• Sonuç bulunamadı

Toplumsal gelişmişlik seviyesinin önemli göstergelerinden olan örgütlenme, kırsal alanlarda daha çok kooperatifler ve üretici birlikler üzerinden yapılmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde tarımsal üretim ve pazarlamanın önemli bir kısmı kooperatif örgütlerince gerçekleştirilmektedir. Bu ülkelerdeki üreticiler, tarımın kendine has yapısından kaynaklanan üretim birimlerinin parçalılığından dolayı güçlerini birleştirme kabiliyeti kazanmak adına tarımsal örgütlere rağbet etmektedirler. Az gelişmiş ülkelerde ise, kırsal alanda bu tür oluşumlara pek rastlanmamaktadır. Çünkü organize olmak, sorgulamak, katılım göstermek belli bir bilinç gerektiğinden, kırsal alanda yaşayanlar örgütlenememekte ya da örgüt içinde etkin olamamaktadırlar.

TKV’nin proje köylerinde yapmış olduğu çalışmalar içinde üreticilerin örgütlenerek hammadde temininde, fiyat oluşumunda avantaj sağlamaları ve kendi fikirlerini açıklamalarının önemli olduğunu kavratmak bakımında kooperatifçilik eğitimi verdikleri ve hatta ilk deneme olarak köylerde su komitelerinin oluşturulduğu ve köylülerin bu komitelerde aktifleştikleri bilinmektedir. Söz konusu eğitimlerin ve su komitelerindeki deneyimlerin köylüler üzerindeki etkisinin ne düzeyde olduğunun tespit edilmesi için kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır

Her iki grubun örgütlülük düzeylerinin tespit edilerek bu konuda bir yaklaşım üretebilmek adına sorulan soruda Tablo 25’daki sonuçlara ulaşılmıştır.

Tablo 25. Sivil Kurumlara Üyelik Durumları

Grup Aşağıdaki sivil kurumlardan hangisine üyesiniz? Toplam

Cevap yok Ziraat odası Üretici birliği Kooperatif Çiftçi birliği Hiçbiri Kontrol

Grubu Erkek Sayı 0 7 1 1 5 86 100

% ,0% 3,5% ,5% ,5% 2,5% 43,0% 50,0%

Kadın Sayı 1 0 2 4 0 93 100

% ,5% ,0% 1,0% 2,0% ,0% 46,5% 50,0%

% ,5% 3,5% 1,5% 2,5% 2,5% 89,5% 100,0%

Esas grup Erkek Sayı 5 14 0 81 100

% 2,5% 7,0% ,0% 40,5% 50,0%

Kadın Sayı 3 12 1 84 100

% 1,5% 6,0% ,5% 42,0% 50,0%

% 4,0% 13,0% ,5% 82,5% 100,0%

TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) kooperatife üye olanların oranı %2.5 olarak gerçekleşirken, esas grupta bu oran %13.5 olarak gerçekleşmiştir (Tablo 25). Esas grupta kooperatife üye olanların sayısının kontrol grubuna göre yaklaşık %11 oranında fazla olmasına rağmen, örgütlenme bilincinin genel anlamda esas grupta çok fazla gelişmediği görülmüştür. Esas grupta katılımcılar ile yarı yapılandırılmış nitelikli sohbetlerde bu konu dile getirilmiş ve nedeni sorulmuştur. Katılımcılar bu konu ile ilgili olarak, genel rahatsızlıklarını “kooperatif başkanlarının kendi menfaatlerine uygun davranacakları ve kooperatife üye olmaları durumunda menfaati başkanın sağlayacağı, borcu ise kendilerinin ödemek zorunda kalmaları” biçiminde dile getirmişlerdir. Katılımcılara daha önce oluşturulan “su komitelerinde” kooperatif benzeri bir çalışmayı kendilerinin yaptıkları hatırlatılmış ve o dönemde böyle bir sıkıntı yaşayıp yaşamadıkları kendilerine sorulmuştur. Katılımcılar su komitelerinde uyumlu çalıştıklarını, herkesin kendisini komitede eşit ve rahat hissettiğini fakat TKV’nin her zaman yakınlarında bir gözetmen gibi davrandığı bazı anlaşmazlıklarda hemen devreye girdiği ve haksızlıkların bu nedenle yaşanmadığı belirtilmiştir. Esas grup köylerdeki çiftçilerin ifadelerinden, TKV’nin yeni tohum ya da gübrenin benimsetilmesi veya kültür ırkı hayvancılığın benimsetilmesi konularında olduğu gibi ilk girişimlerde köylüye tam desteği verdiği ve bu desteği kademeli olarak çektiği halde, örgütlenme bilincinin ve örgütsel davranışın yerleştirilme çalışmalarında desteğini

kademeli bir şekilde azaltmadığı, bunun da örgüt bilincinin oluşmamasına veya cılız kalmasına neden olmuş olabileceğinin düşünülmesine yol açmıştır. TKV’nin örgütlenme çalışmalarında diğer çalışmalarından niçin farklı bir çalışma yaptığı konusunda, o dönemde yörede çalışan TKV uzmanları ile yapılan nitelikli sohbetlerde, söz konusu çalışma tarzının yörenin sosyal ve gelenekçi yapısından kaynaklandığı vurgulanmıştır. Güneydoğu Anadolu ve dolayısıyla Karacadağ yöresindeki sosyal yapılanmanın aşiret veya büyük sülale şeklinde organize olduğu, karar alma ve uygulama safhalarında gücün genellikle aşirettin temsilcisi veya otomatik olarak ailenin büyüğüne ait bir hak olarak algılanması, bir örgüt içinde yöreden veya yerelden başka bir kişinin bu gücü elde etmesine hem sayısal üstünlük, hem de sosyal baskı nedeniyle izin verilmesinin oldukça zor olmasından dolayı TKV’nin olaya sürekli müdahil olduğu belirtilmiştir. TKV kalkınmacıları bu gelenekçi yapılanmanın örgüt içinde yöreden değil de dışardan birinin varlığını daha rahat kabul etmesinden kaynaklandığını da ayrıca belirtmişlerdir. Tüm bunlara ek olarak kalkınmacılar örgütlenme konusunun toplumun sosyal yapılanmasını direkt olarak etkilediği için bu konu ile ilgili olarak beklenen sosyal değişme için çok daha uzun bir süreye ihtiyaç duyulduğunu da belirtmişlerdir. Yapılan açıklamalar ışığında sonucu soyut, sosyal değerler sisteminde değişimi öngören çalışmalara nazaran sonucu bireysel, somut ve teknik olan çalışmalarda “Benimsenme” olasılığının daha yüksek ve daha kısa zaman alacağı düşüncesinin oluşmasına neden olmuştur.

Grupların kendi içerisinde kadın ve erkeklerin verdikleri cevaplara bakıldığında ve her iki grup için de Fisher’s Exact Test esas alındığında TKV’nin proje uygulamadığı köylerde (kontrol grubu) anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Yani kooperatife üye olan erkeklerin sayısı kadınlara göre istatistikî bakımdan farklıdır. Ana grubun erkekleri ve kadınlarının cevaplarının dağılımı arasındaki ilişkinin anlamsız olduğu tespit edilmiştir (Tablo 25). Kontrol grubu ve ana grubun erkeklerinin cevapları arasındaki dağılım incelendiğinde anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Başka bir ifade ile iki grubun erkeklerinin cevapları arasındaki farklılık tesadüfî bir farklılık değildir.

3.12. Araştırma Kapsamına Alınanların Tarımsal Eğitim ve Teknik

Benzer Belgeler