• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM

EVET KISMEN HAYIR TOPLAM

4.1.4 Öğretmenlerin Sınıf Yönetimi Rollerine ĠliĢkin Bulgu ve Yorumlar

Öğretmenlerin sınıf yönetimine iliĢkin gerçekleĢtirdikleri roller konusunda öğretmenlere uygulanan ankette (bkz. Ek-2) bununla ilgili görüĢ almak üzere 8 ifadeye yer verilmiĢtir. Buna iliĢkin cevaplar Tablo 4.1.4.1‟de verilmektedir.

Tablo: 4.1.4.1 Sınıf Yönetimi Rollerine ĠliĢkin Bulgular

ROLLER GÖRÜġLER

x SD Öğretmenin, Sınıf Yönetimine

Yönelik Rolleri EVET f % KISMEN f % HAYIR f % TOPLAM f %

34.Sınıfta öğrencilerin güvenle risk alabileceği, fikirlerini paylaĢabileceği bir atmosfer oluĢturma

81 63,3 46 35,9 1 0,8 128 100,0 2,62 ,50

35.Dersi amacına uygun ve güvenli

bir Ģekilde sürdürme 105 82,0 22 17,2 1 0,8 128 100,0 2,81 ,41 36.Öğrencilerin derse karĢı ilgi ve

güdüsünün sürekliliğini sağlama 90 70,3 35 27,3 3 2,3 128 100,0 2,67 ,51 37.Öğrencilere davranıĢlarına iliĢkin

dönüt verme 95 74,2 33 25,8 - - 128 100,0 2,74 ,43

38.Sınıf içinde otorite değil,

gözlemci olma 61 47,7 64 50,0 3 2,3 128 100,0 2,45 ,54

39.Sınıfta konuĢmaktan çok,

dinlemeyi tercih etme 48 37,5 72 56,3 8 6,3 128 100,0 2,31 ,58 40.Öğrenme sürecinde sabırlı ve

hoĢgörülü davranma 97 75,8 29 22,7 2 1,6 128 100,0 2,74 ,47 41. .Zamanı etkili ve verimli bir

Ģekilde kullanma 89 69,5 36 28,1 3 2,3 128 100,0 2,67 ,51 Tablo 4.1.4.1‟de görüldüğü gibi; “Sınıfta öğrencilerin güvenle risk alabileceği, fikirlerini paylaĢabileceği bir atmosfer oluĢturma” rolüne iliĢkin bulguların ortalaması

x =2,62 değerinde bulunmuĢtur. Öğretmenlerin %63‟ü “Evet”, %36‟sı “Kısmen”, %1‟i

“Hayır” yönünde görüĢ belirtmiĢlerdir. “Dersi amacına uygun ve güvenli bir Ģekilde sürdürme” rolüne iliĢkin bulguların ortalaması x =2,81 değerinde bulunmuĢtur. Öğretmenlerin %82‟si “Evet”, %17‟si “Kısmen”, %1‟i “Hayır” yönünde görüĢ belirtmiĢlerdir. “Öğrencilerin derse karĢı ilgi ve güdüsünün sürekliliğini sağlama” rolüne iliĢkin bulguların ortalaması x =2,67 değerinde bulunmuĢtur. Öğretmenlerin %70‟i “Evet”, %27‟si “Kısmen”, %3‟ü “Hayır” yönünde görüĢ belirtmiĢlerdir. “Öğrencilere davranıĢlarına iliĢkin dönüt verme” rolüne iliĢkin bulguların ortalaması

x =2,74 değerinde bulunmuĢtur. Öğretmenlerin %74‟ü “Evet”, %26‟sı “Hayır” yönünde

görüĢ belirtmiĢlerdir. “Sınıf içinde otorite değil, gözlemci olma” rolüne iliĢkin bulguların ortalaması x =2,45 değerinde bulunmuĢtur. Öğretmenlerin %48‟i “Evet”, %50‟si “Kısmen”, %2‟si “Hayır” yönünde görüĢ belirtmiĢlerdir. “Sınıfta konuĢmaktan çok dinlemeyi tercih etme” rolüne iliĢkin bulguların ortalaması x =2,31 değerinde

bulunmuĢtur. Öğretmenlerin %38‟i “Evet, %56‟sı “Kısmen”, %6‟sı “Hayır” yönünde görüĢ belirtmiĢlerdir. “Öğrenme sürecinde sabırlı ve hoĢgörülü davranma” rolüne iliĢkin bulguların ortalaması x =2,74 değerinde bulunmuĢtur. Öğretmenlerin %76‟sı “Evet”, %22‟si “Kısmen”, %2‟si “Hayır” yönünde görüĢ belirtmiĢlerdir. “Zamanı etkili ve verimli kullanma” rolüne iliĢkin bulguların ortalaması x =2,67 değerinde bulunmuĢtur. Öğretmenlerin %70‟i “Evet”, %28‟i “Kısmen”, %2‟si “Hayır” yönünde görüĢ belirtmiĢlerdir.

Tablo 4.1.4.1‟deki bulgulara bakılarak Ģu yorum yapılabilir: Ankete katılan öğretmenler, sınıf yönetimine yönelik olarak çoğunlukla dersi amacına uygun ve güvenli bir Ģekilde sürdürmekte olduklarını ( x =2,81); öğrencilere davranıĢlarına iliĢkin dönüt verdiklerini ( x =2,74) ve sınıf içinde sabırlı ve hoĢgörülü davrandıklarını ( x =2,74) belirtmiĢlerdir. Ġfadelere bakıldığında öğretmenlerin otoriter rolden fazla uzaklaĢamadıkları ( x =2,45), sınıf içinde her zaman dinleyen rolünde olmayıp, konuĢmayı tercih ettikleri ( x =2,31) anlaĢılmaktadır. Zamanı etkili ve verimli kullanma ( x =2,67) konusunda da bazen güçlük çektikleri görülmektedir. 2005 Ġlköğretim programlarına göre öğretmen, sınıf içinde otoriter değil gözlemcidir. Bilgi aktarmak yerine öğrenciyi dinler ve bilgiyi yapılandırması için onu yönlendirir. Öğretmenlerin ifadelerinden yola çıkılarak, sınıf yönetiminde programın gerektirdiği rollerin yeterince gerçekleĢtirilmediği söylenebilir. Çünkü öğretmen geleneksel sınıf anlayıĢında hakim olan “sessiz ortam”ı sağlamak için zaman zaman otoriter role bürünmekte, her zaman dinleyen rolünde olmayıp, konuĢmayı tercih etmektedir. Okul idaresinin ve velilerin “sessiz sınıf, baĢarılıdır” anlayıĢının, öğretmenin böyle bir tutum sergilemesine neden olduğu düĢünülmektedir. Bu nedenle idarecilerin ve velilerin programlarla birlikte değiĢen yeni “gürültülü sınıf” anlayıĢı konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir.

GörüĢme sürecinde ise aynı alt probleme cevap bulmak amacıyla öğretmenlere;

“Sınıfta denetimi nasıl sağlıyorsunuz?”

“Sınıf içindeki düzenlemeyi nasıl yapıyorsunuz?”

“Ders sırasında nasıl bir atmosfer oluşturuyorsunuz?” soruları yöneltilmiĢtir. Bu

Tablo: 4.1.4.2 Sınıfta Denetimin Sağlanmasına ĠliĢkin Bulgular

Sınıfta Denetimin Sağlanmasına Yönelik Uygulamalar f

Öğrencilerin birbirini denetlemesi – özdenetim 15

Göz teması kurma – beden dili 8

Birlikte sınıf kuralları oluĢturma 5

Ġlgi uyandıran etkinlikler yapma 5

Sabırlı ve hoĢgörülü olma 5

Ceza verme - mahrum bırakma 4

Ödül verme – pekiĢtireç 4

Olumsuz koĢulları ortadan kaldırma 3

Tablo 4.1.4.2‟de görüldüğü gibi sınıfta denetimin sağlanması için 15 öğretmen “öğrencinin birbirini denetlemesini sağladığını” ve “öğrencide öz denetim mekanizmasını geliĢtirdiğini” belirtmektedir. Sekiz öğretmen “beden dilini kullandığını” ve “öğrenciyle göz teması kurduğunu”, beĢ öğretmen “öğrencilerle birlikte sınıf kuralları oluĢturduğunu”, beĢ öğretmen “ilgi uyandıran etkinlikler yaptırdığını”, beĢ öğretmen “öğrencilere sabırlı ve hoĢgörülü davrandığını”, dört öğretmen “ceza verdiğini ve öğrencileri sevdiği Ģeylerden mahrum bıraktığını”, dört öğretmen “ödül verdiğini ve pekiĢtireç kullandığını”, üç öğretmen ise sınıf içindeki “olumsuz koĢulları ortadan kaldırdığını” ifade etmektedir.

Sınıfta denetimin sağlanmasına örnek olarak Ö13, Ö16, Ö18 ve Ö19 görüĢlerini Ģöyle belirtmektedirler:

“Sınıfta uymamız gereken kurallar olduğunu sık sık hatırlatıyorum. Bu kurallara uymazsak düzenin bozulacağını, dersin iĢlenemeyeceğini söylüyorum. Tabii ki tüm bunlara rağmen problem çıkaran öğrenciler oluyor. Bu öğrencilere uygun cezalar veriyorum. Derste söz hakkı vermiyorum yada yerini değiĢtiriyorum. Bazen de sevdiği bir etkinliği yapmaktan mahrum bırakıyorum. Kurallara uyan öğrencileri ise ödüllendiriyorum.” (Ö13)

“Zaman zaman lider konuma geçmek durumundayız. Aksi halde denetim zor oluyor. Otoriter olmayı isterdim aslında ama otoriter olamıyorum. ArkadaĢça yaklaĢıyorum ama o da bana kötü dönüyor. Çocuklar bunu Ģımarıklığa vuruyor, gürültüye vuruyor... Zamanın kullanımı konusunda ise; zaman birçok derste yetiĢmiyor. Özellikle Hayat Bilgisi dersinde yetiĢmiyor. Yeni sistemde Ģöyle bir

Ģey gözlemledim: eskiden zaman fazla gelirdi ama Ģimdi

yetiĢtiremiyorum...”(Ö16)

“Genellikle denetimde zorluklar yaĢıyorum. Zamanımızın çocukları çok aktif, çok hareketliler… Denetimde zorlanıyoruz. Çoğu zaman derse ara verip; küçük, ilgi uyandıran Ģarkı, fıkra gibi Ģeylerden sonra derse geri dönüyoruz...” (Ö18)

“Az önce de bahsettiğim gibi, sınıf kurallarımızı uyguluyoruz. Bu kuralların dıĢına çıkan öğrenciler zaman zaman uyarılıyor ve cezalandırılıyor. Ceza derken; öğrenci bir süre arkadaĢlarıyla konuĢmuyor ve oynamıyor.” (Ö19)

Öğretmenlerin ifadelerine bakıldığında sabırlı ve hoĢgörülü davranmalarına rağmen sınıf denetiminde zorlandıkları, geleneksel eğitim anlayıĢında hakim olan ceza ve ödül anlayıĢından fazla uzaklaĢamadıkları görülmektedir. 2005 Ġlköğretim programlarının çatısını oluĢturan yapılandırmacılıkta öğretmen otorite değil, sınıf içinde gözlemcidir. Sınıf yönetimi emir verme ya da zor kullanma ile yapılmaz. Denetim dolaylı, duygusal ve zihinseldir. Öğretmen idarenin ne düzeyde olacağına, ne zaman öğrencilere müdahale edeceğine sınıf ortamına ve öğrenenlere göre karar verir. Öğrenme sürecinde sabırlı ve hoĢgörülü davranır. En önemlisi de yapılandırmacılıkta ceza ve ödül yoktur. Öğrencinin kendi çabasıyla bilgiyi yapılandırdığında yaĢadığı sevinç, onun için ödül olarak kabul edilir. GörüĢme bulgulara dayanarak öğretmenlerin sınıfta denetimin sağlanması konusunda programın gerektirdiği rolleri yeterince gerçekleĢtirmedikleri düĢünülmektedir.

Tablo: 4.1.4.3 Sınıf Ġçindeki Düzenlemeye ĠliĢkin Bulgular

Sınıf Ġçindeki Düzenlemeye Yönelik Uygulamalar f

Kararları öğrenci ile alma 12

Öğrenciye görev verme 12

Fiziki durum (göz-boy) 11

DönüĢümlü olarak yer değiĢtirme 10

Panoyu sürekli güncelleme 9

Samimi olanları ayırma 5

BaĢarılı-baĢarısız birlikte 3

BaĢarılı-baĢarısız birlikte 3

Tablo 4.1.4.3‟de görüldüğü gibi sınıf içindeki genel düzen için; 12 öğretmen “kararları öğrenci ile birlikte aldığını”, 12 öğretmen “öğrenciye görev verdiğini”, dokuz öğretmen “sınıf panosunu sürekli güncellediğini” ifade etmektedir. Oturma düzeni için ise; 11 öğretmen “öğrencilerin boylarına, görme-iĢitme durumlarına göre belirlediğini”, 10 öğretmen “dönüĢümlü olarak yer değiĢtirdiğini”, beĢ öğretmen “samimi olan öğrencileri ayrı oturttuğunu”, üç öğretmen “baĢarılı ve baĢarısız öğrencileri bir arada oturttuğunu”, bir öğretmen de “kız-erkek öğrenciyi birlikte oturttuğunu” belirtmektedir. Sınıf içindeki düzenlemeye örnek olarak; Ö12, Ö18, Ö19, Ö20 ve Ö30 görüĢlerini Ģöyle ifade etmektedirler:

“Oturma düzenini görme ve duyma problemi olan öğrencileri ön sıralara oturtacak Ģekilde yapıyorum. Diğerlerini her hafta birer sıra kaydırarak yerlerini değiĢtiriyorum.” (Ö12)

“Öğrencilerin beğenilerini göz önüne alıyorum. Sınıf panolarımız var. Öğrenciler düzenliyor. Oturma düzenini U Ģeklinde düĢünmüĢtük ama sınıf yetersiz olduğu için sıralar yine klasik sınıf düzeninde yerleĢtirilmiĢ durumda… Ġlgisi az olan öğrenciler ön tarafta oluyor. ĠĢitme, görme problemi olan öğrencileri tespit ettik. Bunları, durumlarına göre yerleĢtirdik sınıfa…” (Ö18) “Düzenlemeyi sınıfın ortak kararlarıyla yapıyoruz. Ben öğrencilerimi açık fikirli, düĢüncesini rahatça söyleyebilen ve kendine güvenen öğrenciler olarak yetiĢtirmeye çalıĢıyorum. Onun için her Ģeyi beraber karar alarak yapıyoruz.” (Ö19)

“Düzenleme Ģöyle: Bütün öğrenciler, yani her öğrenci, her gün dönüĢümlü olarak oturur. Ama önde 2 tane kısa boylu öğrenci var. Onlar çok küçükler.. Bir de görme problemi olan öğrenci var. Onu kenara aldım.. Bunların dıĢındakiler hep dönüĢümlü olarak oturuyorlar. Yani her gün bir arka sıraya kayıyorlar. Ve her ayda sıra değiĢtiriyorlar; orta sıra, kapı kenarı, cam kenarı.. yani bir öğrenci yıl boyunca sınıfta her yerde oturabiliyor.. Hiç kimsenin, kimseye söyleyecek bir sözü kalmıyor ve çocuklar seviniyor; bugün cam kenarındayım, öndeyim vs.. diye. Yani ıĢıktan da, sesten de, sınıftan da, tahtadan da hepsi aynı düzeyde yararlanıyor..” (Ö20)

“Biz üniversitedeyken de bunu özellikle vurgulamıĢlardı bize… Sınıfta sıralama U Ģeklinde.. çok çalıĢkan, orta düzeyde ve zayıf öğrencileri aynı küme içerisine alıyorum. Böylelikle birbirlerinden etkilenerek; iĢte, orta durumda olan öğrenci çalıĢkan olana yetiĢmeye çalıĢıyor.. zayıf olana diğerleri yardımcı oluyor, o da bundan olumlu yönde etkilenmiĢ oluyor.. Sınıfımın içinde pano olarak, akla gelebilecek her Ģey var.. Mevsim Ģeridi, Atatürk köĢesi, ünite köĢesi, resimler, sınıf gazetesi… Bunları, öğrencilerle beraber yapıyoruz. Ünite köĢesini hiçbir zaman ben hazırlamıyorum, öğrenciler hep kendi getiriyor. Zaten yeni bir üniteye geçtiğimiz zaman, öğrenciler ne yapmaları gerektiğini biliyorlar, öğrendiler artık... Benim bir Ģey söylemem gerekmiyor ve sürekli bir değiĢim var.. Yani bir astığımız sene sonuna kadar gitmiyor, sürekli yenileniyor; Atatürk köĢesi özellikle.” (Ö30)

Bulgulara bakıldığında sınıftaki genel düzenin oluĢturulmasında öğretmenlerin kararları öğrenci ile birlikte aldığı ve öğrenciye görev verdiği görülmektedir. Yapılandırmacı yaklaĢıma göre; sınıf ortamındaki düzenlemenin nasıl olacağına öğretmen ve öğrenci birlikte karar verir. EĢyalar, öğrenenleri öğrenmeye motive etmek ve öğrenenlerin öğrenilen konuya ilgisini çekmek için öğrenmeye uygun olarak düzenlenir. Öğretmen, öğrencilerin sorumluluk duygusunu geliĢtirmesini destekler ve bunun için öğrencilere görevler verir. Sınıftaki oturma düzeni ile ilgili olarak ise her öğretmenin kendine göre bir yöntem kullandığı anlaĢılmaktadır. Yapılandırmacı yaklaĢımda sınıfta öğrenenlerin nerede, nasıl oturdukları çok önemli değildir. Önemli

olan onların öğrenme sürecine katılıp, katılmadığıdır. GörüĢme bulgulara dayanarak; öğretmenlerin sınıf içindeki düzenlemeye yönelik rolleri gerçekleĢtirdikleri söylenebilir. Tablo: 4.1.4.4 Ders Sırasında OluĢturulan Atmosfere ĠliĢkin Bulgular

Derste OluĢturulan Atmosfere Yönelik Ġfadeler f

Rahat (hareket etme, konuĢma) 15

Eğlenceli-keyifli (öğrenmeyi zevkli hale getiren) 11

Demokratik (herkese söz hakkı verilen) 10

Özgür (kendini ifade etme özgürlüğü) 8

Samimi, sıcak (sevgiye dayalı) 8

Sessiz, sakin 3

Tablo 4.1.4.4‟de görüldüğü gibi ders sırasında oluĢturulan atmosferle ilgili olarak 15 öğretmen öğrencilerin sınıf içinde “rahat olduklarını, rahatça hareket edip, konuĢabildiklerini”, 11 öğretmen “öğrenmeyi zevkli hale getiren eğlenceli keyifli bir ortam” olduğunu, 10 öğretmen “herkese söz hakkının verildiği demokratik bir ortam” oluĢtuğunu ifade etmektedir. Sekiz öğretmen “öğrencilerin özgürce kendini ifade edebildiğini”, sekiz öğretmen “sevgiye dayalı samimi ve sıcak bir ortam” olduğunu, üç öğretmen ise “sessiz- sakin bir atmosfer “oluĢtuğunu belirtmektedir.

Ders sırasında oluĢturulan atmosfere örnek olarak Ö2, Ö16, Ö21, Ö32 ve Ö33 görüĢlerini Ģu Ģekilde ifade etmektedirler:

“Çocukların kendilerini rahat hissedecekleri bir atmosfer oluĢturmaya çalıĢıyorum. KonuĢmaktan, soru sormaktan çekinmeyecekleri bir ortam.” (Ö2) “Sınıftaki atmosferi gayet rahat görüyorum ben… Katılımlı bir ders iĢliyoruz genellikle.” (Ö16)

“Tüm öğrencilerin derse katılımını sağlamaya çalıĢıyorum.. Pasif olan öğrencilere de görevler veriyorum. Diğerleri zaten severek katılıyor derse… Daha çok demokratik davranmaya çalıĢıyorum.. Sınıfta rahat bir ortam var, bana göre… Ya soruya yanlıĢ cevap verirsem, korkusu yok.” (Ö21)

“Çocukların rahat olmalarını sağlamaya çalıĢıyorum. Katılımı artırmaya yönelik etkinlikler gerçekleĢtiriyorum. ĠletiĢim tekniklerini kazandırmaya ve buna uygun davranmalarına çabalıyorum.” (Ö32)

“Ders sırasında sıcak bir atmosfer var… Birbirleriyle rahatça konuĢabiliyorlar.. bana rahatça soru sorabiliyorlar. Mümkün olduğunca öğrencileri derste aktif kılmaya çalıĢıyorum.” (Ö33)

Bulgularda görüldüğü gibi; sınıf içinde öğrencilerin rahat oldukları, kendilerini özgürce ifade edebildikleri, her öğrenciye söz hakkının verildiği sıcak, samimi bir atmosferin oluĢturulmaktadır. Sadece üç öğretmen sessiz ve sakin bir ortam olduğunu belirtmektedir. Marlowe ve Page‟e (1998: 60) göre, yapılandırmacı anlayıĢın hakim olduğu sınıf içindeki herkes kendini rahat ve güvende hisseder. Birey davranıĢlarında özgür olarak öğrenme sürecine katıldığında etkin öğrenme gerçekleĢir. Bu nedenle öğrenme ortamında öğrencilerin birbiriyle ve öğretmenle rahatça konuĢabilmesi, öğretmenlerin de her öğrenciye kendini farklı Ģekilde ifade edebilme özgürlüğünü vermesi gerekmektedir. Bulgulara dayanarak, öğretmenlerin sınıf içinde 2005 Ġlköğretim programlarının gerektirdiği Ģekilde atmosfer oluĢturduğu ve buna yönelik rollerini gerçekleĢtirdiği söylenebilir.

Sınıf yönetimi rolleri ile ilgili araĢtırma bulgularına genel olarak bakıldığında; öğretmenlerin görüĢme formu ve ankete verdikleri cevapların birbirine benzer olduğu görülmektedir. Ġki veri toplama aracından elde edilen bulgularda da öğretmenin sınıf denetiminde zorlandıkları ortaya çıkmıĢtır. GörüĢme yapılan öğretmenlerin ifadelerine bakıldığında, sınıfta sabırlı ve hoĢgörülü davranmalarına rağmen, denetimde sıkıntı yaĢadıkları; hala geleneksel eğitim anlayıĢında hakim olan ceza ve ödül yöntemini kullandıkları görülmüĢtür. Ankete verilen cevaplara bakıldığında ortalaması en düĢük ifadelerin “sınıfta konuĢmaktan çok, dinlemeyi tercih etme” ( x =2,31) ve “sınıf içinde otoriter değil, gözlemci olma” ( x =2,45) olduğu görülmüĢtür. AraĢtırma bulgularına dayanarak öğretmenlerin sınıf yönetimine iliĢkin olarak 2005 Ġlköğretim programlarının gerektirdiği rolleri her zaman gerçekleĢtiremedikleri, sınıf denetiminde zorluk yaĢadıkları söylenebilir. Öğretmenler sınıf içinde rahat, öğrencilerin kendini ifade edebileceği bir ortam oluĢturmaya çalıĢmakta; bu atmosfer de gürültüye yol açmaktadır. Okul idaresinin ve velilerin sessiz sınıfın daha baĢarılı olacağı anlayıĢına sahip olması öğretmenin iĢini zorlaĢtırmakta ve öğretmen gürültüyü önlemek adına otoriter role geri dönmektedir. Sınıfta denetimi sağlamak için ödül ve ceza yöntemini kullanmaktadır.

4.1.5 Öğretmenlerin Öğrencileri Değerlendirme Rollerine ĠliĢkin Bulgu ve