• Sonuç bulunamadı

İlköğretim 4. sınıf sosyal bilgiler dersinin ünitelerine göre kazanımları: (MEB.,2005:14-21).

3. Karma yaklaşım: Bu yaklaşımın savunucularına göre değerler eğitiminde geleneksel ve küresel değerler birlikte yer almalıdır Ama bu iki değerler kümes

2.4.3. Değer Eğitimi Yaklaşımları

2.4.3.1. Değerlerin Doğrudan Öğretimi Yaklaşımı (Telkin):

Telkin etme yaklaşımı 1970’de Blanchette ve diğerleri tarafından geliştirilmiştir. Bu yaklaşımın amaçları, öğrencilere belirli değerleri aşılamak veya bunların öğrenciler tarafından içselleştirilmelerini sağlamak, öğrencilerin sahip oldukları değerleri değiştirmektir. Böylece öğrenciler, belirli istenen değerleri yansıtabilirler. Bu yaklaşımda süreç içerisinde; model olma, olumlu ve olumsuz pekiştirme, küçümseme, azarlama, alternatifleri düzenleme, tamamlanmamış veya taraflı veriler sağlama, oyunlar ve benzetimler, rol oynama ve buluş yoluyla öğrenme kullanılmaktadır. Bu yaklaşımda, öğretmenler her zaman değerleri öğrencilerine aktarma girişimindedirler. Aslında, tüm öğretmenler; bireyler, gruplar, sınıflarla etkileşimlerinde kaçınılmaz olarak, belirli davranış biçimlerinin cesaretlendirilmesi ya da teşvik edilmesiyle, belirli değerleri desteklerler. Ayrıca öğretmenler söyledikleriyle, yaptıklarıyla, verdikleri ödüller, cezalar, gülümsemeleri, kızmaları ile önem verdikleri değerlere işaret ederler. Sonuç olarak okullar ve öğretmenler, öğrencilerin inançları, tutumları ve davranışları üzerinde güçlü bir etkiye sahiptirler, birçok öğretmen değer aktarıcı rolünü yansıtmaktadır (İşcan Demirhan, 2007).

Davranışçı yaklaşımın önemli kuramcılarından birisi olan Skinner, operant koşullanmadan esinlenerek bireylerin davranışlarını değiştirmek/şekillendirmek için kullanılan davranış değiştirme yöntemi olarak davranışçı kuramı açıklamaktadır (Wattenberg, 1977). Bu yöntem değerler öğretim yaklaşımlarından yaklaşımında kullanılan bir yöntemdir. Öğretilmesi istenilen değerlerle tutarlı bir davranış göstermesi için bireylere, amacın belirlenmesi, ölçütün belirlenmesi, uygulanacak yöntemi seçme, seçilen yöntemin uygulanması, seçilen yöntemin değerlendirilmesi ve gerektiğinde de tekrar etme şeklinde beş basamak işlem uygulanır. Öğretmenler, sınıf içi uygulamalarda sürekli açık programda yer alan amaçları gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Ancak bunu yaparken sınıf içerisinde yarattıkları örtük program, öğrenci davranışları üzerinde en az açık program kadar etkide bulunmaktadır. Bu nedenle toplumun bireylere kazandırmak istediği değerlerin sadece açık programda ifade edilmesi yeterli olmamaktadır. Değerlerin kazanımında, açık programın yanında, belki de ondan daha etkili faktör, okulun günlük yaşamından oluşan, yazılı olmamasına karşın çocukların davranışlarını etkileyen, örtük programdır (Sarı, 2007). Eisner de açık programın, okulun gerçekte öğrettiği şeylerin sadece küçük bir kısmını oluşturduğunu belirmektedir (Eisner, 2003).

Doğanay ve Sarı (2004) ilköğretim ikinci kademedeki öğrencilere temel demokratik değerlerin kazandırılması sürecinde açık ve örtük programın etkilerini incelemişlerdir. 174 öğrenci üzerinde yapılan araştırmada, öğrencilere önce Demokratik Değerlere Bağlılık Ölçeği (DDBÖ), daha sonra bu demokratik değerleri en çok nereden öğrendiklerini belirlemek üzere geliştirilen Demokratik Değerleri Kazanma Süreci Anketi (DDKS) uygulanmıştır. Demokratik değerlerin öğrenildiği kaynaklar ankette “derste öğretmenlerimin anlattıklarından öğrendim”, “sınıfta öğretmen ve öğrencilerin davranışlarından öğrendim”, “okulda düzenlenen sosyal etkinliklerden öğrendim”, “evde ailemden öğrendim”, “televizyon ve/veya gazetelerden öğrendim” ve “hiç öğrenmedim” seçenekleriyle ifade edilmiştir. Öğrenciler tüm seçeneklere toplam 100 olacak şekilde puan vermişlerdir. Araştırmanın sonuçlarında, öğrenci görüşlerine göre demokratik değerlerin kazanımında okulla ilgili seçeneklerin etkisinin %53 düzeyinde olduğu belirlenmiş ve bu etki kendi içinde açık ve örtük kaynaklara bölündüğünde, hemen hemen eşit düzeye bir etkiye (%27 açık, %26 örtük) sahip oldukları görülmüştür.

Doğrudan öğretim yaklaşımı, çokça kullanılan ve yüksek düzeyde öğretmen merkezli bir yaklaşımdır. Bu öğretim yaklaşım, anlatım, gösteriler, alıştırma- tekrar yapma, didaktik soru sorma gibi yöntemleri içermektedir. Tümdengelimci bir yapıya sahip olan doğrudan öğretim stratejileri, bilginin verilmesinde etkilidir. Bu yaklaşım, tümdengelimci bir mantığa sahip olduğu için, önce kural veya genellemeler sunulur, daha sonra verilen örneklerle bu kural ve genellemeler desteklenir (Taşpınar ve Atıcı, 2002).

Telkin, öğretmenler ve yetişkinler tarafından örgencilere tekrar ettirme yoluyla neyi öğrenip neyi öğrenmeleri gerektiğini ifade eden öğrenme yöntemi sürecidir (Akyüz, 1993). Bu eğitimciler, insan doğası hakkında telkin süresince bireylerin işlenebileceği yani onların bir şeyi başlatandan, üretenden çok çeviren, dönüştüren oldukları fikrini edinmişlerdir (Huitt 2004). Telkin yaklaşım yönteminde değerler analiz yaklaşımında olduğu gibi neyi öğrenip öğrenmeyeceğini sorgulama olmadan yetişkinler tarafından öğretilenlerin öğrenilmesi sürecine dayanır.

Aileler gibi öğretmenler de bazı inanç, değer ve tutumları öğrencilerine verir, aşılar. Okullarda bazı hikâye ve öykülerin anlatılmasıyla, tarihi olaylar ve tarihi şahsiyetlerin tanıtılmasıyla ve resmi törenlerde yaşanan kutlamalarla öğrencilere ulusal değerler aşılanır. Değerlerin aşılanmasında özellikle öğrencileri etkinliğin içine katma ve ödüllendirme yoluyla yapılan davranışı pekiştirme gibi farklı yöntemler kullanılır.

Bu yaklaşım özellikle vatan ve millet sevgisini aşılamada, bayrağa saygıyı vermede ve demokratik değerleri geliştirmede etkili bir yoldur. Telkin yönteminde çocuklar, analiz, açıklama, eleştiri yerine, o değere ilişkin sorgulama yapmadan takip ederler (Seefeldt, 2004).

Doğrudan öğretim yaklaşımında, öğrenciye sunulacak materyallerin yapılandırılması ve aşama aşama öğrenciye sunulusunda öğretmen etkin rol üstlenmektedir. Öğrenciye kazandırılacak hedefler, hedeflere ulaştırılacak etkinlikler için ayrılan zaman bellidir. Öğrencinin performansı izlenir ve öğrenciye anında dönüt verilerek öğrenci yönlendirilir. Bu yaklaşımda öğrenci katılımı önemli bir fonksiyona sahiptir (Senemoglu, 1997).

Yetişkinlerin gençlere telkin ve tavsiyede bulunmasının altında şu düşünce yatmaktadır. Yetişkin deneyimleri sonucu öğrendiği değerleri kendi için doğru olarak kabul eder ve gencin kendine başka değerler seçmesinden korkar. Bu yöntemin okulda uygulanmasında ilham verici hikâyeler okuma ve öğretmenler tarafından anlatılan ahlaki durumları dinleme, törenlere katılma ve halka hizmet organizasyonlarına katılma vardır. Ayrıca yemin ederek okula veya kuruma bağlılığını göstermede kullanılan bir yoldur. Telkin yönteminde oldukça çok kullanılan tekniklerden biri ahlaki yönü bulunan tarihsel veya kurgusal hikâyeler kullanmaktır. Yaşam öyküleri istediğimiz değerleri telkin eder. Bu öykülerin anlatılması, diğer bireylerin davranışlarının ahlaki sorumluluğu konusunda düşünmelerini sağlar (Akbaş, 2004).

Bu yaklaşım, eğitim kurumlarına ek olarak ordu, izcilik ve dini kurumlar tarafından da kullanılır. Bu kurumlarda yaklaşımın kullanılmasında yeminler ezberlenir ve önemli insanların yaşamları incelenir (Leming, 1996; Akt.Akbaş, 2008:348).

Değerler öğretimi sürecinde telkin yaklaşımı özellikle ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine ahlaki değerleri öğretme sürecinde kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Telkin yaklaşımında ilköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki bireylere öğretmenler ya da yetişkinler tarafından; tutumlar ve değerler yaşam alanlarının her bir yerinde (ailede, okulda, çevrede ve medya) doğrudan öğretilerek, bu bireylerin davranışlarının yeniden yapılanmasına, görev ve sorumluluklarını yerine getiren bireyler olmalarını sağlamak hedeflenmektedir (Gaikwad, 2004; Haltead ve Taylor, 2000). Öğrencilerin, açık ve net beklentilere, yüksek standartlara ihtiyaçları vardır. Bunlar genellikle yazılı olarak belirtilirler. Öğretmen, öğrencilere davranış kuralları ve erdemler arasında bağlantı kurabilmeleri için yardım eder (Wiley, 1998).

Doğrudan öğretim yaklaşımını savunan Wilson, değer ve ahlak eğitiminin diğer ders programlarında tartışmalara olanak vererek gerçekleştirilemeyeceğini ifade etmiştir. Değerler ve ahlak kavramının tek başına bir konu olarak ele alınması gerektiğini savunarak bu konuların diğer ders programlarının yan ürünü olarak gerçekleştirilmesinin yeterli olmadığı yönündeki inancını belirtir. Bu anlamda bağımsız bir değerler ve ahlak eğitimi programının gerçekleştirmenin zorunluluğunu ortaya koyarken değerler öğretiminde doğrudan öğretim yaklaşımına bir anlamda dikkat çekmektedir (Çileli, 1986). Bu yaklaşımda çocuklar yaşamlarında yer alan yetişkinlerin ve önemli kişilerin davranışlarını gözlemleyerek taklit etme yoluyla hayatlarına geçirmeye çalışırlar. Eğer çocuklar bu değerleri kazanırken aile üyelerinin değer yargılarıyla paralellik gösteriyorsa kazanım ve uyum daha kolay olacaktır. Bu yaklaşımda değerler öğretim sürecinde kullanılan materyal ve programlar somutlaştırılarak değer öğretimi gerçekleştirilir (Welton and Mallan, 1981).