bilgisayar sistemi kullanan müteşebbis, bu sistem tarafından

51 Federal Almanya’da “İşyeri Örgütlenme Yasası” çerçevesinde işverenin işçi temsilcileriyle yaptığı

normatif etkili sözleşmelerin de benzer gerekçelerle hakkaniyet denetimine tabi oldukları kabul edilmektedir (SOYER, 37, dn. 63’ten naklen).

52 BOZBEL, S.:İnternet Üzerinden Yapılan Hukuki İşlemler ve Bu Konudaki 97/7 Sayılı AB Yönergesi ile

Alman ve İsviçre’deki Düzenlemeler, (http://www.hukukcu.com/bilimsel/kitaplar/internet_uzerinden_ hukuki_islem.htm,) 5; ACIR, B.: Elektronik İmza ve Elektronik Kayıtların Medeni Usul Hukukunun İspat Kuralları Yönünden Değerlendirilmesi, SPK. Yeterlilik Etüdü, Ankara, 2000, 15 (http://www.spk.gov.tr/yayınlar/kye/2000_BirsenAcir.pdf).

yapılan irade beyanlarıyla bağlı olacağı hususunda karşı tarafa haklı bir güven oluşturması dolayısıyla bu tür beyanlar kendisine izafe edilmek gerekir53.

B. Elektronik Ortamda Yapılan İrade Beyanları 1. Elektronik Ortamda İrade Beyanında Bulunma

Akitlerde, icapta bulunan kural olarak icabıyla bağlıdır. Elektronik sözleşme olarak isimlendirilebilecek olan iletişim araçları ve özellikle internet aracılığıyla kurulan sözleşmelerin bazı özellikleri vardır. Kullanılan aracın niteliğine ve yapılan sözleşmenin kuruluş biçimine göre bu özellikler farklılık arz edebilir. Ancak şunu söylemek gerekir ki bu özellikler elektronik sözleşme olarak isimlendirdiğimiz sözleşmelerin tamamını kapsayarak örten özellikler değildir54. Bilgisayar tarafından otomatik olarak yapılan irade beyanlarında da aynı husus geçerlidir. Mesela internet üzerinden sanal bir marketten yapılan alışverişlerde durum böyledir. Bilgisayar otomatik olarak bu beyanı alır ve merkez terminale iletir. İnternette irade beyanında bulunma, genelde maus veya RETURN tuşuna tıklama ile e-postada ise “Send” tuşuna basma ile gerçekleşmektedir.

Bilgisayar beyanı dijital irade beyanı olarak adlandırılabilir. Bir dijital irade beyanında bilgisayar sadece irade beyanının nakline yardımcı alet olarak hizmet etmektedir. İradenin binası sadece insan tarafından yapıldığından ve bilgisayar karar seyrine dâhil edilmediğinden bunun insan irade beyanı olarak anlaşılmasında ihtilaf bulunmamaktadır. Bu durumda beyan faili önceden beyanın somut içeriğinin kendisine atfedileceğini kabul etmelidir. Çünkü bilgisayar sadece bir insan tarafından yüklenen program dâhilinde mantıklı işlemler yapmaktadır55.

2. Genel İşlem Şartlarının Sözleşmeye Dâhil Edilmesi Denetimi

Genel işlem şartlarının sözleşmeye dâhil edilmesi denetiminde hâkim, söz konusu genel işlem şartlarının sözleşme içeriği olup olmadığını tespit edecektir. Satıcı, sağlayıcı ya da kredi verenin, kendisine ait web sitesinin bulunması

53 BOZBEL, 5; GÜNGÖR, G.: İnternet Yoluyla Girişilen Elektronik Tüketici Akitleri ve Milletlerarası Özel

Hukukta Tüketicinin Korunması, 102 (http://acikarsiv.ankara.edu.tr/fulltext/1706.pdf) (GÜNGÖR-e- akitler).

54 SAVAŞ, A.: İnternet Ortamında Yapılan Sözleşmeler ve Bunların Hukuki Sonuçları, Doktora Tezi,

Konya, 2005, 86; Elektronik Sözleşmelerin Özellikleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için Bkz. SAVAŞ, 86 vd.

55 GEZDER, Ü.: Mukayeseli Hukuk Açısından İnternette Akdedilen Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması,

durumunda sattığı mal ya da hizmete ve sözleşme yapma şartlarına ilişkin bilgileri web sayfasında, sözleşme yapmak isteyebilecek diğer tarafa (kural olarak kamuya aleni bir şekilde) sunar. Eğer sunulan bu bilgiler, sözleşmenin tüm esaslı unsurlarını içerir ve satıcı ya da hizmet sunan tarafından bağlanma niyeti ile sunulursa bu bir icap olarak değerlendirilecek, karşı tarafın kabul beyanını göndermesi ile de sözleşme kurulmuş olacaktır. Aksi takdirde, yani satıcı ya da hizmet sunanın bağlanma ve sözleşme kurma iradesini tam olarak ortaya koymaması durumunda, verilen bilgiler icaba davet olarak değerlendirilecek; bu bilgileri görüp de sözleşme yapmak isteyecek kişiden icap beklenecektir. Gelecek icaba göre satıcı ya da hizmet sunan, icapçıya kabul beyanını gönderip, bu beyan ona ulaştığı anda sözleşme kurulacaktır.

Bu meyanda tüketici genel işlem şartı kullanımı hakkında sözleşmenin kurulmasında önce açık bir şekilde uyarılmış ve kendisine GİŞ metni teslim edilmişse ancak o zaman GİŞ’in sözleşmenin içeriği olduğundan bahsedilebilecektir. İnternet üzerinden yapılacak işlemlerde GİŞ kullanımı halinde bunun sözleşmeye dâhil edilebilmesi için her şeyden önce açıkça GİŞ kullanımına dikkat çekilmiş olması gerekir. Bu, internette ya siparişin verileceği Web sitesinde bulunan GİŞ’e bir link vasıtasıyla veya kısa GİŞ ile sipariş formundan önce GİŞ’in web sitesinde tüketicinin görümüne sunulması ile olur. Önemli olan sipariş formunun bulunduğu sayfada GİŞ’e direkt bağlantıyı temin eden bir link vasıtasıyla müşterinin aramasına gerek olmadan GİŞ’in görünüp okunabilmesidir. Buna karşın özellikle uzun GİŞ’te, GİŞ’in tüketiciye ürün tanıtımından önce veya sipariş formu ulaşmadan önce tam metin halinde sunulması gerekli değildir56.

56 BOZBEL, 9.

§ 2- TÜKETİCİ KAVRAMI

I. GENEL OLARAK

Tüketici, ister tacir olsun ister olmasın, şahsî ya da ailevi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hareket eden, yani malı tekrar piyasaya sürme niyeti olmaksızın o malı kendi ihtiyaçları için alan ve nihaî olarak tüketen gerçek ya da tüzel kişilere verilen isimdir. Tüketicinin korunması, toplumun giderek daha fazla tüketim toplumu olmasının bir sonucu olarak, hukuk politikasının en önemli konularından birisini oluşturmaktadır.

Özellikle son yıllarda, ekonomik gelişmenin bir sonucu olan tüketim toplumunda, kişilerin gereksiz ölçüde mal tüketmeye itildiği, çeşitli sebeplerle satın aldıkları mal ve hizmetlerin niteliklerini tam olarak araştırmaya ve değerlendirmeye imkân bulamadıkları ve böylece hızla dönen bir tüketim çarkının içine düştükleri görülmektedir. Tüm bu gelişmeler karşısında zaten yeterli bir şekilde teşkilatlanamamış olan ve üreticilerin karşısında dağınık bir mahiyet arz eden tüketiciler, mal ve hizmetleri arz edenlere karşı zayıf duruma düşmüşlerdir. Bu yüzden tüketicinin korunması bir mecburiyet olmaktadır57. Bir yandan onların satın

alma gücünün ulusal gelirle birlikte artması, kredi kolaylıklarının özellikle tüketici kredisi ve taksitli satış uygulamasının genişlemesi, çok çeşitli malların piyasaya sürülmesi, büyük mağazalar ve katalog üzerinden ısmarlama sisteminin yaygınlaşması, uluslararası ticaretin büyümesi, çeşitli reklam yolları ile tüketimin kamçılanması sonucu tüketim toplumunun gelişmesi bir diğer koruma sebebidir58.

Bu durumlar dışında tüketicinin sadece üreticinin haksız olduğu durumlarda değil, tüketicinin kendisi için en uygun seçimi yapabilmesi için gerekli olan eğitime ve mal ve hizmetler konusunda eksiksiz bilgiye sahip olması da önem arz etmektedir59.

57 ALTUNKAYA, M.: “Sözleşmenin Kuruluşundan Önce Tüketicinin Korunması”, GÜHFD., Haziran-

Aralık 2004,C:VIII, S:1-2, 95.

58 TANDOĞAN, H.: Tüketicilerin Korunması ve Sözleşme Özgürlüğünün Bu Açıdan Sınırlandırılması,

Ankara, 1977, 10.

Öğretide tüketicinin korunması amacıyla kullanılabilecek bazı araçların varlığından söz edilmektedir. Bunlardan bazıları önleyici etkiye sahiptir. Yani tüketici henüz bir işlem yapmadan zarara uğramadan önce devreye sokulmaktadır.

Diğer araçlar ise aldatılan ve zarara uğrayan konumundaki tüketicinin, işlemin diğer yanına karşı sahip olduğu başvuru araçlarıdır. Bunlardan biride özel hukuka hâkim olan sözleşme özgürlüğü ilkesinin sınırlandırılmasıdır. Devlet ilk zamanlardan beri vatandaşlarını koruma amacı gütmektedir. Bunların bir uzantısı olarak günümüzde karma nitelikli komisyonlar oluşturulmakta ve tüketici ile doğrudan ilgili konulardaki faaliyetler izne bağlanmaktadır60.

Tüketicinin korunması doktrinde çeşitli şekillerde tanımlanmaktadır. Bir görüşe göre bu kavram “Tüketicinin, kanunlar ve diğer düzenlemeler aracılığı ile özellikle piyasanın öngörülmezliğine, satıcı tarafından aldatılmasına ve üründen kaynaklanabilecek olan yan etkilerden doğabilecek zararlara karşı korunması” biçiminde tanımlanmaktadır.

Tüketici hukukunun bakış açısına ve belirli hukuk sistemlerine göre kapsam ve içeriği değişebilmektedir. Bununla birlikte bu yeni hukuk disiplininin kamu ve özel hukuk alanlarına yayılan bir bütün olduğu belirtilmektedir. Bu yönden bakıldığında tüketici hukuku bir yandan devletin ve diğer kamu kuruluşlarının yeni gereksinimler karşısında denetim ve düzenleme amaçlı olarak ticari hayata yönelik çeşitli müdahaleleri ile bu alandaki bazı sözleşmelerde tarafların hak ve borçlarında ortaya çıkan aksaklıkların, bu yeni gereksinimler dolayısıyla yeniden dengelenmesi anlamına gelmektedir61.