• Sonuç bulunamadı

3. YÖNTEM

3.4 Verilerin Analizi

Nitel araştırmalarda veri analizi için standart bir yöntemden bahsetmek zordur. Bu yüzden araştırmacıya araştırmanın problemine ve toplanan verilerin yapısına uygun olarak, var olan veri analiz yöntemlerinden hareketle kendi araştırması için bir veri analiz planı geliştirmesi tavsiye edilmiştir (Tesch, 1990; Yıldırım ve Şimşek, 2008). Yıldırım ve Şimşek (2008) iki veri analizi sürecinden bahsetmiştir: betimsel analiz ve içerik analizi. Betimsel analiz, içerik analizine göre daha yüzeyseldir ve araştırmanın kavramsal yapısının önceden açık bir biçimde belirlendiği araştırmalarda kullanılır. Eğer daha önceden belirlenmiş bir kavramsal çerçeve yoksa betimsel analizi kullanmak güçtür. İçerik analizi toplanan verilerin derinlemesine analiz edilmesini gerektirir ve önceden belirgin olmayan temaların ve boyutların ortaya çıkmasına olanak tanır. İçerik analizinde temel amaç, toplanan verileri açıklayabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır. Bu amaçla toplanan verilerin önce kavramsallaştırılması, daha sonra da ortaya çıkan kavramlara göre mantıklı bir biçimde düzenlenmesi ve buna göre veriyi açıklayan temaların saptanması gerekmektedir.

Bu araştırmada da yanlışa verilen dönütler belirlenmiş, kodlar ve temalar oluşturularak sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırma, tamamen araştırmadan elde edilen veriler kullanılarak yapılmış, önceden var olan bir kavramsal çerçeveden yararlanılmamıştır. Bu yüzden araştırmada verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır.

Veri toplama sürecinde, gözlemlenen derslerin bazılarında öğretmenler aktif olarak ders işlememiş, öğrencilere bireysel çalışmaları için test dağıtmış veya yazılıya çalışmaları için serbest bırakmıştır. Öğretmenler matematik dışındaki derslerin yazılılarına çalışmak için de öğrencileri serbest bırakabilmektedir. Bazen de dersler, çeşitli etkinlikler (çeşitli anket veya formların doldurulması, şiir dinletisi, konser gibi etkinliklere katılma, öğrencilerin bir konu hakkında bilgilendirilmesi vb.) sebebiyle okul yönetimi tarafından yarıda kesilmiştir. Araştırma sonuçlarının geçerliliği ve güvenirliğini olumsuz yönde etkilememek amacıyla veriler analiz edilirken bu dersler göz ardı edilmiştir. Veri analizinde çeşitli sebeplerle kesintiye uğramamış, aktif bir şekilde işlenen 74 ders saatinin notları kullanılmıştır.

Yıldırım ve Şimşek (2008) nitel araştırma verilerinin analiz edilme sürecinde 4 aşamadan söz etmiştir: (1) verilerin kodlanması, (2) temaların bulunması, (3) kodların ve temaların düzenlenmesi, (4) bulguların tanımlanması ve yorumlanması.

İçerik analizinin ilk aşaması verilerin kodlanmasıdır. Bu aşamada araştırmacı elde ettiği bilgileri inceleyerek, anlamlı bölümlere ayırmaya ve her bölümün kavramsal olarak ne anlam ifade ettiğini bulmaya çalışır. Araştırmada verileri kodlamak için ilk önce deftere yazılan notlar incelenerek ders sürecinde yanlışın ve yanlışa verilen dönütün bulunduğu kısımlar işaretlenmiştir. Daha sonra yanlışı ve yanlışa verilen dönütü içeren diyaloglar ya da durumlar metnin bütününden ayrılarak yeniden düzenlenmiş ve bilgisayar ortamında yazılmıştır. Diyaloglar ve durumlar yazıya geçirilirken, olaylar ve öğrenci – öğretmen konuşmaları sınıf içinde gözlemlendiği şekliyle, değiştirilmeden aynen alınmıştır. Metinlerin parçalanarak yeniden yazılması sürecinde, anlam kaybını en aza indirmek için diyalogda belirtilmesi gereken önemli noktalar varsa, bu noktalar araştırmacı tarafından betimlenerek açıklanmıştır. Böylece gereksiz anlatımlardan kaçınılmaya çalışılmıştır.

Örneğin, bir öğrenci bir problemi çözmek için tahtaya on aşamadan oluşan işlemler bütünü yazdıysa ve yanlış, çözüm sürecinin sekizinci aşamasında meydana geldiyse, öğrencinin tahtaya yazdığı tüm işlemler bilgisayarda yazılmamış, ilk yedi basamak özetlenerek sadece yanlışın meydana geldiği işlem basamağına ve öğretmenin bu yanlışa verdiği dönüte yer verilmiştir. Yine probleme ait bir çözümde birden fazla yanlış ve dönüt türü gözlemlendiyse yanlışın ve dönütün bulunduğu kısımlar anlam bütünlüğü bozulmadan parçalanmış ve durumdaki boşluklar araştırmacı tarafından betimlenerek yazılmıştır. Örneğin, öğretmen bir öğrenciye bir parabol denklemi verip, parabolün grafiğini çizmesini istemiştir. Öğrenci ilk önce parabolün özelliklerini belirleyip (eksenleri kesip kesmediği, koordinat düzlemindeki durumu, vb. ) tahtaya yazmıştır. Daha sonra bazı hesaplamalar (parabolün eksenleri kestiği noktaları bulma, tepe noktasının koordinatlarını hesaplama vb.) yapmıştır. Daha sonra da koordinat düzlemi çizerek parabolün grafiğini oluşturmuştur. Öğrenci yukarıda sayılan basamakların hepsinde birer yanlış yapmış, öğretmen de bu yanlışlara anında müdahale ederek, dönütler vermiştir. Öğretmenin verdiği dönütler sonrasında öğrenci çözümündeki yanlışlığı düzeltip çözüme kaldığı yerden devam etmiştir. Yanlışlar genellikle yukarıda bahsedilen durumda olduğu gibi bütünleşik ve komplike bir süreç

içerisinde meydana gelmiştir. Bu durumların, daha iyi analiz edilmesi ve okuyucu tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için yanlış ve dönütler parçalara ayrılarak ele alınmıştır. Yukarıda bahsedilen durumu ele alırsak, öğrencinin parabol çiziminde yaptığı yanlış analiz edilirken, soru ve öğrencinin yaptığı ilk iki adım (parabolün özelliklerini belirleme ve gerekli hesaplamaları yapma) araştırmacı tarafından kısaca özetlenmiş ve sonrasında öğrencinin parabolün çizim aşamasında yaptığı yanlış ayrıntılı olarak betimlenmiştir. Bu anlatımda öğrencinin problemin ilk iki aşamasında yaptığı yanlışlardan bahsedilmemiştir. Böylece gereksiz tekrarlardan ve uzun açıklamalardan kaçınılmaya çalışılmıştır.

Yanlış ve yanlışa verilen dönütü içeren durumlar bütünden ayrılıp bilgisayarda yazıldıktan sonra her bir dönüt türüne uygun kodlar oluşturulmuştur. Literatürde üç tür kodlama biçiminden söz edilmektedir: daha önceden belirlenmiş kavramlara göre yapılan kodlama, verilerden çıkarılan kavramlara göre yapılan kodlama, genel bir çerçeve içinde yapılan kodlama (Yıldırım ve Şimşek, 2008).

Daha önceden belirlenmiş kavramlara göre yapılan kodlama, araştırmanın temelini oluşturan bir kuram ya da kavramsal çerçevenin bulunduğu durumlarda, veriler toplanmadan önce bir kod listesi çıkarılabiliyorsa tercih edilir. Belirli bir kuramsal temeli olmayan, toplanan verilerin analizine rehberlik edecek bir kavramsal yapı bulunmadığı durumlarda, verilerden çıkarılan kavramlara göre yapılan kodlama türü kullanılır. Bu araştırmalarda kodlar, toplanan verilerin tümevarımcı bir analize tabi tutulması sonucu araştırmacı tarafından ortaya çıkarılır. Genel bir çerçeve içinde yapılan kodlama ise, yukarıda geçen iki tür kodlamanın harmanlanması ile oluşturulmuştur. Bu kodlama türünde verileri toplama işlemine geçmeden bir kavramsal yapı oluşturulur, veri toplama sürecinde ortaya çıkan yeni kodlar da önceden oluşturulan bu listeye dahil edilerek değiştirilir ve geliştirilir. Bu kodlama türünde temalar önceden belirlenir ve bu temaların altında yer alan kodlar veriler ışığında yeniden düzenlenir.

Bu araştırmada verilerin analizi esnasında, kodlama yapılırken, konu ile ilgili önceden belirlenen bir kavramsal yapı olmadığından, verilerden çıkarılan kavramlara göre yapılan kodlama türü kullanılmıştır. Araştırmacının, çalışma sonunda ortaya çıkacak yapı hakkında önceden tahmin yürütememesi ve var olan yapıya ilişkin bilgiye sahip olmaması nedeniyle, doğrudan toplanan verilerden yola çıkılarak kodlar

oluşturulmuştur. İlk önce araştırmacı tarafından ortaya çıkacak kodlara ilişkin bir taslak oluşturulmuş, sonra verilerin birkaç defa detaylı incelenmesiyle kodlara son şekli verilmiştir. Araştırmacı tarafından yapılan kodlamanın güvenirliğini sağlamak için yapılan kodlama başka bir araştırmacıya gösterilmiş ve gelen yorumlar ve fikirler ışığında yeniden düzenlenmiştir. Daha sonra yapılan kodlama ile ilgili uzman görüşüne başvurulmuş, gelen eleştiriler doğrultusunda bazı değiştirmeler ve iyileştirmeler yapılarak son şekli verilmiştir.

Verilerin kodlaması yapıldıktan sonra temaların bulunması işlemine geçilmiştir. Temalar, kodlardan daha genel bir yapıya işaret etmektedir. Temalar, ilk aşamada ortaya çıkan kodlardan yola çıkarak verileri, genel düzeyde açıklayabilen ve kodları belirli kategoriler altında toplayabilen yapılardır (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Temaların bulunması için kodlar arasındaki ortak yönler bulunmaya çalışılarak, kodların bütünleşik bir yapı içerisinde incelenmesi gerekir. Araştırma kapsamında da kodların tamamı gözden geçirilmiş ve kodların benzer ve farklı yönleri göz önüne alınarak temalar oluşturulmuştur. Daha sonra oluşturulan temalar, uzman görüşüne başvurularak birkaç defa daha gözden geçirilmiş ve temalara son şekli verilmiştir.

Verilerin kodların ve temaların ışığında düzenlenip, ilişkilendirilerek bir bütün halinde sunulmasına, kodların ve temaların ayrıntılı olarak betimlenip açıklanmasına bulgular bölümünde yer verilmiştir.

Ayrıca araştırma kapsamında, araştırmanın güvenirliliğini artırmak, okuyucuların ortaya çıkan tema ve kategoriler arasında karşılaştırma yapmasına olanak vermek ve elde edilen bulguların daha iyi anlaşılabilmesi ve yorumlanabilmesini sağlamak amacıyla nitel verilerin sayısal analizine de başvurulmuştur. Bu amaçla araştırmada, içerik analizi ile elde edilen kod ve temaların öğretmenler tarafından kullanılma sıklıkları ve yüzdelerine yer verilmiştir.