• Sonuç bulunamadı

DİĞER TA‘ZÎR CEZALARI

Ta‘zîr gerektiren suçu işleyen kimsenin nasihat ile uslanması muhtemel ise hakim ceza olarak nasihatı yeterli görebilir.82 Zira ta‘zîr cezasının, en azında sınır yoktur. Bunun yanında ta‘zîr cezası, failin ve işlenen suçun özelliğine göre değişebilen bir karaktere sahiptir. Ancak nasihatın ta‘zîr olabilmesi için bir suç karşılığında yapılmış olması gerekir, yoksa ceza olmaz. Bu anlamda tavsiye niteliğinde yapılan nasihatler bu gruba girmez. Fakat suçlunun yaptığı fiile bir cevaz olarak yapılan nasihat niteliğindeki uyarılar bir cezadır. Yeterli gelmesi halinde hakim nasihatle yetinebilir. Bu nasihate ve uyarılara suçlu uslanana kadar da devam edilebilir.83 Ancak ıslah olmazsa diğer ta‘zîr cezalarından birisi verilebilir.

2. İlam (Uyarma)

Hakim, toplumda saygınlığı olan kimseler basit suç işlediklerinde, failin durumuna göre uyarıda bulunabilir. Ancak cezada uyarı ile yetinebilmesi için suçun mükerrer olmayan basit bir suç olması ve suçlunun da basit bir ikaz ile suçtan vazgeçecek karakterde birisi olması gerekir. Fakat işlenen suç büyük olursa veya suç basit de olsa fail aynı tür suçta ısrarcı olursa uyarı ile yetinilmez.84

3.Kınama, Azarlama

Hakim, ta‘zîr suçlarından birisini işleyen suçluya durumuna göre mahkemeye çağırarak sert bir üslupla azarlayıp kınayabilir. Bu kınama ve azarlama suçluyu ıslah etmeye yetecekse hakim, bununla yetinir. Yoksa başka cezaları düşünebilir. 85

Hz. Peygamber kınama ve azarlama cezası vermiştir. Nitekim Ebû Zerr şöyle 81 Çolak, s. 100. 82 Ûdeh, Abdulkâdir, I, 607. 83 Ûdeh, I, 607. 84 Ebû Gudde, s. 34. 85

der: “Bir adamla tartıştık ve ben onu anası ile ayıpladım. Bunun üzeri Rasulüllah, Ya Ebâ Zerr! Sen onu, annesinin acemliğiyle ayıpladın. Doğrusu sen kendisinde cahiliye devrinin kalıntıları olan bir kimsesin, buyurarak beni azarladı.”86

4.Terk

Ta‘zîr cezalarından birisi de terktir. Bir ta‘zîr cezası olarak terk, suçlu ile konuşmamak, samimiyeti kesmektir ki, bunu da ona suçundan dolayı yapıldığını hissettirmektir.

Terk cezasının meşruiyeti Kitaba ve Sünnete dayanmaktadır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “…Başkaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, (bununla uslanmazlarsa) onları yataklarında yalnız bırakın.”87 buyrulmaktadır.

Bu ayette, kocasının hoşlanmadığı veya hoş görmediği fiilleri yapan kadına nasihat edilir, ancak nasihatten sonra durumda bir düzelme olmazsa kocası onu yatağında yalnız bırakır, terk eder şeklinde cezai müeyyidesi vardır.

Terk cezasının sünnetten delili ise şudur: “Ka’b b. Mâlik, Mürâre b. Rebi ve Halil b. Ümeyye Tebük seferine Hz. Peygamber ile birlikte katılamadılar. Savaş bitiminde Rasulüllah Medine’ye döndüğünde kendisinden özür dilediler. Ancak Hz. Peygamber onların özrünü kabul etmedi ve onları terk ederek onlardan yüz çevirdi. Özrü kabul etmediği gibi sahabelere de “Şu üç kişi ile konuşmayın” buyurmuştur.88 Rivayetlere göre elli gün süren bu terk, boykot ve sosyal ilişkilerin kesilmesi Allah’ın tövbelerini kabul ettiğini bildirdiği ayet89 inene kadar devam etmiştir.90

Ashab, tâbiun ve onlardan sonra gelenler de sünnete muhalefet eden veya konuştuklarından kendilerine zararı dokunan kimselere karşı bu müeyyideyi uygulamışlardır.91

Bütün bu örnekler İslam ceza hukukunda terk cezasının da var olduğuna delildir. 86 Buhârî, “Edeb”, 44. 87 Nisa, 4/34. 88 Buhârî “Meğâzî”, 79. 89 Tevbe, 9/118. 90

İbn Ferhûn, II, 219; Kettânî, el-Haseni el-İdrisi, et-Terâtîbü'l-İdâriyye, I, 250; Ûdeh, I, 607; Âmir, s. 312.

91

5.Tehdit

Ta‘zîr suçlarının cezalarından birisi olan tehdit, suçluya durumunu düzeltmediği takdirde, çeşitli cezalarla cezalandırılacağı hususunda hâkim tarafından tehdit edilmeleridir.92 Ancak bu tehdit, suçlunun üzerinde olumsuz eylemi bırakması gerektiği kanaatini ve korkusunu bırakmalıdır. 93

6.Teşhir ve Diğer Cezalar

Yalancı şahitlik, emanete ihanet gibi suçları işleyen kimselerin ıslah olması veya aynı zamanda insanların, bu kişilerin şerrinden emin olması için hakimin ta‘zîr cezası olarak verdiği cezalardan birisi de teşhirdir.

Teşhir, suçlunun yüzünün karalanarak şehir içinde dolaştırılması ve işlediği suçun münadi tarafından halka ilan edilmesidir.94

Teşhirin amacı suçlunun onurunun kırılmasından çok, toplumun korunmasıdır.95

Teşhir cezası, Sümerler, Babiller, Hititler, Eski Mısır, Persler, Eski Hint ve Çin gibi kadim toplumlarda türlü amaçlarla kullanılmıştır.96

İslam hukuk doktrininde teşhir, bir ta‘zîr cezası olarak kabul edilmiş, İslam tarihinde de örnekleri mevcuttur.97

Nitekim Hz. Ömer, yalancı şahitlik yapan kişiyi bineğe ters bindirmiş ve yüzünü siyaha boyatarak teşhir etmiştir.98

Hz Ali de, Ramazan ayında içki içtiği için Şair Necaşiye seksen sopa vurdurmuş, ardından da deveye bindirip Kûfe sokaklarında teşhir ettirmiştir.99

Kâdî Şureyh de, yalancı şahidi teşhir ettirmiştir.100 Kâdî Şureyh’e göre halkın kendisine güvenmemesi için yalancı şahid teşhir edilmelidir. 101

Emeviler, Abbasiler, Fatimiler, Selçuklular, Osmanlılar başta olmak üzere 92 Bilmen, III, 307. 93 Ûdeh, I. 608. 94

Âmir, s. 426; Bilmen, III, 307; Kılınç, Ahmet, Mukayeseli Hukuk ve Hukuk Tarihinde Teşhir

Cezası, s. 19.

95

Avcı, Osmanlı Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 355.

96 Kılınç, s. 456. 97 Kılınç, s. 164. 98 Âmir, s. 426; Kılınç, s. 174. 99 Kılınç, s. 179. 100 Âmir, s. 426; Özer, s. 5; Kılınç, s. 178. 101 Kılınç, s. 178.

tarihteki birçok İslam ülkesi işlenen suçlara teşhir cezası vermiştir.102

Günümüzde de Türkiye, ABD, İngiltere, Belçika, Hollanda, Mısır başta olmak üzere bir çok ülke farklı usullerle de olsa teşhiri uygulamaktadır.103

Hz. Ömer döneminde ve daha sonraki asırlarda teşhir cezası; çarşıda, pazarda kişinin suçunu söyleyerek ilan etmek şeklinde uygulanmıştır. Ancak günümüz dünyasında yazılı, sesli ve görsel basın vasıtası ile bu tür teşhir yapılabilmektedir.104 Mesela zaman zaman belli bir süre geçmesine rağmen vergisini ödemeyen kimseler (vergi yüzsüzleri olarak) gazete ve televizyonlarda teşhir edilmektedir.105

Belki de teşhir, ta‘zîr cezalarının en etkililerinden birisidir. Çünkü, kişinin yaşadığı toplumun önünde değersizliği ve güvenilmezliği ilan edilmektedir. Bir çok kişinin göze alamayacağı ve oldukça rencide edici özellik taşıyan bu cezanın ceza siyaseti açısından suçu önleyici bir vasıf taşıdığını belirtmek gerekir. 106

Bütün bunların dışında başka ta‘zîr cezaları da vardır. İslam hukukunda belirli suçlar işlendiğinde suçu işleyen kimse kamu görevlisi ise görevinden azli, geçici veya sürekli kamu hizmetlerinden men edilmesi de ta‘zîr cezalarının kapsamına girmektedir.107

Şimdi tezimizin asıl konusu olan hapis ve hapishanelerin İslam ceza hukukundaki durumunu inceleyelim.

102 Kılınç, s. 182-259. 103 Kılınç, s. 465. 104 Kılınç, s. 230. 105 Ûdeh, I. 608; Çolak, s. 105. 106 Kılınç, s. 119. 107 Ûdeh, I. 609; Çolak, s. 105.

İKİNCİ BÖLÜM

İSLAM HUKUKUNDA HAPİS CEZASI I.GENEL OLARAK HAPİS KAVRAMI

Bu kısımda öncelikle genel anlamda hapis cezasının üzerinde duracağız. Öncelikle ıstılah anlamını anlamaya yardımcı olacağından hapis kavramının sözlük manasına yer vereceğiz.