• Sonuç bulunamadı

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi

1.8. Çocuk Hakları İle İlgili Yasal Düzenlemeler

1.8.7. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi

1959 yılından itibaren çocuk hakları konusunda ülkelerin üzerlerine düşen görev ve sorumlulukların Çocuk Hakları Beyannamesi içeriğine göre istenilen düzeyde olmadığını belirten Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, bu aşamadan sonra çocuk hakları konusunda, uluslararası alanda sözleşmeye taraf olan bütün ülkelerin bağlayıcılığını artıracak yeni bir sözleşmeye ihtiyaç duymuştur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1989 yılı Kasım ayında çocuk haklarının uluslararası bir anlaşmayla bağlayıcı niteliğe sahip yasal bir belge haline gelmesini ve onaylayıcı ülkelerin çocuklara yönelik tutum ve davranışları konusunda belirli standartlar saptanmasını amaçlamıştır (Akarslan, 1998).

Çocuklar adına hazırlanmış olan bu sözleşme 1979-1989 yılları arasında uzun yıllar süren ayrıntılı çalışmaların sonucunda hazırlanmıştır. Bu kadar uzun süre yapılan çalışmalar 1989 yılında kurul tarafından kabul gömüş, 1990 yılında ise en az kabul şartı olan 20 ülkenin imzasıyla uluslararası anlamda hukukta kendine yer bulmuştur. Bu kadar uzun süren çalışmaların kısa sürede üye ülke devletlerine onay durumuna getirilmesi çocuk özelinde bu sözleşmenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir (Müftü, 2001). Doğumdan yetişkinliğinin sonuna kadar olan yaş aralıkları ile ilgili çocukluğun tüm evrelerini ayrıntılı bir şekilde inceleyen bu sözleşme, daha önce yapılmış sözleşmelerin kâğıt üzerinde kalma durumunun da büyük ölçüde önüne geçerek taraf ülkelere bağlayıcılık getirmiştir (Musayeva, 2013: 30).

Sözleşme çocuklarla ilgili, çocuk yararı, kavramına dayanarak bakım ve gelişim ihtiyaçlarının, öncelikli olarak aileler tarafından karşılanması, görüşünü ortaya koymuştur. Taraf devletler ise, çocuğun içinde bulunduğu durumda eğer ailelerin çocukları adına yeterli yaşam standartlarını sağlayamaması söz konusu ise, maddi ve manevi her türlü desteğin, tedbirin alınmasında rol sahibi olduklarını

belirtmiştir (Yolcuoğlu, 2009: 5). Türkiye ise sözleşmeye taraf üye ülkelere imzaya açıldığı aynı yıl 1990’da sözleşmeye taraf olurken 1994 yılında da Çocuk Hakları Sözleşmesi meclisten yasalaşarak yürürlüğe girmiştir (Fazlıoğlu, 2007: 25).

Sözleşme önsöz ve üç bölümden meydana gelmektedir. Önsöz içerisinde, Birleşmiş Milletlerin temel ilkeleri ile insan hakları sözleşmesinin bazı maddelerine vurgu ve hatırlatma yapılmıştır. Sözleşme aynı zamanda çocuğu özel alan kavramından çıkararak kamusal alan bünyesinde değerlendirmiş, çocuğu kişilerin tasarrufuna bırakmak istememiştir (Acar ve Duyan, 2012: 402).

Sözleşmenin birinci bölümünde çocukların geleceğe sağlam adımlarla ulaşabilmeleri adına her birey gibi uygun şartlarda yaşatılması, geliştirilmesi, korunaklı ortamlarda büyümeleri ve katılım kavramının çocuklar adına da birçok şey ifade ettiği vurgulanmaktadır. Ayrıca bu şartların devletler aracılığıyla bünyesinde yaşayan çocuklara sağlanması durumu incelenmektedir. İkinci ve üçüncü bölümlerde ise, belirtilen hakların çocuklara nasıl ve ne şekilde verilebileceği, taraf devletlerin çocuklara hakları yansıtmada izlenmesi gereken yöntem ve kuralların ayrıntılarına değinilmiştir (Akyüz, 2001).

Çocuk kavramı, sözleşmenin en önemli maddesi olacak şekilde 1. maddede kendine yer bulmuştur. Bu madde 18 yaşına kadar her insan çocuktur, anlayışını kabul etmektedir. Diğer maddeler ve genel anlamda sözleşme, çocuğun tüm alanlarda haklarını incelemiş ve hangi haklarının olduğunu ayrıntısıyla açıklamıştır (Gürkaynak, 1998). En önemlilerden kısaca bahsetmek gerekirse çocuğun yararına göre hareket etme ilkesi, ayrımcılığa maruz kalmaması, gelişimin hem aileler hem de devlet tarafından güvencede tutulması, vatandaş olarak kabul görme, isim alma hakkı, aileden ayrı bırakılmama şartı, düşünce ve fikir özgürlüğü, eğitim öğretimden mahrum bırakılmama, sosyal, kültürel haklardan yararlanma v.b birçok madde kapsamında ele alınmıştır (Cılga, 2001).

Sözleşme maddeleri:

Üç bölümden oluşan Çocuk Hakları Sözleşmesinin birinci bölümünde yer alan ve doğrudan çocuğu ilgilendiren maddeleri genel konu içerikleri şu şekildedir: (UNICEF, 2018).

 18 yaşından küçük her birey çocuktur.

 Her türlü ayrımcılığa karşı çocuğun korunması.  Yarar konusunda çocuğun ilk sırayı alması.

 Kültürel ekonomik ve sosyal alanda çocuk hakların tanınması.  Anne-babanın çocuklarına karşı yapması gereken sorumlulukları.  Çocuğu maddi ve manevi anlamda geliştirme ve koruma hakkı.  Çocuğun ait olma, kimliğinin korunması hakkı.

 Çocuğun vatandaşlık ve isim edinme hakkı.

 Çocuğun aile yapısının, aileye ait olma hakkının korunması.  Çocuğun ailesiyle beraber yaşama hakkı.

 Aile düzeninin, birlik ve beraberliğin korunması.  Görüşlerini bildirebilecek şartların oluşturulması.  Çocuğun özgürce görüşlerini söyleyebilme hakkı.  Fikirlerini söyleme, din ve vicdan özgürlüğü hakkı.

 Derneklerde bulunma ve düşüncelerini barış içerisinde aktarma.  Özel yaşamın gizliliği ve korunması hakkı.

 Çocuğun bilgilere ulaşma ve bilgi edinme hakkı.  Çocuğun aile içinde değişim ve gelişimin sağlanması.

 Çocuğun aile içerisinde sömürülmeme ve bu duruma karşı tedbirlerin alınması.

 Devlet tarafından uygun ortamlarda yerleşme ve yaşama hakkı.

 Çocuğun evlat edinilmesi durumunda haklarının devlet güvencesinde olması ve korunması.

 Engelli çocukların korunma hakkı.

 Sağlık hizmetlerinden yararlanma ve tedavi haklarının korunması.  Maddi ve manevi ihtiyacı dolayısıyla bakımda olan çocuğun korunması.  Çocuk yararı ilkesi gereği ailenin çocuk gelişimi adına desteklenmesi.  Sosyal güvenlik hakkı.

 Eğitim şartlarından yararlanma ve uygun mesleki alanlara yönlendirilme hakkı.

 Eğitimden mahrum kalmama ve fırsat eşitliğinden yararlanma hakkı.  Yaşadığı ülkede kendi anadilinde eğitim hakkı.

 Kültürel etkinliklerden faydalanma ve boş zamanlarında katılma hakkı.  Çocuğun ekonomik bir kaynak olarak görülmemesi ve sömürüye karşı

korunması.

 Çocuğun zararlı alışkanlıklardan karşı korunması.

 Çocuğun cinsel sömürüye karşı korunması ve tedbirlerin alınması.  Ekonomik ve cinsel sömürüye karşı korunması.

 Çocuğun her alanda ve anlamda sömürüye karşı korunması.

 Çocuğun her türlü ihmal durumuna ve istismara uğramasına karşı korunması.

 Çocuğun savaştan ve savaş şartlarında korunması.

 İstismara uğramış çocuğun sağlıklı ortama ve sağlığına ulaştırılması hakkı.  Çocuğun yasalar bünyesinde korunaklı hale getirilmesi.

1.8.7.1. Çocuk Hakları Konusunda Eksiklik Görülen Alanlarla İlgili Birleşmiş Milletler Ek Kurallar ve Protokoller

Çocuk hakları sözleşmesi, aldığı kararlar ve uygulama yöntemleri ile birçok alanda çocuk adına eksikliği gidermiştir. Aradan geçen sürede oluşan çocuk adına

eksiklikler sebebiyle ek protokoller ve kurallar uygulanma ihtiyacı hissedilmiştir. Bu sebeple 2000 yılında ek protokoller ve kurallar uygulamaya geçmiştir (ÇHS Çocukların Satılmaları, Çocuk Fuhşu Ve Pornografisi Konusundaki İsteğe Bağlı Protokol, 2000).

1.8.7.1.1. Pekin-Beijing İlkeleri

Birleşmiş Milletler tarafından, yargılama usulleri ve çocukların adil ve adalet içersinde yetişmeleri adına 1985 yılında düzenlenmiştir. Yargılamada asgari standartları ortaya koyması ve bağlayıcı hükümler olması adına önemli bir belge olarak nitelendirilmektedir (Humanrightscenter, 2018).

1.8.7.1.2. Riyad İlkeleri

Çocukların toplum içerisinde, yaşanması muhtemel suçlara ve karışmış oldukları suçlarla ilgili önleme çalışmaları Birleşmiş Milletler tarafından 1990 yılında alınmış olan Riyad ilkeleri ile düzenlenmiştir. Özellikle aileye düşen görevlerin belirlenmesi ve çocukların korunmaya muhtaç olduğunun ailelere kurallar olarak belirtilmesi çok önem arz etmektedir (Humanrightscenter, 2018).

1.8.7.1.3. Havana İlkeleri

Pekin ve Riyad ilkeleri çocuklar adına birçok hak verirken diğer yandan da koruma hakkı tanımaktadır. Önleme kurallarının yeterli olmadığı dönemlerde çocuklar suça karışabilmekte ve özgürlüğü kısıtlanabilmektedir. Özgürlüğün kısıtlanması çocuklar için yetişkinlerden farklı durumları içermesi düşüncesiyle 1990 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ek kurallar ortaya konmuştur.Genel anlamda özgürlüğünden mahrum kalmış çocukların sosyal,kültürel,kişisel haklarını tamamen kısıtlanamayacağından bu özgürlüklerin kurallara bağlanması gereği ortaya çıkmıştır (Humanrightscenter, 2018).

1.8.7.2. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne Ek Protokoller

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi maddeleri gereği, çalışmalarını ve çocukların zarar görmemesi adına çalışmalar yürütmektedir. Aldığı kararları ve

sözleşme maddelerinin dönem dönem güncellenmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu sebple ek protokoller uygulanmaya başlamıştır

1.8.7.2.1. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocuk Satışı, Çocuk Fahişeliği ve Çocuk Pornografisi İle İlgili İhtiyari Protokol

Protokol, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 25 Mayıs 2000 tarih ve A/RES/54/263 sayılı kararıyla kabul edilmiş ve imzaya açılmıştır. 14. madde uyarınca, 18 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye ise Protokol’ü 8 Eylül 2000 tarihinde imzalamıştır. Protokol, Türkiye bakımından 19 Eylül 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye, Protokol’ün hükümlerini yalnızca tanıdığı ve diplomatik ilişki kurduğu taraf devletlere karşı uygulayacağını beyan etmiştir (Humanrightscenter, 2018).

1.8.7.2.2. Çocukların Silahlı Çatışmalara Dâhil Olmaları Konusundaki İhtiyari Protokol

Protokol Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 25 Mayıs 2000 tarih ve A/RES/54/263 sayılı kararıyla kabul edilerek imzaya ve onay açılmıştır. 10. madde kapsamında, 12 Şubat 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye, Protokol’ü 8 Eylül 2000 tarihinde imzalamıştır. Protokol, Türkiye bakımından 4 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye, Protokol’ün hükümlerini yalnızca tanıdığı ve diplomatik ilişki kurduğu devletlere karşı uygulayacağını beyan etmiştir. (Humanrightscenter, 2018).