Necmi ÇEKİN*, A. HİLAL*, Mete K. GÜLMEN*, Behnan ALPER*, D. SARICA**,
Bülent SAVRAN***, N. BİLGİN*
Ö ZET
Saldırgan davranışın en ileri hiçimi olarak kabul edilen öldürme eyleminin hangi amaçlarla kimlere yönelttiği konu sunda pek çok çalışma bulunmaktadır. Şiddeti uygulayanla rın, hemen her zaman eylemlerinin, kendilerince haklı ge rekçeleri okluğunu ileri sürdükleri görülmektedir. Psikotik hastalarda sık görülen öldürme gerekçelerinin; kıskançlık ve kötülük görme hezeyanı olduğu belirtilirken, psikotik olma yanlarda öldürme gerekçelerinin çeşitlilik ve dağınıklık gös terdiği ifade edilmektedir, barklı çalışmalar her iki grup için değişik rakamlar vermekle birlikte, kurbanların genelde aile ve yakın çevreden olduğu kabul edilmektedir.
Bu çalışına; öldürme eylemi ile yargılanıp, davaları kara ra bağlanmış sanıkların öldürme gerekçeleri ve ölen kişi ile yakınlıklarını incelemek amacıyla planlandı.
Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/1-450 ve 1997 I- 150 sayılı karar özetleri gözden geçirilerek, ölen ve öldüren konumundaki kişilerin; vas, cinsiyet, yakınlık, öldürme ge rekçeleri ve olay yerine göre dağılımları gruplandı.
Toplam sanık sayısının 66. %89.39'unıın erkek, "'iTt2.42’sinin 21-30 yaslarında olduğu görüldü. Öldürülen 47 kişinin yaş grupları dağınıklık göstermekle birlikte %70.21’inin 20-50 yaş arasında ve %65.95'inin erkek olduğu saptandı. Olguların %72.34’ünün akrabalık bağı olan ya da birbirini tanıyan kişiler olduğu, %21.27’sinin namus olarak nitelenen gerekçe ile. %38.29’unun çeşitli gerekçeler ile o an yapılan tartışmalar sonucu olduğu ve %21.27‘sinin aralarında husumet olan kişiler arasında olduğu görüldü.
Şiddetin yaşamın her kademesinde, değişik şekillerde ya şanıp. ilişki kurma yöntemi içinde olağan kabul edilmesi so nucu, çok basit ve kolay nedenlerle, kişilerin öldürme eyle mine yönelebildiği görülmektedir. Olgular benzer çalışma sonuçları ile karşılaştırılarak tartışılacaktır.
A n a h ta r K e lim e le r: Ağır Ceza, öldürme, öldürme ge rekçeleri.
GİRİŞ
Saldırgan davranışın en ileri biçimi olarak kabul edilen öldürme eyleminin hangi amaçlarla kimlere yö neldiği konusunda pek çok çalışma bulunmaktadır.
Şiddeti açıklamaya çalışan görüşler, sııçıı çok sayıda sebebe bağlamaya ve çeşitli disiplinlerle açıklamaya çalışmaktadırlar (1-12).
Bazı araştırıcılar, şiddeti yoksunluk ve huzursuzlu ğa tepki olarak gören kuramlardan etkilenmişlerdir. Eğitim olanakları, ekonomik ya da cinsel olanaklara ulaşamamanın yarattığı huzursuzluklar ve genel an lamda kısıtlanmalarla karşı karşıya kalanlarda şiddet görüldüğü ifade edilmektedir (12). Yabancı doğumlu göçmenler arasında, evsizlerde "Sokakta yaşayanlar da" cinayetin yüksek oran gösterdiği, 15-19 yaş arası gençlerin cinayet oranlarının her yıl artış gösterdiği, adölesanlarda tüm ölüm sebepleri arasında cinayetin 2. sırada olduğu, etnik gruplarda ise I.sıraya yüksel diği belirtilmekledir 11.3-16).
I960'lı yıllardan itibaren şiddet içeren tlavıanışı açıklamaya yönelik çalışmaların ııörobiyolojik etmen lerden ziyade sosyal ve psikodinamik etmenlere dikkat çektiği görülmektedir. Suç oluşturan davranışa, sosyo lojik teoriler; sosyal değerler, sosyal yapı ve sosyal normlar ile açıklama getirmeye çalışmaktadır ( 1.16).
Kişinin bedensel ve ruhsal özellikleri ile suç ara sında ilişki olduğunu belirten çalışmalar çok sayıdadır (1,4,8,12). Bazı çalışmalarda, zihinsel hastalık bozuk luk ile öldürme eylemi arasında anlamlı bir ilişkinin varlığına rastlanmıştır (5,9). Psikotik hastaların daha fazla suç işlediklerini iddia edenlerin yanı sıra daha az suç işlediklerini iddia eden çalışmalarda bulunmakta dır (4,7,17). Ayrıca, seri cinayetler ile anlisosyal kişilik bozukluğu ve seksüel sadizm ilişkisinin vurgulandığı görülmektedir ( 18). Psikotik hastalarda sık görülen öl dürme gerekçelerinin, kıskançlık ve kötülük görme hezeyanı olduğu belirtilirken; psikotik olmayanlarda öldürme gerekçelerinin çeşitlilik ve dağınıklılık gös terdiği ifade edilmektedir (4,6,7,17,18). Akut alkol ve ilaç alımında cinayetin yoğun olduğu, şiddet içeren ölümlerde kronik madde kullanımının etkisinin açık olmadığı belirtilmektedir (16,19).
* Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anahilim Dalı, Balcalı-Adana, ** Çukurova Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
III. ADLİ DİUMLKR KONGRESİ
Tablo I. Sanıkların yaş ve cinsiyet dağılımı.
Yaş 0-10 11-20 21-30 31-40 41-50 51-60 61 TOPLAM
K/K E/K E/K E/K E/K E/K E/K E K
Sanıklar -/- 9/- 16/- "7/ 2/1 3/- 37/ -
Tablo 2. Öldinitie•illerin yaş re cinsiyete yöre dayılııııı.
Yaş 0-10 1 1-20 21-30 31-40 41-50 51-60 61 TOPLAM
E/K E/K E/K E/K E/K E/K E/K E/K
Öldürülenler 1/- 2/3 11/1 11/1 9/- 4/2 2/- 40/7
Psikotik hastaların cinayet eylemlerinde, hedef grııhun daha yüksek oranda aile iyi olduğunun belir tilmesinin yanı sıra; psikotik olmayanlarda da değişen rakamlar verilmekle birlikte, kurbanların genelde aile ve yakın çevreden olduğu kabul edilmektedir. Yayın lanan çalışmalar, öldürülen tüm kadınların %6-50'sinin eşleri tarafından öldürüldüklerini, bir başka çalışmada ise; öldürülen kadınların %82’sinin evlerinde tanıdık ları insanlardan biri tarafından öldürüldüklerini be lirtmektedir (4,9.20,21).
Bu çalışma öldürme eylemi ile yargılanıp, davaları karara bağlanmış sanıkların belirttikleri öldürme ge rekçelerini ortaya koymak amacıyla planlandı.
GEREÇ VE YÖNTEM
Adana 3- Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/1-450 ve 1997/1-150 sayılı karar özetleri gözden geçirilerek, ölen ve öldüren konumundaki kişilerin yaş, cinsiyet, öldürme gerekçeleri ve yakınlıklarına göre dağılımla rı gruplandı.
BULGULAR
Toplam sanık sayısının 66, %89.39’unun erkek, %42.42’isinin 21-30 yaşlarında olduğu görüldü (Tablo 1). Öldürülen 47 kişinin yaş grupları dağınıklık göster-
Tablo :>. Sanıklarca sunulan öldürme gerekçeleri.
Öldürme gerekçeleri Sayı %
Namus 10 21.27
Husumet 10 21.27
Tartışma 18 38.29
Diğer 9 19.17
Toplam 47 100.00
Tablo 4. Ölen ve öldürenler arası yakı,i ılık derecesi.
Yakınlık Derecesi Sayı
1° Akraba 8 Uzak Akraba 3 Arkadaş 12 Komşu 7 İş ilişkisi 4 Tanımıyor 13 Toplam 47
inekle birlikte %70.21’inin 20-50 yaş arasında ve %65.95'inin erkek olduğu saptandı (Tablo 2). Olgula rın %72.34'ünün akrabalık bağı olan ya da birbirini ta nıyan kişiler olduğu (Tablo 3), % 21.27'sinin namus olarak nitelenen gerekçe ile, %38.29'unun çeşitli ge rekçeler ile o an yapılan tartışmalar sonucu olduğu ve %21.27’sinin aralarında husumet olan kişiler arasında olduğu görüldü (Tablo 4).
TARTIŞMA
Şiddet, bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edil mektedir. Şiddeti önleme çabaları, cinayet oranını azaltma uğraşları; sosyal organizasyonlar, başvuru-bil- gi merkezleri, destek kurum ve ortamları sağlama uğ raşları ile ortaya konmaya çalışılmakladır. Koruma ça balarının, başarı ya da başarısızlığını, rakamların orta ya konması ve çeşitli parametreler ışığında karşılaştı rılması sağlayacaktır.
Çalışmamız kapsamında, ölen ve öldürenlerin bü yük çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu, kişilerin %
72.34'iinün akraba oldukları ya da birbirini tanıdıkları görülmüştür. Öldürme gerekçeleri gözden geçirildi ğinde; ani başlayan tartışma, namus ve husumet ola rak gruplanabildiği saptanmıştır. Namusun öldürme gerekçesi olarak %21.7 gibi önemli bir yüzdeyi oluş turması. ülkemizdeki ahlak anlayışı ve kültürel yansı mayı ortaya koymaktadır. Sanıklarca namus gerekçe lerinin sunulmasının bir kısmında, ceza indiriminden faydalanma amacının söz konusu olabileceğini dü şünmekle birlikte, bunun ceza maddelerimizde karşı lığını buluyor olması; toplumsal normların sorgulan masına ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Olgularımız arasında herhangi bir akıl hastalığı ta nısı almış olgu yoktur, bunda, olgu sayısının azlığı ya da sanıklara rutin-ayrıntılı bir muayene yapılmıyor ol masının rolü tartışılabilinir.
Şiddet davranışını öngömıeyi ve önleyebilmeyi sağlayacak verilerin ve her çeşit bilginin toplanması gerektiği belirtilmektedir (17). Akıl sağlığı bozuk kişi lerin eylemden önce saptanması ile şiddetin önlenme sinin pek mümkün olmadığı, muayene ve kontrollerin sağlıklı yapılmasının, tekrarlayan şiddet eylemini azaltmada faydalı olacağı belirtilmektedir.
kurban gitme oranının yüksek olduğıı ve genelde ev- de-koiay ulaşılabilen silahlarla cinayetin işlendiği be lirtilmektedir ( 19-22). Aile içi şiddeti önlemeye yöne lik olarak yeni düzenlenen kanun maddemiz.de; şid deti uygulayanın ev ve çalışma ortamından uzak tutul ması, silahına el konulabilmesi ve alkollü olarak eve gelmesini yasaklayan düzenlemeler şiddeti önlemede umut vericidir. Ancak, destek ortamını sağlayacak sos yal kurumlar ve düzenlemelere işlerlik kazandırılması daha da önemlidir.
Olgularımız incelendiğinde; büyük çoğunluğunun çeşitli nedenler ile o an yapılan tartışmalar sonucu, ani eylemler niteliğinde olduğu görülmektedir. Şidde tin yaşamın her kademesinde, değişik şekillerde yaşa nıp, ilişki kurma yöntemi içinde olağan kabul edilme si, halta bazı durumlarda en uygun yöntem olarak al gılanması sonucu, çok basit ve kolay nedenlerle, kişi ler öldürme eylemine yönelebilmektedir. Şiddet dav ranışında. öğrenmede örnekler ve şiddete tanık olma nın önemi göz. önünde bulundurularak, toplumsal ya şam ve medyada şiddete hoşgörü sağlayacak yakla şımlardan kaçınılması ve eğitime gereken önemin ve rilmesi gerekmektedir.
Teşekkür: Bu çalışmanın gerçekleşmesinde, des teklerini gördüğümüz Adana 3- Ağır Ceza Mahkemesi
Başkanı Hakim Nurettin Vara teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR
1. Dönmezer S. Kriminoloji. Beta Basım Yayım Da ğıtım. 8. Basım, İstanbul 1994.
2. Amerikan Tabipler Birliği, Bilimsel İşler Konseyi. Kadınlara Yönelik Şiddet, Tıp İçin Taşıdığı An lam. JAMA Kasım 1992: 5( 11 ): 799-806.
3. Yüksel Ş, Kayır A. Psikiyatriye Başvuran "Örsele nen Kadın"m Tanınması. Düşünen Adam. Bakır köy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Yayın Or ganı. 1986.1(8)16-22.
-i. Soysal H. Uygur N. Rsikolik Hastaların Öldürme Davranışında Hedef Kitle. Nöropsikiyatri Arşivi, 1993; 30(2): 342-346.
3. Kronen M. Mental Disorders and Homicidal Be havior in Female Subjects. Am J Psychiatry, Au gust 1995, 152 (8): 1216-1218.
6. F.rkol Z. Gaziantep F Tipi Cezaevi'ndeki Cinayet Hükümlüleri ( ’zerinde Bir Araştırma. Adli Tıp Dergisi. 1995: 11(1-4): 39-46.
7. Akgün N. Adli Psikiyatri. Ankara 1987.
8. Çetin G. Koç S, Kolusayın Ö, Soysal Z, Altuğ M. Erişkinlerde Cinsel Unsuru Bulunan Cinayet Ol-
III. ADI.İ IIİLİMITK KOMİKI sİ
gııları. I. Adli Bilimler Kongresi, Kongre Kitabı. Adana 12-15 Nisan 1994; 250-252.
9. Bilgili M, Cantürk G. Anne ve babayı öldürmeye iten nedenler. 8. Ulusal adli tıp günleri, Antalya,
16-20 ekim 1995; 33-3-t-
10. Flitcraft AH. Şiddet. Değerler ve Cinsiyet. JAMA Kasım 1992: 5(11): 812-814.
11. James A, Jenks C. Public Perceptions of Child hood Criminality. Brit. (nl. of Sociology. June 1996: 47(2): 315-33U
12. Michaud Y. Şiddet. İletişim Yayınları. 1996. 13- Sorenson SB. Shen H. Homicide Risk Among Im
migrants in California, 1970 Through 1992. Amer ican Journal of Public Health. January 1996, 86( 1 ): 97 - 100.
14. Hwang SW, Orav FJ, O’Connell I), l.ebow JM. Brennan TA. Causes O f Death İn Homeless Adults İn Boston. Annals of internal Medicine. April 15.
1997: 126(8): 625-628.
15. Christoffel KK. Barlow B. Bell C. Dowd 1). God- bold LT. Ft Al. Adolescent Assault Victim Needs: A Review O f issues And A Model Protocol Pediatrics, November 1996: 98(5); 991-1001. 16. Uygur N, Geyran P. Türkcan S. Gençlerde
Homisidal Davranış. Düşünen Adam, 1994: 7< 1-2): 10-23.
17. Cansunar FN. Balcıoğlu İ. Psikopati Ve Suçluluk. 7. Ulusal Adli Tıp Günleri, Antalya 1-5 Kasım
1993: 297-305.
18. Gebertil VJ, Tıırco RN. Antisocial Personality Disorder, Sexual Sadism, Malignant Narcissism. And Serial Murder. Journal O f Forensic Science.
1997; 42( 1 )-. 49-60.
19. Kivara FP, Mueller BA, Somes G, Mendoza CT. Rushforth NB, Ft Al. Alcohol And Illicit Drug Abuse And Risk Of Violent Death İn The Home. JAMA, August 20. 1997: 278(7): 569-575.
20. Bailey JF, Kellermann AL, Somes GW, Bunion IG. Rivara FP, Rushforth NP. Risk Factors For Violent Death O f Women in The Home. Arch intern Med. April 14, 1997: 157: 777-782.
21. Arbuckle J, Olson L, Howard M, Ft Al. Safe At Home ? Domestic Violence And Other Homicides Among Women İn New Mexico. Annals O f Emer gency Medicine. February 1996, 27(2). 210-21 i. 22. Hiss J, Kahuna T, Kugel C. Beaten to Death : Why
Do They Die?. The Journal of Trauma: Injury. In fection and Critical Care, January 1996; t()( 1 ): 27-3().
P50
111. ADl.İ lill.İMl.liR KONGRF.Sİ