• Sonuç bulunamadı

DOP‹NG MADDELER‹N‹N KULLANIMI

Sporda dopingin kullan›m› bu tan›mdan çok daha eskilere gider. Neolitik ça¤da (‹.Ö. 4000-2400) haflhafl, antik ça¤larda ondan elde edilen afyon Mezopotamya, M›s›r, Roma ve Yunan uygarl›klar›nda çok de¤erli bir madde idi(2). Antik Yunan’da atletlerin özel diyetler ve uyar›c› iksirler içtikleri bilinmektedir(3). M.Ö. 600’de glad-yatörlerin yorgunluk ve sakatlanmaya karfl› uyar›c› olmas› muhtemel maddeler kul-land›klar›; M.Ö. 300’de Yunanistan’da sporcular›n performans artt›rmak amac›yla mantar yedikleri bilinmektedir(4). Galen (Bergama M.S. 131-201) ve Atina’l› Filost-ratos (Lemnos adas›nda do¤mufltur, M.S. 170-249) eserlerinde savaflma gücünü artt›ran uyar›c› bitkisel ürünlerden bahsetmektedirler(1). Yine Güney Amerika yerli-lerinin koka yapra¤› çi¤nedikleri, mate (Paraguay çay›), jinseng kökü, kendir, kava (karabiber bitkisinden elde edilen bir ekstre) gibi madde ve ürünlerin dünyan›n çe-flitli bölgelerinde performans artt›rma amac›yla kullan›ld›klar› bilinmektedir(2).

Yeniça¤’da spor müsabakalar›nda bugün anlad›¤›m›z manada doping yap›lma-s›, 18. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda bisiklet sporunda kafein, alkollü içecekler, nitroglise-rin ve kokain ile ortaya ç›kar(1). 19. yüzy›l sonlar›nda kullan›lan ilaçlar eroin ve mor-findir. Eroin daha çok at yar›fllar›nda atlara verilirken, morfin boks ve dayan›kl›l›k sporlar›nda adeta bir moda idi. Yine striknin, kafein, kokain ve alkolün bisiklet ve di¤er dayan›kl›l›k sporlar›nda kullan›ld›¤› bilinmektedir(2).

Dopingin ilk kurban› 1896 Bordo-Paris yar›fl›ndan birkaç ay sonra ölen Gal’li bi-sikletçi Arthur L‹NDON olarak kabul edilir. 19. yüzy›l›n sonu ve özellikle 20. yüzy›l bafllar›nda ifller iyice kontrolden ç›karak striknin ve efedrin a¤›rl›kl› olmak üzere yay-g›n bir doping kullan›m› söz konusudur. Bugün önemli bir doping maddesi olan anabolik steroidler o tarihlerde henüz ortal›¤a ç›kmam›flt›r. 1904’de Sen Luis Olim-piyatlar›’nda maraton yar›fl›n› kazanan Thomas HICKS bu yar›flta striknin enjeksi-yonlar›, alkol ve kokain kullanm›flt›r(5). Bu y›llardan sonra daha çok kullan›lmaya bafl-lanan efedrin amfetaminin halefidir. 1930’lar›n bafl›nda üretilen amfetamin sporda ilk olarak 1936 Berlin Olimpiyatlar›’nda kullan›lm›flt›r. Bundan sonra bafllayan ikinci dünya savafl› s›ras›nda da s›kça kullan›larak popüler hale gelen amfetamin, savafl sonras› 1950’lerde hem serbestçe sat›lmas›, hem de sporda ilaç kullan›m›n› düzen-leyen bir yasa olmamas› sebebiyle yayg›n olarak kullan›lmaya devam etmifltir.

Amfetamin kaynakl› oldu¤u bilinen ve konuyu spor kamuoyunda çarp›c› hale getiren üç hazin ölüm yaflanm›flt›r. Kurbanlardan ikisi, Danimarkal› Knut Enemark

JENSEN ve ‹ngiliz Tom SIMPSON bisikletçidir. JENSEN 1960 Roma Olimpiyatla-r›’nda zamana karfl› 100 km. yar›fl›nda; SIMPSON, 1967’de, Fransa Bisiklet Tu-ru’nda hayatlar›n› yitirmifllerdir. Di¤er kurban Frans›z futbolcu Jean-Louis QUAD-RI’dir, 1968’de futbol oynarken ölmüfltür(2). Köln Spor Akademisi doping kontrol laboratuar›n›n 1979-1995 y›llar›nda baflkanl›¤›n› yürüten Prof. Dr. Manfred KE 1953-70 y›llar› aras›nda aktif olarak spor yapm›fl bir bisiklet yar›flç›s›d›r. DONI-KE “1960-67 y›llar› aras›nda neredeyse hiçbir profesyonel yar›flç›n›n önemli yar›fllar-da kuvvetli etkili narkotik ajanlarla kombine edilen uyar›c›lar› almaks›z›n bafllang›ç çizgisinde yer almad›¤›n› (!!!), hatta yüksek yar›fl dozlar›na al›flmak amac›yla bu maddelerin antrenmanlarda dahi bol miktarda kullan›ld›¤›n›” ifade etmifltir(1).

Egzersizle iliflkili ve performans› çeflitli flekillerde etkileyen farkl› hormonlar mev-cuttur. ‹lk ve bugün de en yayg›n olarak kullan›lan hormon kaynakl› maddeler ana-bolik steroid grubundand›r. Keflfi ve kullan›m› 1889’a kadar giden anabolizan do-pingi, 1935’de testosteronun izole edilmesiyle yeni bir boyut kazanm›flt›r. Bundan dört y›l sonra 1939’da ‹ngiltere’nin Wolverhampton futbol tak›m› bu maddeyi sporcular›n performans›n› gelifltirmek amac›yla denemifltir(5). 1930’larda icat edilen sentetik hormonlar›n kullan›m› özellikle 1950’lerden itibaren günümüze kadar gel-mifltir. Anabolik steroidler, öncelikle atletler ve halterciler taraf›ndan benimsene-rek çabucak yayg›nlaflm›flt›r. Bu maddelerin zararlar› bilinmekle birlikte sporcular taraf›ndan yo¤un flekilde kullan›la gelmifllerdir(6). 1959’da ‹spanyol tenisçi Andres GIMENO steroid kulland›¤›n› itiraf etmifltir. Endojen bir madde olan testosteronun yasak maddeler listesine girmesi test metodunun gelifltirildi¤i 1980’lerin bafl›na ka-dar mümkün olmam›fl, testosteron yasak maddeler listesine ilk kez 1984’de dahil edilmifltir. Eski Do¤u Almanya’n›n spordaki baflar›s›n›n arkas›nda anabolik steroid-lerin yatt›¤› bilinmektedir(7). Yine eski do¤u blo¤u ülkelerinde dopingin devlet eliy-le destekeliy-lenerek yap›lmas› dopingi yayg›nlaflt›ran ve dopingeliy-le mücadeeliy-leyi zorlaflt›-ran en önemli unsurlardan biri olmufltur.

Son y›llarda ortaya ç›kan bir gerçek sadece do¤u bloku ülkelerinin de¤il Ame-rika Birleflik Devletleri gibi sporda ve dünya siyasetinde öncü konumdaki bir ülke-nin sporcular›n›n da bu ülkeülke-nin yetkili kurumlar› taraf›ndan kolland›klar›n›n ortaya ç›kmas›d›r. Bu olaylar spor eti¤i aç›s›ndan Amerikan düflünüflünü ve tarz›n› bize ak-tarmaktad›r. ‹lk akla gelen eski demir perde ülkelerinin uygulamalar› ve düflünce sistemi ile bat›l› özgür düflüncenin temsilcisi ve öncülü¤ü iddias›ndaki Amerika Bir-leflik Devletleri kaynakl› anglo-sakson uygulamalar›n›n›n usul ve esasta ciddi farkla-r› olmas› gere¤idir. Ancak gerçekte yaflanan bundan farkl›d›r. Ayfarkla-r›ca Amerikan flünüflü ile son y›llardaki toplumsal ve siyasi olaylar birlikte de¤erlendirilirse bu dü-flünüflün ve tarz›n bizlere pek de yabanc› olmad›¤› ve farkl› alanlarda da bu üslup-la karfl›üslup-laflt›¤›m›z ortaya ç›kmaktad›r.

Anabolik steroidlerin doping amaçl› kullan›m›n›n en çok bilinen ve genifl yank›

uyand›ran örneklerinden biri Ben JOHNSON olay›d›r. 1988 Seul Olimpiyatlar›’nda Kanadal› sprinter Ben JOHNSON "stanozolol" kulland›¤› tespit edilerek yar›fllardan diskalifiye edilmifl ve iki y›l süreyle müsabakalardan men cezas› alm›flt›r. Bu olay, bat›l› ülkelerde de doping kullan›m›n›n san›landan fazla oldu¤una dikkat çekerek dopingle mücadelenin ivmesini artt›ran örnek olaylardan biridir(2). Ancak bugün bil-diklerimizle Ben JOHNSON’a ac›yabilir ve o yar›fl için kendisine "haks›zl›k edildi¤ini"

bile düflünebiliriz. Zira Ben JOHNSON’›n ard›ndan ikinci oldu¤u için O’nun diskali-fiyesi ile alt›n madalya alan Carl LEWIS’in olimpiyatlardan iki ay önceki ABD olim-piyat elemelerinde yap›lan testlerde uyar›c› madde kulland›¤› tespit oldu¤u halde bu durum örtbas edilmifl ve bu sayede olimpiyatlara kat›lmas› sa¤lanm›flt›r. Daha vahim bir nokta Carl LEWIS de yar›fla kat›lmasa alt›n madalyan›n sahibi olacak, ilk s›ralaman›n üçüncüsü ‹ngiliz Linford CHRISTIE’nin Seul’de kendisinde tespit edilen doping maddesini (pseudoefedrin) 200 m. yar›fl›nda 4. olduktan sonra içti¤i gin-seng çay› ile ald›¤›n› ifade ederek temiz (?) ç›kmas›, ancak daha sonra "nandrolon"

kullanmaktan iki y›l men cezas› almas›d›r. Yar›flman›n dördüncüsü ABD’li Denis MITCHELL’›n daha sonra steroid kullan›m› dolay›s› ile ceza almas›, yar›fl› alt›nc› bi-tiren Kanada’l› Desai WILLIAMS’›n ilaç kulland›¤›n›n daha sonra aç›klanmas› ile 1988 Seul Olimpiyat›’n›n 100 m. finalinde neredeyse temiz sporcunun olmad›¤›

anlafl›lm›flt›r(8). Amerika Birleflik Devletleri’ndeki doping uygulamalar›n›n yayg›nl›¤›-na daha ac› ve çarp›c› örnekler 2003 y›l›nda 1991-2000 y›llar› aras›nda ABD olim-piyat komitesinde doping kontrol direktörü olarak görev yapan Dr. Wade EXUM’un yapt›¤› aç›klamalarla ortaya ç›km›flt›r. Resmi kay›tlara dayanan bu aç›k-lamalardan anlafl›lm›flt›r ki, pek çok ABD sporcusu doping suçlar›ndan kolayca ak-lanm›fl, önemli sporcular›n test sonuçlar› ört bas edilmifltir. EXUM’un aç›klamala-r›ndan anlafl›ld›¤›na göre 1988-2000 y›llar› aras›nda 100’den fazla Amerikal› spor-cuda pozitif doping testi elde edilmifl, cezaland›r›lmayan bu sporcular 1984-2000 y›llar› aras›nda 19 olimpiyat madalyas› kazanm›fllard›r(8,9).

ABD’den olumsuz örnekleri ço¤altmak mümkündür. ABD Futbol (soccer) Fede-rasyonu 1988-1999 y›llar› aras›nda en az 9 pozitif doping vak’as› yakalam›fl ancak bunlardan biri hariç di¤erlerinin müsabakalara kat›lmalar›na izin verilmifltir. Yine 1991-1998 y›llar›nda kayak federasyonu doping yapt›¤› tespit edilen 11 kayakç›ya hiçbir yapt›r›m uygulamam›flt›r. Buz hokeyinde tespit edilen 15 pozitif sonucun tü-mü cezas›z b›rak›lm›flt›r(9). Örnekler judo, gürefl ve di¤er branfllarda da devam et-mektedir. 1983-89 y›llar›nda ABD olimpiyat komitesi t›bbi ekip baflkan› (chief me-dical officer) olan Dr. Robert VOY, 2000 y›l›ndaki bir yeminli ifadesinde* olimpik

* "Deneyim ve uzmanl›¤›ma dayanarak, Birleflik Devletler Olimpiyat Komitesi ve/veya çeflitli ulusal yetkili or-ganlar›n yasaklanm›fl performans artt›r›c› ilaçlar için yap›lan testleri pozitif ç›kan Amerikal› olimpik düzey-deki sporculara ait delilleri örtbas ettiklerine inan›yorum" "Based on my experience and expertise, I beli-eve that the USOC and/or the various NGBs (national governing bodies) have covered up evidence of American Olympic level athletes testing positive for banned performance-enhancing drugs."

düzeydeki Amerikal› sporcular›n ulusal olimpiyat komitesi ve di¤er baz› kurulufllar-ca korunduklar›na inand›¤›n› söylemifltir(9).

Kan dopingi; yani sporcuya yar›flma öncesi kan verilmesi, hatta daha önce al›-nan kendi kan›n›n verilmesi (re-infüzyon) 1970’lerden beri yap›la gelmifl bir uygu-lamad›r. Kan dopingi ilk kez 1986’da IOC taraf›ndan yasak metod olarak listeye dahil edilmifltir. Eritropoetin (EPO) endojen (vücudun kendi üretti¤i) bir madde olup kan üretimi için gerekli bir maddedir. Benzer flekilde tespiti çok güç olan EPO 1990’da listeye dahil edilmekle birlikte ilk sistematik ve etkili kontrol 2000 Sidney Olimpiyatlar›’nda yap›lm›flt›r. Eritropoetine benzer etki gösteren ve tedavi amaçl›

kullan›lan sentetik bir madde olan "Darbopoetin" 2002 Salt Lake K›fl Olimpiyatla-r›’nda 3 sporcuda yakalanarak sporcular diskalifiye edilmifllerdir.

Hormon analoglar›n›n ve di¤er baz› hormonlar›n (baflta büyüme hormonu ol-mak üzere) son y›llarda artan bir flekilde kullan›ld›¤› bilinmektedir. Bunlardan baz›-lar› da EPO gibi endojen maddeler oldukbaz›-lar›ndan tespit edilmeleri ve dopingin is-pat› güç olmaktad›r.

Son y›llar›n önemli bir baflka konusu gen dopingidir. Son y›llarda yasak metod olarak listeye dahil edilmekle birlikte henüz gen dopinginin yap›labilirli¤inin ötesin-de bilgi bulunmad›¤›ndan kitap yay›na haz›rland›¤› s›rada uygulan›p

uygulanmad›-¤› bilinmemekte, ayr›ca uygulamaya girmifl bir tetkik yöntemi de bulunmamakta-d›r.