• Sonuç bulunamadı

Aslî Tarım ve Av Ürünleri

Belgede GĐRĐŞ ĐÇĐNDEKĐLER (sayfa 141-146)

Direktif ve dönüştürme düzenlemelerinde bu konuya ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte bu tartışmalar, yorum yolu ile günümüzde geçerliliğini kaybetmiş ve canlı hayvanlar da ürün kavramı içinde yer almaya başlamıştır546.

bırakılmıştır. Karşısına gelen bir davada552 ATAD bu deyime amaçsal bir yorum katmıştır. Ancak, bu karar Direktifin genel yapısına uygun değildir. Direktif, ilk işleme ile neyin kastedildiğini tanımlamamış, Komisyonun son toplantısında ise ilk işleme, “bu ürünlerde ayıba neden olabilecek endüstriyel işleme” olarak tanımlanmıştır.

19 Mayıs 1999’da kabul edilen 99/34/EEC Sayılı553 Konsey Direktifi554 üye devletler için seçme hakkını kaldırmış ve bu konuda üye devletler arasında tam bir yeknesaklık555 sağlanmıştır. Aslî tarım ürünlerinin ve av hayvanlarının pazarda kalmasını 99/34/EEC Sayılı Direktif uygulamaya koyacaktır. AT’de yer alan çiftçilerin ürettiği tarımsal ürünlerin kalitesine ilişkin korkulara karşılık veren bu Direktif, BSE krizinin ardından yürürlüğe girmiştir556.

Yapılan bu son değişiklikle, sebze, tahıl veya dağlarda yetişen mantar gibi yerden biten şeyler de üründür ve bahçe sahibinin veya toplayanın sorumluluğuna yol açabilir. Yumurta, süt, yün ve tüy gibi hayvansal şeyler de ürün sayılır. Arı sütü ve bal da ürün kavramı içinde yer alır. Balıkçılık ürünlerini ve hayvan avından doğan ürünleri de bu bağlamda örnek olarak sayabiliriz557.

Tabiî hâlde bulunan hammaddeler sorumluluğa yol açabilirler. Bunların işlenmesi, hammadde sahibinin sorumluluğunu ortadan kaldırır558. Örneğin, bir bağda

552 Đlgili karar için bkz. HZA Bielefeld v. Konig, 1974 ECR 607; söz konusu olayda bir ürüne, alkol gücünü etkilemeyecek şekilde, etil alkol eklenmesinine Konseyin izin verip vermediği sorulmuştur. Zira, alkol gücünün % 80’den daha az olması zorunluluğu karşısında, etil alkol ilk işleme kavramı içinde değerlendirilecek midir? Đlk işleme aşaması kavramının hammadde üzerindeki tek işlemle sınırlandırılması gerektiği hûkümetler tarafından ileri sürülmüştür.

Temel ziraî hammaddelerin fiyatları üretim süreci ile birlikte marjinal (nihaî) maliyetlerine ulaşır. Etil alkolün bu kategori içinde değerlendirilmesini engelleyen bir husus yoktur. Đşlenmiş ürünün kaç adet işlemden geçtiğinin ilk işleme aşaması anlamında önemli bir kriter olarak değerlendirilmemesi ile birlikte, damıtıldıktan sonra etil alkolün sulandırılması onun ilk işleme olarak değerlendirilmesine neden olur. Sonuç olarak ATAD, aslî ürünler ve üretim süreci sonucunda elde edilen ürünler arasındaki ekonomik faaliyetlerin ilk işleme olarak nitelendirileceği ve etil alkolün de bu kategoride yer alacağı yönünde görüş belirtmiştir.

553 (OJ L141/0020-0021, 4.6.1999, 1999/34/EC) bu değişiklik 2000 yılından itibaren yürürlüğe girdi.

554 99/34/EC Direktifinin okunuşu esnasında tartışılan sorunların dikkate alınacağı ve tüketici sağlığı ve güvenliği için büyük korumaya ilişkin olarak devam eden prosedüre önem verileceği kesindir. Bununla birlikte, uygun olmayan değişiklik ihtimallerini de fazla büyütmemek gereklidir. Üye ülkelerde buna ilişkin kararlar azdır. 1985 Direktifinin aslında işadamları ve tüketici lobileri arasında uzlaştırıcı bir fonksiyonu olduğu, komisyonun Yeşil Kağıdında kabul edilmiş ve bu “ılımlı yaklaşım” (conciliatory approach)ın devam edeceği bildirilmiştir. Geniş bilgi için inceleyiniz: GILIKER, 56.

555 Nitekim, 1.12.2000’de Almanya’da çıkarılan kanun ile 2. maddeye 2. fıkra eklenmiştir. Bkz.

KULLMANN, Kommentar, 84-85.

556 GILIKER, 54.

557 TASCHNER/FRIETSCH, 54-57; KULLMANN, Kommentar, 87-88; GEDDES, 17-18.

558 SCHMIDT-SALZER/HOLLMANN, 74.

yetişen üzümlerin ayıbı, bu bağda üretim yapan kişinin sorumluluğuna neden olabilirken; bu üzümlerden yapılan sirkenin ayıbı, bağda üretim yapan kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırır.

Sütten, peynir, tereyağı; etten, salam, sosis; ekinden un yapılması, sebzenin dondurulması, pişirme, konserve yapma ve pastörize etme559 hâlinde ilk işleme söz konusu olur ve ortaya çıkan şeyler ürün olarak nitelendirilir560.

Đlk işleyen kişi, üründen doğacak tüm zararlar nedeniyle sorumluluğu üstlenmektedir. Burada kişinin kullandığı malzemeyi de ölçme yükümlülüğü vardır561. Toksit zehirlenme gibi durumlar sorumluluğa yol açar562.

Genetik olarak değiştirilen tabiî ürünlerde bu değişikliği yapan sorumludur. Bu konuya ilişkin olarak Almanya’da yeni çıkan kanun, üreticilerin sonuçları tahmin edemeyeceği gerekçesiyle, genetik teknisyenlerini bu konuda sorumlu hâle getirmiştir563.

559 804/68 No’lu düzenlemede pastörize sütün işlenmemiş süt üretimi olarak tanımlanmasına rağmen, MMB v. Cricket St Thomas Estate, 1990, 2 CMLR 800, sütün kaymağını almayı Komisyon, bu düzenleme anlamında işleme olarak nitelendirmektedir (20 Aralık 1991). Aynı şekilde, ambalajlama, kuru temizleme ve etiketleme de, bu işlemler üründe bir ayıba neden olduğu zaman, Direktifin amaçları doğrultusunda bir ürünün tarımsal üretimi olarak nitelendirilir. Bu nedenle, örneğin ambalajlama, içeriği ile ürünü kirletirse (bulgurun düşük kalitede bir plastikle ambalajlanması gibi) veya aldatıcı etiket ürünün hazırlanmasına etki eder ve tüketicinin zehirlenmesine neden olursa veya kuru temizleme tüketim için uygunsuz bir şekilde kimyasal reaksiyona neden olursa, tüm bu olaylarda ziraî üretimin bulunduğu kabul edilerek, Direktif hükümleri uygulanır ve işleme faaliyetini yapan kişi potansiyel sorumlu olur. Bununla beraber bu ifade, sınıflara ayırmak, yıkamak veya tasnif etmek gibi işlemleri kapsayacak kadar geniş bir şekilde yorumlanmamalıdır. Bkz. GEDDES, 13.

Zehirli ekine neden olacak şekilde ekin saçma gibi aktiviteleri de kapsayacak şekilde, ilgili deyimin geniş yorumlanması gerekir. Hasat edilmiş ekine uygulanan ilk işlem çok basit olmamalıdır. Zira bu işlemin yapıldığı esnada ekin hâlâ toprakla fiziksel temas hâlindedir. Diğer taraftan, ekilen kimyasal tohum zehirli ekine neden olursa, Direktifin bunu ilk işlem olarak nitelendirmemesi ve tarımsal üretime uygulanmaması muhtemeldir. Bkz. GEDDES, 13.

Üretici dışındaki diğer kişilerin yetkisiz hareketlerinin (sabotaj gibi) veya üreticinin istem dışı yaptığı hareketlerin (örneğin ekinlerin yetişmesi amacıyla serperken hasat için hazır hâle gelecek şekilde ekinlerin bir araya toplanmasının) ATAD tarafından ilk işlem olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği şüphelidir. Fakat, mahkemenin en azından iradî bir hareketin varlığını arayacağı muhtemel gözükmektedir. Bu hareket, arzu edilmeyen sonuçlar doğursa dahi bu durum değişmez. Bu anlamda, çevre kirlenmesi nedeniyle meydana gelen olumsuz sonuçlar ilk işlem olarak değerlendirilemeyecektir. Bkz. GEDDES, 14-15.

560 GEDDES, 13; KULLMANN, Kommentar, 90.

561 TASCHNER/FRIETSCH, 13.

562 KULLMANN, Kommentar, 90.

563 KULLMANN, Kommentar, 91.

Ürün kavramında meydana gelen genişlemenin, BSE krizinin sebep olduğu sıkıntılarla564 muhatap olması kuvvetle muhtemeldir. Bu genişlemenin kapsamına çiftçilerin, gerek kendilerinin ve gerekse tahıllarının girmesiyle birlikte, özellikle kişilerin zarara uğramaları hâlinde çiftçiler sorumlu hâle gelmişlerdir565.

§. 9. AYIP KAVRAMI I- TANIM

Direktife göre, “(1) Bir kişinin tüm koşulları hesaba katarak, ümit etmeye haklı olduğu güvenliği sağlamayan bir ürün ayıplıdır. Bu konuda şu hususlara dikkat edilmelidir;

(a) Ürünün tanıtımı,

(b) Makul olarak üründen beklenen kullanım, (c) Ürünün piyasaya sürüldüğü zaman.

(2) Daha iyi bir ürün piyasaya sürülmeden, tek bir olay için ürün ayıplı olarak nitelendirilemez” (m. 6)566.

Güvenliğe567 önem veren Direktif, satılamayan kalitede olan veya amaca uygun olmayan özelliklere önem vermemektedir. Bunlar ulusal hukukun kalıntıları olarak nitelendirilmiş ve reddedilmiştir568.

564 Direktif, “ziraî ürünlerin güvenilirliğine ilişkin olarak tüketici güvenliğinin yeniden sağlanması konusunda yardımı” hedeflemektedir. Kanun, olağan common law kurallarının uygulanmasında karşılaşılan hususların ispatına yardımcı olamamaktadır. Nedenlerin farklı olmasından kaynaklanan cismanî zararlarda, tıbbî şartların ispatı daha da zordur. Sığır eti gibi belli bir üründen kaynaklanan hastalıklarda kimin davalı olacağı hususu netliğe kavuşmamıştır. Büyük bir ihtimalle, bir kaynaktan sığır etini tüketmiş olan davacı, bütün Đngiliz çiftçilerine dava açacaktır. Geniş bilgi için inceleyiniz:

GILIKER, 55.

565 GILIKER, 55.

566 Direktif ile Alman Hukuku arasında, ayıp kavramı konusunda çok önemli fikir ayrılıkları yaşanmıştır.

ProdHaftG’nin ilk şekli ayıbı şu şekilde tanımlamaktadır: “Kişilere ya da diğer eşyaya, hukuken beklenebilecek düzeyde güvenli bir hizmet vermeyen eşya, ayıplıdır.” (§ 3). Bu tanım yetersiz görülmüştür. Geniş bilgi için inceleyiniz: SCHMĐDT-SALZER/HOLLMANN, 2.

Direktif (m. 6), ProdHaftG’yi etkilemiş ve hükme; ürünün sunuluşu, ürünün piyasaya sürüldüğü esnada üründen beklenen özellikler gibi bazı güvenlik dereceleri eklenmiş ve bu sayede güvenliğin sınırları çizilmiştir. Günümüzde Almanya’da, eyaletler arasında farklı ayıp tanımları mevcuttur. Geniş bilgi için inceleyiniz: SCHMĐDT-SALZER/HOLLMANN, 4 vd.; KULLMANN, Kommentar, 93.

567 Almanya’da ürün sorumluluğu sürecinde ProdHaftG § 1’e dayanan sorumluluk, süregelen uygulamada ufak bir değişikliğe neden olmuştur. BGH, şu ana kadar tek bir olayda bu hükme dayanan karar vermiştir. Bu dava, hangi şartlar altında bir ürünün ProdHaftG § 3’e göre ayıplı sayılacağına ilişkindir. Buna göre bir ürün, güvenli olarak ve tüm koşullara göre hukukî beklentileri karşılayacak

Direktif taslağının ilk yayını esnasında, Komisyon tarafından çıkarılan açıklayıcı bilgi notu (memorandum), Direktifin amacına ışık tutmaktadır. Kullanıldığında veya tüketildiğinde önemli bir cismanî zarara ve hattâ ölüme neden olan ürünleri Komisyon, ayıplı olarak nitelendirmektedir. Bunlar, ekonomik açıdan çok büyük malvarlığı ihlâllerine neden olabilirler.

Yönetmelik de Direktife paralel bir hüküm getirmiştir; “Malın piyasaya sunum tarzı, makul kullanım şekli569 ve piyasaya sürüldüğü an ve benzeri diğer hususlar göz önüne alınarak, bir kimsenin o maldan haklı olarak bekleyebileceği güvenliği sağlamayan mal ayıplı sayılır.

Bir mal, sırf sonradan piyasaya daha iyi bir malın sürülmesi sebebiyle ayıplı sayılmaz.” (m. 5).

Common law hukuk sisteminde de ayıp, kişilerin genellikle umut etmekte haklı olduğu güvenliğin570 sağlanamaması olarak tanımlanmaktadır. Ticarî kalitesiyle

şekilde sunulmamışsa ayıplı sayılacaktır. Avusturya Yüksek Mahkemesi (OGH), ürün kullanıcılarının, karşılanması gereken ideal, tipik beklentilerini somutlaştırmıştır. Alman yargısı ise bu konuda henüz somut bir sonuca ulaşmamıştır. Bu konuda Bamberg OLG güvenlik beklentileri hakkındaki sorunla ilgili olarak karar vermiş ve bu kararda meslekî birliklerin kazaları önleme amacıyla belirlediği tedbirlere uyulmasının, ürünün güvenliğine ilişkin hukukî beklentinin belirlenmesinde yeterli olduğuna ilişkin hüküm tesis etmiştir. Fırın patlamasına ilişkin söz konusu olayda, bu kritere dayanarak Bamberg OLG tarafından verilen ilgili karar, BGH tarafından bozulmuştur (Urt. v. 7.1.1999 – 1 U 80/96). Bkz.

KULLMANN, Die Rechtsprechung, 1914.

Koblenz OLG, “Sprudelwasserflaschen – Fall” (su şişeleri) davasında tüketicilerin güvenlik beklentilerine ilişkin sorunu, BGH’nın daha önce açıkladığı görüşüne uygun bir şekilde karara bağlamıştır (NJW-RR 1999, 1624). Buna göre, piyasaya sürülmüş olan maden suyu şişelerinin zarar verici olmadığı ya da küçük parçacıklar veya kıllar içermeyeceği konusunda tüketicinin haklı bir beklentisi vardır. Bu karar sonucunda mahkemede taraflar arasında bir uzlaşma sağlanmış ve davacı davasını geri almıştır. Đlgili karar için bkz. KULLMANN, Die Rechtsprechung, 1914.

568 GEDDES, 21-22; TKHK da ayıbı Ürün Sorumluluğu Direktifi doğrultusunda tanımlamamıştır;

“ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddî, hukukî veya ekonomik eksiklikler...” olarak tanımlamaktadır (m. 4/I).

569 “...keşif tarihi itibariyle mobilyaların kullanılma süresi bir yıl dörtbuçuk aydır. Bu kadar kısa sürede mobilyalarda tarif edildiği şekilde çökme olması olağan değildir. Bu hâl, mobilyaların imalâtında bir hatanın varlığına delalet edebilir...” Y. 13. HD, 22.2.1999 T., 585 E., 1071 K.: KADIOĞLU, Mevzuat, 156.

570 Ürünlerin güvenli olduğuna karar vermek için, aşağıda belirtilen tüm ilgili koşulların sağlanıp sağlanmadığı değerlendirilmelidir:

- piyasaya sürüldükleri şekildeki tarzı ve amaçları, - ambalajı,

- kullanılan herhangi bir markanın ürünlerle ilgili olması,

- yapılması veya yapılmaması gereken tüm talimatların veya uyarıların ürünlerle birlikte veya ürünlerle ilişkili olması,

uyumsuz olan veya amacı için elverişli olmayan veya tanıtımındaki nitelikleri taşımayan ürün, üreticinin sorumluluğuna yol açar571.

Üreticiler, ayıpsız ve amaçlanan kullanımları için güvenli ve tahmin edilebilen, makul kötü özelliklerinden arınmış bir şekilde ürünleri üretmek zorundadır. Ayıpsız demek tasarımın ayıplı olmaması, imalât ayıbı bulunmaması ve ihtiyaç duyulduğunda yeterli uyarıların yapılmış olması anlamını taşır572.

II- NORMUN AMACI

Türkiye’de ve AT’de, güvenli ürünlerin piyasaya sürülmesi gerektiğine ilişkin bu norm ile amaçlanan, kişilerin (tüketicilerin) kişisel, bedensel, mesleksel varlıklarının korunmasıdır. Bu tahlilde, ürün güvenliğindeki eksiklik o ürün aracılığıyla kişilere zarar verenlerin sorumluluğuna yol açar573.

III- BEKLENEBĐLĐR GÜVENLĐK SEVĐYESĐ

Belgede GĐRĐŞ ĐÇĐNDEKĐLER (sayfa 141-146)