• Sonuç bulunamadı

Kırsal bölgelerde aile başına düşen çocuk sayısının yüksek olmasının nedenlerinin başında gelenekçi yapısından kaynaklanan ve o yapı tarafından teşvik edilen çok çocukluluk özelliği gelmektedir. Özellikle Karacadağ yöresi gibi tarımsal üretimin nispeten küçük arazilerde daha az sermaye ile gerçekleştirildiği, başka bir deyişle ektansif tarım işletmelerinin yaygın olduğu yörelerde aile işgücünün kullanılması da çocuk sayısının artmasında önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca doğum kontrol yöntemlerini bilmemek veya uygulama merkezlerine gidememek de etkenler arasında sayılmaktadır. Tüm bu gerçekler kabul edilmekle birlikte, özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler nedeni ile kaynakların giderek azalması veya küreselleşmesi sonucu kırsal alanlarda aile başına düşen çocuk sayılarının yavaş da olsa azalması için gerek hükümet kuruluşlarının gerekse sivil toplum kuruluşlarının daha yoğun çalışmalar gerçekleştirdikleri bilinmektedir.

Tablo 11. Bir Ailede Olması Gereken Çocuk Sayısı

Grup Size göre bir ailede çocuk sayısı kaç olmalıdır? Toplam

1 2 3 4 5 6 6 Dan >

Kontrol Grubu Erkek Sayı 1 5 18 14 22 13 27 100

% ,5% 2,5% 9,0% 7,0% 11,0% 6,5% 13,5% 50,0%

Kadın Sayı 0 5 30 9 19 11 26 100

% ,0% 2,5% 15,0% 4,5% 9,5% 5,5% 13,0% 50,0%

Sayı 1 10 48 23 41 23 53

Toplam % ,5% 5,0% 24,0% 11,5% 20,5% 12,0% 26,5% 100,0%

Esas grup Erkek Sayı 1 8 25 27 18 10 11 100

% ,5% 4,0% 12,5% 13,5% 9,0% 5,0% 5,5% 50,0%

Sayı 2 11 25 26 18 6 11 100

% 1,0% 5,5% 14,5% 13,0% 9,0% 3,0% 4,0% 50,0%

Sayı 3

Toplam % 1,5% 9,5% 27,0% 26,5% 18,0% 8,0% 9,5% 100,0%

TKV’nin esas grup olarak nitelendirdiğimiz köylerde doğum kontrolü ile ilgili yaptığı çalışmaların etkisinin ortaya konulması amacı ile “sizce bir ailede çocuk sayısı kaç olmalıdır” çapraz sorusuna verilmiş cevapların kontrol ve esas gruptaki dağılımı şu şekildedir; (Tablo 11)

TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) “bir çocuk olmalı” diyenlerin oranı %0.5, iki çocuk olmalı diyenlerin oranı %5, üç çocuk olmalı diyenlerin oranı %24, dört çocuk olmalı diyenlerin oranı %11.5, beş çocuk olmalı diyenlerin oranı %20.5, altı çocuk olmalı diyenlerin oranı %12, altıdan fazla olmalı diyenlerin oranı ise % 26,5’dır. Esas grupta bir çocuk olmalı diyenlerin oranı %1.5, iki çocuk olmalı diyenlerin oranı %9.5, üç çocuk olmalı diyenlerin oranı %27, dört çocuk olmalı diyenlerin oranı % 26,5, beş çocuk olmalı diyenlerin oranı %18, altı çocuk olmalı diyenlerin oranı % 8, altıdan fazla olmalı diyenlerin oranı ise %9.5’tir (Tablo11). Yukarıdaki veriler doğrultusunda esas grup köylerde 4 çocuktan fazlasını TKV’nin proje uygulamadığı köylere (kontrol grubu) göre belirgin bir şekilde istemedikleri görülmektedir. Tablo 11 ve Tablo 6’daki veriler karşılaştırıldığında da bu iki verinin birbirini doğruladığı ve TKV’nin proje uygulamadığı köylerin (kontrol grubu) ana gruba göre çok sayıda çocuk istediği ve daha çok çocuğa sahip olduğunu göstermektedir. Đki köy grubunun bu konuya bakış açısı arasında farklılığın doğum kontrolü konusunda bilinçlendirme faaliyetlerinin yanı sıra, gerekli ilaç ve araçların

dağıtımını sağlık personelleri ile birlikte yapılmasını sağlayan TKV çalışmalarından kaynaklanabileceğinin düşünülmesine neden olmuştur. Nitekim grupların kendi içerisinde kadın ve erkeklerin verdikleri cevaplara bakıldığında ve her iki grup içinde farklılıklar bilimsel bir anlamlılık taşımadığı için tesadüfî olarak nitelendirilmiştir. Fakat toplamda her iki grup birbiriyle karşılaştırıldığında, orta düzeyde anlamlı bulunmuştur. Başka bir ifade ile TKV’nin proje uygulamadığı köylerdekilerin (kontrol grubu) ve ana grubun verdikleri cevaplar arasındaki farklılıkların tesadüfi olmayıp istatistiki olarak oluşmuş anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir.

Dinin en önemli toplumsal fonksiyonlarından biri, onun toplumsal düzenin korumasını sağlayıcı muhafazakâr yönüdür. Din, dini inanç ve normlar, toplumda önemli bir sosyal kontrol rolü’nü üstlenmektedir. Dindeki günah-sevap, helal-haram gibi normlar, aynı zamanda ve birçok durumlarda toplumdaki ahlaki normların temel ölçütlerini sağlayıcı fonksiyonlar görmektedir (Günay,1998:375).

Din ile toplumsal bir olay olan sosyal değişme arasında dinin belirleyici bir rolü olduğu bilinmektedir. Çünkü din, dini tebliğ edenin veya kurucunun hatırasına bağlılık ve onu her seferinde yaşamaya ya da tekrardan ibaret olan “ritüel” bir karakter arz etmekte ve böylece kendini tarihten soyutlayarak her çeşit değişimden uzak kalmak eğilimini içermektedir. Bu nedenle din her çeşit zihniyet, değer-norm, sosyal ve kültürel yapı değişikliklerine karşı bir fren ve engel teşkil etme fonksiyonuna sahip görünmektedir. (Günay, 1998:333). Bu nedenle çoğu zaman genel anlamda, doğum kontrolü konusunda kırsal kesimde yaşayanların direnç göstermelerinin bir nedeni olarak ailenin “dini“açıdan bu olayı yasak olarak görmesinden kaynaklandığı zaman zaman dile getirilmektedir. Bu nedenle dindarlık ile doğum kontrolü ve istenilen çocuk sayıları arasındaki ilişkinin var olup olmadığı veya düzeyinin tespit edilebilmesi amacıyla “ailenizi dini yönden nasıl tanımlarsınız?” sorusu katılımcılara yöneltilmiştir (Tablo 12).

Tablo 12. Ailenin Dini Yapısı

Grup Dini yönden ailenizi nasıl tanımlarsınız? Toplam

Cinsiyet Çok dindar Dindar Dinle ilgisi az

Kontrol Grubu Erkek Sayı 10 87 3 100

% 5,0% 43,5% 1,5% 50,0%

Kadın Sayı 18 82 0 100

% 9,0% 41,0% ,0% 50,0%

Toplam Sayı 28 169 3 200

Cinsiyet % 14,0% 84,5% 1,5% 100,0%

Esas grup Erkek Sayı 15 80 5 100

% 7,5% 40,0% 2,5% 50,0%

Kadın Sayı 24 75 1 100

% 12,0% 37,5% ,5% 50,0%

Toplam Sayı 39 155 6 200

% 19,5% 77,5% 3,0% 100,0%

TKV’nin proje uygulamadığı köyler (kontrol grubu) şu şekilde yanıt vermiştir; kendilerini çok dindar olarak tanımlayanların oranı %14, dindar olarak tanımlayanların oranı %84.5, dinle ilgisi az olarak tanımlayanların oranı %1.5’tir. Esas grupta dağılım; kendilerini çok dindar olarak tanımlayanların oranı %19, dindar olarak tanımlayanların oranı % 77.5, dinle ilgisi az olarak tanımlayanların oranı % 3 olarak gerçekleşmiştir (Tablo 12). TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) çok dindarların oranı esas gruptakilerden %5.5 oranında daha az çıkmasına rağmen TKV’nin proje uygulamadığı köylerin (kontrol grubu) Tablo 11’de görüldüğü gibi daha fazla çocuk istemeleri “dindarlığın doğrudan, doğum kontrolü konusundaki direncin nedeni olduğu” kanısının çok da doğru olmadığını göstermesi açısından, önemli bir tespit yapıldığının düşünülmesine neden olmuştur.

Doğum kontrolü yöntemleri nüfusu kontrol altına almak, yoksulluğu önlemek, göç olgusunu yavaşlatmak için kullanılmaktadır. Bilindiği gibi Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinin feodal ve gelenekçi yapıları nedeni ile evlilik yaşının çok düşük olmasının, üreme süresini bu sayede uzatması ve buna bağlı olarak, özellikle kadın sağlığının bozulması ve bebek ölüm oranlarının diğer bölgelere göre daha yüksek gerçekleşmesine neden olduğu bilinmektedir. Araştırmanın yapıldığı Karacadağ bölgesini de içine alan Diyarbakır’ın nüfus artış hızı 2006 yılında yüzde 1.56 ile Türkiye nüfus artışının (1.28) üzerinde gerçekleşmiştir. Aile planlaması için son derece

önemli olan doğum kontrolü konusunda her iki grubun doğrudan bakış açısını belirlemek üzere “doğum kontrolü konusunda ne düşünüyorsunuz “ yöneltilmiştir. Ayrıca TKV’nin proje uyguladığı köylerinde uzun bir dönem boyunca gerçekleştirdiği aile planlama çalışmalarının etkilerinin belirlenmesi de amaçlanmıştır.

Tablo 13. Doğum Kontrolü Hakkında Görüşler

Doğum kontrolü konusunda sorulan soruya verilen cevapların dağılımı şöyledir; TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) doğum kontrolüne karşı olanların oranı %15.5, doğru bulanların oranı %27.5, uygulanması zor diyenlerin oranı %10, bir düşüncem yok diyenlerin oranı % 46.5’tir. Esas grupta doğum kontrolüne karşı olanların oranı %15.5, doğru bulanların oranı % 61, uygulanması zor diyenlerin oranı %5.5, bir düşüncem yok diyenlerin oranı % 18’dir (Tablo 13).

Doğum kontrolü yöntemleri nüfusu kontrol altına almak, yoksulluğu önlemek, göç olgusunu yavaşlatmak için kullanılmaktadır. Ancak Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinin feodal ve gelenekçi yapıları nedeni ile evlilik yaşının çok düşük olmasının, üreme süresini bu sayede uzatması ve buna bağlı olarak, özellikle kadın sağlığının bozulması ve bebek ölüm oranlarının diğer bölgelere göre daha yüksek gerçekleşmesine

Grup Doğum kontrolü hakkında ne düşünüyorsunuz? Toplam

Doğru buluyorum Karşıyım Hastalık kaynağı Uygulanması zor Bir düşüncem yok Kontrol

Grubu Erkek Sayı 32 14 1 9 44 100

% 16,0% 7,0% ,5% 4,5% 22,0% 50,0%

Kadın Sayı 23 17 0 11 49 100

% 11,5% 8,5% ,0% 5,5% 24,5% 50,0%

% 27,5% 15,5% ,5% 10,0% 46,5% 100,0

%

Esas grup Erkek Sayı 57 15 6 22 100

% 28,5% 7,5% 3,0% 11,0% 50,0%

Kadın Sayı 65 16 5 14 100

% 32,5% 8,0% 2,5% 7,0% 50,0%

% 61,0% 15,5% 5,5% 18,0% 100,0

neden olduğu bilinmektedir. Araştırmanın yapıldığı Karacadağ bölgesini de içine alan Diyarbakır’ın nüfus artış hızı 2006 yılında yüzde 1.56 ile Türkiye nüfus artışının (1.28) üzerinde gerçekleşmiştir.

Yukarıdaki dağılımdan da anlaşılacağı gibi, her iki grupta da karşı olanların sayısı eşit olmasına rağmen, esas grupta doğum kontrolü konusunda olumlu yönde bir bilinç mevcuttur, TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) bir düşüncem yok diyenlerin oranın % 46.5 gibi yüksek çıkması TKV esas grup köylerinde konu ile ilgili eğitim vermeseydi, bu grupta da benzer bir sonuç alınabileceği düşüncesini oluşturmuştur. Ayrıca doğum kontrolü ile dindarlık durumu arasında doğrudan bir bağlantıda tespit edilememiştir. Grupların kendi içerisinde kadın ve erkeklerin verdikleri cevaplara bakıldığında, her iki grup içinde gözlenen farklılıkların Chi-Square teste göre tesadüfî oldukları tespit edilmiştir (Tablo 13). Fakat toplamda her iki grup birbiri ile karşılaştırıldığında farklılıklar arasında orta düzeyde bir anlamlılık tespit edilmiştir.

3.7. Cinsiyete Göre Grupların Eğitimden Yararlanma Konusuna Bakış

Benzer Belgeler