• Sonuç bulunamadı

BÖLGENİN TARİHSEL GELİŞİMİ

BÖLÜM II: MEVCUT DURUM ANALİZİ ANALİZİ

Harita 2: Ülke Bölge İçindeki Yeri

3 BÖLGENİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Planlama alanında yer alan illerin mekânsal oluşumlarının tarihleri incelenmiş ve başlıklar halinde sunulmuştur.

3.1 Kırıkkale İli Tarihsel Gelişimi

Kırıkkale ili kuruluşu ve gelişmesi açısından yeni olan bir il olsa da, ilde bulunan mağara, yer altı şehri ve höyük gibi arkeolojik eserler ve kalıntılar Kırıkkale ilinin coğrafi alanının yüzyıllar öncesine giden çok eski bir yerleşim sahası olduğunu göstermektedir. Hititler, Frigler, Romalılar, Bizanslılar, Anadolu Selçukluları gibi önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.

1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra, Kırıkkale ili dahilindeki Böhrek (Böbrek) Dağı civarı, Anadolu’nun Türk ve İslam diyarı yapılması için mücadele verilen bölgelerin başında yer almaktadır.1120 yılında kurularak Anadolu’daki ilk Türk-İslam yerleşim merkezlerinden birisi olduğu bilinen Balışeyh bölgesinde, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden muhtelif Oğuz Türkmen aşiretlerinin iskan edildikleri görülmektedir. Ayrıca, Oğuzhan oymağının, Ankara yakınlarındaki bu bölgede iskân edildiğine ve 250-300 yıl öncesine kadar buralara ‘Kırıkkala’

isminin verildiğine dair Osmanlı arşiv belgeleri bulunmaktadır.

Kırıkkale Bölgesi, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, Ankara ilinin sancağı olan Kırşehir’e bağlı Keskin kasabasının, Kızılırmak Havzası içinde; Yahşihan, Kırıkköyü ve Yuva köyü gibi yerleşim alanları ile öne çıkmaktadır. Evliya Çelebi de İpek Yolu üzerinde bulunan Kırıkkale çevresindeki Keskin, Yahşihan ve Sulakyurt gibi yerleşim merkezlerinden övgüyle bahsetmektedir.

Kırıkkale ili, Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan Savunma Sanayisi ile gelişmeye başlamıştır.

Çeşitli kazılarda elde edilen ve birçok medeniyete ait değerli buluntuları olan 150 – 200 yıllık tarihe sahip ahşap konakları, Savunma Sanayisi üretimleriyle MKE Fabrikaları, TÜPRAŞ Rafinerisi gibi diğer sanayi tesisleri ve Üniversitesi ile tarih, kültür, sanayi ve bilimin bir arada bulunduğu bir şehirdir.

Cumhuriyet Dönemi’nde 1925 yılında kurulan Kırıkkale ili, 21 Haziran 1989 tarihinde, 3578 Sayılı yasa gereğince Ankara’dan ayrılarak il olmuştur. 4

3.2 Kırşehir İli Tarihsel Gelişimi

İç Anadolu Bölgesi’nde, Kızılırmak Nehri Havzası içinde kurulmuş olan Kırşehir ili, şehir çevresinin verimli toprakları, nehrin sağladığı imkânlar ve buradan geçen ticaret yolları sayesinde her dönem önemli bir konuma sahip olmuştur.

Bilinen 5.000 yıllık tarihi bir geçmişe sahip olan Kırşehir, Hititler döneminde Akua Saravena (Su Şehri), Persler döneminde Katpatukya (Kapadokya-Güzel Atlar Ülkesi), Roma döneminde Makissos, Bizans döneminde Justinianapolis ve Anadolu Selçuklu döneminde Gülşehri adını almıştır.

4 http://www.kirikkalekulturturizm.gov.tr/TR,64212/tarihce.html

Kırşehir ili, Anadolu Selçukluları dönemi ile birlikte XI. yüzyıldan sonra ilim ve güzel sanatlar dalında önem kazandığı bilinmektedir.

1243’de yapılan Kösedağ Savaşı’ndan sonra Moğollar, Anadolu’ya hakim olmuştur. Bu dönemde Kırşehir’e vali olarak atanan Cacaoğlu Nureddin, Moğollara karşı barışçı bir siyaset sürerek Kırşehir’i bayındır bir duruma getirmiştir. Bu dönemde Kırşehir, Türk Kültür Merkezlerinin en önemlilerinden biri hâline gelmiş olup, Türk dilinin öncüsü Aşıkpaşa, Gökbilim Medresesinin kurucusu Cacabey, Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran-ı Veli, Süleyman Türkmani, Ahmedi Gülşehri, Hacı Bektaş-ı Veli gibi Türk-İslam şair, düşünür ve mutasavvıflarını yetiştirmiştir. Taptuk Emre ve Yunus Emre’nin de Kırşehir ve çevresinde yaşadığı göz önüne alınırsa, bu gönül erenlerinin Moğol İstilasına karşı koyarak Türklüğün Anadolu’ya yerleşmesini sağladıkları görülmektedir. Daha sonra Kırşehir, çeşitli beyliklerin egemenliği altında sık sık el değiştirmiştir. Son olarak Kırşehir, II. Murat zamanında tam ve kesin olarak Osmanlı yönetimine girmiştir.

Kırşehir, 19. yüzyılın ortalarında önemini yitirerek yollar üzerinde küçük bir durak yeri haline gelmiştir. Konya eyaletine bağlı bir sancak olan Kırşehir ili 19. yüzyılın ikinci yarısında sırasıyla Konya vilayeti Niğde Sancağı ve Ankara Vilayetine bağlı bir sancak durumuna getirilmiştir.

1924 yılında il olan Kırşehir, 1954 yılında ilçe olarak Nevşehir iline bağlanmış olup 1957 yılında tekrar il ünvanını almıştır.5

3.3 Nevşehir İli Tarihsel Gelişimi

Nevşehir ili, tarih ve doğanın bir arada bulunduğu, bütünsellik gösteren beldeleri ve bölgede yaşamış uygarlıkların zenginleştirdiği kültürel birikimi ile Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biridir.

Nevşehir, ilk dönemlerde ‘Nyssa’, daha sonraki dönemlerde ‘Soandos Nisa’ ve ‘Muşkera’

adları ile anılmıştır. Osmanlı döneminde, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından

‘Muşkera’ adı değiştirilerek kente ‘Yenişehir’ anlamına gelen Nevşehir adı verilmiştir.

Bölgede yapılan prehistorik araştırmalardan Neolitik (M. Ö. 7 bin) dönemine ait yerleşmeler tespit edilmiştir. M.Ö.1600’lerde Hitit Krallığı’nın egemenliği altında olan kente, M.Ö. 12 yüzyılda göç kavimlerinin, M.Ö. 7. yüzyılda Kimmer ve İskitlerin saldırıları yaşanmıştır.

Nevşehir, M.Ö. 680 - 610 yıllarında Asur ve M.Ö. 610 - 550 yıllarında Med egemenliğinin ardından Perslerin yönetimine girerek Kappadokia Satraplığı içinde yer almıştır. M.Ö. 332 yılında Pers soylularından I. Ariarathes bağımsız Kappadokia Krallığı’nı kurmuştur. M.S.17 yılında Roma İmparatorluğu’na katılan Nevşehir daha sonra sırasıyla Persler, Sasaniler ve Anadolu Selçuklu Devleti yönetimine girmiştir. 1097 yılında Haçlıların eline geçen bölgede daha sonra İlhanlı ve 1398’de Karamanoğulları egemen olmuştur fakat aynı yıl Sultan I.

Bayezit Nevşehir’i Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402 yılında Bayezit’in Timur’a yenilmesiyle bölge Karamanoğulları yönetimine geçmiş 1466’da da kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmiştir. Cumhuriyet devrinde Niğde iline bağlı olan Nevşehir ili, 20.07.1954 tarihinde 6429 sayılı kanun ile il haline gelmiştir.

5 http://www.kirsehirkulturturizm.gov.tr/TR,64749/tarihce.html

Günümüzde Nevşehir, önemli kaya kiliseleri, doğal yapıları, vadileri ve yeraltı şehirleriyle bir açık hava müzesi durumundadır. Ayrıca, dünyaca ünlü Türk düşünürü Hacı Bektaş-ı Veli ile Osmanlı döneminin ünlü sadrazamlarından Damat İbrahim Paşa’nın bu bölgede yaşamış olmaları da kültür ve turizm hareketlerinin olumlu yönde gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.6

3.4 Yozgat İli Tarihsel Gelişimi

Yozgat ili Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Alişar Höyüğünde M.Ö. 4000 yıllarına ait eserler bulunmuştur. Yozgat il toprakları Anadolu’da tarih devrinin başlangıcını sağlayan ve ilk siyasi birliği kuran Hititler’in önemli yerleşim merkezlerinden biridir. Yozgat’ta arkeolojik çalışmalar yapılan Alişar, Mercimektepe, Karakız ve Kuşaklıhöyük’te Hitit dönemine ait buluntular ortaya çıkarılmıştır.

Hititlerin hakimiyetinden sonra yöre, M.Ö. 1200’lerde Deniz Hakları istilasının ardından Friglerin hakimiyetine girmiştir. M.Ö. 6. yüzyılda Lidya krallığına bağlanan Yozgat daha sonra sırasıyla Persler, Makedonyalılar ve Kapadokya Krallığı’nın hakimiyetine girmiştir. Tarihte Galatların ata yurdu olarak da bilinen Yozgat ili, M.Ö. 2. yüzyıl başlarında kurulan Galatya Krallığının hâkimiyetinde bir süre kaldıktan sonra M.Ö. 85’te Roma’nın korumasına girmiştir.

M.S. 395’te Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Yozgat ilinin içinde bulunduğu Anadolu, Doğu Roma (Bizans)’da kalmıştır. Bozok yaylası ve çevresinde Türk İslam izleri 1071 tarihli Malazgirt Savaşı’ndan sonra görülmeye başlanmaktadır. Yozgat ve çevresi bu dönemde önemli ticaret yollarının geçtiği bir bölge haline gelmiştir.

1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra İlhanlıların kontrolüne giren Yozgat, Anadolu Selçuklu Beylikleri döneminde Eretna Beyliğinin, 1381’den sonrada Kadı Burhanettin’in eline geçmiştir. 1398 de Kadı Burhanettin öldürülünce Yıldırım Beyazıt bu bölgeyi Osmanlı Devleti sınırlarına katmıştır. Timur Han, 1402- 1403 senelerinde Yozgat ve çevresini ele geçirmiştir.

Timur’un Anadolu’dan ayrılmasından sonra, Osmanlı şehzadeleri arasında çıkan saltanat kavgasında Yozgat ve çevresi büyük zarar görmüştür. Anadolu’da Osmanlı hakimiyetini 1413 yılında sağlayan Çelebi Mehmet, Yozgat ve yöresindeki devlet hakimiyetini pekiştirmiştir.

Yavuz Sultan Selim döneminde Yozgat ve çevresindeki Celali isyanları da Yozgat’ı olumsuz etkilemiştir. 18. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti tarafından buraya yerleştirilen Çapanoğulları şehri yeni baştan imar etmiştir.

Oğuzların Bozok koluna mensup Türkmenlerin bu bölgeye akını ile birlikte yöre ilk olarak

‘Bozok’ adıyla anılmıştır. 1800’lü yıllara gelindiğinde ise yöre Bozok Sancağı adıyla idare teşkilatlanmış ve Cumhuriyet döneminden sonra 2.Dönem Kütahya Milletvekili Cemil Bey, bir önerge ile Yozgat ismini Bozok olarak değiştirmiştir. Ancak 23 Haziran 1927 tarihinde Bozok Milletvekili Süleyman Sırrı Bey ve arkadaşları, bir önerge ile tekrar Yozgat isminin kabul edilmesini sağlamıştır.

6Nevşehir İli Kültür ve Turizm Müdürlüğü