• Sonuç bulunamadı

Çok Eşli Ailede Yaşamanın Çocukların Okul Hayatına, Psikolojik ve

4- BULGULAR VE YORUM

4.2. Görüşmeye Yansıyan Düşünceler

4.2.2. Çok Eşli Ailede Yaşamanın Çocukların Okul Hayatına, Psikolojik ve

Tablo 7: Çocukların Okul Hayatlarının, Psikolojik Ve Sosyal Yaşamlarının Etkilenme Durumu CİNSİYET Okul Hayatımı Etkilemiyor Ya Da Olumlu Etkiliyor Sosyal Yaşamı Etkilemiyor Ya Da Olumlu Etkiliyor Psikolojik Hayatımı Etkilemiyor Ya Da Olumlu Etkiliyor Okul Hayatımı Olumsuz Etkiliyor Sosyal Yaşamımı Olumsuz Etkiliyor Psikolojik Hayatımı Olumsuz Etkiliyor KIZ (8) (10) (9) (10) (8) (9) ERKEK (8) (8) (8) (2) (2) (2) Toplam 16 18 17 12 10 11 % %57 %64 %61 %43 %36 %39

Tabloya göre kız çocukların erkek çocuklara göre daha fazla aile hayatlarını psiko- sosyal hayatlarına yansıttıkları görülmektedir. Erkek öğrencilerden sadece 2 si okul hayatlarının sosyal yaşamlarının ve psikolojilerinin çok eşli bir ailede bulunmaları sebebiyle olumsuz etkilendiğini söylemiştir. 8 erkek öğrenci ise bu yaşamlarını çok eşliliğin ya hiç etkilemediğini ya da olumlu olduğunu dile getirmiştir. Kızlarda ise durum biraz daha karışıktır. Öğrenciler sosyal yaşamım çok etkilenmedi ama okul hayatım olumsuz etkilendi diyebilmekte ve ya okul hayatım pek etkilenmedi ama psikolojik olarak ben oldukça kendimi kötü hissettim gibi her alan farklı cevaplar verebilmektedirler. Bu çalışmada da 18 kız öğrenciden 10’u okul hayatlarının olumsuz etkilendiğini söylerken 8 tanesi okul hayatıma bir etkisi olmadı ya da olumsuz etkiledi şeklinde cevaplar vermiştir. 18 kız öğrenciden 8’i sosyal yaşamlarının bu durumdan olumsuz etkilendiğini söylerken 10’u etkilemedi ve ya olumsuz etkiledi yönünde cevaplar vermiştir. 18 kız öğrenciden 9’u psikolojik olarak kötü etkilendiğini söylerken diğer 9’u da etkilemedi şeklinde cevaplar vermişlerdir. Genel olarak değerlendirildiğinde ise 28 çocuktan 16 sının okul hayatı etkilenmezken

12 sinin yani %43 ünün okul hayatı bu yaşam tarzından olumsuz etkilenmiştir. 28 çocuktan 18 tanesinin sosyal yaşamı bu durumdan etkilenmezken 10 tanesinin yani %36’sının sosyal yaşamı bu durumdan olumsuz etkilenmektedir. 28 çocuktan 17 tanesi psikolojik olarak etkilenmediğini söylerken, 11 tanesi yani % 39 u bu durumdan olumsuz etkilenmektedir.

Yapılan çalışmada evlerinde huzursuzluk (kavga, tartışma, kıskançlık) olduğunu söyleyen çocukların çoğunlukla bu olumsuz etkileri okul hayatlarına, sosyal ya da psikolojik hayatlarına da taşımış oldukları görülmektedir. Bu durum kızlarda erkeklere göre daha fazla görülmüştür.

16 yaşındaki G.K. (kız):

“Öğretmenlerimle bu durumu paylaşamıyorum Ya da arkadaşlarımla sanki acıyarak bakıyorlar. Öğretmenlerin Ev ziyaretlerinde babam üvey annemle yaşadığı eve alıyor. İki annemde orada bulunuyor. Rahatsız oluyorum.” “annemle kavga ettikleri zaman mahalleye kadar gidiyor sesler. Herkes duyuyor utanıyorum. Maddi olarak da kötü durumdayız. Kalabalık olunca sıkıntılı oluyor. Annem Yurt Kurda çalışıyor. Evimizin ihtiyaçlarıyla çoğunlukla o ilgileniyor. Annemde varis var. Bu halde çalışmak zorunda kalıyor. O zaman babama daha çok kızıyorum.” diye

açıklarken,

18 yaşındaki Ö.Ö. (kız):

“18 kardeşiz demeye utanıyorum. O yüzden sınıfta yalan söylüyorum 6 falan diyorum. Ama iki tane annem olmasından çekinmiyorum söyleyebiliyorum. Şehriban tek anneden 14 kardeş onunla dalga geçiyorlar. Aynısı bana da olsun istemiyorum. Psikolojik olarak da kötü etkileniyordum. Çöküyordum adeta. Odaya kapanıyordum. Uyku halindeydim. Kötü rüyalar görüyordum. Okulumu etkileyecek şey sadece maddi olur. Çünkü evin içinde çalışabileceğim ortamım var. Odam da var. Benden önceki kardeşlerim kalabalık olunca maddi açıdan zorluk çekmiş ama beni etkilemedi. Çünkü abilerim büyük olduğu için bana destek oldu” diyor.

“Sabah uyandığımda annemi görememek beni çok etkiliyor. Üvey annem de

çok ilgili ama işte… Çevreden laf işitince psikolojik olarak kötü etkileniyordum. Kendi içime kapandım, dışarı bile çıkmak istemezdim. Annemle babamın kavgaları oluyordu hep evlenme konusunda. Haliyle biz de etkileniyoruz. Üvey annem de kendince haklı tabi, nikahını vermek istemiyor”.

15 yaşındaki K.S.(kız):

“Okul hayatımı kötü etkiliyor. Mesela derslerim de ikide bir aklıma geliyor.

Kavgalar, babamın zor düşmesi falan. Derslere odaklanamıyorum. Sosyal yaşamım da kötü etkileniyor. İnsanlara bu durumu rahatça anlatamıyorum. Utanıyorum. Bence dalga geçerler. Geçenlerde rehber hocamız sorduğunda bazıları duymuş, dalga geçtiler güldüler. Bu durumdan dolayı daha durgun ve mutsuz oluyorum hep.”

17 yaşındaki D.T.( erkek):

“Çok kalabalığız. Okul hayatımı kötü etkiliyor. Derslerle pek alakası olmayan biriyim zaten. Sosyal olamıyorum bu yüzden. Biraz sinirlendiriyor beni. Ailem sinirlenip bir şey yapamıyorum. Topluma zarar veriyorum. Çok fazla sorun yaşıyoruz. İki annemde çok fazla kavga ediyor. Ben de sinirleniyorum arkadaşlarıma yansıtıyorum o yüzden arkadaş çevrem olmuyor fazla onlar beni tanımak istemiyor bu sinir yüzünden. Ben de tanımak istemiyorum yeni kişileri. Evdeki erkelerde benim gibi. Kızlar daha sakin. Biri hariç o da çok sinirli. Babama da kızıyorum. Zaten kalabalığız hep bir ağızdan konuşunca falan hepimizi odadan kovar.”

17 yaşındaki Ş.K.(kız):

“Okul hayatım olumsuz etkilendi. Evdeki kavgalar beni etkiliyordu. Çalışamıyordum. Sosyal yaşamda da pek iyi sayılmaz. Diğer konuda da olumlu olumsuz arası hissediyorum. Annemin üzüldüğünü gördükçe ben de mutsuz oluyorum. Başlarda iki anneli olmamı saklardım ama şimdi daha rahatım. Yine de öğretmenlerime falan bu konuda soru sorduklarında anlatmayı sevmiyorum. Sadece çok yakın arkadaşlarım bilsin yeter.”

İçinde bulunduğu aile yaşamından oldukça olumsuz etkilenen ve aile hayatından hiç memnun olmayan 17 yaşındaki Y.Ö.( kız) :

“ Okul hayatımı başta küçükken etkilemiyordu. Büyüdükçe kötüleşmeye başladı. 6. Ve 7.sınıf zamanlarında okul hayatım iyice kötüleşti. Annemde gidince psikolojik olarak iyice çöktüm. Psikiyatrik tedavi görüyorum zaten. İlaç da kullanıyorum şuan. 9. Sınıfa geldiğimde daha da kötüleşti. Bu durum sosyal yaşamımı da etkiliyordu. Arkadaşlarımla muhabbeti de kesmeye başlamıştım. Sonra birkaç arkadaşımın da böyle bir ailesi olduğunu öğrendim. O zaman biraz düzeldi onlarla ilişkilerim. Yani onlarında bizim de üvey annemiz var demeleriyle rahatladım. Öncesinde ben hiç söyleyemiyordum çünkü. Bana kötü davranırlar falan diye hissediyordum. Lise de rehberlik öğretmenime danıştım. Sıkıntı yapma söyleyebilirsin herkesin başına gelebilir gibi şeyler söyledi. Ben de biraz daha rahatladım. Söylemeye başladım ortamlarda.”

Evde iki anne olmasından ve bunu dile getirmekten rahatsız olduğu gözlemlenen fakat bunu belli etmemeye çalışan 16 yaşındaki M.A.(erkek):

“Okul hayatımda bu durumun bilinmesini istemiyorum. Ama bilirlerse de bir şey olmaz. En fazla dalga geçerler. Bazı arkadaşlarımın başına gelmişti. Beni etkilemedi ama çocukların okul hayatını etkileyebilir.”

Evlerinde ilgi ve sevginin babaları tarafından eşit bölündüğünü genel olarak evde huzursuzluk olmadığını ve aile hayatlarından memnun olan çocukların ise çok sevdikleri kardeşleri ve kalabalık ailenin beraberinde getirdiği dezavantajlardan dolayı bazen problem yaşadıkları görülmüştür. Görüşmede aile hayatından memnun olduğu tespit edilen 18 yaşındaki A.Ç.(kız) okul hayatının bu durumdan zaman zaman olumsuz etkilendiğini söylerken sosyal ve psikolojik yaşantısında olumsuz bir durum olmadığını şöyle dile getiriyor:

“ Pansiyonda kalıyorum. Çok kardeşli olunca maddi olarak düşünmek zorunda kalıyorum. Evde kendime ait odam yok. Evde ders çalışırken kıyaslama olabiliyor. O ders çalışıyor ben iş yapmıyor ben de yapmayacağım gibi. O zaman çalışamıyorsun. Sosyal hayatımı olumlu yönde etkiliyor. Kalabalık olunca evde kendimi iyi

hissediyorum. Rahatlıkla iki annemden de bahsedebiliyorum. Bundan hiç rahatsız olmuyorum.”

Benzer görüşlere sahip olan 16 yaşındaki Ş.A.(kız):

“Okul derslerimi çok etkilemedi ama okuldaki sosyal yaşamımı az çok etkiliyor. Mesela geçen sorduklarında kimse bilmiyordu iki annem olduğunu. Yeni öğrendiler. Hani anlatınca zor oluyor. Rahatsız oldum okulda iki annesi olan pek yok çünkü. Yadırgayabilirler. Bilinmesini istemiyorum o yüzden. Psikolojik olarak beni rahatsız eden başka bir şey yok.”

Aile hayatımdan memnunum diye cevap vermiş olan 15 yaşındaki B.B. (kız)

bu soruda ise:

“ Sosyal yaşamım hiç etkilenmiyor da okul hayatım kötü etkileniyor. Evde hiç çalışamıyorum mesela. Bir sürü çocuk var nasıl çalışayım. Herkes uyuduktan sonra anca çalışabiliyorum. O da yeterli olmuyor tabi. Psikolojik olarak da annem üzülünce kötü oluyorum iki anne tartışıyorlar. Olmuş bitmiş kabul ediyorum da bazen olmasaydı keşke de diyorum valla. ”

Okul hayatının ya da psikolojik ve sosyal yaşantısının bu durumdan hiç

etkilenmediğini düşünen çocuklarda görülmüştür. Bölgede geleneksel yapının hâkim olması, toplum tarafından çok eşlilik olgusunun çoğunlukla kabul edilir olması çocukların bu durumu normalize etmesine, bazen de babalarına duydukları saygı ve sevgiden dolayı şartsız kabul duygusu yaşadıkları tespit edilmiştir. Kız öğrencilerde de görülmesine rağmen Bu öğrencilerin çoğunluğunun erkek olduğu gözlemlenmiştir. Çoğunlukla da etkilemiyor diye tek kelimelik cevaplar vermişlerdir. Bu konuda olumlu cevaplar veren nadir kızlardan olan 16 yaşındaki G.A.(kız):

“Açıkçası okul hayatım çok iyi bile etkilendi. Üvey abim eğitime çok önem veriyor. Onun sayesinde okuyorum. Her anlamda iyi etkileniyorum ben. Mesela annem bir şeye izin vermezse üvey annemden alırım o izni. Annem de bir şey diyemez. Üvey annem büyük olduğu için böyle ufak şeylerde onun sözü geçer evde. Bizde yaşa çok önem verilir. Büyüklere saygı vardır. Ben okulda falan hiç gizleme

ihtiyacı duymadım. Akrabalarımızda da baya kişinin iki eş var. Babamın da yaşı büyüktür. O zamanlar normalmiş. Dedem de iki eşli. Örnek almışlar.”

Babasının ilgisini kaybetmekten korktuğu için üvey anneye karşı olumlu duygular besleyen ve görüşmede aile hayatından memnun olduğunu dile getirmiş olan 17 yaşındaki P.Ö.(kız):

“Doğuda çok normal olduğu için hiç sorun etmiyorum, utanmıyorum da benim hatam değil, psikolojimi etkilemiyor. Derslerimi hiç kötü etkilemedi. Babam çok disiplinli, benim hep birinci olmamı ister. Ben de hep çalışırım. Ben babama çok bağlıyım o yüzden üvey annemle tartışmaya girmem. Babamı kaybedeceğimi düşünürüm” Diye belirtmektedir.

P.Ö.(kız) ile aralarında 1 yaş farkı olan kardeşi 18 yaşındaki N.Ö.(kız) ise aynı evde olmalarına rağmen kardeşinden çok farklı duygular yaşamaktadır:

“Okul hayatımda olumsuzluklar oluyordu. Derslerde kafama takılıyordu. Sosyal yaşamımda da arkadaşlarımdan örnek vereyim. En yakın arkadaşım Rukiye. Bazen sorar annenle babanla aran nasıl ayrımcılık falan yapıyorlar mı diye. Ben bu soruya cevap veremiyorum. Gerçekten veremiyorum. Bilmiyorum deyip geçiyorum. Anlatılmaz bir duygu bu. Psikolojimde kötü etkileniyor. Yaşadığımız şeye hala inanamıyorum ben. Kötü bir çocukluk geçirdim gibi hissediyorum. Daha doğrusu çocukluğumu yaşayamadım gibi.”

Diğer sorularda aile hayatından oldukça memnun olduğunu söyleyen evde huzursuzluk olmadığını belirtmiş olan 18 yaşındaki M.Ç. bu konuyla ilgili:

“Bizim isteğimiz dışında gelişen bir olay. Herkes her zaman tek eşli bir ailede olmak ister ama babamın kararına saygı duyuyoruz hepimiz. Bu yüzden sosyal ve psikolojik yaşantımı olumsuz etkilemiyor. ” demiştir.

Erkek çocukların çoğunluğunda, ataerkil yapının empoze ettiği kadın evi çekip

çeviren kişi, evi çekip çeviren anne, üvey anne, kız kardeş kim olursa olsun fark etmez önemli olan evin ihtiyaçlarının aksamaması anlayışının hakim olduğu

“Okul hayatımı valla çok iyi etkiledi. Sabah kalkınca biri kahvaltı hazırlıyor diğeri pantolonum yırtılmışsa onu dikişliyor mesela. Her çocuğun iki tane annesi olmalı. Ortaokuldayken de çok iyi oluyordu. Giysilerim hazırdı. Yemeğim hazırdı. Neşeli gidip geliyordum okula.”

Yine 15 yaşındaki S.Ç.(erkek) de aynı görüştedir.

“Benim okul hayatımı falan hiç etkilemiyor. Arkadaşlarım arasında da hiç konusu geçmez geçse de fark etmez. Hatta benim için iyi oluyormuş annem keçilere bakmaya gidince üvey annem ilgilenirmiş benle. Ben hep üvey annemle kalıyormuşum. Annemin de üzerinden yük kalkıyor işte ne güzel”

Ailesiyle bir arada olan fakat bakımını nenesinin üstlendiği 15 yaşındaki H.B. (kız) sosyal ve psikolojik yaşamındaki olumlu durumları çok eşli ailenin dışında büyümeye bağlamaktadır. H.B. :

“Okul hayatım oldukça iyi etkilendi bence. Neneme bırakmasalardı böyle olmazdı ama. Okul ihtiyaçlarımı karşılayamazdı annem babam. Sosyal olarak da iyi olmazdı sanırım. Özgüvenim böyle olmazdı. Babamın iki kadınla evli oluşu pek hoşuma gitmiyor. Bunu arkadaşlarıma anlatmak pek kolay olmaz. Ama orada kalmadığım için okulda bunu anlatmak zorunda kalmıyorum. Zaten soyadımda aynı değil. İyi yani” diyerek çok eşli ailede yaşayan çocukların bu durumdan aslında

sosyal ve psikolojik anlamda kötü etkilendikleri mesajını veriyor.

Dedesi çok evlilik yapan ve kalabalık aile ile bir arada yaşayan 17 yaşındaki H.D.(kız) ise hem şahit olduğu çok eşli evlilik yaşantısındaki kendi gözlemlerini hem de babasının yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“ Kalabalık bir aileyiz. Nenelerim, amcalarım, babam, annem kardeşlerim hep birlikte yaşıyoruz. Başta anlamıyorum o yüzden. Sonra kumalığın ne olduğunu öğrendiğim ilk zamanlar tuhaf oluyordum. Benim okul hayatımı etkilemedi pek ama ev kalabalık olduğu için evde ders çalışamıyorum öyle etkiliyor. Babamın okul hayatını çok etkilemiş. Sırf bu yüzden okuyamamış. Çok kardeşi olunca çalışıp onlara bakmak zorunda kalmış”.

4.2.3.Çok Eşliliğe Karşı Kardeşlerin Bakış Açısı ve Kardeşler Arası