• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet Dönemi

Belgede GĐRĐŞ ĐÇĐNDEKĐLER (sayfa 32-38)

B) Türkiyede Tüketicinin Korunması

2. Cumhuriyet Dönemi

Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda devrimin bir parçası olarak yapılan büyük hukukî değişiklikler arasında tüketicilerin korunması konusu yer almamıştır. Tüketim alışkanlıklarında değişimin meydana geldiği 1950’li yıllardan itibaren, özellikle de liberal ekonomi ve dışa açılma politikalarının başladığı 1980’li yıllarda, tüketim ve bu bağlamda tüketicinin korunması olgusu ortaya çıkmıştır. Tüketim harcamalarının gayrisafî millî hasıla içindeki oranının artması ile tüketicinin korunması sosyal bir ihtiyaç hâline dönüşmüştür.

b) Teşkilatlara Đlişkin Gelişmeler

54 Selçuklularda başlayan ve Osmanlı dönemine de geçen lonca, girift kuralları olan, öz denetim sisteminin çok geliştiği, bugünkü sendika kavramından daha geniş kapsamlı bir tüzel kişidir. Her esnaf mesleğinin ayrı bir loncası vardır ve tüm loncalar konfederasyon şeklinde örgütlenmişlerdir. Bkz.

ÖZTUNA, C. XI, 385.

55 ÖZTÜRK, Said, 851 vd.; ÖZTUNA, C. XI, s. 386.

56 ÖZTUNA, C. XI, s. 387; ÖZTÜRK, Said, 852 vd.

57 Bu yaptırımlara örnek olarak, falakaya yatırmak, ağır bir suç söz konusu ise, şehirde gezdirip teşhir etmek, çok ağır nitelikte ihlâl hâlinde ise tutuklama kararı vermek, eksik ölçü kullanan esnafı, yüzüne tilki kuyruğu ve çıngıraklar takarak halk arasında gezdirmek ve bu suretle teşhir etmek sayılabilir. Geniş bilgi için bkz. ÖZTUNA, C. X, s. 280.

Ticaret Bakanlığı’na bağlı olarak 1970 yılında kurulan “Tüketici Sorunları”

Şube Müdürlüğü58, tüketici hakları bakımından devlet tarafından gerçekleştirilen ilk kurumlaşma girişimidir. Ancak bu şube, tüketicinin temsiline yer vermemesi ve personel yetersizliği nedeniyle etkin olamamış ve 1974 yılında kapatılmıştır.

Yabancı sermayenin ülkemize girmesiyle rekabetin ve refah düzeyinin artması, dış ticarette liberalleşme, gümrük birliğine giriş ve ISO 9000 serisinin yerli firmaların kalitesini yükseltmesi gibi faktörler ürün kalitelerini pozitif yönde etkilemiştir ve etkilemeye hâlen de devam etmektedir. Bu olumlu etkilere maalesef KOBĐ’lerde rastlanılamamaktadır. KOBĐ’lerin % 61,1’inin ürün standardı59 yoktur60. Bu nedenle, burada meydana gelen ihtiyaçları gidermek amacıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı olarak Küçük ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme ve Destekleme Başkanlığı (KOSGEB) kurulmuş ve kuruluş aşamasından üretim ve pazarlamaya kadar birçok alanda sanayi işletmelerine hizmet vermeye başlamıştır61.

Üretim ve kontrol süreçlerinde kullanılacak cihazların kalibrasyonu, yönetim süreleri, üretim destek, ürünlerin belli standartlara uygunluğu ve kalite güvence sistemlerinin belgelendirilmesini yapan kuruluşların akreditasyonunu sağlamak amacıyla, Dünya Bankası’nın desteği ile 1992 yılında Milli Kalite Konseyi kurulmuştur.

TÜBĐTAK bünyesinde kurulan UME62, Ocak 1995 tarihinden itibaren akreditasyon63

58 Bu şubenin kuruluş gerekçesi şu şekilde açıklanmıştır: “Tüketici yararlarının yasal olarak güvence altına alınması, tüketicinin eğitilmesi, tüketim malı ve hizmetler hakkında yeterli bilgi sahibi olması ve örgütlendirilerek, sorunlarını ilgili karar mercilerine duyurmaları, sanayici, üretici, tüccar ve esnafın çok iyi örgütlenmiş bulunmaları ve kuvvetli bir baskı grubu teşkil etmeleri nedeniyle, bu konuda diğer bakanlıklar tarafından yapılagelen ve bundan böyle yapılacak olan çalışmaların düzenli bir şekilde yürütülebilmesi için, Tüketici Sorunları Şubesi kurulması zorunlu görülmektedir.”. Bkz. DPT Türk-AT Mevzuat Uyumu Sürekli Özel Đhtisas Komisyonu, 42.

59 Bir malın niteliğine kalite: Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, Ankara 2005, B. 10, 1047; malların belli bir kalitede olmasına standart denir: TDK, 1809.

60 BAYKAN, 128.

61 3624 sayılı Küçük ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme ve Destekleme Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun. RG. 20.4.1990, S. 20498.

62 Bu kurumun amacı, ülkemizde yapılan ölçümleri güvence altına almak, bu ölçümlerin uluslararası sisteme entegrasyonunu sağlamak, mevcut ve yeni ölçme tekniklerini geliştirmek, Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik gelişimine katkıda bulunmak ve Türk endüstriyel ürünlerinin kalitesini artırmak için gerekli ulusal metroloji sistemini kurmaktır. Metroloji ve kalibrasyon, endüstriyel faaliyetlerin hayatî parametresidir. Bu, sanayi ürünlerinin kalitesinin teminine yönelik bir titizlikten ileri gelir. Endüstrileşmiş ülkelerde yapılan ölçümlerin güvenilirliği ve doğruluğu da, ülke çapında oluşturulan bir kalibrasyon ağıyla gerçekleştirilir: Ayrıntılı bilgi için bkz. <www.ume.tubitak.gov.tr>, 24.1.2005.

63 Akreditasyon, “Kurum tarafından, lâboratuarların, muayene ve belgelendirme kuruluşlarının ulusal ve uluslararası kabul görmüş teknik kriterlere göre değerlendirilmesi, yeterliliğin onaylanması ve düzenli aralıklarla denetlenmesi” olarak tanımlanmaktadır (4457 Sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun m. 2).

başvurularını yanıtlamaya başlamıştır. UME, TKS sistemini, 27 Ekim 1999 tarihinde 4457 sayılı Kanunla64 kurulan TÜRKAK’a65 devretmiş ve lâboratuar akreditasyonu konusundaki teknik desteğini sürdürmeye devam etmiştir. Standart akreditasyon başvurularının önce TÜRKAK’a yapılması gerekmektedir. “Đlgili mevzuat çerçevesinde ihtiyarî veya zorunlu alanlarda, özel veya kamu lâboratuarlarının, muayene ve belgelendirme kuruluşlarının ulusal ve uluslararası kabul görmüş teknik kriterlere göre faaliyet gösterdiğinin kurumu tarafından onaylanması”na akredite etmek denir (4457 sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun m. 2). “Đlgili mevzuat çerçevesinde ihtiyarî veya zorunlu alanlarda, özel veya kamu lâboratuarlarının, muayene ve belgelendirme kuruluşlarının ulusal ve uluslararası kabul görmüş teknik kriterlere göre faaliyet gösterdiğinin kurumu tarafından onaylanması” (4457 sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun m. 2) olarak tanımlanan akredite etme işlemi şu ana kadar 49 kuruluş66 için gerçekleşmiştir67.

Standartlama faaliyetlerini yürüten ve tüketiciyi dolaylı yoldan koruma görevini üstlenen TSE 1954 yılında kurulmuştur68. Đhtisas kurullarında olgunlaştırdığı standart tasarılarına Teknik Kurul’da son şeklini veren TSE, bu çalışmalarında ISO ve AT standartları ile uyuma özen gösterir ve bunun yanı sıra kamu - özel sektör, üniversite ve tüketicilerin fikirlerine müracaat eder. Üretici ve tüketici için öz denetim mekanizması niteliği taşıyan bu sistemde ürün kalitesi gelişmekte ve tüketiciler için bir güvence sağlanmaktadır. TSE Marka Sistemi ile belgelendirmeye ilk kez 1964 yılında başlayan TSE, günümüzde faaliyetlerini genişletmiş, yurtdışında da işlemler yapmaya başlamıştır. Ekim 2005 tarihi itibariyle, 31.731 firma ile ürün bazında 44.862 adet sözleşme yapılmıştır; geçerli toplam standart sayısı 21.042 adettir ve bunların 1.058 adedi zorunlu tutulmuş, 19.982 adedi ise ihtiyarî olarak yürürlüktedir. TSE tarafından

64 RG. 4.11.1999, S. 23866.

65 TÜRKAK’ın amacı, modern ekonomilerin son yıllarda birbirleri ile olan ilişkilerinde önem kazanan bir konu hâline gelen, ürünlerin ve hizmetlerin ilgili standartlara ve teknik düzenlemelere uygunluğunu tespit etmektir: Ayrıntılı bilgi için bkz. <www.turkak.gov.tr>, 24.1.2005.

66 Akredite kuruluşlar, 17 adet deney lâboratuarı, 11 adet kalibrasyon lâboratuarı, 9 adet sistem belgelendirme, 10 adet muayene kuruluşları, 1 adet ürün belgelendirme, 1 adet personel belgelendirme:

Ayrıntılı bilgi için bkz. <www.turkak.gov.tr>, 24.1.2005.

67 Ayrıntılı bilgi için bkz. www.turkak.gov.tr.

68 16 Ekim 1954 tarihinde TOBB’a bağlı olarak kurulan TSE, 18 Kasım 1960 tarihinde kabul edilen ve 22 Kasım 1960’da yürürlüğe giren 132 sayılı Kanun ile bugünkü statüsüne ulaşmıştır: RG. 22.11.1960, S.

10661.

iptal edilen standart sayısı ise 1.292 tanedir. 1986 yılında tüketici şikayetlerini çözüme kavuşturmak için Enstitü bünyesinde Tüketicinin Korunması Müdürlüğü kurulmuştur69. TSE tarafından üretim yerinin belgelendirilmesi ile madde, mamul ve mahsullere uygunluk marka ve belgelerinin ve bunların düzenlenmesi ve yürütülmesi amacıyla hazırlanan belgelendirme talimatına göre, TSE ile belge sözleşmesi yapılan bir üründe ortaya çıkan üretim hatası üreticiyi, o ürünü tamir etme, ayıpsız benzeriyle değiştirme ya da parasını iade etme yükümlülüğü altına sokar (Belgelendirme Talimatı m. 22).

Hıfzısıhha Enstitüleri70 ve bazı meslek kuruluşları71 da tüketiciyi koruyucu nitelik taşıyan kuruluşlardandır.

Dernek veya vakıf şeklinde örgütlenen gönüllü tüketici birlikleri72, örgütlenme yetersizliği, yasal engeller ve finansal sıkıntılar gibi nedenlerle maalesef AB, ABD ve diğer gelişmiş ülkelerdeki benzerleri gibi etkili bir fonksiyona ve etkinliğe sahip olamamaktadır. Bu konudaki eksiklik, bu tür birliklerin tüketici ile ilgili karar mekanizmalarında söz sahibi olmaları ile yavaş yavaş giderilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda 1993 yılında kurulan Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü, tüketici haklarının korunması hususunun önemli ölçüde gündeme gelmesini ve ilgili örgütlenmelerin bu konuya olan katılımını sağlamıştır. Ayrıca, Dış Ticaret Müsteşarlığında bulunan Standardizasyon Genel Müdürlüğü de tüketicinin korunmasında etkin bir rol oynamaktadır.

23 Şubat 1995 tarihli ve 4077 Sayılı TKHK ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı olarak, TKHK’da belirlenen kurum ve kuruluşların temsilcilerinden oluşan önemli üç kuruluş düzenlenmiştir. Bu kuruluşlardan ilki, yılda en az bir kez olağan olarak Ankara’da toplanan73 Tüketici Konseyidir74. Đkinci kuruluş olan Reklam Kurulu75, ayda

69 FERMAN, 56.

70 Đlaç ve gıda maddeleri konusunda kalite kontrolü yapan bu kuruluşların tüketicinin korunması hususundaki katkısı dolaylıdır. Bkz. TÜKETĐCĐ HUKUKU, 8-9.

71 Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları Birliği, Deniz Ticaret Odaları ve Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Konfederasyonu gibi meslek kuruluşlarıdır. 5590 sayılı TOBB Kanunu, imalâtta, mal ve hizmet arzında, sağlık kurallarına uymayanlara; ölçü ve tartı aletlerini hileli bir şekilde kullananlara ve hileli, karışık veya standartlara aykırı ve kalitesiz ürün üretip satanlara verilecek cezaları hükme bağlamıştır (m. 77).

72 Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER), Tüketici Hakları Derneği (THD), Tüketicileri Koruma Derneği (TÜKDER), Eskişehir Tüketiciler Derneği (ESTÜKDER) ve Adana Tüketici Derneği bir araya gelerek Ankara’da Tüketici Dernekleri Federasyonu’nu (TÜDEF) kurmuşlardır. Bkz. GÖKALP, Şerafettin: “Bir Sivil Toplum Kuruluşu Olarak Tüketici Örgütleri”, TBB Dergisi 2004, S. 55, s. 360-364, 362-363.

73 TKHK m. 21/III; Tüketici Konseyi Yönetmeliği m. 10/I.

en az bir defa veya ihtiyaç duyulduğu her zaman toplanır (TKHK m. 17/V; Reklam Kurulu Yönetmeliği76 m. 10). Bu bağlamda kurulan son kuruluş, uyuşmazlıkların hızlı ve etkin bir şekilde çözüme kavuşturulması amacıyla faaliyet gösteren Tüketici Sorunları Hakem Heyetidir77. Bu kuruluşların hepsinde de tüketici örgütlerinin temsilcileri bulunmaktadır ve bu oluşum tüketicinin en önemli haklarından ve aynı zamanda demokrasinin de temeli olan temsil edilme anlamında çok önemli bir gelişmedir.

c) Mevzuatta Görülen Gelişmeler

1921, 1924 ve 1961 Anayasalarında tüketici haklarının korunması ile ilgili herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Bu konudaki ilk anayasal düzenlemeyi içeren 1982 Anayasasında “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.” (m. 172) şeklindeki ifade ile doğrudan doğruya tüketicileri koruyucu nitelikteki bir hükme yer verilmiştir. Bunun yanı sıra, “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi önler” (m. 167/I) ve “Devlet, millî ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretiminin artırılmasını ve tüketicilerin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin geliştirilmesini sağlayacak tedbirleri alır” (m.

171)78 hükümleri de tüketiciyi dolaylı olarak koruyucu nitelikteki düzenlemelerdir.

Tüketicinin korunmasına ilişkin olarak BK’da sadece taksitle satışlara ilişkin hükümler (222 ilâ 224) tüketiciyi korumaya yöneliktir. Diğer hükümlerden79 ise herkes

74 Tüketici Konseyi’nin kuruluş amacı şu şekilde açıklanmıştır; “Tüketicinin sorunlarının, ihtiyaçlarının ve çıkarlarının korunmasına ilişkin gerekli tedbirleri araştırmak, sorunların evrensel tüketici hakları doğrultusunda çözülmesi için alınacak tedbirlerle, bu kanunun uygulanmasına yönelik tedbirlere dair görüşleri, ilgili mercilerce öncelikle ele alınmak üzere iletmek amacıyla Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde Tüketici Konseyi kurulmuştur” (TKHK m. 21/I; Tüketici Konseyi Yönetmeliği m. 4:

RG. 1.8.2003, S. 25186).

75 “Ticarî reklam ve ilânlarda uyulması gereken ilkeleri belirlemek, bu ilkeler çerçevesinde ticarî reklam ve ilânları incelemek ve inceleme sonucuna göre, 16 ncı madde hükümlerine aykırı reklam ve ilânları üç aya kadar tedbiren durdurma ve/veya durdurma ve/veya aynı yöntemle düzeltme ve/veya para cezası verme hususlarında görevli bir Reklam Kurulu oluşturulur. Reklam Kurulu kararları Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından uygulanır” (TKHK m. 17/I).

76 RG. 1.8.2003, S. 25186.

77 Bkz s. 191 vd.

78 23.7.1995 T. ve 4121 sayılı Kanunla değişik.

79 Temel bir sorumluluk normu olan haksız fiile ilişkin m. 41 vd. hükümleri; temerrüde düşen satıcının alıcının uğradığı zararı tazmin borcunu düzenleyen m. 188 hükmü; satıcının zapta karşı tekeffül borcunu

gibi tüketici de yararlanabilir. Bununla birlikte, tüketici lehine avantajlı hükümler içeren TKHK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte BK hükümleri, tüketiciler açısından eski önemini kaybetmiştir. Ancak TKHK’da hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümlerin uygulanacağına dair açık hüküm ile (TKHK m. 30) Medenî Kanun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümlerinin uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanacağına dair MK hükmü (m. 5) bu hususta hukukî dayanak noktalarını teşkil etmektedirler.

Tüketiciyi koruyucu nitelikteki hükümlere TTK’da da rastlamak mümkündür.

Haksız rekabeti (TTK m. 56, 57, 58, 61, 64) ve sigortayı düzenleyen (TTK m. 1266 vd.) bazı hükümler tüketiciyi ilgilendiren hükümlerdir.

1990’lı yıllardan itibaren tüketiciler, AB’ye üyelik sürecinin de etkisi ile80, kendileri için özellikle ihdas edilen özel kanunlarda yer almaya başlamışlardır.

Tüketicilerin korunmasına ilişkin en önemli ve en büyük kanunî düzenleme 23.2.1995 tarihinde kabul edilen ve 8.9.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4077 sayılı TKHK’dır81. 6.3.2003 tarihinde yayınlanan ve yayımından itibaren üç ay sonra yürürlüğe giren82 4822 sayılı Kanun83, TKHK’da bazı değişiklikler yapmıştır.

Tüketici haklarına ilişkin bir diğer önemli kanun, ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimlere ilişkin usûl ve esaslarını belirleme amacını güden (m. 1), 29.6.2001 tarihinde kabul edilen 4703 sayılı Ürünlere Đlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun (ÜTMUK)84 ile Türk Hukuku, AT Ürün Güvenliği Direktifi (92/59) ile uyumlu hâle getirilmiştir.

1705 sayılı Ticarette Tağşişin Men’i ve Đhracatın Mürakabesi ve Korunması Hakkında Kanun85 ve Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair 560 sayılı

düzenleyen 189 ilâ 193. maddeler; satıcının ayıba karşı tekeffül borcunu düzenleyen 194 ilâ 207 hükümleri gibi.

80 Gümrük birliği, malların serbestçe dolaşımını sağlama, rekabeti bozucu engellerin önüne geçilmesi gibi faktörler AT içinde yeknesak bir hukuk uygulamasını zorunlu kılmaktadır. AB’ye üye olmak için girişimlerini hızlandıran Türkiye Cumhuriyeti, bu doğrultuda uyum kanunları çıkarmaya, hukukî anlamda AT’ye entegre olmaya özen göstermektedir.

81 RG. 8.3.1995, S. 2222.

82 29. madde ile geçici 2. madde yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir (TKHK m. 33).

83 RG. 14.3.2003, S. 25048.

84 Bu kanun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girmiştir: RG. 11.7.2001, S. 24459.

85 10.3.1930 tarihinde kabul edilmiş ve 19.6.1930 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

KHK’nin86 yanı sıra sair bazı kanunlarda da tüketiciyi koruyucu nitelikteki hükümlere rastlanılmaktadır. Ayrıca, özellikle Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’nın çıkardığı, değişik konularda tüketiciye ilişkin çok sayıda yönetmelik bulunmaktadır.

§. 2. TÜKETĐCĐ HAKLARI VE TÜKETĐCĐ KAVRAMI

Belgede GĐRĐŞ ĐÇĐNDEKĐLER (sayfa 32-38)