• Sonuç bulunamadı

Çocukların Çok Eşliliğe Karşı Düşünceleri ve Kendi Yetişkinlik

4- BULGULAR VE YORUM

4.2. Görüşmeye Yansıyan Düşünceler

4.2.8. Çocukların Çok Eşliliğe Karşı Düşünceleri ve Kendi Yetişkinlik

Tablo 12: Çok Eşliliğe Karşı Düşünceleri Ve Çok Eşli Evlilik Yapma Fikirleri

CİNSİYET

OLUMSUZ DÜŞÜNENLER /YAPMAZDIM DİYENLER

OLUMLU DÜŞÜNENLER/ BENDE YAPARIM DİYENLER

KİŞİLER TOPLAM % KİŞİLER TOPLAM %

KIZ 1-2-3-7-9-12- 13-14-15-16- 17-20-21-22- 23-24-27-28 18 %100 0 0 ERKEK 4-5-6-11-18- 19-25-26 8 %80 8-10 2 %20 Toplam 26 2 % %93 %7

*Tablo 12’de kişiler sütunundaki rakamlar Ek:1 de gösterilen ve görüşme yapılan katılımcıların numara sırasını yansıtmaktadır.

Araştırmada katılımcıların %93’ü çok eşlilikle ilgili olumsuz görüşlerde bulunurken %7’si ise gerekirse çok eşlilik yapabilecekleri konusunda bilgi vermişlerdir. Kız ve erkekleri ayrı ayrı değerlendirdiğimizde ise kızların istisnasız tamamının çok eşliliği onaylamadığı ve asla böyle bir şey yapmak istemediği tespit edilmiştir. Erkelerin çok büyük bir çoğunluğunun çok eşliliği onaylamadığı görülmüştür. Araştırmaya göre Çocukların çoğunlukla çok eşlilik ile ilgili düşüncelerinin kötü olduğu yönünde çıkarımlarda bulunulmuştur fakat neden kötü olduğu konusundaki görüşlerde farklılar görülmüştür.

18 yaşındaki M.Ç. (erkek): “Kuma getirilebilir neden olmasın ki. Adaletli bir

şekilde davranırsan şartlar öyle gerektiriyorsa getirilebilir. Ama bunları yapamıyorsan tek eşli evlilik yapmalısın. Be tek evlilik yapmak istiyorum. Çocuklarımla daha bilinçli bir şekilde ilgilenmek istiyorum.”

Bazı çocuklar babalarını başkalarıyla paylaşamama duygusuna kapıldığı için çok eşliliğin kötü olduğunu düşünmektedir. Örneğin 16 yaşındaki G.K. (kız) bu konuyu şöyle ifade etmektedir:

“Kuma yaşantısı çok kötü bir şeydir. İnsanın babasını başka bir çocukla, başka bir kadınla görmesi kolay değil.”

Babasına çok düşkün olduğunu belirtmiş olan 18 yaşındaki Ö.Ö.(kız) ise bu konuda:

“ Çok karşıyım bu tarz şeylere. Mecbur kaldığını öğrenene kadar babama da çok kızmıştım. Annem de diyor aşkından ölsen de kuma falan gitme diye. Ben Kıskancım zaten yapamam.”

Bazı empati kurma becerisi olan çocuklar ise evdeki kişisel ilişkilerinden hoşlansalar da annelerinin incindiğini düşünmelerinden dolayı olayı kötü karşılamaktadır. Bununla ilgili 16 yaşındaki M.A. (erkek):

“Bence kumalık kötü bir şey. Üzerine kuma gelen kişi acaba beni sevmiyor mu kocam beni sevmiyor mu gibi düşünebilir.”…“ Herkes evde beni çok sever. Benim için gayet güzel. Ama yine de ben yapmazdım sanırım. Kadınlar üzülür.” Diye

düşüncelerini ifade etmiştir.

15 yaşındaki B.B.(kız): “Bence çok gereksiz bir durum. Bir tane yeter. Bence

çocuklar içinde iyi değil. Çocuklara ilgi azalıyor. Kendisini yalnız hissediyorlar. Ben de hissetmiştim bir ara. Ben de asla kuma gitmek istemem. Güzel olmuyor. Diğer kadın çok kötü düşünür. Beddua falan eder. Ben eşimi paylaşmam o da kıskanır. Sürekli kavga olur.”

Evdeki hayatından oldukça memnun olduğunu belirtmiş olan 15 yaşındaki N.T (kız):

“Kötü bir şeydir. Bir nevi ilk eşini aldatmak gibi bir şey”

Kalabalık aile hayatından çok keyif alan çocuklarda vardır. Buna karşın kumanın olduğu bir yerde evde mutlaka tartışmaların ve sorunların olduğunu deneyimlemiş olan 17 yaşındaki M.B. (erkek) ise bu konudaki karmaşıklığını şöyle ifade etmiştir :

“Bazen iyi bazen kötüdür. Evde mutlaka karışıklık olur, ama çocuklar için iyidir bence. Ben kalabalık aileyi seviyorum. Bir ev kalabalık olmalı, sesli olmalı, canlılık olmalı. Ben hiç evlenmek istemiyorum ama evlenirsem zevk için böyle bir şey yapmam. Eşimin çocuğu olmazsa ona sorduktan sonra kabul ederse ikinci bir eş getirebilirim. Çocuk için bütün bu sıkıntıları göze alırım.”

Eşitlik ve adalet kavramlarının aile içinde hakkıyla yapıldığı zaman çok eşli olmanın sorun olmayacağını düşünen çocuklarda vardır. Bunlar çevrelerinde bu konuda yetersiz olan erkekler sebebiyle çok eşli yakınlarının aile hayatlarında problemler gözlemlemiş fakat kendi ailelerinin babalarının koymuş olduğu otorite becerisinden dolayı bu sorunları yaşamadığını düşünmektedir. Bu konuda 18 yaşındaki M.G. (erkek) :

“Normalde hoş karşılamam ama bizim evde problem yok. Hangisinin annem olduğunu 2. Sınıfta öğrendim. İkisi de aynıdır. Babamda bir şey alırsa herkese paylaştırır. Herkese eşit davranır ama ben öyle bir şey yapmam. Ben eşit davranamayabilirim çünkü. Sürekli didişenler var çevremde. Annemler kadar şanslı olamayabilirim. Evlendiğim kadınlar huzursuzluk çıkarabilir.” Diyerek

düşüncelerini belirtmiştir.

18 yaşındaki A.Ç.(kız) “Ben böyle bir şey yapmazdım. Benim ailemin iyi

anlaşması istisna. Kuma gitmem çünkü başka bir kadının vebalini almam. Kuma gelsin de istemem. Sevdiğimi paylaşamam ben.”

P.Ö. “Hayır asla çok eşli bir aile kurmak istemezdim. Eşini paylaşmak zorunda kalıyorsun bunu yapmak çok zor o yüzden tek eşlilik daha iyi. Kuma gelse o kadını boğardım, bu kişilikle alakalı bir durum. Üvey annem beş çocuğun üstüne geldiyse o onun kişiliği. Ben birilerinin üzülmesini istemediğim için bundan yana değilim, Bence çok kötü bir şey. Her ne sebeple olursa olsun kuma getirilmemeli Karşı taraf istese bile.”

Babası karısı yatalak olunca evlenen 17 yaşındaki S.Ç.(erkek):

“İlk eşinde sıkıntı varsa getirilebilir. Tabi bir de sormak lazım kabul ediyorsa evlenebilir erkek. Bir sorun yoksa getirmezdim ben.”

Çocukların kötü etkilendiğini sevgisiz kaldıklarını düşünen 17 yaşındaki D.T.(erkek):

“Böyle olmaması gerekir. İki kişiyi sevemezsin bu aptalca geliyor bana. Herkesin kaderinde bir tane var. Çocuklar bu durumdan kötü etkileniyor. Sevgiyi bilmiyorlar mesela. Babam da olduğu kadar ilgileniyor. Ben asla yapmazdım. Biraz mantıklı düşünürdüm. Ben bu şeyi yaşamışım. Gürültü patırtı kafam şişecek zaten sinirleniyorum”

Annesi istemeyerek başka bir kadının üzerine kuma gitmek zorunda kalan 17 yaşındaki Ş.K.(kız):

“İyi bir değil diye düşünüyorum. Çocuklar kendilerini rahatsız hissediyorlar. Ben kuma gitmem asla. Bir kere benden öncekinin hayatını mahvetmek istemem”

diyor.

15 yaşındaki G.E.(kız): “Karşıyım. İki anne güzel ama evdeki kadınlar için

kötü. Çocukları da kötü etkiler. Ben kuma gitmem. Başkasının hayatını karartmam. Diğer kadının nasıl hissettiğini düşünmek bile istemiyorum. Çok değersiz hissettirir insanı. Ne kadar sevsem de yapmam. Eğer kocam getirirse de boşanma diye bir şey var. Üvey annemde çocuklarından dolayı boşanamamıştır. Kimse ayrılmış kadınla olmaz. Boşanmak utanç verici bir şey diye düşünüyorlar. Ben de bundan dolayı boşanamazsam ya evden kaçardım ya da kendimi öldürürdüm.”

16 yaşındaki M.S.(kız): “Bence hiçbir kadına yapılmaması gereken bir durum.

Kadınlar mutsuz oluyor. Eğer bir daha evleneceksen baştakini almayacaksın. Daha çok annesini tutuyor annesini savunuyorlar. Çocuklar babadan soğuyor. Ben asla yapmam. Diğer kadının da psikolojisini düşünürüm. Kuma gelirse eşim beni sevmiyor diye düşünürüm. İzin vermem böyle bir şeye.”

Çok eşliliğe karşı duyguları karmaşık olan 18 yaşındaki S.B.(kız) zorunluluk olursa evlenilebilir düşüncesinde. :

“Ben böyle bir şey yapmam. Onların yaptığı dönemle alakalı diye düşünüyorum. Okumamışlar, gezmemişler, görmemişler. Biz okuyoruz. Görüyoruz. Ben istemezdim. Kendi ailemdeki sıkıntıları görüyorum. Başkasına yaşatmak istemem. Ha bir sıkıntı olur. Kadının çocuğu olmaz. O zaman karşı değilim. “

16 yaşındaki G.A.(kız): “Kötü bir şey kumalık. Bir kere koca karısını seviyorsa

başkasını getirmemelidir. Saygı duymalıdır kadına. Ben de yapmam eşimi paylaşmak istemem. Bir de yaşadığımız zamanda kumalık falan kötü geliyor insanın kulağına.”

18 yaşındaki B.E.(erkek): “Uygun bulmuyorum kuma hayatını. Olumsuz

etkileri olduğunu düşünüyorum. Ben asla yapmam. Günümüz şartlarında gerek yok. Neden 2 tane olsun ki. Benim annemle üvey annem anlaşmışlar ama çok zor bir daha öyle olması.”

15 yaşındaki N.T.(kız): “ Kötü bir şey kumalık. Bir nevi aldatmak gibi bir

şeydir bence. Bazen babamı sorguluyorum neden böyle yaptı ki. Bizim ailemizde olmadı ama çocuklarda kötü etkileniyorlar. Çevremde görüyorum çocukları yüzünden hep kavgaları oluyor. Ben de asla böyle bir evlilik yapmak istemem.”