• Sonuç bulunamadı

Sosyo-kültürel ve yapısal özelliklerin aile yapısının oluşmasında bariz etkilerinin olduğu sosyolojik olarak kabul gören bir gerçekliktir. Geleneksel yapının etkisini hissettirdiği ülkemizde, gelenekselliğin etkisinin kırsal kesimde daha fazla görülebileceği kabul edilebilir bir yaklaşımdır.

Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi kırsal alanlarında, belirgin bir şekilde işlevselliğini koruyan aşiretler, toplumsal hayattan kaynaklanan bazı sorunların çözümünde kendi geleneksel usullerini kullanarak sürekliliklerini sağlamaktadırlar. Evliliğe ilişkin kurallar kırsal alanlarda genellikle aşiret-akraba ve aile içi ilişkiler tarafından belirlenmektedir. Özellikle içe kapanıklık nedeniyle kırsal alanlarda akraba evlilikleri yaygın olarak görülmektedir. Akraba evliliklerinin temelini ise, sosyal ve ekonomik eksenli güvenlik kaygılarının oluşturduğu bilinmektedir. Bu kaygıların başında ise yabancı biriyle evlenme durumunda boşanma ya da terk edilme gibi çözülmelerin daha sık yaşanacağı endişesinin etkili olduğu düşünülmektedir.

Araştırmada geleneksel yapının önemli göstergelerinden olan “evlilik ve evliliğin şekilleri” nin iki grup köydeki durumunun ortaya çıkarılması adına iki grupta evlilik ile köylülük (akrabalık) ilişkilerinin sorgulaması “eşinizle aynı köyden misiniz” sorusu ile yapılmıştır.

Tablo 7. Araştırma Kapsamına Alınanların Eş ile Akrabalık Durumu

Grup Eşinizle aynı köyden misiniz ? Toplam

Evet Hayır

Kontrol Grubu Erkek Sayı 45 55 100

% 22,5% 27,5% 50,0%

Kadın Sayı 37 63 100

% 18,5% 31,5% 50,0%

Toplam Sayı 82 118 200

% 41,0% 59,0% 100,0%

Esas grup Erkek Sayı 42 58 100

% 21,0% 29,0% 50,0%

Kadın Sayı 41 59 100

% 20,5% 29,5% 50,0%

Toplam Sayı 83 117 200

% 41,5% 58,5% 100,0%

TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) evet aynı köydenim diyenlerin oranı %41, hayır aynı köyden değilim diyenlerin oranı %59 dur. Esas grupta evet aynı köydenim diyenlerin oranı %41.5, hayır aynı köyden değilim diyenlerin oranı %58.5’ tir (Tablo 7). Her iki köy grubunda da büyük oranda evliliğin köy içinde yapıldığı görülmektedir. Fakat Karacadağ yöresinde köylerin büyük bir kısmı arasında akrabalık ilişkileri ve Đzol aşireti üyeliği mevcut olduğundan başka köydeki insanlarında birbiri ile akraba olma olasılıklarının alınmasından dolayı, katılımcılarla ayrıca bu konu ile ilgili sorular da sorulmuştur. Her iki grup ile yapılan sohbetlerde eş aynı köyden olmasa da evlilik yapılan kişinin ailesinin genellikle ya kan hısımlığına ya da sıhri hısımlık( evlilik ile akrabalık) ile akraba olunmuş ailelerden seçilmiş bireyler arasında yapıldığı ifade edilmiştir. Katılımcılara bu davranışın nedenleri sorulduğunda “yabancılarla uğraşmanın zor olduğu, onları tanımanın ve onlara uyum göstermenin sıkıntı yaratacağı “ belirtilmiştir. Katılımcılara “onlarla uğraşmanın zorluğu” ile ne kast edileninise genellikle çiftlerin anlaşamaması durumlarında akraba olunca boşanmanın

veya kadın açısından üzerine kuma getirilme olasılığının azaldığı, çünkü erkeğin ailesinin bu duruma daha güçlü muhalefet edeceği belirtilmiştir. Ayrıca, akraba evliliği söz konusu olduğunda ailelerin birbiri ile ortaklaşa iş yapma konusunda da rahat davranabildikleri, maddi sıkıntıya düşüldüğünde yardımı alma ve yardım kabul etme konusunda da daha rahat davranılabildiği için akraba evliliğinin tercih edildiği belirtilmiştir.

Tablo 8. Araştırma Kapsamına Alınan Gruplarda Eşin Tercih Edilme Nedenleri

Grup Eşinizi kim seçti ? Toplam

Kendim

Ailem Ve Kendim

Berdel Kaçırdım Zorla

Kaçırdım

Kontrol

Grubu Erkek Sayı 36 47 17 0 100

% 18,0% 23,5% 8,5% ,0% 50,0%

Kadın Sayı 32 48 19 1 100

% 16,0% 24,0% 9,5% ,5% 50,0%

Toplam Sayı 68 95 36 1 200

% 34,0% 47,5% 18,0% ,5% 100,0%

Esas grup Erkek Sayı 37 42 19 2 0 100

% 18,5% 21,0% 9,5% 1,0% ,0% 50,0%

Kadın Sayı 30 48 19 2 1 100

% 15,0% 24,0% 9,5% 1,0% ,5% 50,0%

Toplam Sayı 67 90 38 4 1 200

% 33,5% 45,0% 19,0% 2,0% ,5% 100,0%

Toplumsal yapının çekirdek kurumu olan ailenin oluşturulmasında, toplumun kültür yapısı ve geleneksel değerlerin eş seçme tercihlerini de etkilediği gerçeğinden hareketle, iki köy grubunun geleneksellik düzeyinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Kırsal kesimde eş seçmede özellikle evlenecek olan erkek ve onun ailesine daha büyük bir rol düştüğünden, oğullarını evlendirmek isteyen aileler; yakın akraba ve komşulardan başlayarak, tanıdıkların da yardımıyla uygun eş arama yoluna başvururlar. "görücü" usulü diye de bilinen bu yöntemde, görücü grubu, kızları bulunan uygun evleri ziyaret ederek bir "gözlem" grubu gibi çalışarak, kızlarla ilgili bilgi toplamaktadırlar. Görücülükte kızın ailesinin yakınlık derecesine, hamaratlığına, temizliğine, saygısına,

sadakat ve saflığına, ailenin geçmişine ve sosyo-ekonomik özelliklerine dikkat edilerek, gelin adayı ya da adayları belirlenmektedir. Araştırma alanında da eş seçmenin benzer şekillerde yapıldığı tespit edilmiştir (Tablo 8). Araştırma kapsamına alınan her iki gruptaki köylerde evlilik ve eş seçiminde hakim olan faktörlerin belirlenmesi amacı ile sorulan “eşinizi kim seçti sorusuna” verilen cevaplar her iki grupta da şıklar arasında eşit bir şekilde dağılmış olmakla birlikte “berdel “ ile evlendim diyenlerin oranı esas grupta %1 daha fazladır, ayrıca kaçırma olaylarının esas grupta TKV’nin proje uygulamadığı köylere (kontrol grubu) göre yaklaşık %3 daha fazla olduğu tespit edilmiştir (Tablo 8). Her iki grupta “eşimi kendim seçtim” şıkının kabul yüzdeleri birbirine çok yakın çıkmakla birlikte, yapılan sohbetlerde bu cevabın evlenilecek kişiyi “ilk görme” olayı veya “beğendiğini” aileye söyleme olayının yerine kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için sorulan diğer sorularda görülen veya beğenilen kişinin, aile tarafından kabul edilmesi gerektiği aksi takdirde, bu adaydan vazgeçme durumunun gerçekleşeceği belirtilmiştir ki bu “eşimi kendim seçtim” şıkkını cevaplayanların eş belirlemede sadece kişisel iradeleri ile davranmadıklarının düşünülmesine neden olmuştur.

Güney Doğu Anadolu Bölgesinde yaygın evlenme şekillerinden olan berdel, başlık parası vermemek adına kendi kızını veya kız kardeşini eş olarak alınan kişinin erkek kardeşine veya o aileden bir erkeğe eş olarak vermek şeklinde uygulanmaktadır. Bazı kız kaçırma vakalarında, kaçırılan kızın yerine başka kız alınması şeklinde veya kan davalarının kız alışverişiyle sonlandırılması için de uygulanmaktadır. Diyarbakır’da berdel ile gerçekleştirilen evliliklerin oranın %16 olduğu düşünüldüğünde, araştırma sonucunda elde edilen ortalama % 19’luk oranın diğer araştırmaların verileri ile uyumlu olduğunun düşünülmesine neden olmuştur. Berdel olan çiftlerle yapılan sohbetlerde berdel olmanın iyi bir şey olup olmadığı sorulduğunda, çoğunlukla net bir cevap almamakla birlikte “iyi bir amaç için yapıldığının” belirtildiği görülmüştür. Dolayısı ile berdelden memnun olup olmamanın belli bir süre sonra önemini yitirdiği ve “ne hissedildiğinden çok, niçin yapıldığının önemli hale geldiği” ve bu nedenle kabullenildiğinin düşünülmesine neden olmuştur. Kaçırma olaylarının esas grup köylerde TKV’nin proje uygulamadığı köylere (kontrol grubu) göre %3 fazla olmasının nedenleri üzerinde düşünüldüğünde, Karacadağ Bölgesinde görülen yoğun gelenekselliğin yavaş bir erozyona uğradığı, düşünülmüştür. Çünkü sonucu genellikle töre cinayeti ile nihayetlenen, bir tabu olarak görülen ve “şeref, onur” meselesi olarak

algılanan kız kaçırmaların esas grup köylerde cereyan etmesi bu konuda bir çözülmenin varlığına işaret etmektedir. Öte taraftan “eşimi kaçırdım “ diyenlere kaçırma sonrasında nasıl uzlaşmaya varıldığı sorulduğunda, ya büyük sayılabilecek bir maddi bedel ya da aileden bir kızın verilmesi ile yörede yaygın deyimle “safi” olduklarını yani anlaştıklarını belirtmişlerdir.

Tablo 9. Ailelerin Kızlarını Evlendirmek Đstedikleri Yaş Aralığına Göre Dağılımı

Grup Kızınızı kaç yaşında evlendirmek istersiniz? Toplam

13-15 16-18 19-21 22 ve

yukarı

Kontrol Grubu Erkek Sayı 1 17 65 17 100

% ,5% 8,5% 32,5% 8,5% 50,0%

Kadın Sayı 2 23 67 8 100

% 1,0% 11,5% 33,5% 4,0% 50,0%

Toplam Sayı 3 40 132 25 200

% 1,5% 20,0% 66,0% 12,5% 100,0%

Esas grup Erkek Sayı 1 14 66 19 100

% ,5% 7,0% 33,0% 9,5% 50,0%

Kadın Sayı 3 23 62 12 100

% 1,5% 11,5% 31,0% 6,0% 50,0%

Toplam Sayı 4 37 128 31 200

% 2,0% 18,5% 64,0% 15,5% 100,0%

Kadınların genel durumları toplum içindeki statüsü ile yakından ilgilidir. Kadınların sağlık ve sosyal düzeylerinin iyileştirilmesi için, kadının toplumsal cinsiyeti nedeniyle sağlığını ve sosyal haklarını olumsuz etkileyen toplumsal alışkanlıklar, davranışlar ve tüm bunların temelini oluşturan sosyo-kültürel geleneklerin etkisi tartışılmazdır. Beklide farklılığı nedeni ile toplumun "kadın cinsiyetine" biçtiği rol ve beklentileri, sonuçta kadınların insan hakları kapsamındaki bazı haklarını elde edememesine, kullanamamasına yol açmaktadır. Bu durum, toplumlarda kadın sağlığı için adeta kısır bir döngü oluşturmaktadır (Akın ve Özvarış, 2006:2). Kadınların evlilik yaşı ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ve sosyo-ekonomik yapıları hakkında bazı genel derecelendirmelerin yapılmasında önemli göstergelerden biridir. Evlilik yaşı direkt olarak doğurganlık ve toplumun kadınların rollerini algılayış biçimi ile bu rollere verdiği değerin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Karacadağ yöresinde

TKV’nin proje uyguladığı ve uygulamadığı köyler (kontrol grubu) özelinde ortalama evlilik yaşının ortaya çıkarılması, kadınlara bakış açısının belirlenmesi ve gelenekçi yaklaşımın düzeyinin açığa çıkarılması açısından sorgulanmıştır. Her iki grupta benzer cevaplar vermiş ve 19-21 yaş aralığında evlenmesini isteyenlerin toplamda oranı % 65 olarak gerçekleşmiştir. Bu sonuç herne kadar memnuniyet verici bir sonuç olsa da yörede yapılmış diğer araştırmalardan elde edilen veriler ve araştırmacıların genel izlenimlerini doğrular nitelikte değildir. Örneğin bölgede yapılan diğer bir araştırmada, kırsal alanda kadınlar için ilk evlilik yaşı ortalama 17 olduğu ve kadınların %37'sinin 15 yaşın altında evlendikleri tespit edilmiştir. Bölgede Kentsel kesimde ilk evlilik yaşı ortalaması 17.5'dir. Kentli kadınların %64'ü, 15-19 yaşları arasında evlenmektedir (www.gap.gov.tr. ,2009).Yani kız çocukları için arzu edilen evlilik yaşının 19-21 yaş aralığında çıkması bölgede kentli kadınların evlilik yaşlarının bile üzerinde olması açısından dikkat çekmiş ve bu konu nitel araştırmada tekrar sorgulanmıştır. Yapılan gözlem ve sohbetlerde 19-21 yaş aralığının kızlar için en uygun talibin çıkması için beklenebilecek üst sınır olarak algılandığı kanısına varılmıştır. Şöyle ki, kızların bu yaşların öncesinde iyi bir kısmet çıkması durumunda evlenmelerinde bir sakınca olmadığı “ iyi kısmetin her zaman gelmeyeceği” düşüncesi ile evlendirilebilecekleri ama iyi kısmet çıkmaz ise 19-21 yaşa kadar bekleyebilecekleri belirtilmiştir. Kontrol grubunda kız çocuklarının 13-15 yaşında evlenmesini isteyenlere bunun nedeni sorulduğunda “iyi kısmet olursa evlensin bizim çektiklerimiz çekmesin “ yaklaşımından hareket edildiği ve şartların uygun olması durumunda kızların evlilik yaşlarının hemen aşağı çekilmesi konusunda, ailelerin bir sorumluluk duymadıkları, olaya maddi açıdan yaklaştıkları tespit edilmiştir.

Tablo 10. Ailelerin Oğullarını Evlendirmek Đstedikleri Yaş Aralığına Göre Dağılımı

Grup Oğlunuzu kaç yaşında evlendirmek ister siniz ? Toplam

13-15 16-18 19-21 yukarı 22 ve

Kontrol Grubu Erkek Sayı 4 32 64 100

% 2,0% 16,0% 32,0% 50,0%

Kadın Sayı 8 42 50 100

% 4,0% 21,0% 25,0% 50,0%

Toplam Sayı 12 74 114 200

% 6,0% 37,0% 57,0% 100,0%

Esas grup Erkek Sayı 1 6 43 50 100

% ,5% 3,0% 21,5% 25,0% 50,0%

Kadın Sayı 3 10 37 50 100

% 1,5% 5,0% 18,5% 25,0% 50,0%

Toplam Sayı 4 16 80 100 200

% 2,0% 8,0% 40,0% 50,0% 100,0%

Kız çocukları ve erkek çocuklarına grupların bakış açılarının evlilik yaşları açısından sorgulanarak ortaya konulabilmesi için “oğlunuzu kaç yaşında evlendirmek istersiniz” sorusu her iki gruba yöneltilmiştir. Evlilik yaşı ile ilgili olarak sorulan bu sorular ile her iki grubun toplumsal yapısının da dolaylı olarak ortaya çıkarılması hedeflenmektedir. Bilindiği gibi feodal ve gelenekçi yapılanmaların yaygın olduğu toplumlarda evlilik yaşı erkekler için de oldukça düşüktür. Bu durumun en temel nedeni feodal ve gelenekçi toplumlarda ailenin, sülalenin ve aşiretin gücünün direk sayısal çokluğu ile paralel algılanmasından kaynaklanmaktadır. Bir aşiret veya aile ne kadar çok sayıda nüfusa sahip ise o oranda güçlü addedilmektedir. Bu gibi toplumlarda nüfusun artırılabilmesi ise evlilik yaşının düşürülmesi ve çok çocuk sahibi olmakla sağlanmaktadır. Bu bağlamda “oğlunuzu kaç yaşında evlendirmek istersiniz” sorusuna TKV’nin proje uygulamadığı köylerde kontrol grubu, 13-15 yaşları arasında evlendiririm cevabı veren olmamıştır. %6 oranında, 16-18 yaşlarında, %37 oranında, 19-21 yaşları arasında, % 57’si ise 22 yaşın üzerinde oğullarının evlenmelerini istedikleri cevabını vermişlerdir. Esas grup dağılımları; % 2 oranında 13-15 yaşlarında, %8 oranında 16-18 yaşlarında, %40 oranında 19-21 yaşları arasında, %50 oranında 22 yaşın üzerinde oğullarının evlenmelerini istedikleri şeklinde gerçekleşmiştir (Tablo 10). Her iki grupta da benzer cevaplar vermiş olmakla birlikte TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) 19-21 yaş aralıklarında erkek çocukların evlendirilmesi konusunda, ana gruba göre hep daha az istekli olduğu görülmüştür. Nitekim kontrol grubu 22 yaş ve üzeri seçeneğini ana gruba göre %7 daha fazla tercih etmiştir. Bu konu

ile ilgili olarak yapılan gözlemlerde kontrol grubu köylerde maddi imkânsızlıklar nedeni ile erkeğin kendi kazancını kendi sağlayacak düzeye gelmeden önce evlenmesinin arzu edilir bu durum olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu sonuç, esas grup köylerde kontrol grubu köylere göre maddi yeterliliğin daha çabuk kazanılabildiği şeklinde de yorumlanabilir. Dikkat çekici bir nokta olarak TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) oğlunun 13- 15 yaşları arasında evlenmesini isteyen hiç kimse olmamasına rağmen esas grupta %2’lik bir oranın bu yaş grubunda oğullarının evlenmesini istedikleri belirlenmiştir. Anket uygulaması döneminde yapılan nitelikli görüşmelerde özellikle oğullarının 13-15 yaşları arasında evlenmesini isteyen ailelere, bunun nedeni sorulduğunda “nasılsa geçinebiliyoruz, idaremiz oluyor” cevabını verdikleri görülmüştür. Erken evliliğin aileye getirdiği bir faydanın olup olmadığı sorulduğunda ise özellikle “koyun sağma, süt işleme, ev işlerinin yapımı ve torun sevmek” konularında gelin getirmenin faydalarını görme beklentilerinin olduğu da tespit edilmiştir. Bu durum ekonomik olarak yeterli ailelerin erkek çocuklarını evlendirme konusunda daha istekli olduklarını göstermektedir.

3.6. Araştırma Kapsamına Alınanların Doğum Kontrolü Konusundaki

Benzer Belgeler