• Sonuç bulunamadı

Çocuk Oyun Alanlarının Sınıflandırılması

1.5. Oyun Kavramı ve Çocuk Gelişimine Katkısı

1.5.3. Çocuk Oyun Alanlarının Sınıflandırılması

Çocuğun, oyun alanlarında bulunma amacı ihtiyaçlarını karşılamak ve güzel zaman geçirmektir. Bu yüzden oyun alanının tasarlanmasının yanında çocuğun her anlamda iyi tanınması ve çocuğun içinde bulunduğu zihinsel ve fiziksel ihtiyaca uygun ortamlar sunulması önem taşımaktadır. Bu sebeple çocuğun gelişim özelliklerine bakmak yerinde olacaktır (Acar, 2017: 3).

Çocuk için çevrenin, mahallenin, caddenin, sokağın anlamı çok fazladır. Hayal dünyasının kapıları açıldığında çocuk kendini dış ortamla iç içe bulur. Aradığı hayal ettiği her şey artık kendine oyun alanı ilan ettiği her yerdir. Tabi ki bu çocuğun hayal ettiği ve gördüğüdür. Yetişkinler ise durumu çocuklardan farklı görmektedir. Yetişkinler çocuğun dış dünyaya sokak aracılığıyla açılmasının çocuk üzerinde baskılar meydana gelebileceğini, dış etmenlerin fiziksel ve psikolojik zararları olabileceğini düşünmektedir. Bu yüzden sokak oyun alanıdır kavramı, geçmişten günümüze değişiklik göstererek çocukların bir arada olduğu oyun alanları çocuğa daha ait mekânlar olabilmiştir. Bu konuda hem ebeveynler hem de çocuklar daha rahat hissetmektedir (Çetin, 2003: 14).

1.5.3.1. 0-3 Yaş Arasındaki Çocuklar İçin Oyun Alanları

Çocuğun yaş aralığı itibariyle çok fazla geniş alanlara ihtiyaç duymadığı bir dönemdir. Bu yüzden 10 metrekarelik alan ve fazlası olabilen oyun alanlarıdır. Çocuğun hareket kabiliyetinin çok fazla olmaması, aile çevresinden uzaklaşıp kendi ihtiyaçlarını karşılayamamasından dolayı, bu dönem yakın çevre oyun alanlarını kullanmaktadır (Uluğ, 2007) . Bu dönemde çocuk bulunduğu ortamdan ziyade temel hareket becerilerini yapmada isteklidir. Temel basit hareketleri oyuna çevirir ve bu durumdan zevk alır (Acar, 2017: 5).

1.5.3.2. 4-7 Yaş Arasındaki Çocuklar İçin Oyun Alanları

Bu dönem aralığındaki çocuklar hareketli evre içerisindedir ve 0-3 yaş grubu oyun alanlarının büyüklüğü bu yaş grubu için yeterli gelmemektedir. 400 metrekare veya daha büyük oyun alanları bu yaş grubu için uygun büyüklükte olabilmektedir. Bu büyüklük çocuğun bulunduğu bölgede yaşayan çocuk sayısına ve çocuk oyun alanının kullanımına göre değişkenlik gösterebilmektedir. Burada önemli olan çocuğun oyun alanında kendini iyi hissedebilmesidir (Acar, 2003).

1.5.3.3. 8-15 Yaş Arasındaki Çocuklar İçin Oyun Alanları

Yaş aralığı düşünüldüğünde, oyun alanı spor faaliyetlerinin yapılabilmesine imkân sunan bir yapıda olması ideal olandır. 0-3 ve 4-7 yaş grubu oyun alanlarından daha kapasiteli ve daha geniş alanları içine almaktadır. 500 metrekareden 4000 metrekareye kadar olabilen oyun alanı çok fazla sayıda çocuğun zaman geçirmesine imkân sunması beklenmektedir ( Acar, 2003).

1.5.4. Çocuk Oyun Alanlarının Dizayn Edilmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Oyun alanlarını oluşturmada fiziksel yapının çocuğun eğlenceli vakit geçirmesinde etkisi büyüktür. Çocuk koşmak, yuvarlanmak, zıplamak, tırmanmak ister. Bunları yaparken doğal, engebeli alanların kullanılması çocuğun birçok isteğine cevap verecektir ve yapay oluşumdan da uzak durmuş olacaktır (Koçyiğit, 1996).

Oyun, çocuğa hiç kimsenin öğretemeyeceği konuları, çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir. Oyun, sonucu düşünülmeden, eğlenmek amacıyla yapılan hareketlerdir. Oyun, işin karşıtı olarak düşünülmektedir. Çünkü işte belirli bir sonuç söz konusudur (Bal, 2005: 12). Erişkinler gözüyle oyun, çocuğun eğlenmesine, oyalanmasına yarayan amaçsız bir uğraş, işi olmayan ya da dinlenmek isteyen kişi oyun oynar gibi görülse de gerçek öyle değildir. Başka bir deyişle, oyunu işin karşıtı olarak görürüz. Oyun, çocuk için baş uğraştır ve en önemli işidir (Yörükoğlu, 2002).

Oyun çocuğun gelişmesinde belirli yönlerden katkılar sağlar bunlar: fiziksel, psikomotor, duygusal, sosyal, zihinsel ve dil gelişimi olarak sıralanabilmektedir. Fiziksel olarak gelişimde çocuk kas yapısında sağlıklı yapının korunmasına, hücrelerin yenilenmesine, iskelet sisteminin yapısını korumasına, boy uzamasına, kilo kontrolü gibi vücudun genel düzenini kontrol eder. Psiko-Motor yapıdaki değişiklikler ise kendini büyük kas gruplarının beyin ile birlikte koordine çalışmasına olanak tanır. Bu çocuk için çevreye ve hayata uyum sağlamada önemli bir etkendir. Duygusal gelişim açısından incelendiğinde ise çocuk içinde bulunduğu ruh halini yansıtabildiği en önemli yer olarak oyunu görür. Çocuğun endişelerini giderdiği, üzerindeki baskıları azalttığı, güdülerini kontrol edebildiği bir yer haline gelmektedir. Sosyal anlamda ise çocuk kendinden başka kişilerin de görüşlerine düşüncelerine saygı duyması gerektiğini öğrenir. İnsanları olduğu gibi kabullenmeyi, yanlışları çekinmeden söyleyebilmeyi, kendini başka kişilere ifade edebilmeyi öğrenir. Kendini tanır, tanıtır ve toplumun bir ferdi haline gelirler. Zihinsel anlamda çocuk kendini zorlayan her şey ile mücadeleye giren bir yapıdadır. Problemleri anlama kendine göre çözümler üretme, analiz yapma durumu içerisinde olur. Belirtilen alanlarda kendini bulan çocuk ister istemez çevresiyle bir bağ kuracaktık, etrafında olup bitenleri görecek ve iletişime geçecektir, Bu sayede de dil becerilerini geliştirmiş olacaktır (Bal, 2005: 15).

Çocuklar, oyun alanları sayesinde birçok bireysel ve sosyal alanını geliştirmektedir. Bu gelişimi sağlayacak ve oluşturacak maddeleri genel hatlarıyla inceleyecek olursak:

 Çocuk oyun alanlarının güvenilir ortam olarak tabir edebileceğimiz okula bitişik veya okul çevresinde olması çocuğa güven ve özgüven kazandırmak açısından önemlidir. Oyun alanının çocuklar açısından en önemli karşılığı güvendir. Oyun alanının taşıt yolu ile kesişmemesi, araç giriş çıkışının olmaması veya kontrollü olması gerekir (Tekkaya,2001). Ayrıca oyun alanının oluşturulacağı alan, çocuğun izlenmesine fırsat sağlayan, yaşadığı eve yakın olması gerekmektedir (Savaş 1994).

Sorkun (1996)’a ya göre oyunun çocuk üzerinde etkileri:

 Çocukların ilgisini çeken renkler ahenk içerisinde oyun alanlarına yansıtılmalıdır.

 Çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve diğer alanlarda geliştirebileceği bir yapı görünümünde olmalıdır.

 Çocuk oyun alanlarını kullanmada duyduğu ihtiyacın karşılığını görebilecek imkânlar bulabilmelidir.

 Oyun alanları sanayi bölgelerinden uzakta, temiz hava şartlarının sağlandığı, bitki örtüsünün çocuğu rahatlatacak bir bölgede kurulmasına dikkat edilmelidir.

Çay (2006)’a ya göre oyunun çocuk üzerinde etkileri:

 Oyun alanı seçimi ile o alana uygun ekipmanlar birbirini çocuk yararı adına tamamlamalıdır.

 Değişebilen meteorolojik hava olayları düşünülerek dört mevsim özelliğe sahip olmalıdır.

 Yaşına uygun büyüklük ve amaca uygun standartlar sağlanmalıdır.

 Birçok çocuğun kullanacağı düşünülerek kaliteli malzemeler kullanılmalıdır.

 Kendini oyun alanında korunaklı ve yabancılık çekmeyecek şekilde hissetmelidir.

 İlerleyen dönemlerde oyun alanlarının yerinin değişebilmesi ihtimaline karşın portatif özelliklere sahip olmalıdır.

 Oyun alanı sadece vakit geçirilebilecek bir alan olarak düşünülmemeli, kişilik ve davranış kazanmada diğer çocuklarla paylaşım yeri olduğu dikkate alınmalıdır.

 Bulunduğu alanda ve alanlarda kendini kısıtlanmış hissetmemelidir.

 Oyun alanının kurulacağı alan, çocuğu ilgilendiren tüm alanlarda uzman kişilerin görüşleriyle ileriyi düşünerek planlanmalıdır.

 Teknolojik gelişeler düşünülerek ilerde meydana gelecek yeniliklere entegre olabilecek yeni sistemlere sahip olmalıdır.

Tekkaya (2001)’ya göre oyunun çocuk üzerinde etkileri:

 Oyun alanı tasarımı oyunların oynanmasında daha aktif veya az aktif olma durumuna göre sınıflandırılmalıdır. Gereği olarak sessiz bir ortamda oynanan oyunun, oyun alanı içerisinde merkezi noktaya alınması gerekmektedir.

 Oyun alanlarında renklendirme çalışmaları tüm farklılıkları ve bireysel özellikleri düşünerek oluşturulmalıdır. Her çocuğun bulunduğu ortamdan sağlıklı gelişimler elde etmesi için ortamı içselleştirmesinin önemi büyüktür.

 Çocuk oyun alanlarında hareket etmenin kolay olması çocuğun kendini karmaşık bir yapının içinde hissetmemesi için önemlidir.

 Taşıtların çocukların oyun alanlarına doğrudan, fiziksel ve bilişsel zarar verecek şekilde yakın olamamasına dikkat edilmelidir.

Savaş (1994)’a göre oyunun çocuk üzerinde etkileri:

 Büyümenin en önemli kısmı dünyayı deneyimleme olanağına sahip olmak, değiştirmek, bu değişimlerin sonuçlarını görmek ve tüm bu deneyimden öğrenmektir. Çocukların çevrelerini değiştirebilmeye gereksinimleri vardır.

Bu nedenle oyun alanlarında kum, çakıl gibi malzemelerle çocuğa yeni tasarımlar kurabilmesi için malzeme ve mekân sağlanmalıdır.

 Su, güçlü bir mekân kurucu ve çocuk için önemli bir aktivitedir. Su her yaş çocuğu için bir oyun aracıdır. Suyun bir oyun aracı olduğu çocuk oyun alanları artırılmalıdır.

 Çocuğa keşfetme, gözlem yapma, problem çözme, deneme-yanılma üzerinden gelişme ve öğrenme fırsatları verilmelidir. Çocuklar yeni becerileri test edebilmelidir

 Oyun mekânına ulaşabilmek için okul öncesi çocuklar trafikte yoldan geçmemelidirler. Araç sirkülâsyonu ile kesiştiği takdirde oyun alanlarına girişi tehlikeli olabilir. Oyun alanları yoğun trafikten uzak olmalıdır.

 Çocuklar oyun mekânında kendilerini güvende hissetmek isterler. Bir araştırmaya göre evden görülebilen oyun alanları yüksek kullanım oranına sahiptir.

 Çocuk sayısı ve alan genişliğinin uyumu korunmalıdır. Her oyun alanı tasarımında farklı yaş gruplarının özellikleri ve sayısı dikkate alınarak tasarım yapılmalıdır.