• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

1.1. Politika Transferi

1.1.2. Benzer Kavramlar

Politika transferi yazınında politika yakınsaması (policy convergence), politika yayılması (policy diffusion) ve ders çıkarma (lesson drawring) kavramları ile

açıklanmıĢ, genellikle “iliĢkili kavram” baĢlığı altında bu kavramların birbirinden ayrıldığı noktalar incelenmiĢtir.

Evans ve Davies (1999:361) her biri belirli bir süreci ifade eden politika yakınsaması, politika yayılması kavramlarının, politika transferinin farklı bir biçimine karĢılık geldiğini belirtmektedir. Dolowitz ve Marsh (1996:344) ders çıkarma kavramının politika transferinin yerine kullanılabilecek bir kavram olmadığını belirtmekle birlikte, ders çıkarma kavramını süreç açısından politika transferinden ayrı görmediklerini ifade etmiĢlerdir.

Kamu yönetimi ve iĢletme yazınında yer alan, politika transferiyle “benzer kavram” olarak değerlendirilebilecek diğer kavramlardan da söz etmek gereklidir.

Bu kavramlar kıyaslama ve eĢbiçimlilik kavramlarıdır.

Kavramların benzer ve farklı yönlerini birbirinden ayırmak kavram kargaĢasını ortadan kaldırmak açısından önemlidir.

1.1.2.1. Politika Yakınsaması

Politika yakınsaması, ülkelerin yapılarında, süreçlerinde ve performanslarında benzerlikler oluĢturma isteği olarak ifade edilmiĢtir (Bennett, 1991:215).

Coleman (1994:274), küresel ekonomik bütünleĢme ile BirleĢik Krallık, Almanya, Fransa, Kanada ve BirleĢik Devletler arasında bankacılık sektöründe yaĢanan politika yakınsamasını analiz ederek; politika yakınsamasını; politika amaçlarında, politika içeriğinde, politika araçlarında, politika çıktılarında ve politika biçimlerinde benzerlikler oluĢması olarak tanımlamıĢtır. Politika yakınsaması kavramı, aralarında doğrudan bir iliĢki olmasa bile, ülkeler arasında benzer geliĢmelerin yaĢanabileceğinin öngörülmesi olarak ifade edilmiĢtir (Stone, 2004:547).

Politika yakınsamasını Dolowitz ve Marsh (1996:348-349) Ģu örnekle açıklamıĢtır: Küresel ekonomi hükümetleri sınırlar, ekonomik baskılar da politika transferine yol açar; hükümetlerin transfer ettiği program, kurum, tutum veya

davranıĢ bir süre sonra birbirine benzer sonuçlar üretmeye baĢlar, iĢte bu durumda politika yakınsaması gerçekleĢir.

Çizelge 1.1. Politika transferi ve politika yakınsaması arasındaki iliĢki (Sobacı, 2009:69)

Politika yakınsaması, sonuçlara odaklanan politika transferinden ayrılmaktadır. Transfer ile yakınsama arasındaki iliĢki politika transferinin neden, politika yakınsamasının ise sonuç olduğu bir neden-sonuç iliĢkisidir (Sobacı, 2009:

69). Söz konusu durum Çizelge 1.1.‟de gösterilmiĢtir.

1.1.2.2. Politika Yayma

Politika yayma bir politikadaki herhangi bir yeniliğin peĢ peĢe, üst üste benimsenmesi anlamına gelmektedir. Politika yayılmasındaki amaç, bir politika yeniliğinin benimsenmesini sağlamak ve onun yayılma hızına iliĢkin model oluĢturmaktır. Politika yeniliğinin kabullenilmesinde coğrafi, demografik ve sosyoekonomik unsurlar belirleyici birer unsurdur (Eyestone, 1977:441; Walker, 1969:881-882).

Politika yayılması bir politikanın tek bir ülke tarafından benimsenmesiyle ilgilenmemektedir; yayılma çalıĢmaları mekân, yapı ve sosyo-ekonomik nedenler doğrultusunda güçlü modeller oluĢturmaya çalıĢmaktadır (Knill, 2005:767).

Politika transferi ve politika yayılması, herhangi bir ülkede alınan kararın diğer ülkelerin alacakları kararları etkileyebileceği varsayımı üzerinde durmaktadır (Simmons ve Elkins, 2004:171-172). Ancak bu iki kavramın aynı anlamlara iĢaret ettiğini söylemek doğru değildir.

Knill politika transferi, politika yayılması, politika yakınsaması ve benzeĢme kavramlarının birbirlerinden farklı kavramlar olduğunu belirterek bir tabloda analiz etmiĢtir (2005:768). Bu analiz Çizelge1.2.‟de gösterilmiĢtir.

Bir Ülkenin

Knill‟in (2005:767) analizinde politika yakınsaması, politika transferi ve politika yayılması kavramları bağımlı değiĢkenleri açısından farklılık göstermektedir. Yakınsama çalıĢmaları, zaman içerisinde politika benzerliklerindeki değiĢimleri açıklamaya çalıĢırken; politika transfer çalıĢmaları bağımlı değiĢken olarak politika transfer sürecini incelemektedir. Yayılma çalıĢmaları ise daha önce belirtildiği gibi belirli bir politikanın “benimseme modelleri”ni açıklamaktadır. BenzeĢme çalıĢmaları bağımlı değiĢken ve analitik odak olarak politika yakınsamasıyla aynı niteliği taĢısa da diğer üç kavramdan

“amripik odak” noktasında ayrılmaktadır

Çizelge 1.2. Politika yakınsaması ve iliĢkili kavramlar (Knill, 2005: 768)

Politika kullanılabilmektedir. Ancak politika transferi geniĢ bir kavramdır, gönüllü bir yaklaĢım olan ders almayı da kapsamaktadır (Stone; 1999:52). Bu görüĢte olan Dolowitz ve Marsh‟a göre (1996:344) ders çıkarma, politik aktörlerin rızalarına dayanan, gönüllü bir politika transferidir.

Rose (1991:3) ders çıkarma sürecinin, baĢka coğrafyalardaki politikaları/programların incelenmesiyle baĢladığını ve baĢka bir yerde, uygulanan bir programın transfer edilmesi durumunda ne olacağının varsayımı ile sone erdiğini ifade etmiĢtir.

2 Kıyaslama sütunu, tez yazarı tarafından eklenmiş olup kaynağın orijinalinde bulunmamaktadır.

Ders çıkarma süreci, dört aĢamayı kapsamaktadır: baĢka coğrafyalarda uygulanan programları araĢtırma, bir programın nasıl iĢleyeceği konusunda model geliĢtirme, yeni bir program oluĢturma ve geleceğe yönelik değerlendirme Ģeklindedir. Söz konusu aĢamaların temelini oluĢturan ders kavramı, bir kurumun, devletin veya kentin tecrübelerinden elde edilebilir (Rose 1993: 20-21).

Rose (1993: 19-20), ders çıkarma sürecine IMF ile üçüncü dünya ülkeleri arasındaki iliĢkiyi örnek göstermiĢtir: politika yapıcılar mali sorunları çözmek için IMF tarafından oluĢturulan programları benimserler; bunun temelinde IMF‟nin kurumsal bilgi birikimine duyulan güven vardır. Buna göre transfer edilen programlar için ders çıkarma, bir yerde halen yürütülen bir programın hangi uzaklıkta, hangi Ģartlar altında bir baĢka yerde de etkili olabileceğinin özenli bir analizinin yapılmasının bu programın geçerliliğini etkileyeceğini belirten bir sürecin karĢılığıdır (Rose,1993: 20).

Ders çıkarma, politika transferinde olduğu gibi her zaman politika değiĢikliğiyle sonuçlanmayacak, “gözlemlenen veya incelenen ülkede uygulanan politika veya programa iliĢkin çıkarılan ders negatif ise, politika değiĢikliği gerçekleĢmeyecektir” (Sobacı, 2009:68).

1.1.2.4. BenzeĢme/EĢbiçimlilik (Ġzomorfizim)

EĢbiçimlilik, kurumsal teori tarafından yönetim bilimleri ve örgüt sosyolojisi yazınına kazandırılmıĢ bir kavramdır. Kurumsal teori, meĢruiyet kavramına yapmıĢ olduğu vurgu, kurumsal ve teknik olarak çevreyi ayrıĢtırması ve örgütlerin birbirine benzeme eğilimlerini sorgulaması açısından hem ilgi çeken hem de eleĢtiri alan bir örgüt kuramı olmuĢtur. BenzeĢme/EĢbiçimlilik (Ġzomorfizim) yeni kurumsal teorinin yazına katmıĢ olduğu bir kavramdır.

Teori, yazında “eski” ve “yeni” kurumsal teori olarak iki kısımda incelenmektedir. Teorinin alt yapısı Max Weber, Robert K. Metron ve Selznick (1949) tarafından oluĢturulmuĢtur. 1977 yılında John W. Meyer ve Brian Rowan tarafından yayınlanan “KurumsallaĢmıĢ Örgütler: Efsane ve Seromoni Olarak Biçimsel Yapı” (Institutionalized Organizations: Formal Structure as Myth and

Ceremony) adlı makale ve John W. Meyer‟in (1977) “Bir Kurum Olarak Ögretimin Etkileri” (The Effects of Education as an Institution) adlı makalesi yeni kurumsal teorinin baĢlangıcı olarak kabul edilmektedir. Powell ve DiMaggio‟nun 1983 yılında yayınlanan “Demir Kafese DönüĢ: Organizasyonel Alanlarda Kurumsal EĢbiçimlilik ve Kollektif Rasyonellik” (The Iron Cage Revisited: Institutional Isomorphism and Collective Rationality in Organizational Fields) adlı çalıĢma yeni kurumsal teoriyi önemli ölçüde geliĢtirilmiĢtir.

Powell ve DiMaggio‟nun odaklandıkları temel soru, “örgütleri bu kadar birbirine benzer (eĢbiçimli) yapan nedir?” sorusudur (DiMaggio ve Powell, 1983:147).

EĢbiçimlilik, bir birimi, benzer çevresel koĢullar ile karĢılaĢan diğer birimlere benzemesi için zorlayan, tektipleĢtirme eğilimine sokan bir süreçtir (DiMaggio ve Powell, 1983:149). Bu tanıma göre eĢbiçimliliğin politika transferinin alt nedenlerinden biri olan zorlayıcı transfere benzerlik gösterdiği söylenebilir. Fakat Çizelge1.2.‟de gösterildiği gibi eĢbiçimlilik ampirik odak olarak sadece kurumsal yapıdaki benzerliğe odaklanırken; “politika özelliklerindeki değiĢim”, politika yakınsaması, politika transferi ve politika yayma kavramlarının odak noktasıdır (Knill, 2005:768). Ayrıca eĢbiçimlilik, politika transferinin tersine süreçlere değil sonuçlara vurgu yapmaktadır.

1.1.2.5. Kıyaslama (Benckmarking)

Kıyaslama özel sektörde uygulama alanı bulan bir üretim ve yönetim tekniğidir. Temelinde sürekli en iyinin arayıĢında olma, rekabet gücünü artırma, değiĢime açık olma, öğrenmeyi bir kültür olarak benimseme gibi kavramlar vardır.

Ġlk olarak 1980‟lerin baĢında iĢletmelerin rakiplerini geçmek için yeni yollar aradığı bir dönemde ortaya çıkan kıyaslama, 1959 yılında ilk fotokopi makinası üreten Xerox Ģirketininde uygulanmıĢtır. ġirket ilerleyen yıllarda rekabet gücünü kaybetmiĢ ve pazar payını diğer firmalara kaptırmıĢtır. Bunun sonucunda yönetim, rakip firmaların ürünlerini tüm ayrıntılarıyla incelemeye baĢlamıĢ, kendi ürünlerinden daha üstün bir tasarım gördüklerinde bu yaklaĢımdan yararlanma ve

onu geliĢtirmenin yollarını aramıĢlardır. Bu tekniğin uygulanmasından sonra firmanın istatistiki verilerinde büyük bir iyileĢme görülmüĢtür (P.S.Özer, 1999: 14).

Kıyaslama, bir iĢletmenin, bilinçli bir biçimde, kendi dallarında ve sektörlerinde en iyi olan iĢletmelerin belirli iĢleri nasıl yaptıklarını araĢtırması, analiz etmesi, kendi usulleri ile karĢılaĢtırarak sonuçlar çıkarması ve çıkardığı bu sonuçları bir plan doğrultusunda uygulayarak daha yüksek bir baĢarı düzeyini yakalamaya çalıĢması olarak tanımlanmıĢtır (Bumin ve Erkutlu 2002:90).

Kıyaslama, örgütlerin süreçlerini sürekli iyileĢtirerek kalitelerini yükseltmelerine, böylece daha iyiye ulaĢmalarına ve mükemmelliğe doğru adım atmalarına yardımcı olmaktadır (Akçakaya, 2003: 208). Kıyaslamanın temel amacı, üstün performansa ve uygulamalara sahip iĢletmeleri bulmak ve onları uygulamalarını uyarlamak; kıyaslamanın yöntemi, en iyi performansa sahip iĢletmeleri incelemek, en iyi uygulamaları uyarlamak; kıyaslamanın göstergerleri ise baĢkalarının üstün performansa sahip olmaları, baĢkalarının daha etkili uygulamalara sahip olmaları ve baĢkalarının nasıl daha iyi yaptığını anlama çabasıdır (P.S. Özer, 1999: 108).

Kıyaslama kavramının türleri, hazırlık süreci, veri toplama ve analiz aĢaması, uygulama, gözden geçirme ve geliĢtirme gibi ayrı ayrı değerlendirilecek süreçleri vardır (Özcan, 1997: 19-39).

Kıyaslamanın iĢletme terimi olduğu ve iĢletmecilikte uygulandığı; politika transferinin kamu yönetimi ve kamu poltikalarını anlama ve açıklamada kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Fakat iki kavramın kullanıldığı yazın ve uygulama alanı bir kenara bırakıldığında benzer özellikler taĢıdıkları görülmektedir. Bu nedenle hangi yönlerinin benzediği, hangi yönlerinin farklılaĢtığını açıklamak gerekir.

Politika transferi ve kıyaslama “denemeden deneyim sahibi olma” noktasında biribirine benzerlik gösterir. Dahası politika transferinin çıkıĢ noktası da aslında

“kıyas”tır. Ancak kıyaslama ve politika transferini farklılaĢtıran kullandıkları

“yöntem”dir. Kıyaslamanın temelinde “baĢkasından öğrenme” durumu vardır.

Politika transferi “baĢkasından öğrenme”yi içinde barındırsa da, transferde daha önemli olan “transfer süreci”dir; baĢka bir deyiĢle transfer baĢka bir ülkeden yapılabileceği gibi ülkenin kendi geçmiĢinden de yapılabilir. Kıyaslama sürekli

devam eden bir süreçken, politika transferinde nesne transfer edildiğinde süreç tamamlanmıĢtır. Ayrıca Çizelge1.2‟de belirtildiği gibi kıyaslama, analitik odak, ampirik odak ve bağımlı değiĢken parametrelerinde politika transferiye farklılık göstermektedir.

1.1.3. KarĢılaĢtırmalı Kamu Yönetimi Disiplini - Ġdari Reform - Kamu Politikası