• Sonuç bulunamadı

2.1. Bilgi Kavramı

2.1.3. Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Toplumu

Bilgi ekonomisi kavramı, bilgi ve entelektüel sermaye kökenli (enformasyon teknolojileri, internet, e-ticaret, yazılım, marka, patent, haklar, araştırma ve yenilikler, ürün hamleleri, küreselleşme, küresel erişim ve küresel müşteri tabanı ve geniş networkler gibi) soyut varlıkların üretimine, dağıtılmasına ve kullanılmasına dayanan ekonomik yapıyı ifade etmektedir. Enformasyon teknolojilerinde yaşanan radikal yenilikler ve enformasyon teknolojileri tarafından kolaylaştırılan faaliyetler, yeni bir ekonomik düzene şekil vermektedir (Akgün vd., 2005:232). Bilginin teknolojiye dönüşümüyle oluşan bilgi teknolojileri, işletmelerin temel faaliyetlerinin derinliklerine yerleşerek birçok yeni uygulamalar ve sistemler getirmektedir. Bu sistemler, kütlesel alış-veriş işlemleri –alışverişe kendisi çıkamayan kişi ve işyerlerine yönelik haftalık sipariş sistemi- , raporlama sistemleri, bilgisayar destekli tasarım ve üretimin yanı sıra, sayısız diğer işlemlerde de kullanılarak işletmelere rekabet avantajları sağlamaktadırlar. Bilgi teknolojileri ister işin amaçlarında, isterse

müşteri ve satıcı ilişkilerinde kullanılsın, ürün ya da hizmetlerde bu teknolojilerin yeri giderek artmakta ve vazgeçilemez rekabet araçları olmaktadırlar (Ekinci, 2004:23).

Endüstri toplumunun doğuşunda buhar makinesi nasıl büyük bir rol oynamışsa, bilgi teknolojileri ve bilgi ekonomisi de bilgi toplumunun doğuşunda o şekilde önemli bir rol oynayacaktır. Tarım toplumunda stratejik kaynak, toprak ve işgücü olmuştur. Endüstri toplumunda ise sermaye ön plana çıkmıştır. Endüstri toplumu, malların üretimi için makinelerin ve insanların koordinasyonuna dayanmaktaydı. Oysa yeni toplum bilgi etrafında örgütlenmektedir (Bozkurt, 1996:38). Toprak ve sermaye yerine, bilginin temel üretim aracı olduğu bu yeni toplum düzenine bilgi toplumu, denmektedir (Erkan, 1998:10). Bu yeni ekonomi ve toplumda üretim, yönetim ve çalışma hayatında köklü değişiklikler meydana gelmektedir. Üretimde daha esnek teknolojiler, sürekli yenilik ve ürün esnekliği, artan bireyselleşme, bilgi işçiliği, yarı zamanlı ve evden çalışma gibi yeni kavram ve uygulamalar bu ekonomide sıkça karşılaşılan kavramlardır ( Akın, 2001:19).

Bilgi teknolojileri üretimden tüketime, evden işyeri ve büroya kadar her yere yoğun biçimde yerleşti. Bilgi teknolojilerinin iletişim alanındaki yarattığı devrim, ulusal sınırlar içinde ulusal girdi ile ulusal pazarlar için üretim yapma geleneğini yıktı. Bunun yerine işletmenin çevresi tamamen küresel pazarlar oldu. Üretim küresel pazarlardan elde edilen girdilerle, küresel talep için yapılır hale geldi. Ulusal sınırlar önemsiz hale geldi. Kısacası; kuantum düşüncesinin temelindeki kaotik ve belirsiz etkileşim yapısının yaşama aktarılması, bilgi toplumundaki yaşamın sürekli değişmesini, sürekli yenilenmesini, çeşitlenmesini, farklılaşmasını, hızlanmasını, her alanda esnekliği, kalite yarışını ve verimlilik artışını beraberinde getirmektedir. Kısacası; sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken karşılaşabileceğimiz değiiklikler şu şekilde sıralanabilir (Erkan, 1998:12) ;

 Hiyerarşi yerine eşitlik,

 Uyum ve uygunluk yerine kişisel nitelik ve yaratıcılık,  Standardizasyon yerine farklılık,

 Merkezileşme yerine, merkeziyetçilikten uzaklaşma,  Etkinlik yerine etkililik,

 Uzmanlaşma yerine bütünsellik, çok disiplinlilik,

 Maddi refahın maksimizasyonu yerine yaşam kalitesinin artışı ve maddi kaynakların korunması,

 Ürünün sayısal içeriği yerine kalitenin öne çıkması,

 Güvenlik yerine kendini kanıtlama ve kendini gerçekleştirme gibi ekonomi ve toplumda yaşanan bir dizi değişiklik görülmektedir.

Tüm dünyayı kısa zamanda etkisi altına alan bilgi toplumunun temel özelliklerini ise sanayi toplumunun özellikleri ile karşılaştırmalı olarak şu şekilde sınıflandırabiliriz (Barutçugil, 2002:28):

 Bilgi ekonomisinde, kıtlık üzerine kurulu bir ekonomi anlayışı, yerini bolluk anlayışına bırakmaktadır. Ekonomide tüm geleneksel kaynaklar kullanıldığında azalır ya da biterler. Buna karşın, yeni ekonominin temel kaynağı olan enformasyon ve bilgi paylaşıldıkça ve kullanıldıkça büyür.  Bir organizasyonun çalışmasında ve başarılı olmasında kuruluş yerinin

anlamı ve etkisi ortadan kalkmaktadır.

 Sanayi toplumunda maddi sermayenin yerini bilgi toplumunda bilgi ve insan sermayesi almaktadır.

 Sanayi toplumunda ürün ve hizmet üretiminde gelişmenin başlangıcı olan buhar makinesinin yerini bilgi toplumunda bilgisayarlar almaktadır.

 Sanayi toplumunda kol gücünün yerini, bilgi toplumunda beyin gücü almaktadır.

 Sanayi toplumunda fiziksel ve düşünsel anlamda insan sermayesinin üretime katılımı söz konusu iken, bilgi toplumunda düşünsel anlamda, yükseköğrenim görmüş nitelikli insan sermayesinin üretime katılımı söz konusudur.

 Sanayi toplumunda sanayi mallarının ve hizmetlerin üretimi yapılmaktadır. Bilgi toplumunda ise bilgi ve teknolojinin üretimi gerçekleşmekte ve bilgi sektörünün ürünü olarak bilgisayar, iletişim ve elektronik araçlar, elektronik haberleşme, robotlar, yeni gelişmiş malzeme teknolojileri gündeme gelmektedir.

 Sanayi toplumundaki fabrikaların yerini bilgi toplumunda bilgi kullanımını içeren bilgi ağları ve veri bankaları (iletişim ağ sistemi) almaktadır. Bilgi,

dünyanın her tarafında üretilmekte ve iletişim teknolojisi aracılığıyla anında her tarafa yayılmaktadır.

 Bilgi toplumu işgücünden tasarruf sağlamakta, bu ise kısa dönemde işsizlik, uzun dönemde ise yeni teknolojilerin Küresel etkilerini ortaya çıkarmaktadır.  Sanayi toplumundaki genel eğitimin yerini bilgi toplumunda eğitimin

bireyselleşmesi ve sürekliliği almaktadır.

 Sanayi toplumunda; birincil, ikincil ve üçüncül endüstriler tarım, sanayi ve hizmetler, bilgi toplumunda birincil, ikincil ve üçüncül sektörlerin yanı sıra dördüncül sektör olan bilgi sektörü ortaya çıkmaktadır.

 Sanayi toplumundaki özel ve kamu iktisadi kuruluşlardan farklı olarak bilgi toplumunda gönüllü kuruluşların önem kazandığını görüyoruz.

 Sanayi toplumunda başlıca üretim faktörleri emek, tabiat, sermaye, girişimci iken, bilgi toplumunda üretim sürecinde bu üretim faktörlerinin yanı sıra beşinci üretim faktörü “teknik bilgi” ön plana çıkmaktadır.

 Sanayi toplumunda üretilen ürün ve hizmetlerin kıtlığı söz konusu iken, bilgi toplumunda bilgi kıt değildir. Bilgi, sürekli artmakta ve artan verimler özelliği içermektedir.

 Sanayi toplumunda üretilen ürün ve hizmetlerin bir yerden bir yere taşınmasında uzaklık ve maliyet önemli iken, bilgi toplumunda bilgi otoyolları ile tüketici ile bilgi arasındaki uzaklık önemini kaybetmekte ve maliyetler minimuma inmektedir.

 Sanayi toplumunda tüketici taleplerinin karşılanmasında ürün ve hizmetlerin mobilitesi oldukça düşük, bilgi toplumunda ise bilginin mobilitesi kolaydır. Bu durum, bilginin sınırsız bir tüketici tarafından tüketilmesine ve yenilikleri teşvik etmesine yol açmaktadır.

 Sanayi toplumunda temel bilgiyi, fizik, kimya bilimleri, bilgi toplumunda ise; kuantum elektroniği, moleküler biyoloji ve çevresel bilimler gibi yeni araştırma alanlar oluşturmaktadır.

 Sanayi toplumunda politik sistem temsili demokrasi iken, bilgi toplumunda katılımcı demokrasi anlayışının daha belirgin bir önem kazanacağı düşünülmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler neticesinde

adına “Tele-Demokrasi” denilen bir değişimin ileriki yıllarda yaşanacağı tahmin edilmektedir.

Bilgi toplumunu sanayi toplumundan ayıran temel farklılık, bilgi ve bilginin kaynağı olan insandır. Sanayi toplumunda maddi üretim gücü olarak ön plana çıkan makineler yerine bilgisayarlar ve onlara bilgiyi üreten insanlar almaktadır. Bilginin tek başına üretilmesinin yanı sıra kullanılması ve çoğaltılması da bu toplumun önem verdiği konulardan birisidir. Toplumun tüm fertleri bilgiye ulaşma konusunda daha yaygın iletişim araçlarına sahip olduklarından, örtük bilgiler hızlı biçimde açık bilgiye dönüşmekte, toplumsal değişimle birlikte bireyler bilgilerini çoğaltmak için kendi bilgilerini paylaşmaya gönüllü olmaktadır.

Sanayi toplumundan bilgi toplumuna dönüşüm beklenenden daha hızlı gelişmektedir. Bunun temel nedeni, yeni teknolojilerin gelişme hızı ile insanların bu teknolojiye uyum esnekliğinin yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Bir bakıma insanlar her yeniliği çabucak içselleştirebilmekte ve kendisi de bu yeniliklere katkı sunarak daha fazlasının geliştirilmesine olanak sunmaktadır. Bilgi toplumuna bu kadar hızlı geçişin bir diğer nedeni olarak da toplumları ayıran dil, kültür ve tarihi geçmişin teknoloji gibi ortak bir noktada buluşması gösterilebilir. Bilgi teknolojileri okuryazarlığı etnik kökenleri önemsizleştirmekte, sınırları ortadan kaldırmakta, daha hızlı bir şekilde bilgiler diğer tarafa akabilmektedir. Bu olgunun gelişmesinde şüphesiz kapitalizmin de payı küçümsenemez. Toplumları birbirinden ayıran sınırlar ne kadar azaltılırsa kapitalizmin sınırları da o denli genişleyecektir. Bu açıdan rekabet ve daha çok gelir beklentileriyle kültürel, siyasal ve etnik çeşitlilikler gün geçtikçe ortak bir paydada birleşmektedir. Bu ortak payda “Bilgi Toplumudur”. Fiziki ve kültürel çevredeki değişim hızı, daha önceki dönemlere kıyasla görülmemiş ölçüde artmıştır. Bilgi toplumunun gelişimi daha önceki toplumsal yapılara kıyasla geometrik olarak artmaktadır. Bilgi toplumu, beraberinde getirdiği değişim hızıyla her şeyi farklılaştırmaktadır. Ticaretten sanata, kültürden iş yapma biçimlerine, insanlardan yaşam biçimlerine kadar her şey yıkıcı bir yenilikçilikle farklılaştırılmaktadır. Tarihte görülmemiş bir biçimde aynı anda birbirini anlamayan birkaç kuşak birlikte yaşamaktadır. Ve bu kuşakların tamamı da bilgi toplumunun bir ferdi olarak bu değişim ortamında gördüklerini ve beklediklerini anlamaya çalışmaktadır. Televizyonu ilk gören nesil ile televizyonu cebinde (telefon, fax

makinası, radyo, atari, fotoğraf makinesi, ses kaydedici, bilgisayar, hafıza kaydı, müzik seti, …) taşıyabilen nesil aynı anda yaşayarak birbirini anlamaya çalışmaktadır.