• Sonuç bulunamadı

Direktifin Sonuçları

Belgede GĐRĐŞ ĐÇĐNDEKĐLER (sayfa 87-91)

Ürün Sorumluluğu Direktifi, ürünler için kusursuz sorumlulukla ilgili hukuku uyumlu hâle getirmeyi amaçlamakta ise de, AT’nin her tarafında aynı olan bir kanunun ihdas edilmeye çalışılması öngörülmemiştir. Direktif, uygulamada çeşitli üye devletlerin uyguladığı rejimler arasında bazı farklılıkların bulunmasına izin verir317. Bu farklılıkların en önemlileri şunlardır.

1. Gelişim Tehlikesi Savunması

Ürün Sorumluluğu Direktifi, üye devletlere, hükümlerinden üç tanesi ile ilgili tercihte bulunma konusunda izin vermektedir. Bunların en çok dikkat çekeni, “gelişim tehlikesi savunması”na ilişkin hükmü (m. 7/e) üye devletin kendi iç düzenlemesinden çıkarmasına izin veren hükümdür (m. 15/I-b). Uygulamada, üye devletlerin büyük bir çoğunluğunda aynı tercihler yapılmış ve sonuçta, başlangıçta korkulan durumdan farklı olarak en büyük uyum bu alanda yakalanmıştır318.

Gelişim tehlikesi savunmasına yeni eklemeler ancak çok ağır koşullar altında mümkündür. Direktifin başlangıç bölümüne göre, böyle bir sorumluluğu eklemek

AB üyesi olmaya bağlanan tüm yükümlülükleri taşımakla birlikte bu antlaşmayı onaylamayan üç üye devletin – Norveç, Đzlanda ve Liechtenstein – de bu antlaşma ile kabul edilen iç pazara katılması hedeflenmektedir.

EEA, hukukî kuralları düzenleme sürecinde, antlaşmayı onaylayan ülkelere danışma hakkı vermektedir.

Ancak bu ülkelerin, üye devletlere özgü olan, karar alma sürecinde söz söyleme hakkı yoktur. EEA tarafından alınacak tüm yeni topluluk düzenlemeleri, EEA Müşterek Komitesinin kararı ile Antlaşmaya entegre edilecek ve sonradan EEA, EFTA devletlerinin ulusal hukuklarına aktarılacaktır. Karar almaya katılımdaki çift etki ve ulusal düzenlemelerle birlikte Topluluğa entegrasyondaki yüksek seviye sayesinde EEA EFTA devletleri, AB ile en sıkı bağlantıyı kuracaktır.

EEA Antlaşması, prensip olarak iç pazarın dört tane aslî temele dayanması ile ilgilidir. Bu dört özgürlüğü şu şekilde ifade edebiliriz; malların serbest dolaşımı (Antlaşmada çok sınırlı bir şekilde yer bulan ziraî ürünler ve balıkçılık ürünleri hariç), kişilerin serbest dolaşımı, hizmetlerin serbest dolaşımı ve sermayenin serbest dolaşımı. Bu dört özgürlüğe ilişkin yatay hükümler, sosyal politika, tüketicinin korunması, çevre, şirketler hukuku ve istatistik alanlarında iç pazarın büyümesini tamamlayacaktır. Bu alanlarda, EEA-EFTA Devletleri topluluk hukukunu uyumlu hâle getirmelidirler.

Antlaşma ile getirilen en temel yükümlülüklerden birisi eşit rekabet koşullarının sağlanmasıdır.

Antlaşmanın rekabet kuralları, Topluluğun bu alandaki kurallarına uygundur. Kartellere, gücün kötüye kullanılmasına, kontrol füzyonuna, monopollere ve yardımlaşmaya ilişkin kurallar getirilmiştir. Tüketici koruması, çevre ve şirketler hukukunun bazı unsurları gibi konularda teşebbüslerin rekabet pozisyonları ile ilgili hükümler de antlaşmada yer almaktadır.

316 Đzlanda, Norveç, Đsveç, Đsviçre, Avusturya ve Finlandiya. Bkz. GEDDES, 3.

317 WEATHERILL/BEAUMONT, 151; MATHIJSEN, 28.

318 Lüksemburg ve Finlandiya’nın dışında diğer tüm üye ülkelerde gelişim tehlikesi savunması uygulanmaktadır. Savunma, Đspanya’da gıda ve tıp ürünlerini, Almanya’da ilaçları ve Fransa’da, bulaşıcı kan skandalından sonra, insan vücudundan kaynaklanan ürünleri kapsamaktadır. Bkz. GILIKER, 55.

isteyen herhangi bir üye devlet, AT içinde böyle bir korumanın çerçevesinin her yerde aynı oranda genişlemesi için, plânlanan düzenlemenin metnini Komisyona ve diğer üye ülkelere bildirmek zorundadır (Paragraf 16). Plânlanan bu düzenleme kendisine bildirildikten sonra Komisyon, 9 ay içinde aynı amacı takip eden ve AT içinde böyle bir sorumluluğu getiren değişiklik önerisini Kurula sunmamışsa, müteşebbis üye ülke önerdiği düzenlemeyi getirebilir (m. 15/II).

2. Saklı Tutulan Ulusal Hukuk Düzenlemeleri

Ürün Sorumluluğu Direktifinde, yardım ve teminat hakları ile zamanaşımının durması ve kesilmesine ilişkin ulusal hukukun uygulanmaya devam edeceği, açık bir şekilde hükme bağlanmıştır (Direktif m. 10/II). Ayrıca Direktif, manevî zararla ilgili ulusal hukuk hükümlerini açık bir şekilde saklı tutmuştur (Direktif m. 9). Manevî zararlarla ilgili olarak Direktifin uygulanamayacağının açık olduğu hâllerde (örneğin ticarî veya endüstriyel mülkiyete verilen zararlar) ulusal hukuk uygulanmaya devam edecektir. Şu anda hazırlık aşamasında bulunan, zarar tazminine yönelik değişikliğe ilişkin ikinci Direktif, manevî tazminat talebi hakkını da kapsamaktadır319.

Ürün Sorumluluğu Direktifine göre, üreticinin sorumluluğu, tüm durumlar göz önünde bulundurularak haksız fiil esasları çerçevesinde azaltılabilir veya kaldırılabilir (Direktif m. 8/II). Ürünün ayıbının yanı sıra, zarar görenin kendisinin ya da sorumlu olduğu kişinin kusuru nedeniyle zararın ortaya çıkması hâlinde tazminatın indirilmesi veya tamamen kaldırılması söz konusu olabilir320. Ancak, “üründeki ayıp ve üçüncü kişinin fiili veya ihmali nedeniyle ortaya çıkan zararlarda, üreticinin sorumluluğunun azaltılamayacağına” ilişkin ifade (Direktif m. 8) ulusal hukukun sınırlarını çizmektedir.

3. Ulusal Hukukun Tüketici Lehine Hükümleri

Direktif, cismanî zarara uğrayan bir kişinin, sözleşme veya sözleşme dışı sorumlulukla veya bazı özel sorumluluk hâlleri ile ilgili olarak ulusal hukuktan doğan tüm haklarını321, açık bir şekilde saklı tutmuştur (m. 13)322. AT Antlaşmasının 234.

319 Örneğin Đngiltere’de, normal şartlar altında ayıplı ürünün neden olduğu maddî zararlar tazmin edilir.

Bkz. GEDDES, 10. Aynı şekilde, ProdHaftG’de manevî zarara ilişkin herhangi bir hüküm olmadığı için bunlar kapsam dışıdır (BGB § 253). Bkz. KULLMANN, Kommentar, 31.

320 Federal Almanya, bu imkânı kullanmıştır (ProdHaftG § 6).

321 Brüksel’de Avrupa Komisyonu tarafından Direktif hazırlanırken, üye ülkelerdeki özel kanunların hüküm doğurmaya devam edeceğine dair hüküm, AMG’yi koruma amacıyla Alman temsilci tarafından konulmuştur. Geniş bilgi için inceleyiniz: KULLMANN, Kommentar, 190.

maddesine dayanarak açılması mümkün olan bir ön karar davasının323 esası, Direktifin 13. maddesinin yorumuna dayanmaktadır. Davada ayıplı ürün nedeniyle zarara uğrayan kişinin, mevcut yasal düzenlemeler içinde sahip olduğu haklarının Direktife dair dönüştürme kanunu ile azaltılıp azaltılamayacağı sorusu farklı şekillerde cevaplandırılmaktadır. Đspanya, daha önceki düzenlemenin uygulanamayacağını ileri sürmektedir. Avrupa Toplulukları Adâlet Divânı (ATAD, EuGH), Direktifin 13.

maddesinin, ayıplı ürün nedeniyle zarara uğrayan kişinin üye ülkenin genel sorumluluk sistemi içinde sahip olduğu hakların azalmasına veya ortadan kalkmasına neden olacak şekilde yorumlanamayacağına karar vermiştir324.

4. Cismanî Zararların Tazmini

Direktifte tanımlanan, cismanî zararların tazmin edilmesi, ulusal hukuk tarafından325 düzenlenmeye devam edilecek ve aynı şekilde ulusal hukuk, bu zararları kimin talep edebileceğine karar verecektir.

322 Direktifin yayınlandığı 30 Temmuz 1985 tarihinde AT’ye üye on ülkeden sadece Almanya’da AMG (Đlaç Kanunu) § 84 özel bir sorumluluk hükmü içermekteydi. Direktifteki düzenleme gereği, Almanya’daki davalar bu hükme göre açılmaya devam edecektir. Bu durumda, ProdHaftG’ye göre ürün piyasaya sürüldüğü sırada bilimin ve tekniğin ulaştığı seviye, ayıbı tespitte yetersiz ise üreticinin sorumluluktan kurtulması mümkün iken (§ 1/II c. 5); üretim risklerinden doğan sorumluluk için AMG § 84’ün uygulanması sınırsız bir şekilde devam etmektedir. Geniş bilgi için inceleyiniz: TASCHNER, Hans Claudius/FRIETSCH, Edwin: Produkthaftungsgesetz und EG-Produkthaftungsrichtlinie, Uberarbeite 2, Berlin 1990, 15.

AMG § 84’den doğan taleplerin Direktif m. 13 gereği aynen muhafaza edildiği kabul edildiğinden, ProdHaftG § 15/I hükmü ürün sorumluluğuna uygun bir şekilde düşünülebilir. AMG’nin geçerlilik alanı içindeki belirli ilaçların kullanılması nedeniyle hayat, sağlık ve vücut bütünlüğünün zarar görmesi hâlinde ProdHaftG uygulanmayacaktır. AMG § 84 kapsamı dışında kalan (hayvan ilaçları, bitki ilaçları, eczanelerde önceden üretilmiş olan bozuk eski ilaçlar, klinik araştırmalarda kullanılan ilaçlar gibi) ve tüketiciye sunulan ilaçlar için ProdHaftG uygulanacaktır. Bkz. KULLMANN, Kommentar, 188-189.

323 C – 183/00 Sayılı, María Victoria González Sánchez v. Medicina Asturiana SA kararı (ATKD – 2002): <www.eu.com>, 5.3.2004.

324 Ms. González SÁNCHEZ’e, Centro Médico de Asturias hastanesinde kan nakli yapılmıştır. Bu kan, Bayan González’in hepatit C virüsünü kapmasına neden olmuştur. Bayan González, Đspanya Medenî Kanunu’nda (26/84) yer alan genel sorumluluk ilkelerine dayanarak hastaneye dava açmıştır. Davalı, bu iddiayı Direktif Dönüştürme Kanunu’na (22/94 Sayılı Kanun) dayanarak reddetmiştir. Đspanya Medenî Kanunu ve Dönüştürme Kanunu kanı ürün olarak tanımlamaktadır. Ancak ispat yükünün değerlendirilmesine ilişkin olarak iki kanun arasında farklılıklar vardır. Kusursuz sorumluluk esasını benimseyen medenî kanuna göre, davacının zararı ve uygun illiyet bağını ispatlaması yeterlidir, davalı davacının kusuru, mücbir sebep (force majeure) veya umulmayan hâl (pure chance) nedeniyle zararın ortaya çıktığını ispatlamadıkça sorumluluktan kurtulamaz. Dönüştürme kanununa göre ise zarar görenin zararı ve uygun illiyet bağını ispatlaması yeterli olmamakla birlikte ürünün ayıbını da ispatlaması gerekir (Direktif m. 4; 22/94 sayılı Kanun m. 5). Bunun yanı sıra, Direktif ve Dönüştürme Kanununa göre davalının sorumluluktan kurtulma nedenleri medenî kanundan daha geniştir (Direktif m. 7; 22/94 sayılı Kanun m. 6). Bu olayda ATAD, Hukuk Sözcüsünün görüşü (Opinion of Advocate General Geelhoed) (18 Eylül 2001) doğrultusunda karar vermiştir. Đlgili karar için bkz. <www.eu.com>, 5.3.2004.

325 Örneğin Đngiltere’de, cismanî zarar meydana geldiğinde tazmin edilecek zararlar, ağrı ve acı, tıbbî masraflar, halihazırda ve normal koşullar altında olası kazanç kayıplarıdır. Bkz. GEDDES, 3.

5. Nükleer Maddelerin Kullanılması

Direktif, nükleer maddelerin kullanılması nedeniyle ortaya çıkan zararları kapsamı dışına almıştır (m. 14). AT’ye üye ülkelerin 1992’de imzaladığı Uluslararası Antlaşma (EWR Sözleşmesi), nükleer maddelere ilişkin zararlarda Ürün Sorumluluğu Direktifinin uygulanmayacağını, EFTA ve AT’ye üye ülkelerin tarafı oldukları bu Sözleşmenin uygulanacağını açıkça ifade etmiştir. Örneğin, Almanya’da bu duruma uygun olarak, nükleer zararlardan sorumluluk Atom Gesetz (AtomG) § 25, 25a’da sınırlı olarak düzenlenmiştir326. Üye devletlerin uluslararası antlaşmalarla onayladığı nükleer kazalardan meydana gelen yaralanma veya zararlara Direktif hükümleri uygulanmaz327.

6. Sorumluluğun Sınırlanması

Üye ülkelerin örf ve âdetlerini göz önünde bulunduran Senato (Rat), üreticinin kusursuz sorumluluğunda parasal açıdan üst sınır koymamış, ancak üye ülkelere bu konuda düzenleme yapma konusunda izin vermiştir. Nitekim, aşağıda328 ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz gibi aynı ürünün birden çok zarara neden olması ve bu zararların ölüm sonucunu doğurmuş veya vücut bütünlüğünü ihlâl etmiş olması hâlinde, üreticinin bütün sorumluluğunu 70 milyon Avrodan az olmamak üzere sınırlayan hükümler koyma yetkisi üye ülkelere tanınmıştır (Başlangıcın 17. Paragrafı ve Direktif m. 16). Ürünün sadece bir zarara neden olması hâlinde bu tür sınırlama öngörülmemiştir329. Bunun yanı sıra, 500 Avroluk bir alt sınır da mevcuttur.

7. Direktifte Yer Alan Boşluklar

Ürün sorumluluğuyla ilgili olarak Direktifte yer almayan ve ulusal hükümlerin uygulanmaya devam edeceği bazı önemli hususlar bulunmaktadır:

(a) Sosyal güvenlik kurumları ve diğer sigortacılar tarafından üreticiye yapılan başvuru,

(b) Sosyal güvenlik ödemelerinin tazminat kapsamının belirlenmesinde etkisi,

326 KULLMANN, Kommentar, 191.

327 Đngiltere tarafından onaylanan, nükleer kazalardan doğan yaralanma veya zarara ilişkin uluslararası antlaşmalar şunlardır:

(1) Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Kişinin Sorumluluğuna Đlişkin Paris Antlaşması 1960.

(2) Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Kişinin Sorumluluğuna Đlişkin Brüksel Antlaşması 1963.

(3) Nükleer Zararlar Đçin Hukukî Sorumluluğa Đlişkin Viyana Antlaşması 1963. Bkz. GEDDES, 30.

328 Bkz. s. 177 vd.

329 Federal Almanya, 85 Milyon Avro olarak bunu hükme bağlamıştır (ProdHaftG § 10).

(c) Ayıplı bir ürünü piyasadan geri çekmedeki yetersizlik ve başarısızlıktan dolayı sorumluluk330.

Direktife göre, Direktifin boş bıraktığı alanlarda veya Direktifte düzenlenen ölçüden az olmamak şartıyla, üye devletlerin kendi ulusal hukuklarında, tüketici haklarını genişletmesi mümkün görülmüştür (m. 13).

Belgede GĐRĐŞ ĐÇĐNDEKĐLER (sayfa 87-91)