• Sonuç bulunamadı

4. ESERLERİ

4.1. Hadisle İlgili Eserleri

4.1.1. Câmiü’l-usûl fî ehâdîsi’r-Resûl

İbnü’l-Esîr, İmam mâlik’in Muvattâ’ı, Buhârî’nin Sahîh’i, Müslim’in Sahîh’i, Tirmizî, Ebû Dâvûd ve Nesâî’nin Sünen’leri olmak üzere altı hadis kitabında bulunan hadisleri bir araya toplamak amacıyla eserini telif etmiştir. Burada kütüb-i sitte içerisine İbn Mâce’nin Sünen’ini almamış, onun yerine Mâlik’in Muvattâ’ını almayı uygun görmüştür. İbnü’l-Esîr, Endülüslü hadis âlimi Rezîn b. Muâviye’nin kütüb-i sittede yer alan hadisleri bir araya topladığı el-Cem’ beyne’l-usûli’s-sitte adlı eserinden övgüyle söz etmiş ve ondan çok kez istifade etmiştir. Ancak onun tertibini uygun görmediğini açıklamış, ayrıca birçok hadisin esere alınmadığını, tekrarların oldukça fazla olduğunu ve Rezîn’in, kütüb-i sittede olmayan hadisleri de eserine aldığını ifade etmiştir. Bu

71 Şerefeddin Yaltkaya, İbn-i Esîrler ve Meşâhir-i Ulemâ, İstanbul, 1322, s. 35. 72 Sandıkçı ve Koçak, Câmiü’l-usûl Tercüme ve Şerhi, I, 43.

73

Ümeyme Reşîd Bedreddin, İbnü’l-Esîr el-muhaddis ve menhecühû fî kitâbi’n-Nihâye fî ğarîbi’l-hadîsi

ve’l-eser, Beyrut: Dârü’n-Nevâdir’l-Lübnâniyye, 2008, s. 85.

74 İbnü’l-Esîr’e ait eserler ve bunlar üzerine yapılan diğer çalışmalar hususunda ayrıntılı bilgi için bkz. Sandıkçı, “İbnü’l-Esîr Kardeşler”, s. 69-73.

20

sebeple İbnü’l-Esîr, Rezîn’in bu kitabını, asıl kaynakları esas alarak yeniden tertip etmek, asıl kaynaklarda geçmesine rağmen ihmal edilen hadisleri esere ilâve etmek, ayrıca hadislerdeki anlaşılmayan kelimeleri açıklamak gibi bazı ilâve özelliklerle yeni bir eser telif etmek istemiş ve bu eseri yazmıştır.75

İbnü’l-Esîr, Ebû Mes’ûd ed-Dımaşkî (ö. 401-1010-11), Ebû Bekr el-Berkânî (ö. 425/1034), Muhammed b. Fütûh el-Humeydî (ö. 488/1095) gibi kendisinden önceki birçok muhaddisin, Buhârî ve Müslim’in hadislerini bir araya toplayan eserler yazdığını, Rezîn b. Muâviye’nin ise kütüb-i sittede yer alan hadislerin tamamını bir araya topladığını, ancak bunların hiç birinde hadislerin izaha muhtaç yönlerinin açıklanmadığını ifade etmiştir. Bu sebeple eserini, daha önce örneği olmayan yeni bir takım özelliklerle donatmayı uygun görmüş, eserde yer alan hadislerin muhtevasında izaha muhtaç olan kelimelerin açıklanmasını da önemli bir vazife kabul etmiştir.76

Böylece kütüb-i sittede yer alan hadisleri tekrarlarından arındırmış, bu hadislerdeki garib kelimeleri açıklayarak hepsini tek bir kitapta toplamış ve bir ilki gerçekleştirmiştir. Nitekim bu eser hakkında övgüyle söz eden Yâkût el-Hamevî (ö. 626/1229), bu eserin bir benzerinin daha olmadığını ifade etmiştir.77

İbnü’l-Esîr, “Mebâdî, Makâsıd ve Havâtim” olmak üzere eserini üç ana bölüme ayırmıştır. Bunlardan birincisi olan “mebâdî” adlı bölümde, hadislerin tedvin ve tasnîfi, eserin telif sebepleri, eserdeki konuların tertibi ve hadis usulüne dair bazı konular hakkında özet bilgiler sunmuştur.78

Özellikle bu çalışmanın konusunu teşkil eden hadis usulüne dair bilgilerin yer aldığı bu mukaddime bölümü, İbnü’l-Esîr’in hadis usulü anlayışını tespit etme açısından önemli bilgiler ihtiva etmektedir.

İbnü’l-Esîr’in “makâsıd” olarak isimlendirdiği ikinci bölüm ise, hadislerin bablara göre tertip edildiği ana bölümden oluşmaktadır.79 İbnü’l-Esîr bu bölümde kütüb- i sittede yer alan hadisleri bir araya toplamış, sadece hadisi rivayet eden sahâbîyi zikrederek senedleri nakletmemiş, eğer sahâbeye ait bir sözü nakletmişse sadece ondan

75 İbnü’l-Esîr, Câmiü’l-usûl, I, 49-50. 76

İbnü’l-Esîr, Câmiü’l-usûl, I, 48-49.

77 Yâkût el-Hamevî, Mu’cemü’l-üdebâ, V, 271. 78 İbnü’l-Esîr, Câmiü’l-usûl, I, 35-205.

79

21

rivayet eden râvinin ismini zikretmekle yetinmiştir. Tâbiîn ve sonraki âlimlerin sözlerini ise nadiren eserine aldığını açıklamıştır. Eserde yer alan kitap adlarını alfabetik bir sıralamayla tertip etmiştir. Örneğin, “Kitâbü’l-İman ve’l-İslâm, Kitâbü’l-İ’tisâm,

Kitâbü’l-Esmâ ve’l-Künâ” gibi kitap isimlerini “elif” harfinde zikretmiştir. Bu başlıklar,

kelimelerin ilk harfleri esas alınarak sıralanmış, bu harflerin kelimenin aslından olması veya sonradan ilâve edilmesi arasında bir ayrıma gitmemiştir. Böylece her kitap başlığının herkes tarafından kolayca bulunabilmesi sağlanmış, eserden istifade kolaylaşmıştır. İbnü’l-Esîr, zikrettiği her hadisin baş tarafında, o hadisin kütüb-i sitte içerisinde hangi eserlerde zikredildiğini belirtmiş ve bunu bazı kısaltmalarla açıklamıştır. Kullanılan bu rumuzlar Buhârî, Müslim, Mâlik, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî için (س ،د ،ت ،ط ،م ،خ) şeklindedir. Eserin bu bölümünde yer alan bir diğer önemli özellik ise, hadis metinlerinde geçen ve anlaşılması zor olan kelimelerin açıklanmasıdır. İbnü’l-Esîr, sadece ilim ehlinin anlayabileceği şekilde kısaca değil, ilim ehli olmayan sıradan kişilerin de anlayabileceği ayrıntılı açıklamalara yer vermiştir. İzaha muhtaç olan bu kelimelerin mânalarını açıklarken birçok sözlükten ve garîbü’l-hadîs kaynaklarından istifade ettiğini, ayrıca fıkıh ve hadis kitaplarından da yararlandığını belirterek, bunlara eserinde işaret etmiştir.80

Üçüncü bölüm ise “havâtim” olarak isimlendirilmiştir. Bu bölüm üç fasıldan oluşmaktadır. Birinci fasılda, herhangi bir babta değerlendilmesi mümkün olmayan ve birden çok mânaya tekabül eden hadislere ulaşmak maksadıyla, bir nevi fihrist oluşturulmuştur. İbnü’l-Esîr, eserde zikredilen bazı hadislerin birden fazla mânaya geldiğini ve bu sebeple bulunduğu yere uygun düşmediğini belirtmiştir. Dolayısıyla başlığa tam mânasıyla uygun düşmeyen söz konusu hadisleri bulmak zorlaşmıştır. İbnü’l-Esîr bu problemi çözmek amacıyla, bu türden olan hadislerin içerisinden bazı kelimeleri ve mânaları çıkararak, eserin “havâtim” adlı bölümünde toplamış ve bunların eserin neresinde ve hangi başlık altında geçtiğini göstermiştir. Böylece bir hadisin, kitapta nerede geçtiğini bulamayan bir kişi, hadise dair hatırladığı kelimeleri bu son kısımda bulur ve orada işaret edilen yere müracaat ederek hadise ulaşır. İbnü’l-Esîr, bu bölümün ikinci faslında, kitapta ismi geçen râvilerin biyografileri hakkındaki bilgileri

80

22

toplamış, böylece ricâle dair bilgilere kolay bir şekilde ulaşılmasına imkân tanımıştır. Üçüncü bölümün son faslında ise, eserin fihristi yer almaktadır.81

Câmiü’l-Usûl’ün üç adet baskısı bulunmaktadır. Bunlardan ilki Abdülmecid

Selîm ve Muhammed Hâmid el-Fıkî tarafından 1949 yılında 12 cilt olarak Mısır’da, ikincisi Abdülkadir el-Arnaût’un tahkikiyle 1969-1974 yıllarında 17 cilt olarak Şam’da, üçüncü baskısı ise Eymen Sâlih Şa’ban’ın tahkikiyle 1997 yılında 15 cilt halinde Şam’da yapıldığı bilinmektedir.82

Bu çalışmamızda ise, Abdülkadir el-Arnaût’un baskısı esas alınmıştır.

Câmiü’l-usül üzerinde yapılan modern çalışmalar da bulunmaktadır. Ahmed

Halîl Abdü’l-Âl tarafından 1991 yılında Ezher Üniversitesinde “İbnü’l-Esîr ve

cühûdühû fî kitâbihi Câmiü’l-usûl fî ehâadîsi’r-Resûl” adlı yüksek lisans çalışması

yapılmıştır. Ayrıca Abdülkadir el-Arnaût’un tahkiki esas alınarak Kemal Sandıkçı ve Muhsin Koçak tarafından eserde yer alan hadisler şerh edilmiş ve eksik olan bazı ricâle dair biyografiler eklenerek kitap Türkçeye tercüme edilmiştir.83