• Sonuç bulunamadı

COVID-19’DA MİKROBİYOLOJİK TANI TESTLERİ

Belgede Türk Klinik Biyokimya Dergisi (sayfa 85-88)

Prof. Dr. A. Arzu Sayıner

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji AD, Tıbbi Viroloji BD, İzmir, Arzusayiner@Yahoo.Com, Arzu.Sayiner@Deu.Edu.Tr

 

Özet

Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) ile ilgili olarak; ileri yaşlardaki bireyler sağlığın sadece fiziksel boyutu ile değil, zihinsel ve sosyal boyutlarından da kaynaklanan çok büyük zorluklarla karşı karşıya kalan gruplar arasındadır. İleri yaş grubunun genel sağlık durumu tıbbi sorunlar yanında günlük yaşam ak- tivitelerinin niteliğinden de etkilenmektedir ve bu bağlamda iyilik halinin bir bütün olarak ele alınmasının sürdürülmesi önemlidir. Bu yaş grubunda ruhsal durumun fiziksel sağlık sorunlarından ve işlev kaybından etkilendiği bilinmelidir. Yaşlanma Covid-19’a yakalanma açısından yüksek risk oluşturmaktadır. Yaşlanma ile birlikte önceden var olan komorbiditeler yaşlı yetişkinleri ciddi enfeksiyonlara daha duyarlı hale getirir. Özellikle hipertansiyon, diabetes mellitus, astım veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi kronik medikal sorunları olan bireylerde önemli morbidite ve mortalite nedeni olup, bu grup hastaların en az beşte biri yoğun bakım ünitelerinde destekleyici bakıma gereksinim duymaktadırlar. Yaşlı bireylerin daha yüksek pnömoni şiddet indeksi, daha akut solunum sıkıntısı sendromu ve akut organ disfonksiyonu ile başvurma olasılığı fazladır. Yaşlı kadınlara, düşük eğitim düzeyi olan yaşlılara, boşanmış/dul yaşlılara ve yalnız yaşayan, uyku problemleri ve zihinsel sağlık sorunları olanlara öncelik verilmelidir. Fiziksel kondisyonu azalmış, immün sistemi zayıflamış, altta yatan kronik hastalık sorunu olan, psikolojik kapasiteleri azalmış yaşlıların bilgiye erişimde ve hizmet alımında da zorlanacakları ve bu nedenlerle mortalite açısından risk altında oldukları unutulmamalıdır. Savunmasız yaşlı popülasyonların, özellikle demanslı olguların Covid-19'dan korunması ve infekte olanlar için uzun vadeli etkilerin/sorunların yönetilmesi ihmal edilmemesi gereken ve acil müdahale gerektiren küresel bir konu olarak tanımlanmaktadır.

Anahtar kelimler: Yaşlı, sağlık, COVID-19 Abstract

As for the new Coronavirus disease (COVID-19), older people are among the groups that face huge challenges caused not only by the physical dimension of health, but also by their mental and social dimensions as well. The general health status of the advanced age group is affected by the nature of daily living activities as well as medical problems, and in this context it is important to continue to address the state of well-being as a whole. It should be known that mental state is affected by physical health problems and loss of function. Pre-existing comorbidities combined with aging make older adults more susceptible to serious infections. Especially chronic medical problems such as hypertension, diabetes mellitus, asthma or chronic obstructive pulmonary disease cause significant morbidity and mortality in these individuals. Older individuals are more likely to suffer with a higher pneumonia severity index, more acute respiratory distress syndrome, and acute organ dysfunction. Priority should be given to older women, elderly people with low levels of education, divorced/widowed people and those living alone, with sleep and/or mental problems. It should be noted that, physical impairment, weakened immune system, underlying chronic disease problems, diminished psychological capacities and therefore access to information and services in the procurement of older people will be forced. Protecting vulnerable elderly populations, especially dementia cases, from Covid-19 and managing long-term effects/problems for those infected is defined as a global issue that should not be neglected and requires urgent intervention.

COVID-19’un kesin tanısı, solunum yolu örneklerinde SARS-CoV-2 virüsünün RNA’sının veya antijenle- rinin saptanması ile yapılmaktadır.

COVID-19 nükleik asid testleri

En yaygın kullanılan yöntem gerçek zamanlı ters transkripsiyonlu polimeraz zincir reaksiyonudur (RT- qPCR). Virüsun yaklaşık 30 kb’lik RNA’sının küçük bir parçası ( 100 bp) çoğaltılarak saptanır. Hedef bölge olarak virusun nükleokapsid (N), zarf (E), dikensi glikoprotein (S), polimeraz (RdRp) veya ORF1 gen bölgelerinden bir veya ikisi kullanılmaktadır. Testte ayrıca insan genine ait bir bölüm de çoğaltılarak iç kalite kontrol olarak kullanılır. Test bugün için, kalitatif olup, sonuç pozitif / negatif olarak raporlanır. Testte elde edilen Ct değeri, örnek içindeki virus miktarı ile ilişkili olmakla birlikte, testler arası standardizasyon olmadığı için klinikte kullanımı önerilmez. İlk tercih edilecek örnek türü nazofarenjiyal sürüntü olup, hastalığın ilk haftası içinde örnek alınması önerilir.

Testlerin analitik duyarlılığı, yönteme göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 1-100 kopya/ reaksiyondur. Analitik özgüllük %100’dür. Klinik duyarlılık ve özgüllüğün belirlenmesi ise, değişkenlerin varlığı ve referans bir yöntemin bulunmaması nedeniyle güçtür.

Yalancı pozitiflik olabilir ancak nadirdir. Yalancı negatiflik (%5-35), test yönteminin özelliklerine (RNA ekstraksiyonu, hedef gen bölgesi, analitik duyarlılık, vb), örneğin alım zamanına (semptomların ilk haftası önerilir), yeri ve kalitesine (kullanılan çubuğun niteliği, işlemde nazofarinkse ulaşılması vb), taşınma koşullarına, hastadaki viral dinamiklere (virüsun hangi anatomik bölgede, ne miktarda bulunduğu) göre değişkenlik göstermektedir. Mükemmel bir referans tanı yöntemi olmadığı için klinik duyarlılığın belirlen- mesi güçtür. Asemptomatik kişilerde testin duyarlılığı konusunda henüz yeterli veri bulunmamaktadır. İlk enfeksiyondan uzun süre sonra (≥90 gün) viral RNA'nın yeniden saptanması ile karakterize az sayıda re- enfeksiyon olguları bildirilmiştir. Bu tür olguların tanısı için kullanılabilecek kriterler, çeşitli kurumlar tarafından tanımlanmıştır.

COVID-19 antikor testleri

Virüsa özgü antikorların saptanması, etkenle karşılaşmayı gösterir. Antijen olarak sıklıkla N veya S proteini kullanılmakta, anti-S antikorlarının daha özgül, anti-N antikorlarının daha duyarlı olduğuna ilişkin bazı çalışmalar bulunmaktadır. Antikorlar, genellikle 1 - 2. haftadan sonra saptanabilir oldukları için akut enfeksiyon tanısında kullanılması uygun değildir. ELISA veya CLIA esaslı yöntemlerin duyarlılık ve özgüllükleri hızlı kart testlerden (immünokromatografik test) daha iyidir. IgG veya total antikor bakan testler daha doğru sonuç vermektedir Antikor yanıtı, enfeksiyonun şiddeti ve karşılaşmadan itibaren geçen gün sayısı ile doğru orantılıdır. Antikor testinin negatif olması enfeksiyonu dışlamaz. Diğer koronavirüslar ve bazı viral enfeksiyonlar ile çapraz reaksiyon saptanabilmekte, bu nedenle özgüllüğü yüksek olan testlerin seçilmesi önerilmektedir.

Antikor testleri, temel olarak serolojik sürveyans çalışmalarında, immün plazma donörlerini belirlemede ve çocuklarda "çoklu sistem enflamasyonu sendromu" tanısında kullanılmaktadır. Yüksek klinik şüpheye rağmen viral RNA testleri negatif çıkan kişilerde tanıya yardımcı ikinci bir test olarak kullanılabilir.

Rutinde kullanılan testlerle saptanan antikorların, ne süre ile kalıcı oldukları ve re-enfeksiyondan korunmada etkili olan nötralizan antikorlar ile korelasyonu konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Antikor testlerinin bağışıklık göstergesi olarak veya korunma önlemlerinin gevşetilmesi amacıyla kullanılmaları doğru değildir.

COVID-19 antijen testleri

Antijen testlerinde, virüsun proteinleri aranır, duyarlılık ve özgüllük viral RNA testlerinden daha düşüktür. Ancak yüksek viral yüke (yaklaşık ≥106 kopya/ml) sahip enfekte kişileri saptayabildiği için, virüs miktarının

fazla olduğu semptomların başlamasından önceki bir iki gün ve sonrasındaki 5-7 günlük dönemde başarılı olması beklenir. Genellikle virüsün nükleokapsid antijeni aranmaktadır. Farklı özelliklere sahip testler bulunmaktadır. Negatif olması enfeksiyonu dışlamaz, hastanın daha duyarlı bir test olan PCR yöntemi ile değerlendirilmesi gereklidir. Yalancı pozitiflikler de olabilir. Bunu azaltabilmek için özgüllüğü yüksek testlerin kullanılması önemlidir.

Mikrobiyolojik tanı testlerinde sonuçların güvenilirliğinin sağlanabilmesi açısından Tıbbi Mikrobiyoloji uzmanı kontrolünde yürütülecek test seçimi, uygulama, yorum ve kalite kontrol çalışmaları önemlidir.

Panel-6b

Belgede Türk Klinik Biyokimya Dergisi (sayfa 85-88)