• Sonuç bulunamadı

3. ELEŞTİREL GERÇEKÇİ SİSTEMATİK GÖZDEN GEÇİRME: YEREL

3.2. Eleştirel Gerçekçi Sistematik Gözden Geçirme

151

soyut bilgi olmaksızın herhangi bir değişim ve dönüşümün mümkün olmadığını vurgulamaktadır. Bağlamın salt bir arka plan olmanın ötesinde, nasıl oluştuğu ve neleri nasıl oluşturduğunun anlaşılmasıyla ise açıklama güçlenip, gerçekleşebilir. Bu katmanlı gerçekliği anlamayı da olanaklı kılmaktadır (Sayer, 2017: 183).

Zaman boyunca genellemelere varma sorunsalı, çalışmaların zaman alması ile belirli bir zamansal bağlamın durmaksızın değişiyor olmasından ileri gelir; erişilen döneme ilişkin edinilen veri ve sonuçlar erişildiği anda dahi değişmiş olmaktadır. Yine de gerçekliği ararken incelenen nesne ve süreçlerin sahip olduğu mekânsal özgüllüğünün yanı sıra tarihsel olarak da özgül olmaları, safi iç ve zorunlu ilişkilerine bakarak erişilen açıklamanın yeterli olamayışının nedenidir. Sayer, bir zamanlar özel mülkiyetin olmadığı hapishanenin bulunmadığı toplumlar gibi çarpıcı örneklerle tarihsel özgüllüğün toplumsal yapıların olumsal niteliğinin bir sağlaması olduğunu göstermektedir (Sayer, 2017). Tarihsel özgüllüğün olumsal karakterinin etkisini içerebilmek tezin ilk bölümünde tartışılan gezegensel dönüşümün etkilerini dahil edebilmek için, gözden geçirmenin tarihi 2000 yılı sonrası yayınlar ile sınırlanmıştır. Bu mekânsal özgüllük tüm ağırlığı ile saklıdır ve çalışmaların bir incelenmesi ile bu tezde açığa çıkarılmıştır.

152

takip edildiğine ilişkin açık, belirlediği araştırma sorusuna ilişkin tüm yazını tarama çabasıyla kapsayıcı ve bu karakteristikleri göz önünde bulundurulduğunda tekrarlanabilir olmalıdır104.

Bir bilişim sistemleri araştırması olan sistematik gözden geçirme, sağlık bilimleri alanında çoğunlukla niceliksel incelemeler için kullanılırken, niteliksel sentez yöntemlerinin içeren araştırmalar ile sosyal bilimlerde de yaygınlaşmaya başlamıştır (Okoli, 2015b). Sistematik gözden geçirmede dahil edilecek çalışmalara dair belirlenen zamansal aralık, Abbott ve Alexander’un (2004) belirttiği gibi, bir anlamda zamanı dondurarak o andan, bağlamın genişletilmesine imkân vermektedir (Abbott &

Alexander, 2004'den aktaran Jaccard & Jacoby, 2009). Sistematik gözden geçirmede peşine düşülen bilginin daimî kalıcılığının yerine, istikrarlılığının arayışı da, sosyal örüntüyü saptamaya imkan veren belirli bir zaman boyunca mekana bakmayı anlamlı kılmaktadır105 (Kaplan, 1964: 166-167; Tsang & Kwan, 1999).

Eleştirel gerçekçi ve gerçekçi sistematik gözden geçirmeyi bir yöntem olarak geliştirerek tartışmaya açan başlıca iki isim Okoli ve Pawson’dur. Pawson’un gerçekçi gözden geçirme ismiyle geliştirdiği yaklaşım, sosyal politika uygulamalarını kanıta dayandırma amacını taşımaktadır (Pawson et al., 2016). Böylelikle sistematik gözden geçirme ile uygulayıcıların benimsediği teorilerin değerlendirilmesi, sosyal politikalar için öne sürülen teorik gerekçelerin, politika çıktıları göz önünde alınarak sınanması mümkün olur. Okoli ise Pawson’un uygulamanın eksenine yerleştirdiği vurguyu, eleştirel gerçekçi sistematik gözden geçirme ile yeni teoriler geliştirmeye yönelterek

104 Sistematik gözden geçirmenin sistematikliğinin yinelenebilirliği sebebiyle araştırmalar ve araştırmacılarca gelecekte daha da iyileştirilebilir bir teknik olduğu söylenmelidir.

105 Bir diğer mesele gözden geçirmenin yapılış sürecinde bile, müdahalelerin değişim ve dönüşüm içerisinde olmasıdır.

153

uygulamadan araştırmanın alanına çekmektedir. Sistematik gözden geçirmenin izlencesinin takip ettiği aşamalar Ek.2’de106 paylaşılmıştır (Okoli, 2015b).

Teori, belirli koşullar altında beliren fenomenlere karşılık gelen, bir ya da birkaç kavrama ilişkin açıklamaların bütünüdür. Belirli koşullar altında vurgusu, eleştirel gerçeklikte, açık sistemlere dair teorinin bağlam bağımlı olması ile ilintilidir (Okoli, 2015a). Mill, etkiler üzerinden nedenleri anlayabilmede karşılaştırmalı yaklaşımın gücüne işaret etmektedir. Karşılaştırma, çalışmaların sonuçlarının farklılaşmasının altında yatan nedenleri anlamaya yardım ederek, iyi bir teori oluşturmak ve mevcudu güçlendirmek için faydalıdır (Mill, 1936; Tsang & Kwan, 1999). Teori geliştirmenin ilk aşamaları, sınırlı odak alanlarında, düzenli yinelemeleri içerirken, sonraki aşamalarda, yeni odak alanları dahil edilerek teorinin genellenebilirliği ve açıklayıcılığı sınamaya tabi tutulur (Tsang & Kwan, 1999). Böylelikle, yinelenen yapılar ile mekanizmalara ilişkin anlayış sağaltılarak, olumsallıkların etkileri ayırt edilebilir. Sistematik gözden geçirme, tam da teorinin sınandığı bu ikinci aşama için teçhizatlıdır (Okoli, 2015a).

Metinler boyunca teori düzenlemesi, teori çarpıştırılması (çekiştirilmesi) ve teorinin sınanması aşamalarından geçilmektedir. Bu aşamalardan ilki empirik olgunun varlığının gözlenip, olası açıklamalara değinilmesidir. İkincisi gerivarımlama ile hangi olayların empirik gözlemlere yol açtığı, hangi mekanizmalar ve yapıların somut ve empirik alanda beliren unsurları ürettiğini araştıran aşamadır. Sonuncusu yani teorinin test edilmesi aşaması ise mekanizmaların varlığının farklı empirik olgular üzerinden sınanmasını ifade etmektedir. Nitekim eleştirel gerçeklik, sistematik gözden geçirmenin bu üç aşamada da işletebileceği bir yöntem sunmaktadır: eleştirel gerçekliğin takım çantasının kilit araçlarından biri olan gerivarım tekniği kullanılarak, teorik bilginin keşfi mümkündür. Gerivarım hangi mekanizmaların, empirik olarak gözlemlenebilen

106 238-241 sayfaları arasındadır.

154

olayların ortaya çıkması için gerekli olduğu sorusu üzerinden kurgulanarak işletilmektedir (Okoli, 2015a).

Diğer yandan, nedenselliğin kavranabilmesi için aynı zamanda bağlamın da hesaba katılması gereklidir, çünkü tercihler ve kapasiteler, öznelere107 ve onların şartlarına bağlı olarak şekillenip harekete geçmektedirler. Pawson, bir sosyal programın ontolojisinin esas bileşenlerinin üretken mekanizmalar ile olumsal bağlam108 olduğunu söyleyerek, odaklanılması gerekenlerin ne olduğunu pekiştirmektedir. Bir sosyal program maddi, toplumsal ve bilişsel teşvikler gibi yönlendirmelerin yanı sıra kaynaklardan mahrum bırakma gibi caydırıcıları da işlevselleştirilmektedir. Sosyal programın nasıl nihayetlendiğine, kaynakların nasıl kullanıldığına, bu yönlendirme ve caydırıcıların nasıl karşılık bulduğuna, bağlamın bileşenleriyle kurulan ilişkiselliklere bağlıdır (Pawson, 2006).

Bu nedenle, Pawson programın bizatihi kendisine odaklanmaktansa, nedenlerine, kaynaklarının üreticiliği ile mekanizmalarına yoğunlaşmayı önermektedir.

Program teorisinin analiz birimi olarak ele alınması, birbirine benzeyen programlardan olduğu kadar, benzemeyen ama teoriyi ve mekanizmaları paylaşan diğer programların incelenmesi üzerinden birbirini tamamlayan bir kavrayış sağlamaktadır (Pawson, 2006).

Örneğin altyapı devleti tezi, altyapı kadar, gayrimenkul, enerji, inşaat üzerine taramalardan da beslenecektir. Birini ilgilendiren bir sosyal programın müdahalelerini diğerlerininkiler ile karşılıklı incelemek aydınlatıcıdır. Diğer bir ifadeyle, bir sosyal

107 Pawson, gözden geçirmenin, uygulamanın bütünsel olarak aşamalarının izlenerek tıkanıklıklar ve itilaf noktaları olduğu kadar, akış ve uzlaşıya dair ara çıktılar üzerinden çıkarımlar yapmak ve beklenen sonuçların ortaya çıktığı ve çıkmadığı durumlar üzerinden bir kavrayışa erişmeye çalıştığına değinir.

Müdahalelerin bir zincir gibi birbirini takip edişinden lineer bir gidiş varsaymak yanıltıcıdır, aksine müdahaleler ters yönde işleyebilir. Bu müdahalelerin her bir aşamasının onu gerçekleştirecek olanlara bağlı olmasıyla ilişkilidir, Pawson sistematik gözden geçirmenin yukarıdan aşağıya bir müdahalenin, tabandan yukarıya karşılıklar ile dönüşen yönlerinin açığa çıkarmaya katkısına da değinmektedir.

(Pawson, 2006: 30).

108 Örneğin Pawson, gerçekçi bir tutumun, sosyal gerçekliğin katmanlarını açması için bağlamdan hareket etmesini salık verirken en azından dört bağlamsal katmanın varlığından söz eder. Bunlar, istek, güvenirlilik ve kabiliyet gibi bireysel yeterlilikler: kişiler arası ilişkilerin destekleyici ve ya zayıflatıcı etkileri, kurumsal ortamın mahiyeti ile diğer geniş altyapısal sistemin bileşenleridir (Pawson, 2006: 30).

155

programın kavramlar üzerinden ilerleyen bir gözden geçirmesi, yalnızca bir programa ya da aynı amaca yönelmiş programlara odaklanan bir gözden geçirme olmayıp devletlerin çelişiyor gibi görünen politikalarının altında dahi örtüşen bir mantığın yattığı, benzer mekanizmaların işletildiğini de gösterebilir (Pawson, 2006). Örneğin hükümetlerin genel araçların neler olduğuna odaklanarak farklı kamu programlarına ilişkin yürütülen incelemelerde erişilen ortak mantık ve mekanizmalar bu kapsamdadır.

Bu noktada, bir araştırmanın ortaya koyduğu gibi, devletlerin programlarının en dizginsiz iskeletine erişebilmek için şu üç mekanizma izlenmelidir: “havuçlar, sopalar ve vaazlar” (Bemelmans-Videc & Vedung, 1998). Metinler boyunca bu üçlünün izlenmesi gerçekliğin reel, somut ve empirik katmanlarına ilişkin ipuçlarını da içerir.

Archer, 1980’lerden bugüne, çok uluslu üretim süreçleri ile bilişim teknolojilerinin etkileşiminin emsalsiz bir morfojeniye109 yol açtığına ve üretken mekanizmalarda çarpıcı çeşitlenme ve değişiklikler oluştuğuna değinmektedir. Bu morfojenide planlanan kadar istenmeden açığa çıkan etkiler de belirleyici olmuştur (Archer, 2012; Mingers et al., 2013). Bu morfojeniyi tarif eden gezegensel dönüşüme ilişkin incelemeler yapma çabasında sistematik gözden geçirme, “sıradan kentler”deki görece (Robinson, 2006) ufak ve dağınık olgular üzerinden büyük ve derli toplu çıkarımlar yapabilmeye imkân vererek, sıradan kentlerden toplanan bilgiler üzerinden sıra dışı çıkarımlar yapmaya izin veren bir teknik olarak belirmektedir.

Diğer yandan kaynaklar, personel, ekipmanlar vb. gibi somut varlıklar üzerinden tariflenip, tartışılan müdahaleler cisimleşmiş teorilerdir. Örneğin hareketlilik üreten bir kent teknolojisinin yokluğunun kentsel kalkınmayı engellediği hipotezine dayanan teorinin üzerinden müdahale kurulurken, bu yönde yapılacak değişiklikler ve alınan

109 “Morfo (Morpho)” ile toplumun önceden belirlenmiş bir biçimin olmadığı, “jeni (genesis)” ile ise biçimde faillerin eylemlerinin istemli ya da istemsiz sonuçlarının belirleyici olduğu ifade edilmektedir.

Morfojeni’nin kapitalist sistemden, firmalar düzeyinde birbirine indirgenerek ulaşılamayacak mümeyyiz niteliklerin ilişkisel belirleyiciliğine değinmektedir (Archer, 1995).

156

önlemlerin kentsel kalkınmaya dair mevcut olan örüntüyü değiştireceği öngörülür.

Ancak, müdahaleler aktiftir ve açığa çıkardıkları etkiler, ilişkili oldukları birey ve grupların aktif uğraşı ve katılımlarının varlığı, yoğunluğu, biçimi gibi etkileri ile şekillenirler. Müdahaleler bağlama yansıdıklarında karmaşık bir kompozisyon belirmektedir. Bağlamda açığa çıkan alaşımda “kanıtsal tuğlaların bir örnek olmadığını”

söyleyen Pawson, incelenen çalışmalardan çıkan, farklılaşan ve hatta zıt eğilimlerin başlangıçtaki teoriyi sınayıcı ve geliştirici olduğuna işaret etmektedir (Pawson, 2006:

35).

Eleştirel gerçeklikte varsayımlar kurma, mekanizmalar arasındaki yapılaşmış ilişkisellik ve süreçleri tanımlamadaki becerisi ile niteliksel çalışmalar öne çıkmaktadır.

Ancak, bilginin farklı ontolojik ve epistemolojik özelliklerde var olduğunun kabulüyle eleştirel gerçeklik, bilgiye erişebilmek için karma yöntemli yaklaşımların gerekliliğini işaret etmektedir. Yapıların maddi, toplumsal ve bilişsel formlarının anlaşılabilmesi için disiplinlerarasılık da gereklidir. Bu sebeple, sistematik gözden geçirmede farklı disiplinleri tarayan veri tabanlarından kaynaklarının aranması salt teknik bir ayrıntı değildir (Okoli, 2015a). Politikalar, disiplinler ve yönetsel sınırlar arasındaki geçişlilikler, gerçekliğe dair bilgiyi çoğaltırken, farklı (program) teorilerin, farklı ülkelerden karma yöntemlerle incelenmesiyle tekillerden varılan sentez bir diğer tekilin eğilimini tartışmak için kullanılacaktır (Pawson, 2006).

Eleştirel gerçekçi sistematik gözden geçirme yöntemine, niteliksel çalışmaların sentezlenmesinin imkânsız olduğu, epistemolojik olarak meşru olmadığı yönünde eleştiriler yöneltilmektedir. Sistematik gözden geçirmeyle ulaşılan bir sentezin yalnız nicel çalışmalar üzerinden düşünülebileceğini savunan bu görüş, tekil çalışmaların can alıcı teorik ve metodolojik özgünlüklerinin, sistematik gözden geçirmenin niteliksel çalışmaya uygun olmayan yöntemiyle, karışıp birleştirildiği ve özgünlüklerinin göz ardı edildiğini ileri sürmektedir. Pope vd. sistematik gözden geçirmeye ilişkin bu tereddüttü

157

toplu bilgi tabanına erişmenin olası kazanımlarını hatırlatarak dağıtmaktadır (Pope et al., 2007). Okoli ise eleştirel gerçekliğin bir felsefi çerçeve sunarak, epistemolojik ve

ontolojik olarak farkı felsefi ve yöntemsel yaklaşımları benimseyen çalışmalar üzerinden sentezlemeyi sağlam bir temele oturtmaya imkân vermesi ile gelişmekte olan bir yöntem olduğunu vurgulamaktadır (Okoli, 2015a).

Eleştirel gerçeklik ile sistematik gözden geçirmenin her ikisinin de niceliksel ve niteliksel çalışmalardan edinilecek bulgular üzerine meraklı olduğu kadar onlara erişmek için donanımlı da oldukları görülmektedir. Niceliksel çalışmalar sosyal evrenin karmaşık gerçekliğini anlamak için yetersiz kalsa da açık sistemlerin mekanizmalarının saptanıp açıklanabilmesinde niteliksel incelemeler için tamamlayıcıdırlar. Böylelikle