• Sonuç bulunamadı

2.2 Dönüt

2.2.3. Eğitim Öğretim Ortamında Dönüt

Ülkemizde öğretim programlarında yapılandırmacı anlayışın etkileri görülmeye başladığından beri biçimlendirici değerlendirmenin (formative assessment) uygulamaları önem kazanmıştır (Çimer, Bütüner ve Yiğit, 2010). Biçimlendirici değerlendirme; öğrencilerin öğrenme sürecinde hedef davranışları ne kadar kazandığı, hangi öğrenme güçlükleriyle karşılaştığı hakkında bilgi veren ve öğrenme ürünlerinin geliştirilip, iyileştirilmesine katkı sağlayan bir değerlendirme türüdür (Black ve Wiliam, 1998; Black ve Wiliam, 2009; Sadler, 1989). Biçimlendirici değerlendirme, sadece öğrenme ürünlerini değerlendirme amacıyla, öğrenme süresi sonunda yapılmaz. Biçimlendirici değerlendirme öğrenme sürecinin bir parçasıdır (Kennedy, Hyland ve

Ryan, 2007). Değerlendirme sonuçlarına göre öğretmenler, öğrencilerin eksik ve yanlış öğrenmelerini düzeltici yönde tedbirler alabilir ve öğrencilere performansları ile ilgili dönütler verebilirler (Çimer vd., 2010).

Dönüt, biçimlendirici değerlendirmenin en önemli öğelerinden biridir (Black ve Wiliam, 1998; Çimer vd., 2010; Nicol ve Macfarlane-Dick, 2006; Sadler, 1989). Öğrenme ve başarı üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir ancak dönütün etkisi pozitif olabileceği gibi negatif de olabilir (Hattie ve Timperley, 2007). Bu yüzden hangi tür dönütün nerede ve ne zaman kullanılacağına karar vermek gerekmektedir. Dönüt verme sürecinde, öğretmenin kişisel özellikleri, dönüt olgusuna bakış açısı, öğrencinin özellikleri, öğrenme ortamı, öğrenilen konunun özellikleri gibi bir çok değişken etkili olabilmektedir.

Çimer ve diğerlerinin (2010) araştırmasında, öğretmenlerin kullandıkları dönüt türleri ve nitelikleri incelenmiştir. Çalışma kapsamında üç sınıf öğretmeninin dersleri gözlemlenerek kullandıkları sözel dönüt türleri, öğrencilerin defterleri incelenerek de kullandıkları yazılı dönüt türleri tespit edilmiştir. Dönüt türlerinin belirlenmesinde literatürden yararlanılmıştır. Yine kullanılan dönütlerin etkililiğine karar vermek için literatürde tanımlanan etkili dönüt özelliklerinden faydalanılmıştır.

Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin etkili dönütler kullanımında yetersiz olduğu görülmüştür. Bununla birlikte öğretmenlerin kullandıkları sözel dönütlerin çoğunun, yazılı dönütlerin ise tamamının değerlendirmeye yönelik olduğu ve betimleyici dönütlerin çok az kullanıldığı tespit edilmiştir. Yani öğretmenler, ödül ve ceza vermeye ya da yargı bildirmeye yönelik sözlü ve yazılı dönütleri kullanmayı daha çok tercih etmişlerdir. Betimleyici dönütleri ise sözel olarak yanlışları belirtme, doğru cevabı söyleme ya da açıklama şeklinde kullanmışlardır. Çalışmada bu durumun nedeni olarak, öğretmenlerin konu ile ilgili olarak yeterince eğitim almamış olmaları ve öğrenciden beklentilerinin düşük olması, gösterilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenler dönütü, “öğrencilerin performansları hakkında yargı bildirmek ve doğru cevabı söylemek” olarak görmektedir. Çalışmada bu durum, öğretmenlerin dönüte bakış açılarının, öğrenme üzerinde olumlu etkiye sahip, öğrenmeyi geliştirici dönüt olgusundan çok uzak olduğu şeklinde yorumlanmıştır.

Ayrıca çalışmada öğretmenlerin öğrencileri ile ilgili başarı beklentilerinin dönüt verme biçimini etkilediği belirtilmiştir. Çimer ve diğerlerine göre (2010) başarı düzeyi düşük öğrencilere yönelik bir beklenti içinde olmayan öğretmenler, öğrenciyi mevcut performansı üzerinde düşünme ve performansını geliştirme yönünde zorlayan betimleyici dönüt yerine, değerlendirici dönüt kullanmayı tercih etmektedirler. Lee’nin (2008) araştırma sonuçları da benzer bir durum ortaya koymuştur. Başarı seviyesi alt ve üst düzeydeki okullarda görev yapan öğretmenlerin kullandıkları dönüt türlerinin karşılaştırıldığı çalışmada, başarı seviyesi yüksek okulda görev yapan öğretmenlerin, daha çok öğrencilerin performansı üzerine odaklanan dönütleri tercih ettikleri tespit edilmiştir. Düşük başarı seviyesindeki okulda görev yapan öğretmenler ise daha çok öğrenci yanlışı üzerine odaklanan, daha az açıklama içeren kısa dönütler kullanmayı tercih etmişlerdir. Çalışmada, bu durumun, öğretmenin başarısız öğrencilerin dönütü etkili bir şekilde kullanamayacağını düşünmesinden kaynaklandığı öne sürülmüştür.

Köğce ve Baki (2012a) matematik öğretmenlerinin dönüt kavramına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi üzerine yaptıkları nitel çalışmada, öğretmenlerden dönüt kavramını tanımlamalarını istemişlerdir. Bulgular, öğretmenlerin dönütle ilgili farklı ve çok genel tanımlamalar yaptığını ortaya koymuştur. Araştırmaya katılan ilk öğretmen dönütü “öğrenmeyi sağlayan bir yol ve yöntem” ikinci öğretmen “öğrencileri öğrenmelerinden haberdar etme ve yönlendirme” üçüncü öğretmen ise “öğrenciyle kurulan iletişim” olarak tanımlamıştır. Yapılan tanımlar, çok genel olmakla birlikte, öğretmenlerin dönüt kavramını iyi bir şekilde tanımadıklarını da ortaya koymaktadır. Ayrıca araştırmada, öğretmenlerin dönütün taşıması gereken özellikleri ifade ederken, öğrencilerin performanslarını geliştirmeye yönelik betimsel özelliklerinin yanında, onların kişiliklerine odaklanan değerlendirmeci özelliklere de vurgu yaptıkları belirlenmiştir. Oysa dönüt öğrencinin kişilik özelliklerine değil, performansına, davranışlarına ve ortaya koyduğu öğrenme ürünlerine yönelik olmalıdır (Hattie ve Timperley, 2007; Nicol ve Macfarlane-Dick, 2006; Rowe ve Wood, 2008; Wiliam, 1999).

Dönüt verme sürecinde öğrencinin cinsiyeti de öğretmenin tercih ettiği dönüt türünü etkileyebilmektedir. Bazı araştırmalar öğretmenin kız öğrencilere daha cesaretlendirici ve daha çok bilgi içeren dönütler verirken, erkek öğrencilere daha eleştirici dönütler verdiğini ortaya koymuştur (Nicaise, Cogérino, Bois, Amorose, 2006;

Nicaise vd., 2007). Özellikle, kız öğrenciler yanlış yaptıklarında daha çok cesaretlendirilmekte ve daha çok düzeltici dönütler almaktadır. Ayrıca kız öğrenciler yanlış yaptıklarında öğretmenleriyle daha fazla iletişim kurmakta, yanlışlarını düzeltmek için öğretmenden daha fazla yardım istemektedir. Erkek öğrencilerin yanlışları ise daha az görmezden gelinmekte ve yanlış yaptıkları zaman, sınıf ortamında daha fazla eleştirilmektedir.

Yapılan araştırmalar incelendiğinde, öğretmenlerin kullanacakları dönüt türüne karar verme aşamasında birçok faktörün etkili olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin öğrenmeye ilişkin görüş ve inançları, öğrencilerle ilgili düşünceleri sınıf ortamında kullanılan dönüt türlerini etkilemektedir. Her öğretmen deneyimleri çerçevesinde kendine göre bir dönüt verme yöntemi geliştirmiştir (Türkdoğan, 2011). Ancak her dönüt verme yönteminin öğrenme üzerinde pozitif bir etkisi olacağı söylenemez (Çimer vd., 2010). O halde öğrenme sürecinde öğrencilere sadece dönüt sağlamak yeterli değildir, verilen dönütlerin etkili olması da gerekmektedir.