• Sonuç bulunamadı

Askeri Mahkeme (Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi)

5. YARGILAMA USULLERİ

5.2. Ceza Yargılaması

5.2.1.6. Askeri Mahkeme (Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi)

KKTC Anayasası’nın “Askeri Yargı” başlıklı 156/1. maddesi, askeri yargının askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütüleceğini belirtmektedir. Yine Anayasa’nın 156/4. maddesine dayanılarak 34/1983 sayılı “Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi ile Güvenlik Kuvvetleri Yargıtayı’nın Kuruluşu ve Yargılama Usulü Yasası” çıkarılmıştır. Her ne kadar Anayasa’da “askeri mahkemeler” ibaresi yer alsa da, 34/1983 sayılı yasa ile tek bir askeri mahkeme kurulmuş ve adına da “Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi” denilmiştir325. Bu konu aşağıda detaylı olarak anlatılmıştır326.

5.2.2. İspat ve Delil

KKTC ceza hukuku Anglo-Sakson yargı sisteminin etkisi altında gelişmiştir. Bu nedenle Kıta Avrupası yargı sisteminden oldukça farklıdır. KKTC’de ceza yöntemi “adversarial” veya “accusatorial” sistem esaslarına dayanır. Bu sistemde sanık suçlanır, ancak hakim suçu araştırma yoluna gitmez. Ayrıca ceza davalarında şikayetçinin davaya müdahil olarak katılması söz konusu değildir327.

Bir sanık, mahkeme huzurunda yargılanırken aleyhindeki suçlamaları kabul etmiyorsa; sanığın ilgili suçu veya suçları işlediğini, iddia makamı ispatlamalıdır. Başka bir deyişle, suçun işlendiğini gösteren her türlü olgu, iddia makamı tarafından sunulacak olan sözlü, yazılı şahadetle ve maddi delillerle ispatlanmalıdır. Hatta suçlamayı kabul eden sanığın, davaya konu suçu işlediğini dahi iddia makamı ispat etmelidir. İspat külfeti, yargılamanın başından sonuna kadar iddia makamındadır ve ispatta bulunurken makul şüphenin ötesine geçmelidir328.

325 Bkz. SÖZMENER, Ceza Genel ve Ceza Usul Hukuku, C.1, s.428 vd. 326 Bkz. s.123 vd.

327 NECATİGİL, “KKTC’de Hukuk Sistemi”, s.136-137.; ŞEFİK, Narin Ferdi, “KKTC Ceza Hukukunda Duruşma

Safhası ve Delillerin Değerlendirilmesi”, Türkiye Cumhuriyeti-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Karşılaştırmalı Hukuk Sempozyumu (Kasım 2000), Ed. Rabia BALKANLI (Ankara: Kıbrıs Türk Kalkınma

Platformu Derneği, 2001), 87–101.

328 SÖZMENER, Ceza Genel ve Ceza Usul Hukuku, C.2, s.1399-1400.; Makul Şüphe: “Mahkemenin değer

verdiği şahadet ışığında, sanığı suça bağlayan her olgunun gerçekleştiğine ve gerçek olduğuna mahkemenin hiç duraksamadan tatmin olması gerekir. Eğer mahkeme, değer verdiği şahadet ışığında, sanığı suça bağlayan bir olgunun gerçekleştiği ve gerçek olduğu konusunda duraksıyorsa ve sanığı suça bağlayan bir olgunun gerçekleşmemiş ve gerçek olmadığı ihtimali ortaya çıkıyorsa, böyle bir duraksamanın veya şüphenin, makul şüphe ölçüsüne ulaştığı kabul edilmelidir.“: bkz. SÖZMENER, a.g.e., C.2, s.1411

87

Ceza davalarında karineler önem teşkil etmektedir329. Sanık, masum olduğunu

ispatlamak zorunda değildir. Ancak iddia makamının ispatladığı olgulardan sanığın suçlu olabileceğine yönelik fiili bir karine ortaya çıkmış olabilir. Böyle bir durumda sanığın, söz konusu fiili karineyi çürütmesi gerekmektedir. Sanık karineyi çürütürken, hukuk davalarında olduğu gibi “ihtimaller dengesi” esasına bağlı kalınacaktır. Yani sanık ispatta bulunurken delillerinin tamamen doğru olduğunu ispatlamakla yükümlü değildir330.

Ceza davalarına ilişkin usul kuralları arasında hukuk davalarında olduğu gibi olguların kabul edilmesine dair bir düzenleme bulunmamaktadır331.

KKTC ceza usul hukukunda şahadette sözlülük esastır. Hukuk davalarında ise belgeye dayalı (belgesel) şahadet daha fazla yer almaktadır. Ancak hukuk davalarındaki kadar olmasa da ceza davalarında da belgeye dayalı şahadet kullanılmaktadır332.

Anlaşılacağı üzere bir ceza davasında ispat faaliyetinde bulunurken yukarıda da anlatıldığı gibi;

a) Belgeye Dayalı (Belgesel) Şahadet

b) Asli (doğrudan doğruya, direkt, vasıtasız) Şahadet, c) Şayia Şahadet.

d) Teyit Edici Şahadet, e) Çevre Şahadeti, esas alınır.

Şahadet türlerini anlatmadan önce ispat ve delil konusunda şu önemli konuya da değinmek gerekir: Genel olarak kabul edildiği üzere hukuka aykırı olarak elde edilen deliller kullanılamamaktadır333. Başka bir deyişle “zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir”. Ancak KKTC’de hukuka aykırı delillerin yasaklanmasına dair özel bir düzenleme olmayıp, daha esnek bir yapı söz konusudur. Burada önemli olan hukuka aykırı olarak elde edilen delil değil, yargılamanın adil bir şekilde görülüp görülmediğidir334. Bu durum

329 Karineye ilişkin bkz. s.76.

330 SÖZMENER, Ceza Genel ve Ceza Usul Hukuku, C.2, s.1393. 331 SÖZMENER, a.g.e., s.976.

332 SÖZMENER, a.g.e., s.1227.

333Bkz. Fatih ÖZKUL, “Ceza Yargılamasında Hukuka Aykırı Şekilde Elde Edilen Delillerin Değerlendirilmesi

Sorunu,” Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, S.9 (2017): 397–425.; Recep GÜLŞEN, “Yargıtay Kararları Işığında Hukuka Aykırı Aramada Elde Edilen Delillerin Ceza Muhakemesinde Değerlendirilmesi” Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi, C.3, S.2 (2015): 227–252.

88

Yüksek Mahkeme’nin Yargıtay sıfatıyla baktığı bir davada: “…İstinafın dinlenmesi

esnasında zehirli ağacın meyvesinin kullanılmaması gerektiği ileri sürülerek birçok Amerikan (US Supreme Court) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıfta bulunulmuştur. İddia makamı ise bu konuda İngiliz içtihatlarını tercih etmiştir. KKTC’de ceza ile ilgili mevzuatımız İngiltere’den gelmiştir. Gerek Fasıl 154 gerekse Fasıl 155 yürürlüğe girdikleri tarihteki İngiltere’deki ceza mevzuatını yansıtmaktadırlar. Nitekim her iki Yasa’nın 3. maddeleri spesifik olarak bu Yasaların yorumu için İngiliz içtihatlarına bakılmasını öngörmektedir. Yine yukarıda ifade edildiği gibi 9/1976

Mahkemeler Yasası’nın 3. maddesi altında da Common Law335 mevzuatımızın bir parçası

olmaya devam etmektedir…” şeklinde ifade edilmiştir336. Anlaşılacağı üzere common law

etkisi altında olan KKTC yargı sisteminde, hukuka aykırı deliller noktasında Kıta Avrupası’ndaki durumun aksi söz konusudur.

5.2.2.1. Belgeye Dayalı (Belgesel) Şahadet

Yukarıda Fasıl 9 Şahadet Yasası’nın 2. maddesinde yapılan belgeye ilişkin tanımlamalar ve açıklamalar ceza davaları için de geçerlidir. Ancak yukarıda belirtilen belge türlerine şunlar da ilave edilmelidir337:

- Alınan raporlar ve şahadetnameler,

- İlk soruşturmada alınmış olan yeminli ifadeler (Fasıl 9 Şahadet Yasası’nın 11. maddesi).

335 “Eski Birleşik Krallık hukuku özellikle 18. yy’a kadar her türlü delilin kabul edildiği bir sistemdi. Ancak

günümüzde esnek yaklaşım benimsenmektedir. Hakime yasak delilleri değerlendirmede takdir hakkı veren Common Law ise 1984’te yürürlüğe giren Polis ve Ceza Delil Yasası (The Police and Criminal Evidence Act) ile bu hususu ilkesel olarak düzenlemiştir. Buna göre hakim takdir hakkını kullanırken muhakemenin dürüstlüğü esasını gözetir. Eğer hukuka aykırılık halinde o delilin kabul edilmesi mahkemenin dürüstlüğünü ağır şekilde etkiliyorsa o delil kabul edilmez, aksi halde delil kabul edilebilir. Hakimin takdir yetkisi vardır.”:

Beytullah ÇETİN, “Ceza Muhakemesi Hukukunda Yasak Yollarla Edinilmiş Delillerin Değerlendirilmesi”,

Prof. Dr. Nevzat TOROSLU’YA ARMAĞAN, C.1, (Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 2015), 271–290,

(279).

336 Yüksek Mahkeme’nin; Yargıtay/Ceza, 04.01.2012 tarihli ve No: 68-69-70-71-72-73/2010, D. No:1/2012 sayılı kararı.

89