• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM

SONUÇ VE ÖNERĠLER

5.1.1 Birinci Alt Probleme ĠliĢkin Sonuçlar

AraĢtırmanın birinci alt problemi: “Öğretmenlerin sınıf içindeki rollerine iliĢkin görüĢleri nelerdir?” Ģeklinde belirlenmiĢtir. Bu alt probleme iliĢkin olarak öğretmenlere uygulanan anket ve görüĢme formundan elde edilen sonuçlar Ģu Ģekildedir:

AraĢtırmaya katılan öğretmenler sınıf içindeki rollerini en çok “rehber”, “yönlendirici” ve “yol gösterici” olarak tanımlamakta; öğrenme sürecinde ise çoğunlukla “rehber” rolünü gerçekleĢtirdiklerini belirtmektedirler. Bu sonuçlardan hareketle öğretmenlerin geleneksel “bilgi yükleyen” rolünden uzaklaĢtıkları, 2005 ilköğretim programlarında ifade edilen “rehber” rolünü benimsedikleri düĢünülmektedir.

Öğretmenlerin öğrencileri tanımaya yönelik rollerine iliĢkin sonuçlar:

AraĢtırmaya katılan öğretmenler öğrencileri tanımaya yönelik olarak; çoğunlukla öğrenci davranıĢlarını gözlemlemekte, aileden öğrenci hakkında bilgi almakta ve öğrencilere envanter uygulamaktadırlar.

2005 Ġlköğretim programlarına göre öğretmen, öğrencilerin geliĢmiĢ zeka alanlarını tanıyarak onların öğrenmelerini bu zeka alanlarına uygun yollarla sağlamalı ve onlara yardımcı olmalıdır. Öğrencilerin zeka alanlarının tanınması için de; öğrencilerin gözlenmesi, onlara ait ürünlerin toplanması ve okul kayıtlarının incelenmesi, öğrencilere çoklu zeka envanterlerinin uygulanması, aileden öğrenci hakkında bilgi alınması gerekmektedir. Öğretmenlerin

ifadelerine bakıldığında öğrencilerin farklı zeka alanlarını belirlemeye yönelik yeterli çalıĢmanın yapılmadığı görülmektedir. Bu durum öğretmenin, öğrenciyi tanıma tekniklerini uygulama konusunda bilgilendirilmemesine bağlanabilir. Öğrencilerin zeka alanlarını, yeteneklerini, ilgi ve ihtiyaçlarını belirlemeye yönelik olarak öğretmen, okul idaresi ve rehberlik servisinin iĢbirliği halinde olması gerektiği düĢünülmektedir.

Öğretmenlerin öğrenme ortamını hazırlama ve süreci yönlendirme rollerine iliĢkin sonuçlar:

AraĢtırmaya katılan öğretmenler öğrenme ortamını hazırlama ve süreci yönlendirmeye yönelik olarak;

Derse girmeden önce kılavuz kitabı inceleyip, konuyla ilgili ön araĢtırma yapmakta ve derste kullanılmak üzere materyal hazırlamaktadırlar.

Derse baĢlarken öğrencinin konuya ilgisini çekmek için çoğunlukla ön bilgiyi yoklayıcı soru sormakta, bunun yanında güncel yaĢamdan örnekler vermekte; konuyla ilgili anı, fıkra yada masal anlatarak derse giriĢ yapmaktadırlar. Bazen canlandırma yaparak, bazen Ģarkı söyleyerek, bazen de oyun oynayarak öğrenciyi derse motive etmektedirler.

Öğretim sürecinde öğrencinin derse aktif katılımını sağlamakta, etkinliklerle öğretimi zenginleĢtirmekte, sorular sorarak öğrencinin bilgiyi yapılandırmasına yardım etmektedirler.

Ders sırasında çoğunlukla soru-cevap, anlatım yönteminden faydalanmakta; bunun yanında drama ve beyin fırtınası tekniklerini kullanmaktadırlar.

Öğretim sürecinde teknolojiden daha çok konuyla ilgili slayt gösterimi boyutunda faydalanmakta, bunun yanında eğitici filmler izlettirmektedirler. 2005 Ġlköğretim programlarının çatısını oluĢturan yapılandırmacı yaklaĢıma göre öğretmen; yazılı ve sözlü planlarla derse hazırlıklı olur ve süreç içerisinde bireyin ilgi ve ihtiyaçlarına öncelik verir. Öğrenme ortamında gerçek bilgileri ve güncel kaynakları kullanır, çağdaĢ geliĢmeleri takip eder ve sınıfa getirir. Derse baĢlarken öğrencinin yapılandırmacı bir Ģekilde düĢünmesi için harekete geçirici sorular sorar. Ders sırasında öğrencilerin düĢünme becerilerinin geliĢtirilmesine

fırsat verir. Sınıf ortamına öğrencilerin günlük yaĢantılarından örnekler getirir. Dersi etkinliklerle zenginleĢtirir ve öğrencileri aktif kılar. Öğrencilerin bilgiyi anlamlandırabilmesi için çeĢitli öğretim yöntem ve tekniklerini kullanır. AraĢtırma, gezi-gözlem faaliyetlerine yer verir. Öğrenciler için zengin öğrenme yaĢantıları oluĢturmak adına teknolojinin imkanlarından faydalanır. AraĢtırma sonuçlarına bakıldığında, öğretmenlerin öğrenme ortamını hazırlama ve süreci yönlendirme rollerini genel anlamda gerçekleĢtirdikleri fakat sınıf içinde bireysel farklılıklara her zaman dikkat etmedikleri, öğretme-öğrenme sürecinde çeĢitli yöntem ve teknikleri her zaman kullanmadıkları, gezi-gözlem-inceleme faaliyetlerine fazla yer vermedikleri, teknolojiden ise okulun imkanları doğrultusunda faydalandıkları görülmektedir.

Öğretmenlerin öğrencilerle iletiĢim rollerine iliĢkin sonuçlar:

AraĢtırmaya katılan öğretmenler; öğrenci-öğretmen ve öğrenci-öğrenci arasında etkili iletiĢim sağlamaya çalıĢmakta; bunun için öğrencileri cesaretlendirmekte, onlara karĢı açık ve samimi davranmaktadırlar. Öğrencilerin birbiriyle iletiĢim kurabilmesi için ise onları ekip çalıĢmasına yönlendirmektedirler.

2005 Ġlköğretim programlarına göre öğrencilerin yeteneklerini geliĢtirebilmek, bilgiyi yapılandırmasını sağlayabilmek amacıyla öğrenme sürecinde özel bir iletiĢim biçiminin benimsenmesi gerekmektedir. Bu iletiĢim biçiminde öğrenci, kendini rahatlıkla ifade edebilmesi için cesaretlendirilmekte; öğretmeni ve diğer arkadaĢları ile sürekli diyaloga girmesi için desteklenmektedir. Bu sonuçlardan

hareketle öğretmenlerin öğrencilerle iletiĢime yönelik rollerini

gerçekleĢtirdikleri düĢünülmektedir.

Öğretmenlerin sınıf yönetimi rollerine iliĢkin sonuçlar:

AraĢtırmaya katılan öğretmenler sınıf yönetimine yönelik olarak;

Dersi amacına uygun ve güvenli bir Ģekilde sürdürmekte, öğrencilere davranıĢlarına iliĢkin dönüt vermektedirler.

Denetimin sağlanması için öğrencilerin birbirini denetlemesini sağlamakta, öğrencide öz denetim mekanizmasını geliĢtirmekte, sınıf içinde sabırlı ve hoĢgörülü davranmaktadırlar.

Sınıf içindeki genel düzenin oluĢturulmasında kararları öğrenci ile birlikte almakta ve öğrenciye görevler vermektedirler.

Sınıf içinde öğrencilerin rahat oldukları, kendilerini özgürce ifade edebildikleri, her öğrenciye söz hakkının verildiği sıcak ve samimi bir atmosfer oluĢturmaktadırlar.

Her zaman dinleyen rolünde olmayıp yeri geldikçe konuĢmayı tercih etmekte; zaman zaman otoriter role geri dönmektedirler.

Öğretme-öğrenme sürecinde yerine göre ödül ve ceza yöntemlerine baĢvurmaktadırlar.

2005 Ġlköğretim programlarının çatısını oluĢturan yapılandırmacı yaklaĢımda öğretmen sınıf içinde otorite değil, gözlemcidir. Sınıf yönetimi emir verme ya da zor kullanma ile yapılmaz. Öğretim sürecinde ceza ve ödül yoktur. Öğrencinin kendi çabasıyla bilgiyi yapılandırdığında yaĢadığı sevinç onun için ödül olarak kabul edilir. Yapılandırmacı yaklaĢımda sınıf düzeninin nasıl olacağına ise öğretmen ve öğrenci birlikte karar verir. Öğretmen, öğrencilerin sorumluluk duygusunu geliĢtirmek için onlara görevler verir. Yapılandırmacı anlayıĢın hakim olduğu sınıfta herkes kendini rahat ve güvende hisseder. AraĢtırma sonuçlarına bakıldığında; öğretmenlerin sınıf içinde oluĢturulan atmosferde ve düzenin sağlanmasında ilköğretim programlarının gerektirdiği rolleri gerçekleĢtirdikleri düĢünülmektedir. Sınıfta denetimin sağlanmasına yönelik rolleri ise her zaman gerçekleĢtiremedikleri; sınıf içinde sabırlı ve hoĢgörülü davranmalarına rağmen denetimde zor anlar yaĢadıkları bu nedenle zaman zaman otoriter role döndükleri, ödül ve ceza yöntemini kullandıkları görülmektedir.

Öğretmenlerin öğrencileri değerlendirme rollerine iliĢkin sonuçlar:

AraĢtırmaya katılan öğretmenler değerlendirmeye yönelik olarak;

Çoğunlukla öğrencilerin ezberlediklerinden çok özümsedikleri bilgilere önem vermektedirler.

Öğrencileri değerlendirirken, sadece etkinlik sonucu ortaya çıkan ürüne değil, öğrenme sürecine de dikkat etmekte ve bu süreçte kendini de değerlendirmektedirler.

Ders sırasında öğrenci davranıĢlarını gözlemlemekte ve öğrencileri birbiriyle kıyaslamadan bireysel olarak değerlendirmektedirler.

Öğrenci baĢarısını ölçmek için çoğunlukla yazılı ve test tekniklerini kullanmakta, zaman zaman proje ve performans ödevi vermektedirler.

2005 Ġlköğretim programlarında; her öğrencinin kendini farklı yansıtabileceği düĢüncesiyle değiĢik değerlendirme araç ve yöntemlerinin kullanılması önerilmektedir. Bu nedenle klasik ölçme araçlarından olan test ve yazılının yanında performansın değerlendirilmesi, öğrenci ürün dosyasının hazırlanması, gözlem ve görüĢme ölçeklerinin tutulması tavsiye edilmektedir. AraĢtırma sonuçlarına bakıldığında öğretmenlerin değerlendirmeye yönelik rollerini yeterince gerçekleĢtiremediği; öğrenci ürün dosyasının hazırlanması ve gözlem ölçeklerinin tutulması konusunda gereken çalıĢmaları her zaman yapmadıkları görülmektedir.