• Sonuç bulunamadı

Eğitim ve Sosyal Hayat ile İlgili Yazılar

4. BÖLÜM: DOĞUŞ DERGİSİNİN GENEL BİR DEĞERLENDİRMESİ

4.4. Bilim-Teknoloji, Sanat, Eğitim ve Sosyal Hayat ile İlgili Yazılar

4.4.3. Eğitim ve Sosyal Hayat ile İlgili Yazılar

Bölüm incelendiğinde, insanların toplum içerisindeki gelişimleri, çocukların yetiştirilmesinde aile ve öğretmenlerin dikkat etmesi gerekenler ve onların eğitiminde çocuk psikolojisinin önemi, okullarda disiplin sağlamada kullanılan bazı yanlış yöntemler üzerinde durulduğu görülmektedir. Belirtilen konuları açıklamak üzere bu konularla ilgili yazılar incelenecektir

“Muhit Terbiyesi” başlıklı yazısında A. Cevat, çocukların ilk eğitimlerinin ailede verildiğini çocuğun büyüdükçe mahallesinden, arkadaşlarından etkilendiğini belirtmektedir. Çocuğun başıboş bırakılmaması gerektiğini söyleyen A. Cevat, ailesinden gerekli ilgiyi görememiş bir çocuğun yanlışa düştüğünde bunun çocuğun hatası olmadığını belirtmiş, ailenin en önemli görevinin okul ile el ele verip çocuğunu tüm tehlikelere karşı korumak olduğunu ifade etmiştir (Cevat, 1934: 1-2). Derginin 16. sayısında bulunan “İnzibat ve Çocuk Psikolojisi” başlıklı yazısında Muallim Mustafa, çocukların kendilerine özgü bir tabiatları olduğunu söylemiş, onların yetiştirilmesinde çocuk psikolojisini bilmenin önemine değinmiştir. Anaokulu çağındaki çocukların özelliklerini anlatan Muallim Mustafa, çocuk yetiştirmede en önemli olan unsurun sabır olduğunu ifade etmiştir (Mustafa, 1935: 4).

“Çocuk Karşısında Öğretmenin Rolü” başlıklı yazısında A. Cevat Gobi, çocuk ruhunun hassaslığına değinmiş, çocuk gelişiminde bireysel farklılıklar olduğunu; ailelerin ve öğretmenlerin çocukların fiziksel ve zihinsel süreçlerini iyi takip etmeleri gerektiğini belirtmiştir. Çocukların hayat ve doğanın çetin şartlarına göre yetiştirilmesi gerektiğini söyleyen Gobi, öğretmenlerin çocuk üzerinde çok etkili olduğunu ve çocukların millî duygulara sahip, iradeli, bilgili bireyler olmalarını sağlamaları gerektiğini ifade etmiştir. Yazının sonunda öğrencilerin yükseköğretime

geçerken bile sicil dosyalarının öğrenciyi takip etmesinin yararlı olacağını söylemiştir (Gobi, 1936: 1-2).

“Telkinin Eğitimdeki Rolü” başlıklı yazısında A. Cevat Gobi, öğretmenin öğrencileri eğitmede, sevgi ve telkin gibi iki etkili silahının olduğunu belirtmekte, telkin ile her zaman zafere ulaşılabileceğini düşünmektedir. Bu konuda “İ. M. Guyau”nun, “Kendilerine en ziyade inanılan ve en ziyade itaat edilenler; en ziyade inananlar ve öyle görünenlerdir” sözünü örnek gösteren Gobi, öğretmenlerin her şeyden önce sözleri ve hareketleriyle karşılarındakilere inanç telkin etmeleri gerektiğini ifade etmiştir (Gobi, 1936: 2-3).

“Mekteplerde Disiplin” başlıklı yazısında Nesib Yağmurdereli, Türk milletini felâketlere sürükleyen nedenlerden birinin eski mektep terbiyeleri olduğunu söylemiş, dayağın öğrenci üzerinde hiçbir etkisinin bulunmadığını ifade etmiştir. Okullardaki bazı disiplin sorunlarına değinen Yağmurdereli, kurallara uymanın öğrencilere gerektiği öğretilememesini eleştirmiştir (Yağmurdereli, 1938: 8-11).

“Bir Muallimin Notları: Birinci Sınıfta İlk Gün” başlığıyla verilen İsmet Aytekin Kültür’e ait yazıda, okula yeni başlayan öğrencilerin ilk günü diyaloglar halinde verilmiştir (Kültür, 1939: 20-23).

“Tekâmül Nasıl Olmalıdır” başlıklı yazısında A. Cevat, insanın zihinsel ve toplumsal gelişimine benzetmiş, vücut nasıl hücrelerin bir araya gelmesinden meydana geliyorsa insanın diğer yöndeki gelişimlerinin de bu şekilde bir ayara geldiğini belirtmiştir. Kişinin önce aile ile sonra toplum ile kaynaşıp milli benliğini oluşturmasını daha sonra evrensel bir kimliğe erişmesi gerektiğini söylemiştir (Cevat, 1933: 2)

“İçtimai Hastalıklardan Kumar” başlıklı yazısında Kerim oğlu İsa, çalışma azminden uzak, zahmetsiz yaşamak isteyen insanlar olarak ifade ettiği kumarbazlardan bahsetmiş, bu kişilerin ne devletin ne de ailelerinin onlardan beklediği çalışmaları yapmadıklarını, kendi zevkleri için yaşayıp nefislerine hâkim olamadıklarını belirtmiştir (İsa, 1934: 2).

“Bayram Tatilleri” başlıklı yazısında Foto Fuat, Kurban Bayramı nedeniyle yapılan 4 günlük tatilin gereksiz olduğunu, bu günler içinde tüm milletin çalışması

gerektiğini söylemiştir. Ekonomik sıkıntılara değinen Fuat, bayram inkılâbının da olması gerektiğini belirtmiştir (Fuat, 1934: 4-5).

“Fert Halinde Cemiyet” başlıklı yazısında A. Şeyrani, tasavvufi bilgilerle, ekonomik ve içtimai bilgileri karşılaştırmış; gerilemeyi kişileşmede, yükselmeyi ise cemiyetleşmede gördüğünü söylemiştir. Yazar, toplum ile içtimaî ve ekonomik ilişkiler kuramayan kişilerin oluşturduğu milletlerin yenik ve gelişimden mahrum olduklarını, bunun aksine cemiyet halinde yaşayan milletlerin galibiyet ve hâkimiyet halinde yaşadıklarını belirtmiştir. Bizim alışverişte, sosyal ilişkilerde ve çeşitli konularda hakkaniyetin azaldığını söyleyen Şeyrani, birbirimize güvenmemeye başladığımızı ve böylelikle kendimize kötülük ettiğimizi ifade etmiştir (Şeyrani, 1934: 1-2).

“Kadın Askerlik Vazifesini de Yapar” başlıklı yazısında Melahat Saim Eroğlu, Dünya Kadınlar Birliğinin Ankara’ya giderek M. Kemal’i ziyaret etmesi üzerine, onun Türk kadınının gerektiğinde milli mücadelede olduğu gibi erkeklerle yan yana savaşa gideceğini söylediğini belirtmiştir. Eroğlu, Türk kadınının Kurtuluş Savaşında cephelerdeki mücadelelerinden bahsetmiş, yaptığı fedakârlıkları dile getirmiştir (Eroğlu, 1935: 3).

“Köy ve Köylüye Dair” başlıklı yazıda Nesib Yağmurdereli, köy ve köylülere eskiden gereken önemin verilmemesini eleştirmiş, köylülerin sadece askerlik, vergi ve angaryada akla geldiğini belirtmiştir. Demokrat idare ile köylüye bakışın değiştiğini söyleyen Yağmurdereli, köylülerin ihtiyaçlarına daha çok kulak verilmesi gerektiğini ifade etmiştir (Yağmurdereli, 1938: 1-3).

“İçtimaî Hayatta Terbiye” başlıklı yazsısında M. Ali Özataç, Halkevlerin amacının halkın milli, ahlaki, içtimai, edebi hislerini geliştirmek olduğunu, daha sonra toplum düzenini sağlamada hukuki olumsuz olayları artırması değil azaltması gerektiğini söylemiştir. Meydana gelen istenmeyen olayların altında yatan nedenlerinin araştırılıp, giderilmesinin önemi belirtmiştir (Özataç, 1939: 23-24). Özataç, belirttiğimiz başlık altında derginin bir sayılarında da yazısına devem etmiş, o dönemde mahkemelerde öne çıkan davaların adam öldürme, adi hırsızlık ve ırza geçme suçları olduğu bilgisini vermiştir. Belirttiğimiz bu suçların nedenleri ile ilgili

düşüncelerini açıklamıştır (Özataç, 1939: 10-12). Dergisin Sonraki sayıdaki yazısında yazar, Medeni Kanunda evlenme ile ilgili maddeler hakkında açıklamalar yapmıştır (Özataç, 1939: 27-28).