• Sonuç bulunamadı

Çocukların Yaşadıkları Ailelerinden Memnuniyet Durumları

4- BULGULAR VE YORUM

4.2. Görüşmeye Yansıyan Düşünceler

4.2.1. Çocukların Yaşadıkları Ailelerinden Memnuniyet Durumları

Çocuklara çok eşli aile yaşantılarından memnuniyet durumları sorulduğunda, 17 tanesi yaşantısından memnun olduğunu 11 tanesi ise memnun olmadığını dile getirmiştir. Erkek çocuklar her ne kadar aile içindeki sıkıntılardan bahsetmiş olmalarına rağmen bir kişi dışında hepsinin aile hayatlarından memnun olduğunu, kızların ise çoğunlukla memnun olmadığı görülmüştür.

Tablo 6: Çocukların Aile Hayatlarından Memnuniyet durumları CİNSİYET MEMNUN MEMNUN DEĞİL TOPLAM

ERKEK 9 1 10

KIZ 7 11 18

TOPLAM 16 12 28

Memnun olmayan çocukların aile hayatları incelendiğinde; çocuğun anne olarak gördüğü iki kadın arasında sürekli tartışma ve kıskançlık yaşandığı tespit edilmiştir. 15 yaşındaki K.S (kız) memnuniyetsizliğini şöyle açıklıyor:

“Memnun değilim. Üvey annem sürekli kavga çıkarıyor babam da kalp hastasıdır. Kriz geçiriyor ara ara. Kadın bizi köyün içinde rezil ediyor. Babam da kötü duruma düşüyor. Babamdan çok para istiyor. Babam da veremiyor. Çocuklarını babama karşı kışkırtıyor.

Babasının gizlice getirdiği kuma nedeniyle evde şiddete kadar giden tartışmaların olduğu bir müddet beraber yaşayıp kabullenemeyen annenin evi terk ettiği bir aile ortamında yaşayan ve evden uzaklaşma hayalleri kuran 17 yaşındaki Y.Ö.(kız) şöyle açıklıyor.

“Yaşadığım aile hayatından hiç memnun değilim. Neden annem yanımda değil? Üvey anneyle geçinmek çok zor oluyor. Zaten biran önce 12’yi bitirip başka yere gitmek istiyorum.”

Şuan hayatından memnun olan fakat bu memnuniyeti evdeki diğer eşin evden

gitmesine borçlu olan 17 yaşındaki M.B. (erkek) ise:

“ Şuan çok memnumum. Eskiden evin içinde huzursuzluk vardı. Bir evin içinde fazla kadın varsa kesinlikle huzur yoktur. Babam da kesinlikle kadın dırdırından ölmüştür. Şuan memnumum çünkü o kadın hayatımızda yok. Ama çocuğu bizimle gitmesine izin vermedik. Gitmeyi ise üvey annem kendisi istedi. “Biz ne yersek sende onu yersin” dedik, “yapamam gideceğim” dedi. Bizimle pek anlaşamıyordu. Bizi her

şey ile suçluyordu. Bir şey kaybolunca bizi suçluyor, hastalanınca siz yapıyorsunuz diyordu.” diyerek duygularını belirtmiştir

Annesi ve babası arasında sürekli tartışmalar olmasından yakınan, üvey annesini sevmesine rağmen annesi ile arasında olan ve sokaklara taşan tartışmalarından dolayı utanç duyduğu anlaşılan ve babasına karşı öfke besleyen 16 yaşındaki G.K. (kız):

“Şartlar gereği memnum diyebilirim. Eskiden hep kavga vardı çünkü. Şuan

azaldığı için daha memnumum. Memnun olmadığım durum ise tek eşli bir ailede olmak isterdim. Eskiden arkadaşlarımın ailelerinde ilgiyi gördükçe üzülürdüm ama 8. Sınıftan sonra üzülmeyi bıraktım.” Diyerek duygularını belirtmektedir.

Bazı durumlarda ise çocukların evde huzursuzluk yaşamamalarına rağmen beklenilen bir duygu olarak babalarını paylaşamadıkları ve annelerinin babaları tarafından artık sevilmediği hissine kapıldıkları için yaşantılarını kabullenememe durumu görüşmüştür. Annesi ve babası mecbur kaldığı için ikisi birlikte kuma getirme kararı almış olan 18 yaşındaki Ö.Ö.(kız) duygularını:

“Pek memnun değildim. Ne gerek vardı diye rahatsızdım. Sürekli merak ediyordum, araştırıyordum. Annemin istemiş olduğunu yeni öğrendim. Annemin bir eksiği mi vardı neden diye sorguluyordum genelde.” diye ifade etmiştir.

Annesi ve kumasının arası annesinin mazlum kişiliği ve kendisini savunma becerisi olmamasından dolayı çok iyi olan ama kendisi bir türlü bu olayı kabullenmemiş kızgınlığı ve öfkesi her halinden belli olan 18 yaşındaki N.Ö.(kız):

“Memnun değilim hiç. Küçük yaşta üvey annem geldi. 4 yaşındaydım. En büyük ablam 7 yaşındaydı. Zaten çok geç haberi olmuş evdekilerin. Bilseydik yaşımız büyük olsaydı izin vermezdik biz kızlar olarak. Karşı dururduk babama. Annem de Allaha havale etmiş. Hiç sesini çıkarmıyor hiçbir şeye.”

Memnuniyetini ailesiyle birlikte yaşamıyor olmasına bağlı buluyor 15 yaşındaki H.B. (kız). Annesinin kendisi doğduğu sırada rahatsız olması sebebiyle

sürekli kumasıyla Van’a gitmek zorunda kaldığını babasının da kendisini nenesine bıraktığını 14 yıldır nenesinde kaldığını söylüyor.

“O kadar memnun değilim kendi ailemden. Beni iyi ki vermişler. Çok kalabalıklar. Her istediğini yapamıyorlar her çocuğun. Nenemgilde her ihtiyacım karşılanıyor. Kızım sonuçta. Özel ihtiyaçlarım oluyor. Babamlara hem söylemeye utanıyorum hem de zaten parasal olarak alamazlar ama neneme dedeme rahatlıkla söyleyebiliyorum. Beni neneme bırakmasalardı bu imkânlarım olmayacaktı. Öz annemgilde kalsaydım böyle özgüvenim olmazdı. Değişik geliyorlar bana.”

Diğer çocuklar ise yaşadıkları aile hayatından oldukça memnun olduklarını söylemişlerdir. Bu çocukların memnuniyet sebeplerdeki en göze çarpan şey aile ilişkileri arasındaki saygı ve bağlılıktır. Memnun olma konusunda göze çarpan bir diğer konu ise çocukların evde en küçük kardeşlerden olmasıdır. Bu çocukların anneler ve içindeki olaya şahit olan özellikle ilk kadının çocuklarının yaşadıkları durumu sindirdiği, kabul ettiği ve artık tartışmaların en aza indiği büyük çocukların da çalışmasıyla ekonomik durumların düzeldiği bir dönemde yaşıyor olmaları, bu çocukları ailelerine karşı olumlu düşünceler içinde olmalarına sevk ettiği düşünülmektedir. Bu konudaki bazı çocukların düşünceleri şu şekildedir.

Evdeki herkesin bu durumu oldukça kabullenmiş göründüğü, eğitimli ve meslek sahibi olmuş kardeşlere sahip, babasına annesine ve diğer aile üyelerine karşı oldukça olumlu duygular besleyen, evlerini huzurlu olarak bulan 18 yaşındaki A.Ç (kız):

“Memnunum. Geniş aileyiz ama samimiyet ve saygı var. Her ailede olduğu kadar tartışmalar oluyor elbette. Ama o kadarı tek anneli bir evde de olurdu zaten. Kardeşler arasında özlük üveylik diye bir şey yok. Bu durum beni mutlu ediyor”

diyor.

18 yaşındaki M.Ç(erkek):

“Çok memnunum. Bağlılığımız ve saygımız sürekli olmuştur. Hep birbirimizin arkasındayız. Burada (yurtta) kalırken onları çok özlüyorum.” Diyor.

16 yaşındaki G.A. (kız):

“Evet çok memnunum. Üvey annem çok iyi biridir. Çok merhametlidir. Evdeki herkes birbirine karşı saygı duyar. Abilerimle annem arasında başlarda biraz çekememezlik olmuş ama biz pek yaşamadık bu durumu. Sadece babam biraz sinirlidir. Çok konuşunca sus diye bağırabiliyor.”

Babasının iki eşine ayrı ev açtığı, annesi çok eşlilik olayından hiç hoşlanmayan ama kabullenmek zorunda kalan, evindeki sıkıntılardan da bahsetmesine rağmen yaşam enerjisini kaybetmemiş olduğu gözlemlenen 16 yaşındaki Ş.A.(kız) ise olayları kendi penceresinden şöyle görmekte:

“Yaşadığım aile hayatından çok memnunum. Gösterdikleri sevgiden memnunum. Babam hiç ayrım yapmıyor iki eşi olmasına rağmen. Çok seviyorum babamı.”

Çok eşli bir ailede dünyaya gözleri açan ve kendisinden oldukça büyük kardeşlere sahip zaten herkes tarafından kabullenilmiş ve artık normalize edilmiş bir aile ile tanışan 15 yaşındaki N.T.(kız):

“Evet memnunum. Hepimiz bir aradayız, sağlıklıyız, mutluyuz. İyi ki diyorum genelde. Hep birlikte ve kalabalık oldukça güzel oluyor. Babam hepimize eşit davranıyor. Annemler de iyi anlaşıyorlar. Annem mutluysa biz de mutlu oluyoruz zaten.”

Literatür kısmında bahsettiğimiz bilişsel kuramın savunduğu düşüncenin örneği ile de karşılaşılmıştır. Bilişsel kurama göre olaylar değil olaylara yüklediğimiz anlamlar önemlidir. 17 yaşındaki P.Ö ile 18 yaşındaki N.Ö. öz iki kız kardeştir. Aynı olayları yaşamalarına aynı ailede büyümelerine rağmen P.Ö. kendi kişilik özelliklerine bağlı olarak aile hayatından oldukça memnun olduğunu babasına karşı çok bağlı olduğunu dile getirirken N.Ö. ise aile hayatından memnun olmadığını ve babasına karşı kızgın olduğunu dile getirmektedir.

4.2.2. Çok Eşli Ailede Yaşamanın Çocukların Okul Hayatına, Psikolojik