• Sonuç bulunamadı

Çok Eşliliğe Karşı Annelerinin Düşüncelleri ve Hissettikleri

4- BULGULAR VE YORUM

4.2. Görüşmeye Yansıyan Düşünceler

4.2.5. Çok Eşliliğe Karşı Annelerinin Düşüncelleri ve Hissettikleri

Çocukların evde annelerinin ne yaşadığını ne hissettiğini annelerinin çok eşliliğe karşı bakış açısının neler olabileceği kısacası çok eşliliği anne boyutuyla nasıl yorumladıkları öğrenilmek istenmiştir.

Çok eşli bir ailede yaşamayı asla kabullenmeyen ve aile hayatından memnun olmayan 16 yaşındaki G.K.(kız)

“Annem ilkönce kabul etmiyor ama bir şey yapamıyor.” Diyerek hem kendi çaresizliğini hem annesinin çaresizliğini dile getirmiştir.

Kardeşleriyle çok fazla iyi anlaşan tüm aile bireylerine karşı olumlu duygular besleyen, yaşadığı aile hayatından memnun olduğunu dile getiren ama çok eşliliğe olumlu bakmayan 18 Yaşındaki A.Ç. ise annesinin bunu kabullenmediğini gözleri dolarak anlatıyor:

“Çok konuşmuyoruz bu konuda annemle. Sordum bir ara severek evlenmişler. Babam çok istemiş. Şimdiki aklı olsa evlenmezmiş babamla. 17-18 yaşında evlenmiş, 25-26 yaşında kuma gelmiş üstüne. Üvey annemin babama yaklaştığını düşünüyor. Anne tarafım annem sevdiğiyle evlenirken karşı çıkmışlar. Babam ikinci kadın getirince teyzemler falan üstüne gitmiş annemin evlenmemeliydin diye. Annemin kırgın olduğunu düşünüyorum. Ailesini karşısına alarak kendi isteğiyle evlenmiş. Sonra babam böyle yapmış. Baba tarafımda iki evlilik çok fazla bu durumu pek önemsemiyorlar.” A.Ç.’nin söylediklerinden annesinin kumalığa karşı olduğu

düşünülüyor. Yapılan görüşmede A.Ç.’nin ise annesi adına çok üzüldüğü fakat geleneksel bir tutum sergileyerek bunu kendi dünyasında içselleştirmediği görülüyor. Çünkü eve yeni bir eş gelmesi annesini üzen bir olay olmasına rağmen kendisi aile bireylerinden oldukça memnun ve ne babasına karşı ne de üvey annesi ve onun çocuklarına karşı olumsuz duygular beslemiyor.

Bölgede oldukça baskın olan kaderci yapının örneklerinden olan 18 yaşındaki Ö.Ö (kız) nün ailesinde ise anne, hayatın onu mecbur kıldığı şeyi acı çekerek kabul etmek zorunda kalıyor :

“ Annem kendisi istemiş eve kuma gelmesini. Babam evlenirken ben senin günahını alamam sen istersen olur demiş. Annem ve babam arasında aşk evliliği varmış. Verem hastasıymış annem. Doktorlar yaşamaz demişler. Üç tane çocuğu varmış o sırada. Bu çocuklar için annem kuma gelmesini istemiş. Babamın amcasının kızını tanımıyorum çocuklarıma iyi bakar diye istemişler. Bir yıl beraber yaşamışlar. Annem iyileşmiş. Anneme sormuştum ne hissettiğini bir ara. Günlerce ağladım, yediremedim kendime ama kundakta çocuğum olunca mecburdum dedi. Bence de kötü hissetmiştir. Kimse kaldıramaz bu durumu. Ama “kader” diyor annem.”

Yine istemese de evlenmek zorunda kalan bir anneyi oğlu şöyle anlatıyor. 17 yaşındaki M.B. (erkek):

“Babam evliymiş. Babam ve eşinin çocukları olmuyormuş. Annemde evliymiş. Kocası ölmüş. Dul kalmış. Babamda kuma olarak almış. Annem bir nevi mecbur kalmış. Evlenince 3 çocukları olmuş. Bizde ilk eşin izni olmadan ikince eş getirilmez. Annem de kuma olacağını bilerek evlenmiştir. Bunu konuyla ilgili hiç konuşmadık ama babam bu durumdan memnun değildi. Çocuğu olmadığı için evlendi.”

Annesinin kuma gelmekten memnun olmadığını ama babasının ailenin sevgi ve ilgi ihtiyacını herkese eşit dağıtabilmesinden dolayı annesinin mutlu olduğunu düşünen 18 yaşındaki M.Ç.(erkek):

“Her eşin istediği teke eşli olmaktır. Anneme sormadan evlendirmişler. Annemde kabul etmek zorunda kalmış. Annemin haberi yokmuş. Berdel olmuş. Dedemin karısı ölüp çocukları ortalıkta kalınca babamın kardeşini istemiş. Babam da dedemin kızını almış. Babam anneme ve ilk eşine değer verdi, eşit davranmaya çalıştı. Annem şuan gayet mutlu görünüyor.”

Annesinin bu durumu yıllardır kabullenemediği ama kaderine boyun eğerek hiç sorun çıkarmadığı düşünülen 17 yaşındaki P.Ö.(kız):

“Annem tamamen Allah’a bırakmış, herhangi bir beklentisi yok. Annem hep susar, en ufak bir tartışmada bile susar. Biz susma deriz ama o siz karışmayın der.

Hayal kırıklığından dolayı suskun olabilir sonuçta üzerine kuma getirilmiş. Bu durumu pek istediğini sanmam ama yapacak bir şey yokmuş. Çok üzülmüştür hala üzülüyor bunu hep fark ediyorum. Kendini hep işine veriyor. Hep çalışıyor Babam üvey annemle konuşuyorken annem ortalıktan kaçar. İçten içe kıskanıyor bence. Annemin üzüldüğünü görüce babama kırılıyorum ama babamı çok sevdiğim için geçiyor bu durum.” Diyerek anlatıyor annesinin hissettiklerini

Ailesinde huzursuzluğun diz boyu olduğu anlaşılan D.T.(erkek):

“Ara sıra üzgün olduğunda duyarım. Ben cahildim böyle olacağını bilmiyordum diye. Pişman olmuş. Babam çobanmış. Tanışmışlar annemle annem sanki evli olduğunu bilmiyormuş gibi yapmış. Kuma gitmiş. Abim bana dedi evlenme dedi ama ben cahillik yaptım evlendim diyor. Üvey annem de üzülmüştür. Babamı seviyorken başkası gelmiş”

Aile yaşantısına alışmış mutlu olduğunu düşünen ama oldukça olumsuzluklardan bahseden 17 yaşındaki Ş.K.(kız):

“ Annem eskiden çok tepkiliydi. Şimdi alıştı. Sürekli tartışıyorlardı. Annem de üzerine kuma gelmesini yanlış olduğunu iyi bir şey olmadığını düşünüyor. Anneme sormamışlar bile kuma getirirken. Çok da fazla konuşmadık pek bilmiyorum.”

Aile hayatından memnun olduğunu dile getiren 15 yaşındaki S.Ç.’nin (erkek) aile hayatını değerlendirmede yetersiz kaldığı, içinde yaşadığı hayatın doğrularını ve yanlışlarını hiç sorgulamadığı, koşulsuz bir kabul ve onun beraberinde getirdiği mutluluk duygusu içinde olduğu düşünülmektedir. S.Ç. bu konuda:

“Onun için daha iyi oluyor bence. Bir annem eve bakarken diğer annem

keçilere bakmaya gidiyor. Üzerinden yük kalkıyor.” Diyor.

Üvey annesini ve kardeşlerini çok seven 15 yaşındaki G.E.(kız):

“Zorla evlendirildiği için kötü düşünmüş. Babam annemi aldığında yeğenini dayıma vermiş. Dedem azize gelinimiz olacak anneme kafayı takmış. Amca çocuklarıdır zaten annemle babam. Annem de babamın karısı var diye istememiş.

Belki de sevdiği vardır. Dayımla karısı da isteyerek evlenmemişler. Dedim istedi diye olmuş her şey. Ama annem sonra babamı sevmiş. Babam çok iyi biridir benim. Dedemin baskısıyla olmuş her şey.”

Babası iş nedeniyle şehir dışında uzun süreler kalmak zorunda kalınca yanında bir eşi olması gerektiği sebebiyle evlilik yapmıştı M.S. nin. Yanında değiştirerek bir karısını götürüyordu ve diğeri çocuklara bakıyordu, şuan ise babası iş değiştirdi ve bütün aile bir arada yaşıyorlar. 16 yaşındaki M.S.(kız):

“Annemle babam berdel olarak evlenmişler. Babam zaten annemin iznini alarak kuma getirmiş. O yüzden annemde memnundu. Bizim orada çok normal 4 eşi olan bile var. Kötü karşılanmıyor. Ama yine de annem de üzülmüştür. Mecburiyetten dolayı kabul etmiş çünkü.”

15 yaşındaki H.B.(kız):

“İyi düşünüyor sanki annem. Hal ve hareketleri öyle gösteriyor. Ben soruyorum anne memnun musun hayatından diye kaç kere evet diyor. Babam bir kere daha kuma getirse kabul eder misin diyorum evet diyor.”

Annesi alt katta tek başına yaşıyor 18 yaşındaki S.E.’nin. Kuma olarak gelmiş eve ama anlaşmazlıklardan dolayı alt kata geçmiş. Ama çocukları ve tüm aile üst katta kalıyor. Zaman zaman alt kata bile göndermemiş babası kızdığında kötü bir çocukluk geçirdiğini söylüyor o yüzden. Şöyle anlatıyor S.E.(kız):

“Annemle babam akraba. Babam çobanmış. Bir gün eve geldiğinde bu senin

karın olacak diye tanıtmışlar üvey annemi. Babamsa öz annemi seviyormuş. Sonra halamı dayımla annemi babamla evlendirmişler. Dedemler annem istemiyor diye vermek istememişler ama babam hem halamı vermiş hem de para vermiş ikna etmiş dedemi. Çaresizlik hissetmiştir diye düşünüyorum. Zorla evlendirildi sonuçta. Ama tanıdık yere gitti ya yalnızlık çekmemiştir. Yabancıya gitse daha zor olurdu. Babamla annem sürekli kavga edince annem alt kata geçmiş. Biz üvey annemin üzerine kayıtlıyız. Annem de nikâhını almak istiyor babamın bizi de üstüne almak istiyor. Üvey annem de nikâhını vermek istemiyor buradan çıkıyor kavgalar. Babamın da

suçu yok aslında adam sevmiş almış napalım. Annem tutturdu evlencem diye. Nikâha sahip olunca hem üstünlük olacak hem de çocuklarına kavuşacak. Bizde böyle şeyler norma. Dedemlerde öyle hepsi iki eşlidir.”

Evde ekonomik olarak çok sıkıntı yaşayan ve ailede huzursuzluğun diz boyu olduğu 15 yaşındaki K.S.(kız):

“Annem önce başka bir adamla evliymiş o adam ölmüş. Ölünce mecbur kaldığı için isteyerek rızasıyla evlenmişler babamla. Babam sıklıkla bizle kalıyor. Annem beni daha çok seviyor düşünüyordur. Kuma gelenlerde üstünlük oluyor çünkü.”