• Sonuç bulunamadı

İlköğretim 4. sınıf sosyal bilgiler dersinin ünitelerine göre kazanımları: (MEB.,2005:14-21).

7. ünite: İnsanlar ve Yönetim Kazanımlar

2.2.2. Değerlerin Sınıflandırılması

Değerlerin neler olduğunun yanı sıra nasıl sınıflandırılabileceği üzerinde de pek çok araştırma yapılmıştır. Sprenger bilimsel, ekonomik, estetik, sosyal, politik ve dini olmak üzere altı temel değer grubuna dayanan bir değer sınıflaması yapmıştır. Sprenger’in sınıflaması 1951’de Allport, Vernon ve Lindzey tarafından bir ölçeğe dönüştürülmüştür (Akbaş, 2004:30-31). Allport, Vernon ve Lindzey 1960 yılındaki çalışmalarında değerleri; estetik, bilimsel, ekonomik, siyasi, sosyal ve dini değerler olmak üzere altı temel kategoride incelemişlerdir (Topçuoğlu, 1999).

Yukarıda verilen değer grupları ölçek haline getirilip denendiğinde, sanatçıların estetik değerlerinin, tıp öğrencilerinin bilimsel değerlerinin, din adamlarının dini ve sosyal değerlerinin ve iş idaresi öğrencilerinin ise ekonomik değerlerinin en yüksek puanları aldıkları görülmüştür (Ünal, 1980:20;Akt.Akbaş, 2004). Bu sonuçlar sınıflamanın doğruluğu konusunda kanıt olarak yorumlanmıştır.

Rokeach’ın 1973 yılındaki çalışmasına göre değerler şu şekilde sınıflandırılmıştır.

“Gaye değerler”; aile güvenliği, barış içinde bir dünya, başarılı olma, bilgelik, dini olgunluk, eşitlik, gerçek dostluk, güzellikler dünyası, heyecan verici bir hayat, iç huzur, mutluluk, kendine saygı, gerçek dostluk, özgürlük, rahat bir hayat, sosyal kabul, ulusal güvenlik, zevk.

“Vasıta değerler”; bağımsız olma, affedici, cesaretli, dürüst, entelektüel, geniş görüşlü, hırslı, itaatkar, kendini kontrol edebilen nazik, kendine hakim, mantıklı, neşeli, sevecen, sorumluluk bilinci olan, temiz, yardımsever,

oluşturmacı “yaratıcı”. Görüldüğü gibi Rokeach'ın sınıflamasında bu değer gruplarında 18'er tane değere yer verilmektedir.

Schwartz ve Bilsky, (Schwartz ve Bilsky 1987, 1990; Akt. İşcan Demirhan, 2007) 56 değerleri, güdüsel yönden 10 farklı değer türüne ayrılmıştır. 10 değer türünün varlığını kanıtlamak için 44 ülkede çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu değer türleri şunlardır: Güç (power), başarı (achievement), yaşamdan haz duyma (hedonism), uyarım (stimulation), öz yönelim (self-direction), evrensellik (universalism), iyilikseverlik (benevolence), geleneksellik (tradition), uyma (conformity) ve güvenlik (security).

Temel insan değerleri teorisinde yer alan 10 farklı motivasyonel değerlerin tanımları ve hangi belirli özel değerleri kapsadıkları aşağıda verilmiştir

•Güç: Sosyal statü ve prestij, insanlar ve kaynaklar üzerinde kontrol ya da üstünlük (Sosyal güç sahibi olmak, otorite sahibi olmak, refah içinde yaşamak).

•Başarı: Sosyal standartlara göre yetenek gösterme aracılığıyla kişisel başarı (Başarılı olmak, yetkin olmak, hırslı olmak, başkaları üstünde etkili biri olmak).

•Yaşamdan Haz Duyma: Kişinin kendisi için keyif duyması ve duyguları okşayıcı memnunluk (Keyif, zevk, yaşamdan zevk alma).

•Uyarım: Yaşamda heyecan, yenilik ve meydan okuma (Cesur olmak, dinamik ve heyecanlı bir yaşama sahip olmak).

•Öz Yönelim: Bağımsız düşünce, davranış seçme, yaratma ve keşfetme (Yaratıcı olmak, özgür olmak, bağımsız olmak, meraklı olmak, kendi amaçlarını seçebilmek). •Evrensellik: Tüm insanlar ve doğanın refahı için anlayış, takdir, hoşgörü ve onları koruma (Açık fikirli olmak, erdemli olmak, toplumsal adaleti gözetmek, eşitlikten yana olmak, dünyada barış istemek, doğa ve sanat güzellikleriyle dolu bir dünyaya sahip olmak, doğayla bütünlük içinde olmak, çevreyi korumak).

•İyilikseverlik: Sık olarak kişisel bağlantılarda bulunan insanların refahını koruma ve artırma (Yardımsever olmak, dürüst olmak, bağışlayıcı olmak, sadık olmak, sorumlu sahibi olmak).

•Geleneksellik: Geleneksel kültür veya bir dine inanmayı sağlayan düşüncelere, adetlere saygı gösterme, taahhüt etme ve kabul etme (Mütevazi olmak, yaşamın getirdiklerini kabullenmek, içten ve samimi bir biçimde dine ve inançlara bağlı olmak, geleneklere saygılı olmak, soğukkanlı ve sakin olmak)

•Uyma: Diğer insanların keyfini kaçıran ya da onlara zarar veren ve sosyal beklentileri veya normları ihlal etmeye neden olan davranışları, eğilimleri, itici güçleri sınırlama (Nazik olmak, kurallara uymak, kendini disiplin altına almak, aileye ve yaşlılara saygı göstermek).

•Güvenlik: Kendisinin, ilişkilerinin ve toplumun güvenliği, uyumu ve durağanlığı (Aile güvenliğine sahip olmak, ulusal güvenliğe sahip olmak, toplumsal düzenin sürmesini istemek, temiz olmak, iyiliğe karşılık vermek).

Güngör (1993) değerleri yedi kategoride toplamıştır. Bu kategorileri; estetik, ahlaki, iktisadi, siyasi, sosyal, ilmi ve dini değerler olarak sınıflandırmamız mümkündür. Güngör, “Biz araştırmamızda klasik değer sıralamasına sadık kalarak bunlara bir de ahlaki değer boyutu ekledik” demektedir. Tezcan (1974) ise değerleri erkeklik değeri, kadınlık değeri, analık değeri, namus değeri, akrabalık değeri, komşuluk değeri, hemşerilik değeri, temizlik- pislik, eğitsel değerler, ekonomik değerler, dinsel değerler, siyasal değerler, ailesel değerler olarak değerleri gruplamıştır. Filiz (1998)’de farklı bir değerler sınıflaması yaparak, değerleri içerik (amaçsal- niyetsel) ve araçsal (işlevsel) değerler olmak üzere iki kategoride toplamıştır.

Heenan (2007) Evrensel sekiz temel değerin olduğunu fakat bu değerlerin de sınırlandırılmasının doğru olamadığına işaret etmiştir. Bu evrensel temel sekiz değer: Dürüstlük, şefkat, başkalarının farkında olma, merhamet, uyma/itaat, sorumluluk, saygı ve görev şeklindedir. Bu temel değerlerin toplumda başkalarıyla yaşamak için gerekli olan ve kişiliği oluşturan evrensel değerler olduğunu vurgulamıştır.

Değerler insanın tarih ve kültür varlığı olarak kendini gerçekleştirmesi bakımından olduğu kadar, kendisinin ne olduğunu bilmesi ve kendisini soruşturması bakımından da büyük önem taşır. Değerlerin hem eylem hem de bilme bakımından insan varoluşunun temeli olduğunu söylemek yerinde olur (Günay, 2003). Zaman içinde insanlarda var olan değer yargılarına baktığımız zaman insandan insana, toplumdan topluma çağdan çağa değişim göstermektedir (Erkızan, 2003).

Atabek (2004:15)’e göre İnsanlar; değerleriyle yaşar, toplumlar değerleriyle var olurlar. İnsanlık tarihinin birikimi olan “uygarlık değerleri” de “evrensel emanetler” olarak kuşaktan kuşağa aktarılır. Bunlar temel değerlerdir, özellikleri kalıcı olmalarıdır.

Refshauge (2004:3) değerler sınıflamasında temel değerlere yer vermiştir. Refshauge’ye göre temel değerler şunlardır:

Mükemmellik: Okul yaşamında, bireysel ve toplumsal hayatın her alanında en yüksek kişisel başarı için mücadele etme.

Saygı: Kendin ve başkaları için saygılı olma ve diğerlerinin farklı ve karşıt görüşlere sahip olma hakkını kabul etme.

Sorumluluk: Kendine, diğerlerine ve çevreye karşı bireysel ve toplumsal davranışlardan dolayı sorumlu olma.

Katılım: Toplumun ve milletin sosyal ve ekonomik refahından minnettarlık duyarak ve bunun için katkı sağlayarak aktif ve üretken birey ve grup üyesi olma.

İşbirliği: Uyuşmazlıklardan barışçıl bir çözüm içerisinde olarak ve başkalarına destek sağlayarak ortak amaçlara ulaşmada işbirliği içerisinde çalışma.

Önemseme: Empati göstererek ve merhametli davranarak kendinin ve diğerlerinin refahını düşünme.

Tarafsızlık: Sosyal adalet ilkelerine sadık olma ve ön yargıya samimiyetsizliğe ve adaletsizliğe karşı çalışma.

Demokrasi: Vatandaşı olduğu ülkeye karşı, sorumluluklarını ve haklarını, özgürlüklerini kabul etme ve yükseltme.

Refshauge’ye göre; devlet, toplum için temel değerleri takip etmenin öneminin farkındadır. Bu değerler adalet, mükemmellik ve medeni, dürüst topluma yönelik kaygı da dâhil bir bütün olarak Avustralya toplumunun inançlarını ve isteklerini yansıtır. Bu değerler, laik ve dinsel dünya görüşlerinde yaygındır ve çoğu kültürde de bulunur.

Bazı zaman dilimlerinde değerlerin sübjektif bir nitelik taşıdığı değer kavramının objektif bir temele dayanmadığı ileri sürülmüştür. Kuramcıların birçoğu değerleri çeşitli kavramlarla ilişkilendirerek açıklamaya çalışmışlardır. Değer kavramının çok değişik disiplinlere girmiş olması bu kavramın tanımını oldukça güçleştirmektedir. Değer tanımlarına baktığımız zaman, değerlerle bağlantısı en sık vurgulanan kavramlar, inançlar, eğilimler, normatif standartlar ve tutumlardır (Dilmaç, 2007).

Evin ve Kafadar (2004:296) çalışmalarında değerleri iki başlık altında 9 tane ulusal, 9 tane de evrensel değer ifadesine incelemişlerdir:

1. Ulusal değerler: Millet, devlet, vatan, ordu, cumhuriyet, ulusal simgeler (ulusal marş, ulusal anıtlar, ulusal bayram, bayrak), kahramanlık, dil, gelenek ve görenekleri

2. Evrensel değerler: Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, uygarlık, barış, eşitlik, bilim ve bilimsel düşünme, sanat, çevre duyarlılığı, sevgi şeklinde belirtmişlerdir.

Dünyada medyana gelen değişime paralel olarak değerler dünyasının değişmesi ve bu değişimin toplumsal ölçekte değer bunalımı oluşturulması kaçınılmaz bir sonuçtur. Değişen koşulların beraberinde getirdiği yaşam biçim koşullarına uyarlanırken bazı değerler de işlevlerini yitirmektedir. Bu değer bunalımının aşılması yeni değerler sisteminin oluşturulmasıyla üstesinden gelinir. Böylece meydana gelen değişim, kendi değer yargılarını da oluşturarak gelişime dönüşecektir. Aksi halde, meydan gelen değişim dönemlerinde, yeni olaylar ve olgular karşısında yeni değerler oluşturmayan veya var olan değerlerini değişen dünyaya göre düzenlemeyen toplumların yıkılışı kaçınılmazdır (Sevinç, 2006).

Prencipe ve Helwig (2002:845) değerleri altı gruba ayırmışlardır. Buna göre; Değerlerin refah veya adalet, haklar gibi meseleler için direkt olarak ilgili ahlaki değerler,

Değerlerinin refahı veya hakları ve bireysel kişilik ya da karakter özellikleriyle ilgili değerlerden oluşan ahlaki karakter değerleri,

Karakter özellikleri ile ilgili ahlaki olmayan karakter değerleri, Siyasi ahlaki değerler,

Vatan sevgisi veya yurtseverlik gibi diğer siyasi değerleri içeren geleneksel siyasi değerler,

Dini değerler.

Atabek (2004: 32), beş değer sisteminden bahsetmektedir. 1. Kişilik değerleri

2. İşlev değerleri 3. Saygınlık değerleri 4. Ait olma değerleri 5. Statü değerleri

Bu değerleri Atabek (2004:32) şu şekilde açıklamıştır:

Kişilik değerleri; insanın kendisine ilişkin değerlerdir. Nasıl bir insan olduğumuzla ilgili değerlerdir. Bağımsızlık, akılcı olmak, sorumluluk sahibi olmak,

etkin olmak, bilimsel olmak, dayanışmacı olmak, üretici ve yaratıcı olmak, yetkin bireyler olmak gibi değerlerdir.

İşlev değerleri; Ne yaptığımıza, neye yaradığımıza ilişkin değerlerdir. Çalışkanlık, topluma ve çevresine yararlı olmak gibi değerlerdir. Gelişmiş insanların, yetkin bireylerin ve yetkin bireylerden oluşmuş gelişkin toplumların kişilik değerleriyle, işlev değerlerine öncelik verdiğini görüyoruz. Bundan sonra saygınlık değerleri gelir. Saygın mıyım? Bu üç değer yetkin bireylerin öncel değerleridir.

Saygınlık değerleri; Bir toplumun ortak değer sisteminden gelir. İtibar, prestij değerleri de denir. Bir toplumun bireylerini yönlendiren değerleridir. İnsanlar bu değerlere sahip olabilmek için çalışır, bu değerler için meslek seçer, bu değerlere uygun yaşarlar. Toplumsal saygınlık, insanın içinde yaşadığı toplumda kabul görmesinin yoludur. Güvenilir olmak, dürüst olmak, hakkını arayan olmak gibi.

Ait olma değerleri; Kime ve neye ait olduğumuzu hissetmekle ilgilidir. Benim köküm nerde ve kimler, kendimi nasıl tanıtmalıyım, ben kimim ve nereye aitim gibi soruların cevabını kimlik değerleri verir. Aile, vatan, din, ulus, insanlık gibi.

Statü değerleri; Toplumdaki yerinizle bağlantılı değerlerdir. Bir toplumun bireylerini etkileyen çok önemli bir değer alanıdır. İnsanın bulunduğu yer, sahip olduğu etki, konum değerleridir.

Geleneksel toplumların değerleri ise ait olma ve statü değerlerine dayanıyor. Toplumdaki yerim, makamım ne, masam var mı, altımda kaç kişi çalışıyor? Bunlar statü değerleridir. Bir de ait olma değerleri var. “Benim kim olduğumu biliyor musun”, “ben hangi aileden geliyorum” gibi değerlerdir ki bunlar geleneksel toplumların ağırlık verdiği değerlerdir.

Görüldüğü üzere değerin gerek tanımı ve gerekse sınıflamaları üzerinde fikir birliği bulunmamaktadır. Araştırmalar ile çoğunlukla farklı toplumlara özgü değerlerin, hangi değerlerin hangi toplumlarda daha fazla önemsendiğinin ve evrensel olan değerlerin belirlenmesi yönünde bulgulara ulaşılmaya çalışılmaktadır (Gültekin, 2007).