• Sonuç bulunamadı

DOP‹NG KAVRAMININ HUKUK‹ GEL‹fi‹M‹

• Y›l 1955, Fransa Bisiklet Turu’nda Frans›z bisikletçi MALLEJAC ölür. Teflhis: afl›r›

uyar›c› kullan›m›.

• Y›l 1960, Roma Olimpiyat Oyunlar›nda Danimarkal› bisikletçi Knut Enemark JEN-SEN ölür. Teflhis: afl›r› dozda amfetamin ve nikotin türevi ronicol kullan›m›.

• Ayn› Olimpiyatlarda Amerikal› atlet Nick HOWARD (400 m. engelli kofluda 3.) ölür. Teflhis: afl›r› dozda eroin kullan›m›.

• Y›l 1963, boksörler Billy BENO ve Jupp ELZE ölürler. Teflhisler her ikisi için de afl›-r› dozda eroin kullan›m›.

• Y›l 1967, ‹ngiliz bisikletçi Tom SIMPSON ölür. Teflhis: afl›r› dozda amfetamin kul-lan›m›.

Yukar›dakiler, doping ölümleri aras›nda literatüre geçmifl olan birkaç medyatik örnek. Bunlar›n yan›nda daha nice isimsiz sporcu benzer nedenlerle yaflamlar›n› yi-tirmifller veya sakat kalm›fllard›r(1).

Doping hakk›nda araflt›r›lma yap›lmas› önerisi ilk kez, 1960 Roma Olimpiyatla-r› s›ras›nda cereyan eden Psiko-Ergo-Farmakoloji Uluslararas› Kongresinde ortaya at›lm›fl ve 1962’de organize edilen iki yuvarlak masa toplant›s› sonras›nda, 26-27 Ocak 1963’de Fransa’da toplanan bir bilimsel Kongrede Doping’in ilk tan›m›n›n yap›lmas›na çal›fl›lm›flt›r. Bu ilk tan›ma göre:

“Doping bir sporcunun fizyolojik haz›rlanmas› de¤ildir. Bu haz›rlanma ya-flamsal önemdedir ve t›bbi kontrol alt›nda yap›lmal›d›r. Bir yar›flma hedefle-nerek veya bir yar›flma s›ras›nda, verimi artt›rmaya yönelik, spor eti¤ine

ay-k›r› ve sporcunun beden veya ruh sa¤l›¤›na zarar verebilecek, her türlü madde veya yöntem uygulamalar› DOP‹NG addedilir.”

Bu ilk tan›m, halen geçerli olan doping tan›m›n›n da bütün unsurlar›n› içermek-tedir. Bununla birlikte Avrupa Konseyi’nin Kas›m 1963’de Starsbourg ve Mad-rid’de yapt›¤› iki toplant›da yeniden ele al›nm›fl ve gelifltirilmeye çal›fl›lm›flt›r. Bu toplant›da s›ras› ile Avusturya, Danimarka, ‹spanya, ‹talya, Hollanda ve ‹ngiltere kendilerine uygun gelen doping tan›mlar›n› tart›flmaya sunmufllard›r. Bu toplant›-da ülkemiz aç›s›ntoplant›-dan bize ilginç gelen nokta, toplant›-daha 1963 y›l›ntoplant›-da doping hakk›ntoplant›-da organize edilen bu ilk diplomatik nitelikteki kongreye Türkiye’nin kendi DOP‹NG tan›m›n› sunmak suretiyle aktif kat›l›mda bulunmufl olmas›d›r. Avrupa Konseyi ar-fliv kay›tlar›na göre Türkiye’nin 1963 y›l›nda DOP‹NG hakk›ndaki tan›m› flu flekilde-dir:

«DOP‹NG MADDES‹, PERFORMANSI YÜKSELTEN B‹R TÜR FARMAKOLOJ‹K UYARICIDIR(2)

Uzun tart›flmalardan sonra Avrupa Konseyi, devletlerin sunduklar› biri birlerine yak›n veya uzak tan›mlar› de¤erlendirerek doping hakk›nda flu tan›m› karara ba¤-lam›flt›r :

“Doping, bireyin bir yar›flmaya kat›l›m› nedeniyle ve yapay ve haks›z flekil-de performans›n› artt›rmak amac›yla, organizmaya yabanc› fizyolojik mad-delerin, herhangi bir yöntemle yüksek dozda ve anormal yollardan, sa¤l›k-l› bir kifliye uygulanmas› veya kendisi taraf›ndan kullan›lmas›d›r.”

1964’de Tokyo Olimpiyatlar› münasebetiyle toplanan bilimsel kongre yukar›da-ki tan›ma flu paragraf› ilave etmek gere¤ine karar vermifltir :

“Bir yar›flmaya kat›l›m s›ras›nda, niteli¤i, dozaj› veya uygulama flekliyle, bir sporcunun yapay ve haks›z flekilde performans›n› artt›racak bir t›bbi müda-hele zorunlulu¤u do¤arsa, bu dahi doping addedilmelidir.”

Sonras›nda, 1965 y›l›ndan itibaren devletler ilk yasal doping tan›mlar›n› yapma-ya bafllarlar. Di¤er bir ifade ile “doping ile mücadele ulusal yapma-yasalar›n›” kabul eder-ler. Bu ba¤lamda Belçika: Nisan 1965, Fransa: Haziran 1965’de doping ile müca-deleyi yasal düzenleme alt›na alm›flt›r. Bu kanunlar›n ç›kart›lmas›, ve özellikle bun-lara ba¤l› yönetmeliklerin ve ekli yasak madde – ilaç listelerinin kabulü ile doping kavram›, tan›m› akademik kongre çal›flmalar›n› aflarak somutlanm›fl ve yasaklar ile cezalar içeren bir hukuk düzenine kavuflmufltur(3).

Ancak bir yandan doping ile mücadele yasal bir düzenlemeye ulaflt›r›l›rken, he-men karfl›s›nda bu mücadelenin Birleflmifl Milletler ‹nsan Haklar› Evrensel Beyanna-mesi’ne ayk›r› oldu¤unu iddia eden z›t görüfllüler de ortaya ç›km›flt›r. Bu karfl›t

gö-rüfllere ve doping ile mücadelenin yersiz oldu¤unu ileri sürenlere ra¤men 1967’de Uluslararas› Bisiklet Federasyonu kendi doping tan›m›n› ve yasakl› maddeler liste-sini tanzim eden ilk uluslararas› teflkilat olmufltur.

Yeri gelmiflken belirtmeliyiz ki, doping ile mücadelenin sadece sporcular›n kul-lan›mlar› ile s›n›rl› b›rak›lmamas› gerekti¤ini ve bu mücadelenin sporcular d›fl›ndaki bireylere de, özelikle çal›flanlarla ö¤rencilere de geniflletilmesi gerekti¤ini savunan görüfl sahipleri de mevcuttur.

1970’li y›llar›n sonunda sa¤l›k meslek erbab›, spor dünyas› ve di¤er teflekküller taraf›ndan oluflturulmufl yüze yak›n doping tan›m› birbirleri ile kesiflmekte, birbir-lerini tamamlamaktayd›. Tan›mlar, bazen de birbirlerine z›tl›klar ortaya koyar hale gelmifllerdi. Bu durum karfl›s›nda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 1984 y›l›nda dopingin basitlefltirilmifl bir tan›m›n› yapmak ihtiyac›n› duymufltur. Avrupa Konse-yi’nin bu tan›m›na göre:

“Sporda doping, yetkili spor teflkilatlar›n›n kurallar›na ayk›r› flekilde, bunla-r›n yasaklam›fl oldu¤u madde veya madde s›n›flabunla-r›n› kullanmakt›r.”

Bu tan›mlamadan iki y›l sonra Uluslararas› Olimpiyat Komitesi (IOC) de nihayet flimdiye kadar yap›lm›fl tan›mlamalara oldukça yak›n, kendi tan›m ve yasakl› mad-deler listesini kabul etmifltir. Ayn› dönemlerde Uluslararas› Amatör Atletizm Fede-rasyonu (IAAF) gibi sporun çok önemli kurulufllar› da kendi doping tan›m ve yasak-l› maddeler listelerini saptayarak bu alanda etkin bir mücadeleye giriflmifllerdir.

Fakat bu kez de ortaya çok farkl› yasakl› maddeler listeleri ortaya ç›km›fl ve uy-gulan›r olmufltur. Bu durum da farkl› disiplinlerdeki sporcular aras›nda bir haks›zl›k, adaletsizlik duygusu yaratm›flt›r; zira bir sporda doping olarak nitelenen ve cezalan-d›r›lan bir madde bir baflka sporda serbest kalm›flt›r. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse ABD’de NBA’da (Ulusal Basketbol Federasyonu) dopingli bir sporcu çok a¤›r bir cezaya çarpt›r›lmakta, hayat boyu ihraç edilmekte ve fakat bu cezaya ma-ruz yasakl› madde listesi de o denli k›sa tutulmaktayd›. Sadece kokain ve eroin.

Zaman içerisinde devletler doping ile mücadeledeki yasal düzenlemelerini yeni-den, günün flartlar›na uygun flekilde ele alm›fllar ve örne¤in Fransa 1965 tarihli ka-nununu 1989’da yenilemifltir. Yine 1989’da Avrupa Konseyi de doping tan›m›n›

yeniden ele alm›flt›r. Bu yeni düzenlemesinde doping flöyle tan›mlanmaktayd› :

“Bu sözleflme uyar›nca :

a) Sporda dopingden anlafl›lan, sporculara uygulanan veya bunlarca kullan›lan farmakolojik madde s›n›flar› veya metodlar›d›r;

b) Farmakolojik madde s›n›flar› veya metodlar›ndan anlafl›lan, yetkili uluslara-ras› spor teflkilatlar›nca yasaklanm›fl ve bu alanda tanzim edilen listelerde bulunan farmakolojik madde s›n›flar› veya metodlar›d›r;

c) Sporcudan anlafl›lan, organize spor faaliyetlerine düzenli flekilde kat›lan her iki cinsiyetten bireylerdir.”

Uluslararas› Olimpiyat Komitesi (IOC) de tan›m›n› gelifltirmek ihtiyac›n› duymufl ve 1999’da Lozan’da toplanan [Sporda Doping Dünya Konferans›’ndan (2-4 fiu-bat 1999) flu yeni tan›m ç›km›flt›r:

“1. Sporcunun sa¤l›¤› için tehlikeli olabilecek ve/veya performans›n› iyilefltirebi-lecek bir madde veya metodun kullan›lmas›,

2. sporcunun organizmas›nda, bu KOD’a ayk›r› bir maddenin bulunmas› veya bir metodun uyguland›¤›n›n saptanmas› doping olarak nitelenir.”