• Sonuç bulunamadı

1.2. ÇOK EŞLİLİK

1.2.5. Çok Eşliliğin Nedenleri

Kottak’a göre çok eşlilik toplumsal olarak meşru olmasına rağmen tek eşlilik daha yaygındır. Sebebi ise kadın ve erkek nüfusundaki eşitliktir. Erkeklere toplumsal olarak tehlikeli görevler ( avcılık, savaşçılık vb.) verilmektedir. Bu erkek ölümlerini artırmakta çok eşliliğe yol açmaktadır. Bazı toplumlarda kız çocukların öldürülmesiyle bu dengesizliğin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Çok eşli evlenmelerin

sebeplerinde siyasi avantaj ve toplumsal saygınlık sağlaması önemli etken olarak görülmektedir. Örneğin Madagaskar Merina toplumunda kralın on iki eşini yerleştirdiği farklı yerlerde saraylar vardır. Bu eşler o bölgelerdeki yerel temsilciler kabul edilirler. Yine Kottak toplumdaki ekonomik yapının da çok eşliliği artıran bir durum olduğunu, sanayileşmemiş tarım dayalı toplumlarda sıkılıkla görüldüğünü savunur. Çok eşli evliliklerde erkeğin kısa zamanda çok çocuğu olması da bunun yaygınlaşmasında etkendir. Çok çocuk tarım ekonomisinde insan gücü, toplumda siyasi nüfus ve ailede güvenlik demektir. Russel ve William Hawiland da evlenme tarzı ve ekonomi arasında sıkı bir ilişki olduğunu savunur. Teknolojik imkânların kısıtlı olduğu tarım toplumlarında sıklık gösterir. Kadın ve çocuk erkeğin serveti sayılır (aktaran: Kaya, 2008).

Eserpek ülkemize yaptığı araştırmasında ise tarımda insan gücüne duyulan ihtiyacın çok eşliliğe zemin hazırladığı belirtilmiştir. Aynı zamanda erkek çocuğun soyun devam ettirmesi, ailenin güvencesi sayılması ailenin itibarını artırması çok sayıda erkek çocuğa sahip olma isteğini artırmakta bu da çok eşliliği yaygınlaştırmaktadır. Ziya Ülken ise ilkel topluluklarda kadın yağmacılığının (savaş vs. gibi durumlarda sahipsiz kalan kadınlar) çok eşliliğin nedenlerinden olduğunu, Anadolu’da da halı dokuyan kasabalarda kadınların tezgâhlarda iş yapması nedeniyle çok eşliliğin yaygın olduğunu belirtmiştir. Mazhar Osman ise farklı bir açıdan bakarak çok eşliliğin erkeğin fıtratında olan bir durum olduğunu belirtmiştir. O’na göre bu tür evlilikler fuhuşu önleme toplumu zührevi hastalıklardan koruma gibi işlevlere sahiptir. Mısırlı Profesör Muhammet Kutub da Osman’la benzer görüşe sahiptir. Erkekleri normalin üzerinde olan cinsel güçlere sahip olduğunu bu ihtiyacını da meşru yollarla yapabilmesi için ikinci evliliklerin uygun olduğunu düşünmektedir. Ayrıca kısırlık ve hastalık gibi durumlarda ikinci evlilikler için geçerli sebeplerdir (aktaran: Kaya,2008).

Psikoterapist Dr. Cem Keçe: “Eski uygarlıklardan bugüne yaşanmaya devam eden çok eşlilik sosyokültürel bir olgu ve genellikle gelenek olarak yaşanıyor. Bu geleneğin altında yatan nedenleri etkileyen kültürel, dinsel, demografik, ekonomik ve sosyal faktörler bulunuyor. Kadın nüfusun erkeklerden fazla olması, aşiretlerde

genişleme, tarım toplumlarında da işgücü ihtiyacını karşılama amacı, töre gereği erkek kardeşin ölümü sonrasında onun eşi ya da eşleriyle evlenilmesi, eşin çocuk doğuramaması ya da erkek çocuk doğurmamış olması çok eşliliğin nedenleri arasında yer alıyor. Çok eşliliğin benimsendiği kültürlerde insanlara erken yaşlardan itibaren bu koşullandırma yapılıyor. Konunun psikolojik boyutunda ise, erkekler cinsel dürtüleri ve birden çok kadınla tatmin olma istekleri doğrultusunda çok eşliliği seçebiliyorlar ya da duygusal ilişkilerini sürdürdükleri eşlerinin yanı sıra cinsel istekleri için daha genç biriyle birlikte olmak istiyorlar ya da eşlerini kendilerine ait bir parça gibi görerek başka birisine daha ihtiyaç duyabiliyorlar.”

(https://cemkece.com.tr/m-cok-eslilik.html) diyerek çok eşliliğin sebepleri

konusundaki fikirlerini açıklamıştır.

Ökten de konuyla ilgili çalışmasında “Çok yaygın olmasa da bölgede görülen çok eşlilik de diğer tüm sosyal olgularda olduğu gibi birden fazla faktörün etkileşimi ile açıklanması gereken bir durumdur. Dolayısıyla çok eşliliğin nedenlerini de bölgenin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısında aramak gerekir. Daha önce de belirtildiği üzere tarımın etkili olduğu bölgede, büyük oranda aile işletmeleri egemendir ve işgücü ihtiyacının önemli kısmı aileler tarafından karşılanmaktadır. Geleneksel kuralların etkili olduğu yörede, kadın, erkek ve ailenin gücünü, itibarını belirleyen ölçütlerden birisi ve hala anlaşmazlıklarda önemli bir faktör olarak görülen çok çocukluluk isteği ile toplumsal yapının boşanmayı onaylamaması çok eşliliğin en temel nedenleri olarak öne çıkmaktadır. Prestij kazandırması ve otoritesini kanıtlama gibi kültürel nedenler de çok eşliliğe yönelmede ileri sürülen nedenler arasındadır” demektedir (Ökten, 2009).

Gürel’in düşünceleri ise şöyledir: “Çok kadınla evlenmeler küçük toplumlarda, güç varlık ve prestij belirtisi olarak da kabul görmekte ve varlığını korumaktadır. Ülkemizde ağaların ve din liderliğinin yaşam bulduğu bölgelerde ağalar ve şeyhler aynı zamanda birden fazla kadınla evliliği göze çarpmaktadır. Bu da gösteriyor ki evliliğin biyolojik sınırında çok karılık ekonomik koşulların zorladığı durumların bir sonucu olarak da ortaya çıktığıdır” ( Gürel,1996).

Mustafaoğlu’na göre de ekonomik güç ile eş sayısının bağlantısı vardır. Ekonomik durum ne kadar iyiyse daha fazla eşe sahip olma durumu da artmaktadır. Hatta ekonomik durumu kötü olan biri başlık parası ödeyemezse kaçırmadığı sürece tek evlilik yapmakta bile zorlanmaktadır. Mustafaoğlu Hazro örneğinde şöyle dile getirmektedir: “Çok eşlilik bir ülkede toplumsal adaletsizliğin bir yansımasıdır. Kadınların bedelini ödediği için, erkeğin çok parası varsa çok kadını vardır, az parası varsa az kadını vardır. Hazro’da ikinci ya üçüncü evliliğini bakire kızlarla yapmak büyük bir simge ve maddi bir sermaye gerektirir. Bu tür örneklerde ya baslık parası çok yüksektir ya da erkeğin kendisi bir aşiret reisidir. çok eşli erkekler kendilerini saklamazlar. Hatta toplum tarafından kabul görürler. Onlar kadınlar üzerinde hâkimiyet kuran, kadınların ve çocukların geçimini sağlayan güçlü erkek konumundadırlar.” Erkeklerin erken dönemde evlenmeleri de çok eşlilik nedenlerinden biridir denilebilir. Çünkü küçük yaşta bilinçsizce yaptırılan evlilikten erkek çok çabuk sıkılabilmekte toplumun ona verdiği imam nikâhı yetkisi ile yeni bir ilişkiyi meşrulaştırabilmektedir. Boşanmaların iyi karşılanmadığı bu bölgelerde böylelikle kumalık kavramı hayatın içine girmektedir (mustafaoğlu,2006).

Seçen, “Kadın toplumun temelini oluşturan önemli bir varlıktır. Kadın nesiller yetiştirmektedir. Sağlıklı nesillerin vücut bulması da kadının sağlıklı bir yaşam sürebilmesine bağlıdır. Mutlu bir aile yapısı bilinçli bir toplumu da beraberinde getirmektedir. Toplumun en temel yapı taşı olan ailenin sağlıklı ilerleyemediği durumlarda genellikle boşanma gerçekleşmektedir.” Der (Uzunkaya Seçen,2017). Fakat Doğu Anadolu gibi geleneksel yapının hâkim olduğu bölgelerde ise kadının bu hakkını kullanması kabul görmemektedir. Boşanan kadın dul kalır. Dul kadının ise toplum içinde yer edinmesi zordur. Ayrıca eğitim seviyesindeki düşüklük de kadının iş hayatına atılmasına engel olmakta çocuklarına bakamayacağı için boşanma fikrinden uzaklaşmasına neden olmaktadır.

Aşağıdaki şekil incelendiğinde araştırmamızı yaptığımız Hakkâri ili Türkiye’deki boşanma oranlarının en az olduğu il olarak görülmektedir. Bu, bölgenin kültürel özelliklerinin bir sonucu olarak da değerlendirilebilir. Ataerkil yapı, toplumsal baskı ve çeşitli imkânsızlıklardan dolayı boşanamayan kadın, kumalık gibi

olmasını istemeyeceği yaşantılara maruz bırakıldığında bunu kabul etmek zorunda kalmaktadır.

Şekil 1: İller Bazında Boşanma Hızı (2017)

Kaynak: https://www.tuseb.gov.tr/enstitu/tacese/n-fus-verileri

Acar da araştırmasında çok eşliliğin nedenlerine değinmiştir. Çocuk doğuramama ve kadının yaşlanması gibi bedensel ve fizyolojik sebepler çok eşliliğin nedenleri olarak görülebilir. Kadının hastalığa yakalanması ve kadına atfedilen görevleri yerine getirememesi çok eşliliğin yaygınlaşmasında etkendir. Savaşlarda erkek nüfusunun azalması ile kadının muhtaç kalması çok eşliliği yaygınlaşmıştır. Ayrıca normal şartlarda kadın nüfusunun erkek nüfusundan fazla olması çok eşliliğin sebeplerinden gösterilebilir (Acar,1998).

Çok eşliliğin nedenleri konusunda yapılan araştırmalar sonucunda araştırmacılar elde ettikleri bulgulara göre görüşler belirtmişler çeşitli sonuçlara ulaşmışlardır. Bu konuda çok eşliliğin sebepleri Yıldırım ve Mustafaoğlu’ndan yararlanılarak şöyle toparlanabilir. Yıldırım:

1- İkinci eş aile kaynaklarına üreme ya da üretim alanında önemli bir katkı sunulması

2- Toplumların ekolojisinin uygun olması durumunda, ikinci bir eşin eklenmesi ile ailenin ekonomik etkinlik alanının genişlemesi

3- Erkekler arasında ekonomik kaynaklar açısından önemli bir eşitsizliğin söz konusu olması,

4- Siyasi eşitler arasında ittifak kurulmak istenmesi, 5- Yağmacılık, savaş ve kadın kaçırma (Yıldırım, 2015)

Mustafaoğlu ise çok eşliliğin nedenlerini şu şekilde özetlemiştir.

-Savaş ve erkek ölümlerindeki fazlalık sonucu oluşan kadın ve erkek nüfus sayısındaki dengesizlik,

-Tarım toplumlarında insan emeğine, çok sayıda çocuğa duyulan ihtiyaç, -Soyun ve ailenin erkek çocuk tarafından devam edebilmesi için, kadının kısır olması ya da yalnızca kız evlada sahip olması,

-Erkeğe saygınlık ve itibar kazandırması, evli oldukları kadın sayısıyla erkeklerin güçlerini ispat etmesi,

-Çok kadın, çok çocuğa sahip olma yoluyla erkeğin sosyal ve politik bir güç odağı haline gelmesi,

-Akraba evliliğinin yaygın olduğu toplumlarda malın bölünmemesi amacıyla yapılan istenmeyen evlilikler,

-Kadının kısır oluşu.