• Sonuç bulunamadı

Sorumluluğun Ayıplı Ürün Dışındaki Diğer Mallarla

Belgede GĐRĐŞ ĐÇĐNDEKĐLER (sayfa 172-175)

B) Ayıplı Ürün Dışındaki Eşya

1. Sorumluluğun Ayıplı Ürün Dışındaki Diğer Mallarla

Toptan ödeme şeklinde verilen bu tazminatların zenginleşme aracı olmamasına dikkat edilir690.

1/I c. 2). Diğer eşyanın ne anlama geldiği sorusunun cevaplandırılabilmesi için, piyasaya sürüm görüşünün değerlendirilmesi gerekmektedir695.

Diğer eşya, birbiriyle aynı anda piyasaya sunulan (dağıtılan) ve birbirine bağlı olan veya ortak olarak aynı eşyayı oluşturmak üzere biraraya getirilen eklerdir. Bunlar birbirinden bağımsız olarak da kullanılabilen eşyadır. Ürettiği ayıplı ürün nedeniyle Direktife ve Yönetmeliğe göre sorumluluğu bulunmayan üreticinin, genel hükümlere (haksız fiile ve sözleşmeye) göre sorumlu olması da mümkündür. Örneğin satın alınan veya elde edilen eşyanın kullanılamaz olması, zarara uğraması veya telef olması...

Ürünün bir parçasının ayıplı olması hâlinde de aynı durum söz konusu olacaktır696. Bir ürünün bir parçasının ayıbı nedeniyle eşyanın tamamının zarar görmesi veya eşyanın telef olması hâlinde, bu parçanın üreticisi de tazmin yükümlülüğü altına girer697.

Her üye devletin, kararları aleyhine başka kanun yolu bulunmayan mahkemeleri, topluluk hukukunun yorumlanması konusu gündeme geldiğinde ATAD’a başvurmak zorundadır. Dolayısıyla, gündeme gelen somut olayda, parça ürünün diğer ürüne ya da eşyanın tamamına zarar vermesi hâlinde, parça ürünün üreticisinin sorumluluğuna karar verilip verilmemesi noktasında ATAD’a başvuru zorunluluğu gündeme gelir.

Avusturya Yüksek Mahkemesi 1998 yılında verdiği bir kararda, sonuç zararının önemli olduğunu belirtmiştir. Söz konusu kararda; hukukî menfaatin ihlâl edilmiş

695 CPA’ya göre, diğer bir ürünle bir unsur gibi birleşen ayıplı ürün ile sadece bu ürünle birlikte kullanılan, onunla sağlanan ürün (yattaki elektrikli buzdolabı) arasında bir ayrım yapılmalıdır. Bu nedenle, birlikte sağlanan ve diğer ürünün içinde bulunan (fakat onun unsuru olarak nitelendirilemeyen) ayıplı bir ürün diğer ürüne zarar verdiği zaman, kanunun lafzına rağmen diğer ürüne verilen zararla ilgili olarak davacının tazmin edilmesine izin verilmesi şeklinde bu hükmün yorumlanması gerektiği ileri sürülmüştür. Bkz. GEDDES, 28.

Benzer şekilde, ayıplı yedek parçanın ürüne verdiği zarar nedeniyle yaralanan kişiye tazmin edilme imkânı hükümde gözükmesine rağmen, bu koşullarda bu tür zararların tazmin edilmesine Direktifin izin vermediği ve Direktifi etkin hâle getirebilmek amacıyla kanunun lafzının kabul edilmemesi gerektiği ileri sürülmüştür. Bkz. GEDDES, 28.

696 KULLMANN, Kommentar, 36.

697 Tüketicileri koruma derneklerinin görüşüne zıt olarak, AT Bakanlar Konseyi tarafından bilinçli olarak alınan ve Alman Kanun Koyucu tarafından da hükme bağlanan bu düzenleme, Alman Yargısı tarafından da bu yönde değerlendirilmek zorundadır. Bu düzenleme, ProdHaftG’ye göre ürün kavramı (§ 2) içine taşınır ya da taşınmaz eşyanın da girmesine olanak tanır. Ayrıca, parça ürün üreticisi de bu bağlamda üretici kavramı (ProdHaftG § 4/I) içine girmiş olur. Alman Đçtihadı, bu konuya ilişkin olarak herhangi bir görüş belirtmemiştir. Bkz. KULLMANN, Kommentar, 36; Avusturya Yüksek Mahkemesi bu hususa ilişkin olarak aksi yönde karar vermiştir: Đlgili karar için bkz. Urt. v. 3.2.1994-8 Ob 536/93 – Pkw – PHI 1994, 150 = Kza 11100/5. Direktifte yer alan zarar kavramını (m. 9) esas alan Avusturya, bunu topluluk hukuku olarak kabul etmiştir.

olabilmesi başka bir ifade ile ürün sorumluluğunun doğabilmesi için ürünün bitmiş olması gerekir. Dolayısıyla, henüz işleme aşamasında, bitmiş bir ürün olmadığı için zarara uğrayan bir eşya söz konusu değildir. Üretim aşamasındaki maliyetler ürün sorumluluğu bağlamında değerlendirilemez698. Bu karar diğer üye ülkelerin yüksek mahkemeleri699 ve Yargıtay için de emsal teşkil edebilir.

698 Çalışma konumuzu yakından ilgilendirdiği için bu kararın ayrıntıları ile incelenmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. “26.9.1996 tarihinden beri UmwG § 1 anlamında sınırlı sorumlu bir şirketin devamı olarak varlığını sürdüren davacı şirket, dekorasyon işleri ile uğraşmaktadır. Davacı, ahşap bir iç yüzeyin cilalanmasına yönelik olarak aldığı siparişi yerine getirebilmek için, sürekli ticarî ilişki içinde olduğu davalı komandit şirketten vernik numunesi istemiştir. Söz konusu numune sipariş verene sunulmuş ve gerekli onay alınmıştır. Bunun üzerine davacı, davalıdan çok miktarda vernik ve tiner satın almıştır.

Davacı, malzemeleri konunun uzmanı kişilere vermiş ve söz konusu ahşap yüzey cilalanmıştır. Ancak, ahşap yüzeyde zımpara izi ve mat lekeler oluşmuş ayrıca numunede olan parlaklık düzeyi yakalanamıştır.

Bunun üzerine davacı, davalının ürettiği vernik ve tinerin ayıplı olduğu ve bu nedenle ahşap yüzeyde zarar meydana geldiği gerekçesi ile, 989.869.60 Avusturya Şilini tazminat talep etmiştir. Zira, ahşap yüzeyin tamiri 653.869.60 Şiline mal olmuş ve ayrıca siparişi veren taraf numune ile olan kalite farklılığı nedeniyle 336.000 Şilin indirime gitmiştir. Davacı talebini ürün sorumluluğuna dayandırmıştır.

Davalı savunmasında, kendisi tarafından üretilen her ürünün, kendi iç denetim sisteminde kontrol edildiğini ve ayıpsız olduğunu ileri sürmüştür.

Davalının ürettiği vernik ile cilalanan ahşap yüzey davacı tarafından tekrar zımparalanmış ve ayrıca kapılarda, radyatörde ve duvar yüzeyinde ortaya çıkan kötü görüntünün kamufle edilmesi için ikinci defa cila yapılmıştır. Đkinci kez yapılan cilalama ve zımpara işlemleri için gerekli malzeme gene davalı şirket tarafından gönderilmiştir. Yapılan bu işlemlerden sonra kapı hariç diğer olumsuz sonuçlar ortadan kalkmış ve söz konusu ürün bu hâli ile sipariş verene teslim edilmiştir.

Ayıp, ürünün nakliyesi veya depolanmasındaki bir hatadan kaynaklanmamıştır. Ortaya çıkan ayıp nedeniyle, bu cilalama işlemine öncelikle devam edilememiş ve davacı tarafından çalıştırılan sekiz işçi sekiz gün boyunca çalışmadan oturmuşlardır. Bu durum karşısında davacı, çalışmayan bu işçilere 121.600 Şilin ödemek zorunda kalmıştır.

18.1.1992 tarihinde davacı, ayıbın ortadan kaldırılması için ne gibi işlemler yapıldığını bildiren bilgi notunu ve bunun karşılığında ortaya çıkan 653.859.60 Şilinlik faturayı davalıya göndermiştir. Davacının şikayeti üzerine davalı, gönderilen numune üzerinde inceleme yapmış ve herhangi bir ayıbın olmadığını Ekim 1992 başında tespit etmiştir.

Đlk derece mahkemesi, davacı tarafından üzerinde çalışılan ahşapta ortaya çıkan zarardan davalının sorumlu olduğunu belirterek, talebin 145.930.00 Şilinini reddetmiş ve davalıyı 843.936.60 Şilin ödemeye mahkûm etmiştir. Ortaya çıkan zararın giderilmesi için gerekli maliyetin 507.939.60 Şilin olduğu ve ayrıca 336.000 Şilinlik iskontonun da tazminat kapsamında olduğu mahkemece tespit edilmiştir.

Çalışamayan sekiz işçinin maliyetinin bu bağlamda dolaylı zarar olarak nitelendirilemeyeceği de mahkeme kararında ifade edilmiştir. Ayrıca mahkeme, 1992’de üretilerek piyasaya sürülen ürüne, ürün sorumluluğuna ilişkin kanunun uygulanamayacağını ve genel sorumluluk kurallarına göre olayın çözülmesi gerekiğini de hükme bağlamıştır.

Đstinaf mahkemesi faize ilişkin 145.939.00 Şilinlik bölümü temyiz yolu açık olmak üzere kaldırmış, bunun dışında ilk derece mahkemesinin esas hakkındaki kararı doğrultusunda hüküm tesis etmiştir. Davalının, ayıbın ürünün piyasaya sürülmesinden sonra oluştuğuna ilişkin olarak ileri sürdüğü kurtuluş kanıtı da istinaf mahkemesince yerinde bir savunma olarak görülmemiştir.

Đstinaf mahkemesinin kararının temyizi sonucunda Avusturya Yüksek Mahkemesi, davalı tarafı haklı bulmuştur. Yüksek Mahkeme kararında, somut olayın ürün sorumluluğu kapsamında yer aldığını belirtmiştir. Ürün sorumluluğunun uygulanabilmesi için kişinin veya eşyanın zarara uğraması gerekir.

Eşyada ortaya çıkan zarar da, doğrudan ayıplı üründe ortaya çıkan değil ayıplı ürünün başka bir eşyada meydana getirdiği zarar olarak başka bir deyişle sonuç zararı olarak anlaşılır. Bu bağlamda saf malvarlığı zararı (“reiner” Vermögensschaden) ürün sorumluluğunun uygulama alanı dışında kalır.

Davalının kusursuz sorumu tutulabilmesi, bir koruma normunun ihlâl edilmesine bağlıdır. Ürün sorumluluğunun amacı, ortaya çıkan her türlü zararın tazmini değildir. Ayıplı ürünün ayıpsız hâle getirilmesinin maliyeti ve bu bağlamda mahrum kalınan kâr ürün sorumluluğu kapsamında değerlendirilmez.

2. Sorumluluğun Özel Tüketim veya Kullanıma Tâbi Olan ve Zarargörenin

Belgede GĐRĐŞ ĐÇĐNDEKĐLER (sayfa 172-175)