• Sonuç bulunamadı

Azrail’i Gören Adam

Belgede Rize ili Halkbilim monografisi (sayfa 169-174)

İKİNCİ BÖLÜM 2. SÖZLÜ KÜLTÜR ÜRÜNLERİ

2.2.1. Rize Yöresinden Derlenen Masallar

2.2.1.33. Azrail’i Gören Adam

Eskiden bir fekir vatandaş, tabi bunun 5-6 tane çocuğu var. Çok züğürt durumda birisi. Çocuklarını besleyip muafaza etmeğe gücü kalmamış. E bu fekir düşünüyor, “Ya Rabb ben ne yapacağım?” diye düşünürken bir tane bir şey düşünebildi “Ben gideyim gurbet ellere belki bir şey yapabilirum, bir şey kazanabilirum.” diye. Yola revan olmuş,

141

dolaşmış molaşmış, gezmiş, yırtınmış, giderken baktı ki uzaktan bir derviş ehtiyar görmüş. Yanaşıyor:

“Selâmün aleyküm”.

“Ve aleyküm selâm delikanlı, dedi ehtiyar. “Nereye boyle nereye gidiyorsun?”

Dedi ki:

“Derviş Baba, sorma sen benum halumi. Benum oyleçen böyle durumum var çok fekir kaldum. Çocuklarımı beslemeğe, büyütmeğe gücüm kalmadı. Gurbet ele düştüm, belki bir yerde çalışabilirim diye”.

Ehtiyar dedi ki:

“Oğlum, sana bir şey söyleyim, sözünü tutarsen?” “Peki da söyle Derviş Baba” dedi.

“Ben sana bir yüzük vereceğim. Gideceksin bir köye veya bir kasabaya, orda doktorluk yapacaksın”.

“Ama derviş baba, ben doktorluktan bir şey anlamıyorum”.

“Sen bu yüzüğü al, git bir köye yahut kasabaya. Sana gelecekler, doktor bey benim çocuğum hasta oldu yahut anam hasta oldu, babam hasta oldu felan diye söyleyecekler. Sen ya hastaya gideceksin yahut hastayı geturecekler sana. Sen güzel bir muayene edeceksin. Hastanun başucunda gördün mü beni hasta iyileşecek, öyle anla sen. Eğer beni ayak tarafında görürsen hasta ulecek. Ona göre hasta sahiplerine söylersin ulecek yahut da tedavi görecek diye. Boyleluglen doktorluk yap para kazanırsın”.

“Pekâlâ, ben doktorluk yapacağım ama benim bir dairem yok, bi’ şem yok, ne yapacağım?”

142

Bu çocuk istemeyerek yüzüğü alıyor, gidiyor, dolaşıyor. Bir köyde konuk oluyor, bir oda buluyor. Tabi köylü soruyor:

“Sen kimsin?” “Ben doktorum”. “Aa, doktor musun?” “Evet”

O ara adamın birinin bir hastası oluyor. Bu adamın biri düşünüyor ki buraya bir doktor gelmiş, bi hau doktori geturun bu hastaya. Doktoru getiriyorlar.

“Doktor bey benim bir hastam var bir bak”.

Bu gizlice yüzüğü cebinden alıyor, parmağına takıyor. Baktı ki o Derviş Baba hastanın başucunda oturuyor. Bu doktor -ölecek durumda olan- hastayı güzel bi muayene ediyor. Doktor hasta sahibine dedi ki:

“Bu hasta tedavi olacak”. “Doktor Bey, hasta ölüyor”.

“Yaa, bu hasta tedavi olacak. İster şunu şunu yapın, şunu yedirin, bunu yedirin, diye bir şeyler bir şeyler söylemiş”.

Doktor hastayı muayene ettikten sonra geliyor odasıne. Hasta hakikaten tedavi oluyor. Millet birbirine konuşma yapıyor: “Ne eyi doktor yav, ne anlayışlı doktor, bu cok eyi doktordur.” falan diye. Bu doktor tutuluyor bu köyde. Ne uzatalum, birkaç zaman sonra bir adam geliyor bu doktora.

“Doktor Bey, benim bir hastam var. Bir muayene et”. “Tamam” dedi.

Gidiyor hastaya. Hasta nezle hastası, öyle bir kötü durumu yok. Yine cebinden yüzüğü çıkarıyor, parmağına takıyor. Baktı ki ehtiyar ayak tarafında oturuyor. Doktor şaştı,

143

gizlice kendi kendine söylüyor: “Ya, bu adam iyi adam ama dervişi ayak tarafında gördüm.” diye kendi kendine mırıldanıyor. Ne uzatalum, bunu bi muayene ediyor. Sahibine diyor ki:

“Efendi, bu hastan sizlere ömür, fevat edecek, ulecek”. Adam mırıldanmaya başladı:

“Doktor bunun bir hastası var idi. O da ulecek durumdaydı, muayene ettun tedavi olacak soyledun. E bu iyi hasta olecek” diyorsun.

“Bu nedir canım?! Ben doktor isam sana söylüyorum, ulecek bunun tedavisi güç”. “Anladım, tamam”.

Ondan da birkaç lira alıyor, biraz para biriktiriyor tabi bu. Geliyor odasına, bu sefer git zaman gel zaman doktor kendisi hasta oluyor. Uzandı yatağına, “Bi’ parmağı takayım, ehtiyar gelecek mi?” dedi. Çekinerek parmağı takıyor. “Eğer ayak tarafımda oturursa ben ne yapacagım?” diye düşünüyor, korkuyor. Yüzügi çıkardı, parmağına taktı. Baktı ki ehtiyar ayak tarafına oturmuş.

“Derviş Baba, ben ulecek miyim?” “Uleceksin”.

“Derviş Baba, bir çare yap, ben ulmeyim”. “Uleceksin, uleceksin”.

“Sen nesin, kimsin?”

“Ben Azrail’im. Ben Azrail aleyhisselam”.

“Azrail aleyhisselam, bana bir zaman ver da ulmeyim”. “Çare yok, uleceksin”.

“Benim çocuklarım aç kalacaklar, yetim kalacaklar. Ben ne yapayım şimdi? Günahtır, bi merhamet et ne olur da ölmeyim. Bana 5, 10, 20 sene daha müsade ver”.

144 “Yok”.

“Hiç olmasa 10 sene müsade ver, diye yalvardı, rica etti”. “Tamam, on sene müsade verdim. 10 senede uleceksin”. “Peki”.

10 sene doluyor. Bir daha hasta oluyor burda fakat bu sefer daha agır durumda. Bi daha cebinden çıkarıyor yüzüğü, takıyor. O Derviş Baba yine ayak tarafında oturuyor.

“Hayde bakalum, şimdi uleceksin”.

“Ne olur Azrail aleyhisselam, 10 sene daha müsade ver”. “Şimdi musade yok, uleceksin. Şimdi canuni alacağım”. Bu adam şöyle yalvardı böyle yalvardı olmadı.

“Canuni alacağım”.

“Peki alacaksın, alacaksın. Hiç olmazsa bi’ Fâtiha-i Şerîf okuyayım da ondan sonra canumi al” dedi.

“Tamam oku, ona müsade ederum” dedi.

Bu adam Fâtiha’yı kaldurdi, yarıya gitmeden Fâtiha’yı kesti. Bu sefer Azrail canını alamıyor çünkü Azrail söz verdi “Fâtiha’yı tamam edeceksin öyle canuni alacağım.” diye. Fâtiha’yı tamam etmedi adam, Azrail de canı alamadı. Boyleluglan kalıyor. Bir zaman gel zaman adam Cuma namazına gidiyor. Cuma namazına gittiği zaman da Hoca Fâtiha-i Şerîf’i emretti okuyun diye. Cemaat okumaya başladı, bu da okumağa devam etti. Bu unutmiş tamam etmeyeceğini ama tamam etmiş. O zaman orda Azrail aleyhisselam canını alıyor. Tabii cemaat, sağ adam namaz kılarken vefat etti diye birbirine karışmış. Falan dolan cesedi camiiden çıkarıyorlar, adamı defnediyorlar (KK: 65).

33 Numaralı Masalın Motif Yapısı 1. Derviş

145 2. Sihirli yüzük

3. Azrail'in derviş kılığında gözükmesi (Don değiştirme)

Belgede Rize ili Halkbilim monografisi (sayfa 169-174)