• Sonuç bulunamadı

Anayasadaki Sosyal Haklar Kavramının Kaynağı

Mahkemesinin 43. Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Düzenlenen Sempozyumda Sunulan Bildiriler, Cilt 22, Ankara 2005, s.5.,

2.6. AB Anayasası ve Sosyal Politika ve Sosyal Güvenlik Çerçeves

2.6.2. Anayasadaki Sosyal Haklar Kavramının Kaynağı

AB Anayasasında yer alan sosyal haklarla ilgili hükümler kaynağını Roma Antlaşmasından itibaren imzalanan antlaşmalarda bulmaktadır. “Avrupa Sosyal Şartı”, “Avrupa Tek senedi”, Maastricht Antlaşmasına ekli “Sosyal Politika Protokolü”, “Amsterdam ve Nice Antlaşmaları” ve “Temel Haklar Şartı” Anayasadan önce sosyal hakların temel kaynaklarını oluşturmaktadır. Aslında Anayasa’da yer alan hükümlerin önemli bir kısmı daha önce bu antlaşmalarla getirilen hükümlerdir. Bu nedenle, önce AB Anayasası’nda yer alan sosyal hakların ilham kaynağını oluşturan bu antlaşmaları, sosyal haklar bağlamında kısaca ele almak yararlı olacaktır.

1965 yılında yürürlüğe giren “Avrupa Sosyal Şartı”, Avrupa Konseyi bünyesinde üyeleri arasında daha güçlü bir Birlik oluşturmak için, temel özgürlüklerin gerçekleştirilmesi ve sosyal ve ekonomik gelişmenin sağlanması amacıyla imzalanmıştır. Temel sosyal haklara ilişkin hükümlerin getirildiği sözleşme ile başlıca şu sosyal haklara yer verilmiştir.415 Çalışma hakkı, adil çalışma koşullarına sahip olma hakkı, kendileri ve ailelerince yeterli bir yaşam düzeyi sağlamak için adil bir ücret alma hakkı, örgütlenme hakkı, toplu pazarlık hakkı, çalışan kadınların korunması hakkı, mesleki eğitim hakkı, sosyal güvenlik, sağlık ve sosyal yardım hakkı gibi sosyal haklar Sözleşmede yer almaktadır.

415 Avrupa Sosyal Şartı, s.391-410., Erişim: 15.06.2006,

28 Şubat 1986 yılında imzalanan “Avrupa Tek Senedi”, Roma Antlaşmasına ilk değişikliği getirmesi açısından literatürde önemli bir yere sahiptir. Müktesebatın dokunulmazlığı ilkesinin yıkılması, birçok konuda oybirliği yerine nitelikli oy çokluğunun benimsenmesi, Avrupa Parlamentosunun yetkilerinin arttırılması ve bazı politika alanlarının Topluluk politikalarına eklenmesi tek senedin önemli özellikleri olarak görülmektedir. Tek Senet ile geliştirilen politika alanlarından bir tanesi de sosyal politikadır. Örneğin, Tek Senetle Roma Antlaşmasının 118. maddesine eklenen A bendinde şu hususlar öngörülmektedir.416

- Üye devletler işçilerin sağlık, güvenlik ve çalışma ortamlarının iyileştirilmesine ve bu alanlardaki mevcut şartların uyumlaştırılmasına çaba harcayacaklardır.

- Konsey, nitelikli çoğunlukla kabul ettiği yönergelerle çalışma, sağlık ve güvenlik şartlarının asgari koşullarını belirler. Yönergelerin hazırlanması sırasında önemli olan husus, üye ülkelerdeki mevcut teknik düzenlemelerin dikkate alınmasıdır. Ayrıca bu yönergeler orta ve küçük boy işletmelere zarar vermemelidir.

- Bu madde uyarınca karara bağlanan hükümler, hiçbir üye devleti, bu antlaşmaya uygun olmak kaydıyla çalışma şartlarına ilişkin daha ağır tedbirleri sürdürmek ve yeni tedbirler almaktan men edemezler.

Tek Senet, özellikle sağlık, iş güvenliği, ekonomik ve sosyal uyum konuları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ayrıca, işçi, işveren ve hükümet arasında sosyal diyalogun sağlanması da Tek Senetle önerilen önemli gelişmelerdir.

Tek Senet’in sosyal boyutu eksik olduğu için ağır eleştirilere uğramaya başlaması, 1988’de Komisyon Başkanı Delors’un bu konuda bir çalışma başlatmasına yol açtı. Bu çalışmalar Aralık 1989’da İngiltere dışındaki 11 üye devletin devlet ve hükümet başkanlarının işçilere bir dizi sosyal hakkı tanımlayan

416 Sedat Murat “Bütünleşme Sürecinde Türkiye ve Avrupa Birliği’nin Karşılaştırmalı Sosyal Yapısı”,

“İşçilerin Temel Sosyal Haklarına İlişkin Topluluk Şartı”nın kabul edilmesiyle sonuçlandı. Şart, üç temel fikre dayanıyordu:417 a) Ekonomik ilerleme olmadan sosyal ilerleme olmaz; b) Sosyal uyum olmadan kalıcı ekonomik başarı sağlanamaz; c) Sosyal alanın çekirdeğini oluşturacak ortak değerler teşvik edilmelidir. Bu temel fikirler ışığında oluşturulan Şart, bir niyet deklarasyonu olarak bağlayıcılık taşımamakla birlikte, Komisyonun yeni tedbirler için yaklaşık 50 öneri içeren bir eylem programı geliştirmesine neden olarak önemli siyasi sonuçlar doğurmuş; özellikle işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında büyük ilerlemelere yol açmıştır.418

1985 yılından sonra önem kazanan Avrupa Sosyal Birliği, İngiltere’nin muhalefet etmesi nedeniyle Maastricht’te sağlanamamış, ancak diğer 11 üye ülkenin katılımıyla Antlaşmaya ek olarak “Sosyal Politika Protokolu” imzalanmıştır.419 Tavsiye, tüzük ve yönergelerden oluşan Protokol, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, çalışanların korunması, iş güvenliği ve sağlık, kadın-erkek arasında ücret eşitliği, diplomaların tanınmasına ilişkin hükümler içermektedir.

Tek Senet ile başlatılan, bazı alanlarda karar sürecini kolaylaştırarak oy birliğinden oy çokluğuna geçiş, Maastricht ile devam etmiştir. Buna göre, çalışanların iş hakkının feshedilerek işten çıkarılması halinde korunması, sosyal güvenlik hakkı, istihdam oluşturulmasına mali katkıda bulunulması ve yönetime katılma gibi hassas konularda oy birliği gerekecektir. Çalışma şartlarının iyileştirilmesi, kadın erkek arasında ücret ve fırsat eşitliği, çalışanlara danışma, işçi sağlığı ve işyerinde iş güvenliğinin iyileştirilmesi gibi konularda ise oyçokluğu ile karar alınması gerekmektedir.420 Ek protokol, ayrıca sosyal diyalog kurumunu güçlendirirken, hizmet içi eğitim ve mesleki eğitim, tüketicinin korunması, kamu sağlığı ve ekonomik ve sosyal bütünleşme konularını yasal bir çerçeveye oturtarak, uygulama alanına sokmuştur.

417 Tonguç Çoban, “Türkiye-AB İlişkilerinde Sosyal Boyut”, Erişim:12 07 2006,

http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=1145

418 İKV, “Avrupa Birliği’nin Sosyal Politikası”, Erişim:12.07.2006.http://www.ikv.org.tr/pdfs/96b12507.pdf 419 “The Legal Framework following the Treaty of Amsterdam”, Erişim:02.05.2006,

http://europa.eu/scadplus/leg/en/cha/c10101.htm

2 Ekim 1997 yılında üye devlet hükümetleri ya da devlet başkanları tarafından imzalanan Amsterdam Antlaşması, üye devletlerin onayını takiben 1 Mayıs 1999 tarihinde yürürlüğe girdi. Amsterdam Antlaşması Birliğin özgürlük, demokrasi, insan haklarına saygı ve temel özgürlükler üzerine kurulu olduğunu temel ilkesi olarak belirtmekte ve Antlaşmanın önsözünde, temel sosyal hakların 1961 Avrupa Sosyal Şartı ve 1989 İşçilerin Temel Sosyal Hakları Şartı’nda tanımlandığı gibi olduğunu teyit ederek değişiklik getirmektedir.421

Amsterdam Antlaşmasının önemi, özellikle istihdam alanındaki sosyal politika önceliklerini Topluluk düzeyinde geliştirmiş olmasıdır. Böylece, Antlaşmanın yürürlüğe girmesiyle, istihdamın geliştirilmesi de Topluluk hedefleri arasına girmiştir (md. 2). Topluluk “yüksek düzeyde istihdam” hedefine ulaşmak için üye devletlere istihdama ilişkin bir stratejinin geliştirilmesini de içeren yeni bir sorumluluk alanı getirmektedir. Bu stratejinin ana unsuru ortak bir rehberin oluşturulmasıdır. Hangi hedeflerin olduğu ve onlara nasıl ulaşılabileceğini gösteren bu rehber üye devletlere de bazı görevler verebilecektir. Sosyal politika açısından 136. ve 137. maddeler antlaşmanın önemli maddeleri arasındadır. 136. madde, sosyal politikanın AB ve üye devletlerin ortak sorumluluk alanında olduğunu belirttikten sonra, 1961 Avrupa Sosyal Şartı ve 1989 İşçilerin Temel Sosyal Hakları Şartı üzerine dayalı olarak oluşturulduğunu vurgulamakta ve hedefleri sıralamaktadır. Bunlar söz konusu uluslar arası belgelerde yer alan istihdamın geliştirilmesi, yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, uygun sosyal koruma, yönetim ve işgücü arasında diyalog gibi hedeflerdir.

137. maddede ise Topluluk organlarının bu hedeflere ulaşmak için kullanacakları karar alma prosedürleri belirlenmektedir. Buna göre, Konsey; Ekonomik ve Sosyal Komite ve Bölgeler Komitesine danıştıktan ve Parlamentonun uygun görüşünü aldıktan sonra nitelikli oy çokluğuyla karar verir. Nitelikli oy çokluğuyla karar verilecek alanlar ise, şu şekilde belirlenmiştir:422

421 The Amsterdam Treaty:a Comprehensive Guide: Freedom, Security and Justice”,

Erişim:10.02.2006, http://www.europa.eu/scadplus/leg/en/lvb/a10000.htm.

- İşçi sağlığı ve işçi güvenliği - Çalışma koşulları

- İstihdam dışı kalanların bütünleşmesi - İşçilere bilgi verme ve danışma - Kadın erkek eşitliği

Buna karşın, işçilerin sosyal güvenliği ve sosyal koruma, iş güvencesi işçi ve işverenlerin çıkarlarının kolektif düzeyde temsili ve korunması, Toplulukta ikamet eden üçüncü ülke vatandaşlarının istidam koşulları ve istihdamın geliştirilmesinde mali yardımlar gibi konularda oybirliği usulü devam edecektir.

AB Anayasası’nın geliştirilmesinde önce, sosyal politikaya ilişkin son gelişme, Nice zirvesinde kabul edilen Temel Haklar Şartı olmuştur. Şart İngiltere’nin karşı çıkışları nedeniyle Antlaşmada yer almamış olmakla beraber, temel haklar kataloğunu oluşturması bakımından önemlidir.