• Sonuç bulunamadı

Coğrafî ve Teknolojik Keşifler: Toplumsal hayatın ve kurumların, dinî ve din kökenli ahlakî normlardan koparak kapitalist ekonomik zihniyetin güdümüne girdiği

B. MODERN DÖNEM DİN-AHLAK-EKONOMİ İLİŞKİSİ

2) Coğrafî ve Teknolojik Keşifler: Toplumsal hayatın ve kurumların, dinî ve din kökenli ahlakî normlardan koparak kapitalist ekonomik zihniyetin güdümüne girdiği

bilincine varmıştır. Toplum ve devlet, artık değişmez bir veri olarak değil etkilenebilir ve değiştirilebilir bir olgu olarak algılanmaya başlanmıştır.178

Rönesansa kadar, bireysel kimlikten daha önemli bir kollektivitenin üyesi ve parçası olarak görülen bireyler böylece “özgür birey” konumunu elde etmişlerdir.

Reformların, kilisenin aracı rolünü devreden çıkararak birey ile Tanrı arasında doğrudan ilişki yolunu açması gibi Rönesans, estetik ve heroik (kahraman) insan görüşüyle, daha sonra ortaya çıkan kişisel gelişme ve kendi kendini gerçekleştirme kavramlarına zemin hazırlamıştır.179 Toplumsal farklılıkların, sosyal değişme kuramları doğrultusunda

“zihniyet değişimi”nden; medeniyetlerin ve millî kültürlerin ise psikolojik kuramlar doğrultusunda temellerindeki insan prototipi ya da “ben idraki” telakkisinden kaynaklandığı düşünüldüğünde Rönesans, bu konularda ivmesini oluşturduğu toplumsal dönüşümle, XVIII. yy. Batı toplumlarında din-ahlak-ekonomi ilişkisinin kırılmasının da öncüsü olur. Bir başka deyişle, Batı dünyasında “geleneksel paradigma”dan “modern paradigma”ya geçişi ifade ettiği kabul edilen Rönesans, çalışmamızı aynı geçiş doğrultusunda insanın bireyselleşen ahlakî, dinî ve yeni belirmeye başlayan özerk ekonomik hüviyeti zaviyesinden ilgilendirmektedir. Batı’da rasyonel akılcılık ve sanayicilikle ortaya çıkan ve ferdin, kendi dışındaki içtimaî ya da manevî bütün unsurlara üstün tutulması olarak özetlenebilecek bireyci zihniyetin (individüalizm) akılcı kökünün, geçmişe doğru izini sürdüğümüzde de en önemli durağımız yine Rönesans olacaktır.

Sonuçta, sadece bilimsel/teknolojik şartların değil toplum içinde ferdin yatay ya da dikey mobilitesi ve beraberinde toplumsal kurumlarda ve kurumlar arası ilişkilerde hareketlilikle ortaya çıkan sosyal değişmenin öncülü olarak Rönesans; bu bağlamda “ferdiyetçilik”, “sekülerizm” ve “rasyonel aklın”, özetle Batı’daki toplumsal değişmenin bileşkesi olarak modernist ve kapitalist zihniyetin en önemli davetçisi olmuştur.

2) Coğrafî ve Teknolojik Keşifler: Toplumsal hayatın ve kurumların, dinî ve

de il Do u’nun da toplumsal hayatim etkileyen bu toplumsal dönii urn vektörlerinden;

ya birini öne çıkartmakta ya da hepsine e it derecede önem vermektedirler. Fakat yaygın kam; vektörlerin, nedenleri ve sonuçlan acisından birbirini tetikledi i eklindedir. Nitekim yeni teknikler olarak be en giic ve ustah in makinelerle; canh giic kaynaklannın su de irmeni, buhar makinesi vb. cansız giiç kaynaklanyla; geleneksel ham maddelerin daha bereketli ham maddelerle yer de i tirmesinin; ev içi veya lonca örgiitlii çall manın, fabrika gibi kontrollii sıkı birimlerde örgiitlenmesine yol açt 1 söylenebilir. Teknolojik yeniliklerin bir ba ka bile kesi demir yollan a lyla ta imacılıkta vuku bulmu tur. Teknolojik ilerlemenin toplum yapısında ve kurumsal diizende yarattı 1 temel de i iklikler; Landes’in deyimiyle a in kalabahk, derme çatma, kirli ve giiriiltiilii yeni endiistriyel ehirler; eskisinden sayıca daha fazla daha yo unla mı ve sımf bilincine sahip yeni bir proleterya ve yeni “baca aristokrasisi”dir.180

ngiltere’de daha XII. yy.’dan itibaren acik tarla sistemi, niifus azalması ve parah miibadele sonucu geli en zirai orta simf; ula 1m imkânlannın artmasıyla daha da inki af etmi tin181 Aym zamanda yeni teknolojinin, (“karavel”, “kog”, “portalon” gibi gemi in aat tekni indeki bulu lar, usturlabın kullammı, pusulamn geli tirilmesi, saatin ke fi vb.) co rafi ke if seyahatlerini hazırlaması sonucu ngiltere’ye akan servet;

sermaye terakiimii, ucuz hammadde ve i giicii ile birlikte, ticari kapitalizmin yerini, sanayi kapitalizminin almasına yol açmı tır.182 Ke iflerden iilkeye akan servetin daha da te vik etti i ilmT ve teknolojik geli meler; maddi giiciiniin kayna 1, toprak ve feodal sistem olan toprak aristokrasisinin aleyhine olarak ngiltere’de biitiin asırlarda mevcut olan orta sınıfın muhtevasını da de i tirmi tir. Yani tarihT-toplumsal bu siireç, orta simfın lehine i lemi tir. Fonksiyonlan ve toplumda oynadıklan rol ile birlikte dii iiniildii iinde bu durum, ngiliz orta simflarının* “kendilerine dii en rolii ifa konusunda Avrupa’daki toplumsal muadillerinden daha dirayetli hareket etmi

Landes, David, Kapitalizmin Doğu?u, çev. Siileyman E. Giindiiz, stanbul: nsan Yay., 1995, s. 22.

Kurtkan, Amiran, Genel Sosyoloji, stanbul: Fakiilteler Matbaası, stanbul, 1976, ss. 171-176.

Kurtkan, a.g.e., s. 175.

Nitekim modern anlamıyla “sosyal simf”lann 18. yiizyılda ve ngiltere men eli olarak do ması, toplumsal hayatla birlikte tarihî siireçte de kavramın ortaya ciki inda, ngiltere’nin oynadi l roliin önemli bir kriteridir. (Bkz. Amman, M. Tayfun, Sosyal Tabakala§ma ve Günümüz Fransız Sosyolojisinin Yakla^imla^YayiManmami Doktora Tezi, stanbul: .Ü.S.B.E., 1995, s. 13.)

83

olmalannı a ırtıcı olmaktan cikanr.”183 Günümüzde, sosyal bilimler alamnda yapılan bütün çall malarda Batı’mn, Do u ile; Do u’nun da Batı ile birlikte ele alınmaksızm de erlendirilemiyor olu undan dolayı, Batı’da “ortaça sosyo-ekonomik zihniyeti”ni kökten de i tiren toplumsal dönii iimle ilgili çekmekte oldu umuz Batı’h fo rafın netli ini, Do u’dan da bir kare alarak, artırabiliriz. Nitekim çall mamızın, din-ekonomi-ahlak ili kileri acisından hem Do u hem Batı toplum dü uncesini kapsaması zaten sosyolojik anlamda böyle bir netle tirmeye mebnidir.

ngiltere’de XII. yy’dan itibaren yukanda bahsetti imiz, toplumsal/ekonomik de i imler; para mübadelesi, iç ve dı ula 1m ve haberle medeki inki af e li inde cereyan ederken, Do u’da özellikle slam toplumunda Müslüman tacirler Avrupa’daki itibarlannı ve ticarî etkilerini devam ettiriyorlardı. “Mayıs 1288’de Memlük yönetimi Sind, Hind, gin ve Yemen tacirlerini Suriye ve Mısır’a çekmeye u ra lyordu. Bu vesileyle yayınlanan hükümet tebli ine benzer bir eyi Batı’da tahayyül etmek zordur:

“Bu davetimiz ^erefli kiplere, kâr arzu eden biiyiik tacirlere yahut kuguk perakendecileredir... Ulkemize vasıl olan e^has burada kalmakta, dilediği gibi gidip gelmekte serbest olacaktır... Borg almak suretiyle yardımseverlik telkin

eden veya borg vermek suretiyle hayrh bir i§ qleyen kipnin seyahati şiiphesJz ilahi lütufa mazhar olur ”

ki yüzyıl sonra, (gee onbe inci yüzyılda) Osmanh mparatorlu u’nda hükümdara verilen geleneksel nasihat öyleydi:

"Ulkedeki tüccara iyi gözle bak; onlan her zaman kolla; nig kimsenin onlan taciz etmesine izin verme; kimsenin onlara emir yağdırmasina imkân bırakma; zira onlann ticaretleri yuzünden Hike müreffeh olur ve onlann e^yalanyla ucuzluk kaplar diinyayı. "m

Braudel’in maruf çah masından almtıladı imız bu satırlann ifade etti i sosyo-ekonomik yapı, bundan sonraki bölümde yeniden ele almacak da olsa, bu kadan bile Do u toplumlanndaki ekonomik hareketlilik hakkında fikir vermeye kâfidir.

Ortaça boyunca slam medeniyetinin, dinamizmini slam’ın temel kaynaklanndan alan iktisadT du iince yapısı ve iktisadT hayat prati inden, co rafî ke iflerin sonuçlanna göz atmak amacıyla yeniden Batı’ya döndu umüzde, Do u’yla irtibatlandinldı inda anlam kazanan hususlarla tekrar kar lla aca IZ: XV. yy’da; siyasT

Kurtkan, a.g.e., ss. 175-176.

Braudel, Fernand, Maddî Medeniyet ve Kapitalizm, çev. Mustafa Özel, İstanbul: Ağaç Yay., İstanbul, 1991, ss. 154-155.

ya da tican du uncelerden aynlmaz nitelikte olan dinsel güdüler, slam’ı cokertmek ve misyonerlik faaliyeti gibi dinsel misyonun ifasıyla denizci ülkelerin (Portekiz, Kastilya) deniz a in maceralannın (yani co rafl ke iflerin) temel motivasyonunu sa lamı tır.185

Bununla birlikte XV. ve XVI. yy. Avrupahlan, ortaça ın geleneksel mirasimn yamnda

“mevcut denizcilik teknolojisini uyarlamak, mükemmelle tirmek ve co rafya, denizcilik, gemi in ası alamndaki büyük problemleri sürekli deneyler yoluyla cozmek için yeni bir soru turmacı zihniyet ve yetenek ortaya koymu lardır.”186 Aynı zihniyet sonucunda “modern dünya”mn temellerinin co rafl ke if seferleriyle187 atıldı 1 yolundaki söylemde tırnak içine “kapitalizmi ve Sanayi Devrimini” de ekleyebiliriz

stanbul’un fethiyle Avrupa’mn feodal yapısında; dolayısıyla sosyo-ekonomik hayatında meydana gelen bu dı ve köklü de i imin; Osmanh mparatorlu u hâkimiyetindeki ticaret yollanmn; bir yandan Amerika’mn, bir yandan yeni deniz yollanmn bulunmasıyla önemini kaybetmesi ve co rafl ke iflerin; altın ve gümii birikimi, ucuz i gücii, yeni ticaret kollan ve alanlan, yeni teknolojik bulu lar, deniz a in imparatorluklann kurulmaya ba laması gibi Batı’nın (özellikle ngiltere’de)*

iktisadT ve siyasT üstünlu line yol açan sonuçlan, XVI. yy.’dan itibaren uluslar arası rekabeti, Sanayi Devrimi’ni ve serbest pazar ekonomisi’ni davet etmi tir.

3) Reformasyon: Reformasyonun, ekonomik alanda sermaye birikimi ve