• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

2.4. Beş Faktör Kişilik Modeli ve Boyutları

Kişilik özelliklerini tanımlayan sıfatları belirlemeye yönelik araştırmalar İngiliz bilim adamı ve yazar Francis Galton (1884) ile başlamaktadır. Bunu, Klages (1926), Baumgarten (1933), Allport ve Odbert (1936), Cattell (1943,46), Fiske (1949), Tupes ve Christal (1961) ve Norman (1963, 1967) çalışmaları ile izlemektedir. İngiliz bilim adamı ve yazar Francis Galton (1884) bir sözlüğü tarayıp yaklaşık 1000 tane kişilik tanımlayıcısını bir araya getiren ilk kişidir. Galton'un çalışması ve daha önceki diğer araştırmacıların çalışmaları nispeten sistemsiz ve alanda az etkiye sahip olmuştur (John, Angleitner ve Ostendorf, 1988).

Klages (1926) ise, dilin dikkatli bir analizinin kişiliği anlamaya yardımcı olacağını belirtmiş; bu söylem Baumgarten (1933)’i Almanca’da yaygın bulunan

kişilik terimlerini incelemeye teşvik etmiştir (Digman, 1990). Klages’in “içsel durumları” tanımlayıcı yaklaşık 4000 Almanca kelime olduğu teorisini incelemek için, Baumgarten hem çeşitli sözlüklerden hem de Alman karakter bilimcilerin yayınlarından kişilik tanımlayıcı terimleri bir araya getirmiştir. Baumgarten kendi yargılarına göre sadece en sık kullanılan terimleri seçmiş ve onları daha fazla sınıflandırmamıştır. Arkadaş canlısı gibi belirli kişisel özeliklerin tanımlayıcıları kötü ve değersiz gibi sadece değerlendirmeye dayalı kelimeler ile beraber listelenmiştir. Toplamda, Baumgarten’in listesi kişisel özellik tanımlayıcı 941 sıfat ve 688 isim içermiştir ve bu sayı Klages tarafından hesaplanandan çok daha düşüktür. Baumgarten’in bu çalışmaları, daha sonraki çoğu kişisel özellikleri sınıflandırıcı araştırmalar için deneysel bir temel olarak hizmet eden Allport ve Odbert’'i etkilemiştir. (John vd., 1988).

Allport ve Odbert (1936), İngilizce’de insanların kişilik özelliklerini tanımlayan 17.953 sıfatın listesini oluşturmak için Webster's New International Dictionary’i

(Webster Yeni Uluslararası Sözlük) kullanmış (Collins ve Gleaves, 1998) ve kişilikle ilgili Galton’dan çok daha kapsamlı bir kelime listesi oluşturmuşlardır. Allport ve Odbert (1936), kelimeleri kişilik özellikleri, değerlendirici, mecazi, geçici durum ve ruh halleri olmak üzere dört kategori halinde sınıflandırmışlardır. Değerlendirici, mecazi, geçici durum ve ruh halleri sınıflarına giren ve hiçbir sınıfa girmeyen tüm kelimeleri elemişlerdir. Küçültülmüş liste İngiliz toplumundaki kişilerin günlük hayatta birbirini tanımlama ve iletişim kurmada kullandığı 4.504 kelimeden oluşmuştur. Ancak, 4.504 kelimelik bir liste teorik ya da uygulamalı çalışmalarda kullanılamayacak kadar uzundur. Bu, yeterli bir aşamalı sınıflandırma olmadığı için bilimsel açıdan yeterli bir aşamalı sınıflandırmanın oluşturulmasına yönelik araştırmalara başlanmıştır (Hough ve Öneş, 2009: 286-287).

Raymond Cattel (1943), Allport ve Odbert’in kişilikle ilişkili 4.504 kelimesini özetlemeyi deneyen ilk kişidir. Cattell başlangıç noktasını tüm bir kişilik özelliği- değişken topluluğunun oluşturması gerektiğini düşünmüştür. Bu nedenle, listeye tutumlar, ilgi alanları, türler ve sendromlarla ilgili yüzlerce kelime eklemiş ve

muğlak, anlaşılması zor ya da mecazi olduğunu düşündüğü yüzlerce kelimeyi listeden çıkartmıştır. Çeşitli klinik ve matematiksel yöntemlerle sayıyı 35 kümeye indirmiştir. 208 erkek üzerinde yaptığı emsal değerlendirmelerinde bu 35 kümeyi kullanmış ve değerlendirmeleri merkez nokta yöntemini kullanarak ve basit yapılara dönüştürerek, faktör analizine tabi tutmuştur (Hough ve Öneş, 2009: 287). Faktör analizi sonucunda 16 temel kişilik özelliğinden oluşan bir liste elde etmiş ve kişiliğin

temel boyutları olarak gördüğü özellikleri ölçmek için 16 Kişilik Faktörü Anketi’ni (16KF) geliştirmiştir. Bu faktörler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Tablo 3. Cattell’in 16 Kişilik Faktörü

Yüksek Puan Faktör Adı Düşük Puan

Cana yakın, sevgi dolu, yumuşak başlı

SICAKLIK Uzak, eleştirel, soğuk, ilgisiz

Daha zeki, soyut düşünebilen AKIL YÜRÜTME Daha az zeki, somut düşünen Sakin, duygusal açıdan kararlı,

gerçekçi

DUYGUSAL KARARLILIK Duygusal açıdan daha az kararlı, çabuk sinirlenen ya da üzülen, gerçekçi olmayan Atılgan, yarışmacı, inatçı BASKINLIK Uysal, alçakgönüllü, mahçup Kaygısız, neşeli, hevesli CANLILIK Ciddi, ağırbaşlı, suskun Kurallara bağlı, ahlakçı,

sorumlu

KURALLARA BAĞLILIK Kural tanımaz, ihmalkar, hercai Cüretli, gözü pek, maceraperest SOSYAL GİRİŞKENLİK Ürkek, uzak, utangaç

İnatçı, kendine güvenen, bağımsız

HASSASLIK Bağımlı, hassas, alıngan

Başkalarına güvenen, kabul edici

İHTİYATLILIK Şüpheci, tedbirli Hayal gücü kuvvetli, unutkan,

sanatçı

DALGINLIK Geleneksel, ayakları yere basan, pratik

Kurnaz, gösterişli, abartılı İÇTENLİK Doğru, yapmacıksız, sosyal açıdan beceriksiz

Evhamlı, kendini suçlayan, sorunlu

ENDİŞE Kendinden hoşnut ve emin, güvenli

Tutucu, geleneksel DEĞİŞİKLİĞE AÇIKLIK Özgür düşünceli, açık fikirli, liberal

Kendine güvenen, becerikli, kendi kararlarını kendi veren

KENDİNE YETME Katılımcı, takipçi, gruba bağlı Kontrollü, kompulsif, düzenli MÜKEMMELLİYETÇİLİK Disiplinsiz, savsak,

düşüncesizce davranan Gergin, engellenmiş,

güdülenmiş

GERGİNLİK Rahat, sakin, dingin

Kaynak: Banu Yazgan İnanç ve Esef Ercüment Yerlikaya. (2012). Kişilik Kuramları. 6. Baskı. Ankara: Pegem Akademi, s. 267.

Cattell’in 16 Kişilik Faktörü Envanteri’nde yer alan boyutlar iki uçlu ve sürekli nitelik taşımaktadır. Kişi bu iki uç arasında bir noktada yer almakta ve bulunduğu nokta kişinin o özelliğe ne derecede sahip olduğunu değil, iki uçtan hangisine daha yakın olduğunu göstermektedir (İnanç ve Yerlikaya, 2012: 266).

Eysenck de Cattell gibi kişiliğin incelenmesindefaktör analizinden yararlanılması gerektiğini ifade etmiştir. Eysenck uyguladığı faktör analizleri neticesinde insan kişiliğinin üç temel boyutla açıklanabileceğini ifade etmiş ve bunlara “tip” adını vermiştir. Bu kişilik boyutları dışa dönüklük (extarversion), nevrotizm (neurotism) ve psikotizmdir (pstchoticism). Adı geçen bu üç boyut, iki uçludur. Dışa dönüklük için bir uçta dışa dönüklük, diğer uçta içe dönüklük; duygusal dengesizlik için bir uçta duygusal dengesizlik, diğer uçta duygusal denge; psikotizm için ise bir uçta psikotizm, diğer uçta süper ego gücü yer almaktadır (İnanç ve Yerlikaya, 2012: 272- 276).

Fiske (1949) ise, 128 hedef bireyin, kişisel, emsallerince ve psikologlarca yapılan değerlendirmelerini ayrı ayrı faktör analizine tabi tutarak kişilikle ilgili beş faktör modeline ulaşan ilk kişidir. Beş faktörü Sosyal Uyumluluk, Duygusal Kontrol, İtaat, Sorgulayıcı Akıl ve Kendini İfade Etme olarak tanımlamıştır (Hough ve Öneş, 2009: 287).

Tupes ve Christal (1961) beş faktör modelini bugünkü şekliyle tanımlayan kişilerdir. Cattell (1947) tarafından geliştirilen 35 değişkeni, birbirinden oldukça farklı kişilerden oluşan 8 farklı örneklem içinde analiz etmişlerdir. Yapılan tüm analizlerde diğer faktörlere göre daha güçlü ve tekrarlanan dışa dönüklük, uyumluluk, güvenilirlik, duygusal denge ve kültür olmak üzere beş boyut tespit etmişlerdir (Tupes ve Christal, 1992).

Allport ve Odbert (1936)’ten yaklaşık 30 yıl sonra, Norman (1967) Allport ve Odbert'in izinden giderek, aynı sözlüğün yeni bir basımını incelemiş ve bu sözlükten ekibi ile kişilik özellikleri için bir liste hazırlamışlardır (Saucier ve Goldberg, 1996). Norman (1963) çalışmalarında kişilik özelliklerini açıklayan beş boyutun varlığını tespit etmiştir. Bu beş boyut; Dışa dönüklük, Uyumluluk, Sorumluluk, Duygusal Denge ve Kültürden oluşmaktadır. Daha sonraki araştırmacılar art arda beş-faktör modelinin kişilik özelliklerini yeterince açıkladığını doğrulamıştır (Digman ve Inouye, 1986; Goldberg, 1980; McCrae ve Costa, 1987; Noller, Law ve Comrey, 1987). İsimleri aynı olmasa da, esasen aynı beş faktör hemen hemen her çalışmada ortaya çıkmıştır (Liebert ve Spiegler, 1990: 218). 1960’lardan sonra Goldberg’in 1980’li yıllardaki çalışmalarına kadar geçen sürede kişilik konunda yapılan çalışmalar 15–20 yıl süren bir duraklama evresine girmiştir.

Goldberg, o tarihe dek geliştirilmiş olan beş faktör kişilik özellikleri yapısının bireylerin kişilik özelliklerini tanımlaması açısından oldukça güçlü ve çevreleyici bir özellikte olduğunu belirtmiştir. Goldberg, literatürde “beş faktör” deyimini kullanan ilk araştırmacı olarak anılmaktadır. Goldberg, beş faktör yapısı üzerine yapmış olduğu çalışmalar sonucunda, beş faktör yapısını daha da geliştirerek biri elli diğeri yüz maddeden oluşan iki adet ölçek ortaya çıkarmıştır. Goldberg’in tanımlamış olduğu beş faktör Dışa dönüklük-içe dönüklük, uyumluluk, sorumluluk, duygusal denge ve akıldır (Apple, 2011: 14).

Robert McCrae ve Paul Costa (1987) ise, aynı beş faktör yapısının anketler, öz- değerlendirme ve kişilik gözlemci raporlarını da içerdiğini göstererek kişilik

psikolojisi için beş faktör modelinin önemini genişletmiştir. Tüm bu farklı kaynaklarda beş faktörün aynı seti önemli bulunmuş ve temel boyutlarının kişilikteki bireysel farklılıkların anlaşılabilir olmasını sağladığı iddiasına güçlü bir destek sağlamıştır. Aşağıdaki tablo McCrae ve Costa (1987) tarafından belirlenen beş faktörü ve her faktörü tanımlayan sıfat çiftlerini göstermektedir. Faktör adlandırmada Norman’ın orijinal taslağından en önemli ayrılış onun "Kültür" adlı boyutu ile ilgilidir. McCrae ve Costa bu faktörün akıllı veya kültürlü olmak ile ilgili olan öğelerle sadece küçük faktör yüklerine sahip olduğunu, ancak yüklerin orijinal, yaratıcı bağımsız ve cesurluğun derecelendirmelerinde yüksek olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, bu faktörü “Deneyimlere Açıklık” olarak adlandırmışlardır.

Tablo 4. McCrae ve Costa’nın Beş Faktörü Nevrotiklik-Duygusal Denge

Sakin-endişeli, huzurlu-gergin, rahat-çok sinirli, duygusuz-duygusal, soğukkanlı-sinirli, güvenli güvensiz, kendinden memnun-kendine acıyan, sabırlı-sabırsız, kıskanç değil-kıskanç, rahat-utangaç, tepki dolu değil-tepki dolu, kuvvetli-zayıf, objektif-subjektif

Dışadönüklük-İçedönüklük

İçine kapanık-sosyal, ciddi-eğlenceyi seven, sıkılgan-sevecen, ilgisiz-cana yakın, çekingen-doğal, sessiz-konuşkan,pasif-aktif, yalnızlığı seven-kalabalığı seven, duygusuz-tutkulu, soğuk-sıcak, yalnız- yalnız olmayan, görev odaklı-kişi odaklı, uysal-baskın, ürkek-cesur

Deneyimlere Açıklık-Deneyimlere Kapalılık

Geleneksel-orijinal, gerçekçi-hayalperest, yaratıcı değil-yaratıcı, dar ilgi alanları-geniş ilgi alanları, basit-karmaşık, meraksız-meraklı, maceracı olmayan-cesur, rutini tercih eden, değişiklik tercih eden, uyumlu-bağımsız, analitik olmayan-analitik, muhafazakar-liberal, geleneksel-geleneksel olmayan, sanatçı ruhlu olmayan-sanatçı ruhlu

Uyumluluk-Uyumsuzluk

Asabi-iyi huylu, acımasız-yumuşak kalpli,kaba-nazik, bencil-özverili, işbirliği yapmayan-yardımcı, duygusuz-sempatik, şüpheli-güvenilir, cimri-cömert, muhalif-uysal, ciddi-yumuşak, intikamcı- bağışlayıcı, dar görüşlü-açık fikirli, nahoş-hoş, inatçı-esnek, ciddi-neşeli, alaycı-saf, çıkarcı-dürüst, kibirli-mütevazi.

Sorumluluk-Hedefsizlik

İhmalkar-özenli, dikkatsiz-dikkatli, güvenilmez-güvenilir, tembel-çalışkan, dağınık-iyi organize, umursamaz-vicdanlı, zayıf iradeli-disiplinli, özensiz-temiz, geç kalan-dakik, pratik olmayan-pratik, düşüncesiz-düşünceli, amaçsız-iddialı, dengesiz-duygusal denge, çaresiz-kendine güvenen, oyuncu-

ciddi, uyuşuk-enerjik, cahil-bilgili, istifa-azmetme, aptal-akıllı, haksız-adil, algılayamayan-algısal, kültürsüz-kültürlü

Kaynak: Robert R. McCrae ve Paul T. Costa. (1987). “Validation of the Five-Factor Model of

Personality Across Instruments and Observers”, Journal of Personality and Social Psychology, Vol. 52, No. 1, s.85.

Beş Faktör Kişilik Modeli, son yıllarda üzerinde pek çok çalışmanın yapıldığı, farklı ülkelerde ve farklı dil grupları üzerinde yayınlanan çalışmalarla desteklenen bir model olmuştur (Somer vd., 2002). Beş faktörün tamamının farklı enstrümanlar ve gözlemciler arasında uyuşum ve diskriminant (ayırt edici) geçerliliğe sahip olduğu gösterilmiştir (John vd., 1994). Örneğin, Çin, Kore, Rusya, Almanya, Hollanda, İsrail, Filipinler, Japonya ve Portekiz gibi dünyanın birçok ülkesinde Beş Faktör Kişilik Modeli’nin benzer psikometrik özellikleri göstermekte olduğu tespit edilmiştir (Schmit, Kihm ve Robie, 2000). Somer ve Goldberg (1999) de Türkçe’de sözlükteki kişilik özelliklerini tanımlayan sıfatlarla ilgili yaptıkları çalışmada Beş Faktör Modeli’ni destekleyici bulgulara ulaşmışlardır.

Buna karşın, beş faktör yapısı tüm araştırmacılar tarafından tam anlamıyla geçerli kabul edilmemiştir (Pervin, 1994; Eysenck 1992). Tek bir “Beş Faktör” olmadığına ve modelin yapısına yönelik eleştiriler yapılmıştır. Bazı faktör analizi araştırmaları beş faktörlü yapıya tam olarak uymayan, bazen üç ya da dört, bazen de yedi faktörden oluşan kalıplar bulmuşlardır (Block, 1995). Beş Faktör Modeli’ne yapılan bir diğer eleştiri de, modelin insan kişiliğinin karmaşıklığını ve ince ayrıntılarını ele almakta yeterli olmayabileceği yönündedir (Burger, 2006: 257). Ancak, modelin üzerinde yapılan araştırmaların tutarlı sonuçlar vermesi kişilik araştırmacılarının bu model üzerinde büyük ölçüde görüş birliğine varmalarına neden olmuştur.

2.4.1. Dışadönüklük-İçe Dönüklük

Beş faktör kişilik modelinin yaygın olarak kabul edilmiş ilk boyutu Tupes ve Christal (1961), Norman (1963) ve Eysenck (1970)’in Dışa dönüklük / İçe dönüklük

boyutudur. Dışa dönüklükle ilişkili özellikler sosyal, girişken, iddialı, enerjik, hevesli, kendine güvenli, konuşkan ve aktif olmayı içerir (Barrick ve Mount, 1991;

John vd., 1994; Digman, 1989; Komarraju, Karau, Schmeck ve Avdic, 2011). Hogan (1986) bu boyutun hırs ve sosyallik olmak üzere iki bileşenden oluştuğunu belirtmektedir (Barrick ve Mount, 1991).

Dışa dönüklük ve içe dönüklük, insanlar ve nesnelerden oluşan dış dünyayı mı, yoksa düşünceler ve tasarılardan oluşan iç dünyayı mı yeğlediğimiz konusunda dünyaya karşı tutumumuzu gösterir. Dışa dönükler ve içe dönükler kendilerini harekete geçirmek ve enerjilerini şarj etmek için farklı çevrelere ihtiyaç duyarlar. Dışa dönüklerin ihtiyacı diğer insanlarla etkileşim kurmaktır (Hedges, 2003: 18).

Dışa dönük kişiler canlı, duygulu, insancıl, neşeli, sevecen, sıcak yönleriyle çabuk ve kolay iletişim kurarlar. Başkalarıyla birlikte olmaktan hoşlanırlar. Kızgınlıklarını, öfkelerini, neşe ve sevinçlerini paylaşmak isterler. Konuşmaları canlı, renklidir. Ancak düşünce akışı hızlı, mantık süzgeci gevşek olabilir. Bir konudan diğerine atlarlar. Konuşma içeriğini izlemek ve anlamak, bir şey anlatmak güç, hatta zaman zaman olanaksızdır. Kolay sever, çabuk kırılırlar. Ayrıca çabuk ve kolay alınıp kırıldıkları, kızıp öfkelendikleri için iletişimleri sağlıklı ve sürekli olmayabilir. Çok konuştukları için de iyi bir dinleyici olamaz, geri iletişim yapamadıklarından kendilerini denetleyip yönlendiremezler (Köknel, 1997: 111-112, 115).

Dışa dönük kişiler sosyal, partilerden hoşlanan, hikayeler anlatmak da iyi, pratik şakalardan zevk alan, çok arkadaşı olan, konuşmak için insanlara ihtiyacı olan, tek başına ders çalışmaktan ve okumaktan zevk almayan, heyecan isteyen, risk alan,

düşüncesizce hareket eden, değişimi tercih eden, iyimser, kaygısız, aktif, agresif, aceleci, duygularını gösteren ve güvenilir olmayan kişilerdir (Huczynski ve Buchanan, 1991: 125).

Dışa dönüklük kişinin kararlılığının ve kendine güveninin bir göstergesidir. Dışa dönük kişiler çatışmaları çözmek için bütünleştirici tarzı uygularlar. Dışa dönükler bu şekilde çatışmaları çözmede gerekli olabilecek sosyal beceri ve başkalarıyla çalışma arzusuna sahiptirler (Antonioni, 1998). Yüksek enerji seviyeleri nedeniyle, dışa dönük kişiler içe dönük kişilere göre belirli bir zamanda daha fazla görevi yerine getirebilmekte ve daha az yorulabilmektedirler. Ayrıca, olayların olumlu yönlerine odaklanarak, olayları daha az stresli olarak algılayabilmektedirler (Wayne, Musisca ve Fleeson, 2004).

İçe dönüklükle ilgili özellikler ise mesafeli, çekingen ve sessiz olmadır (Digman, 1989; Antonioni, 1998). İçe dönükler daha çok yalnız kalmaya ihtiyaç duyarlar, onlar için en değerli olan şey, düşünmeye ayırabilecekleri zamandır. Dost canlısı olmaktan çok, içe kapanıktırlar (Hedges, 2003: 18). İçe dönük kişiler geç ve güç iletişim kurarlar. Başkalarıyla uyum sağlayamaz, başkalarından kaçarlar. Duygu ve düşüncelerini kolayca dışarı yansıtamaz, duygulanım ve coşku durumlarını sıkı denetim altında tutarlar. Zor arkadaş edinirler. Az konuştukları için iletişim zaman zaman kesintiye uğrar. İletileri duygu açısından cansız, donuk ve tekdüzedir, ama düşünce ve mantık bakımından doğru düzenlenmiştir. Ancak, soyut düşünce biçimleri nedeniyle oluşturdukları simgelerin alıcı tarafından anlaşılıp çözümlenmesi zor olur (Köknel, 1997: 112, 115).

İçe dönükler sessiz, utangaç, insanlar yerine kitapları tercih eden, çekingen, mesafeli, önceden plan yapan, dikkatli ölçülü bir hayat süren, duygularını bastıran, karamsar, ahlaki standartları hakkında endişe duyan ve güvenilir kişilerdir (Huczynski ve Buchanan, 1991: 125).

Barrick ve Mount (1991) yaptıkları çalışmada dışa dönüklüğün yöneticiler ve

satışçılar gibi başkaları ile etkileşimin işin önemli bir bölümünü oluşturduğu mesleklerde iş performansını etkilediğini; vasıflı/yarı vasıflı (örneğin, sekreterler, bakıcılar, montajcılar, muhasebeciler, üretim işçileri) ve profesyoneller (örneğin, mühendisler, mimarlar) gibi meslekler için ise bu özelliğin daha az önemli olduğu bulgusuna ulaşmışlardır. Benzer bir sonuç da Stevens ve Ash (2001) tarafından yapılan çalışmada elde edilmiştir. Buna göre, dışa dönüklük düzeyi yüksek olan bireyler düşük olanlara göre yönetsel rolleri daha iyi yerine getirirler ve yönetici seçerken kişiliğin bu boyutunu dikkate almak faydalı olabilir. Buna karşın, Seibert ve Kraimer (2001) yaptıkları çalışmada dışa dönüklük ve dışsal kariyer başarısında (maaş, promosyonlar gibi) olumlu ilişkiler tespit etmiş ve dışa dönüklüğün hem insan odaklı ve hem de insan odaklı olmayan mesleklerde kişilerin yönetimsel gelişiminde önemli rol oynadığını vurgulamışlardır. Dışa dönük kişilerin baskınlık ve etkinlik özelliklerinin her örgütsel hedefi yerine getirmede faydalı olacağı sonucuna varmışlardır. Salgado (2002) ise, yaptığı çalışmada dışa dönüklüğün iş yaşamında

personel değişim oranının belirleyicisi olduğunu tespit etmiştir. Bunun yanında dışa dönüklük sorunlarla başa çıkmada da özellikle önemli bulunmuştur (Amirkhan, Risinger ve Swickert, 1995).

2.4.2.Uyumluluk/Geçimlilik-Uyumsuzluk/Düşmanlık

Bu boyut genellikle uyumluluk (geçimlilik) olarak yorumlanmıştır. Boyut ile ilgili özellikler nazik, esnek, güvenilir, iyi huylu, yardımsever, bağışlayıcı, yumuşak kalpli, sevecen, sempatik, düşünceli, cömert, kibar, sıcak, şefkatli, faydalı ve hoşgörülü olmayı içermektedir(Barrick ve Mount, 1991; John vd., 1994; Komarraju vd., 2011). Uyumluluğun bir ucu fedakarlık, yardımseverlik ve duygusal destek gibi

kişiliğin insancıl yönlerini; diğer ucu düşmanlık, başkalarına ilgisizlik, bencillik, kincilik ve kıskançlık gibi yönleri içermektedir (Digman, 1990). Uyumlu kişi, sempatik, işbirliği yapan, güvenilir ve başkalarına destek olma eğiliminde iken; uyumsuz kişi ise, güvensiz, şüpheci, sevimsiz, işbirliği yapmayan, inatçı ve kaba olma eğilimindedir (Liebert ve Spiegler, 1990: 220-221).

Beş faktör kişilik boyutları arasında, uyumluluk muhtemelen en az anlaşılmış olandır. Diğer boyutlara göre, uyumluluk kişilerarası çatışma sırasındaki süreçler ve sonuçlar ile en yakın ilişkili bulunmuştur. Uyumlu insanlar büyük ölçüde diğer insanlarla olumlu ilişkiler sürdürmeye güdülüdür ve bu güdü sistemi uyumlu insanların kışkırtıcı davranışları olumlu algılama ve tutum geliştirme nedeni olabilmektedir. Uyumlu kişiler uyumsuz kişilere oranla, yıkıcı taktikler kullanma yerine daha fazla uzlaşma yolunu tercih etmektedirler (Jensen-Campbell ve Graziano, 2001).

Uyumluluk büyük ölçüde kişilerarası eğilimlerden oluşan bir boyuttur. Uyumlu bir kişi esasen fedakardır. Başkalarına karşı sempatik ve yardımcı olmaya isteklidir. Uyumsuz kişiler ise, benmerkezci, başkalarının niyetlerinden şüphe duyan ve işbirliği yerine rekabeti tercih eden kimselerdir. Stevens ve Ash (2001) çalışmalarında uyumluluk ile katılımcı yönetim tarzı arasında olumlu bir ilişki bulmuştur.

Barrick ve Mount (1991) ise, yaptıkları çalışmada uyumluluğun iş performansının önemli bir belirleyicisi olmadığı bulgusuna ulaşmışlardır. Yine Seibert ve Kraimer (2001)’de yaptıkları çalışmada, uyumluluğun dışsal kariyer başarısı, iş performansı ve kariyer tatmini olumsuz yönde ilişkili olduğunu tespit etmişlerdir. Buna karşın bir başka çalışmada, uyumluluk kişilerarası etkileşim içeren işlerde performans ile olumlu yönde ilişkili olarak belirlenmiştir. (Mount, Barrick ve Stewart, 1998). Salgado (2002) ise, yaptığı çalışmada uyumluluğun iş yaşamında sapkın davranışlar ve personel değişim oranının genellenebilen geçerli bir belirleyicisi olduğunu tespit etmiştir. Aynı zamanda, uyumlu kişilerin uyumsuzlara göre daha keyifli sosyal ilişkileri olduğu belirtilmiştir (Berry ve Hansen, 2000). Bu nedenle, uyumluluk hizmet odaklılık ve ekip çalışmasının yararlı bir belirleyicisi olabilir (Barrick, Mount ve Judge, 2001).

2.4.3. Sorumluluk-Hedefsizlik

Bu boyutun özü ile ilgili anlaşmazlıklar vardır. Sıklıkla güvenilirlik ve sorumluluk olarak anılmıştır. Bazı yazarlar sorumluluğun dikkatli, disiplinli, titiz, sorumlu, organize ve planlı olma ile güvenilirliği yansıttığını ileri sürmüşlerdir. Diğerleri bu özelliklere ek olarak, çalışkan, hırslı, enerjik, başarı odaklı ve azimli