• Sonuç bulunamadı

Doç.Dr. Mehmet Sadık ÖNCÜL

Cumhuriyet Üniversitesi İİBF

İşletme Bölümü

soncul@gmail.com

Yrd. Doç.Dr. Hasan TAĞRAF

Cumhuriyet Üniversitesi İİBF

İşletme Bölümü

htagraf@cumhuriyet.edu.tr

Araş.Gör. Ahmet Murat ÖZKAN

Cumhuriyet Üniversitesi Sos. Bil. Enstitüsü amozkan@cumhuriyet.edu.tr

ÖZET

Üzerinde ortak bir tanıma varılamayan işkoliklik olgusu, bireyler tarafından genelde övünülerek anla- tılmakta ve toplum tarafından diğer bağımlılıklardan farklı olarak olumlu tepkiler almaktadır. Buna rağmen, işkolikliğin modern örgütlerin ve 21.yüzyıl insanının önemli bir sorunu olduğu hususunda yaygın bir görüş bulunmaktadır. İşkolikler, çalışmaya büyük bağlılık duyan, zihnini iş ile ilgili düşüncelerden arındırmakta zorlanan, aile içinde ve sosyal yaşamda sıkıntılar yaşaması muhtemel bireylerdir. Çalışmanın amacı, akade- mik personelin işkoliklik davranışlarına ilişkin çeşitli betimlemeler yapmaktır. Bu kapsamda, Spence ve Robbins (1992) tarafından geliştirilen ölçek Türkçeleştirilmiş, Cumhuriyet Üniversitesi akademik personelin- den seçilen bir örneklem grubuna uygulanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Tutum, İşkoliklik, İçsel Çalışma Güdüsü.

1. GİRİŞ

Modern toplum, işsiz kalma korkusu, işyerinde kendini kanıtlama (Bayraktaroğlu vd., 2009; Sharma ve Sharma, 2011), kendini yetersiz hissetmekten kurtulma, iş yükünü kaldırabilme, gelişen ve değişen iş gereklerine yanıt verebilme ve/veya dış dünyadan kendini izole etme gibi güdüler ile kendini daha da fazla işine veren insanları bünyesinde barındırmaktadır. Bu gelişmelere çalışma saatlerinde ve temposunda yaşanan artışların (McMillan vd., 2002) ve işkolikliğin profesyonel anlamda ödüllendirilmesinin (Machlowitz, 1978) de eklenmesiyle birlikte günde- me gelen işkoliklik kavramı, son yıllarda iş dünyası ve akademik çevreler tarafından üzerinde önemle durulan bir konu haline gelmiştir (Spence ve Robbins, 1992; Ersoy-Kart, 2005:609; Fassel, 1990). Teknolojideki gelişmeler ile birlikte işyeri ve mesai saatleri dışında çalışmanın artması da, iş ve özel yaşam dengesinin kurulmasını güçleştir- mekte ve işkolikliği beslemektedir (Porter, 2001). Çalışmamız, akademik personelin işkoliklik davranışlarını Work- BAT ölçeği ile değerlendirerek, modern toplumlarda önemli bir sorun haline gelen işkolikliği akademik personel düzeyinde incelemeyi, Spence ve Robbins’in bulguları ile Work-BAT ölçeğini kullanan diğer çalışmaların sonuçla- rını kendi bulguları ile kıyaslamayı amaçlamaktadır.

2. İŞKOLİKLİK

Kavram ortaya atıldığı günden itibaren giderek daha fazla ilgi çekmesine rağmen üzerinde fikir birliğine varı- lan bir tanım olduğunu söylemek zordur (Spence ve Robbins, 1992; Seybold ve Salomone, 1994). Gerek işkolikliğin tanımı, gerekse normları hakkında uzlaşı olmadığı gibi algılamalardaki farklılıklar da konunun anlaşıl- masını zorlaştırmaktadır (Akdağ ve Yüksel, 2010:48). İşkoliklik (workaholism) kelimesi ilk kez Birleşik Amerikalı ilahiyat profesörü Wayne Oates tarafından alkolizmden esinlenerek kullanılmıştır (Dosaliyeva ve Bayraktaroğlu, 2010:215; Günbeyi ve Gündoğdu, 2010:56–63). Oates’e (1968) göre işkoliklik, kalıcı olarak sağlığa, ilişkilere ve huzura zarar veren kontrol edilemez çalışma ihtiyacıdır. Porter’a (1996:75) göre işkoliklik, iş ve işle alakalı hususla- rın günlük yaşamın önüne geçmesi, işyeri dışına taşması ve çalışma ortamının terk edilememesidir. Mosier (1983) haftada 50 saatten fazla çalışanları işkolik olarak sınıflandırmış, Machlowitz (1977’den aktaran Spence ve Robbins, 1992) ise işkoliklikte önemli olanın çalışma saatleri değil kişinin işe yönelik tutumu olduğunu belirtmiştir. Spence

182

21.Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi

ve Robbins (1992) işkolikliğin üç farklı boyutu olduğunu belirtmişlerdir; çalışmaktan hoşlanma, güdülenme ve çalışmaya bağlılık. Çalışmaya bağlılık işkolikliğin temelinde yer almaktadır ve bir tutum olarak değerlendirilmekte- dir. Güdülenme, içsel baskıların etkisiyle bireyin kendini çalışmaya yönlendirmesi olarak tanımlanmaktadır. Çalış- maktan hoşlanma, bireylerin yaptıkları işten zevk almasını ve iş yaparken iyi vakit geçirmesini ifade etmektedir. Spence ve Robbins (1992), bu üç boyutun birbirinden bağımsız olduğunu ifade etmektedirler. Kendi ölçekleri ile yaptıkları araştırmada, işkolikler işe bağlılık ve işe güdülenme de yüksek skorlar elde etmiş fakat işten zevk alma boyutunda düşük puanlar almışlardır (Ersoy-Kart, 2005:615).

3. AKADEMİK PERSONELDE İŞKOLİKLİK ARAŞTIRMASI

Ülkemizdeki üniversite ve akademik personel sayısının son dönemdeki hızlı artışı ile beraber, bu ke- simden toplumsal beklentilerin de arttığı söylenebilir. Öğrenciler ve aileleri, akademisyenlerin aileleri, yöne- ticiler, sanayi kesimi ve yükseköğretim üst yönetiminin öğretim elemanlarından çeşitli beklentileri mevcuttur. Dolayısıyla akademik personelin üniversite içindeki ve dışındaki davranış ve eğilimleri üzerine yapılan ça- lışmaların artık daha geniş bir kesimin ilgisini çekeceği ve mevcut sorunların çözümünün geniş bir çıkar grubunu ilgilendirdiği söylenebilir.

Ülkemizde ve yurtdışında, hedef kitlesi akademik personel olan çeşitli işkoliklik çalışmaları mevcuttur (Naktiyok ve Karabey, 2005; Burke vd., 2008; Sharma ve Sharma, 2011).

3.1. Yöntem ve Metodoloji

Cumhuriyet Üniversitesi akademik personelinin işkoliklik davranışlarının betimleyici bir anlayış ile ele alındığı bu çalışmada yüz yüze anket yöntemi tercih edilmiştir. Alan araştırması verileri, Cumhuriyet Üniver- sitesi’nde bulunan fakülte ve MYO’lardan elde edilmiştir. Bir istisna olarak şehir dışında yer alan meslek yüksekokullarında anket uygulaması posta yoluyla gerçekleştirilmiştir.

1591 akademik personeli bulunan Cumhuriyet Üniversitesinde gerçekleştirilen bu çalışmada, anakütlenin %10’u örneklem için yeterli bulunmuş, örneklemin oluşturulmasında tabakalı örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Fakülte ve yüksekokullar, akademik personel sayılarının tüm akademik personele oranı ölçüsünde örneklemde temsil edilmektedir. Yapılan alan araştırması sonucunda 211 geçerli anket formu toplanmıştır. Çalışmanın sadece Cumhuriyet Üniversitesi akademik personeli üzerinde gerçekleştirilmiş olması, bulguların genelebilirliğini güçleştirmektedir.

Çalışmada kullanılan anket, Spence ve Robbins (1992) tarafından geliştirilen ve 25 maddeden oluşan Working-Battery (Work-BAT) ölçeğindeki ifadelerin Türkçeleştirilmesinden ibarettir. Work-BAT, 5’li Likert tipi değerlendirme ölçeğini kullanmaktadır. Çalışmamızda da 5’li Likert tipi değerlendirme ölçeği kullanılmıştır.

Verilerin değerlendirilmesinde açıklayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiş ve faktör yükleri sorunlu olan maddelere ek olarak, güvenirlik düzeyini düşüren sorular ölçekten çıkartılarak faktör analizi yenilenmiştir. Açıklayıcı faktör analizi sonucunda işkoliklik ölçeğinin 18 değişken ve 5 faktörden oluştuğu belirlenmiştir .Bu 5 faktörden 3’ü Spence ve Robbins’in (1992) orijinal çalışması esas alınarak isimlendirilmiştir. Diğer iki faktörün isimlendirilmesi çalışmanın yazarlarının öznel değerlendirmelerini içermektedir. KMO testi sonuçla- rına göre faktör analizi için veri setinde yer alan örneklemenin yeterli olduğu, Bartlett testine göre analiz sonuçlarının anlamlı olduğu görülmektedir. Ölçeğin güvenirlilik düzeyleri George ve Mallery’ nin (2003) değerlendirmesine göre incelendiğinde, ölçeğin bütün olarak iyi düzeyde olduğu görülmektedir

Tablo 1:KMO ve Bartlett Testleri

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy. ,805

Bartlett's Test of Sphericity Approx. Chi-Square 885,979

df 153

Sig. ,000)

Yapılan güvenilirlik analizi neticesinde, 18 değişkenli nihai ölçek formunun Cronbach's Alpha değeri 0,770 olarak tespit edilmiştir.

Tablo 2: Güvenilirlik Analizi Sonuçları

Cronbach's Alpha Standart maddelerde Cronbach's Alpha Madde Sayısı

,770 ,777 17

3.2. Katılımcıların Demografik Özellikleri

Araştırmaya katılan 211 kişiden 40’ı kadın ve 171’i ise erkektir. Yaş grubu itibariyle %27,5’u 22-29 yaş arası, %37,9’u 30-39 yaş arası, %28’i 40-54 yaş arası, %5,7’si 55-64 yaş arası ve %0.9’u 65 yaş üzeri aralığındadır. Medeni durum açısından değerlendirildiğinde, %29,4’üi hiç evlenmemiş, %66,8’i evli, %2,8’i

21.Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi

183

boşanmış veya ayrı yaşayan ve %0.9’unun eşi vefat etmiştir. Katılımcıların %43,1’nin hiç çocuğu yoktur. %19,4’ünün 1 çocuğu, %28,4’ünün 2 çocuğu, %8,1’inin 3 çocuğu ve %0,9’unun ise 4 ve üzeri çocuğu bu- lunmaktadır. Araştırmaya katılanlardan %5,2’si lisans düzeyinde, %28’i yüksek lisans düzeyinde, %66,8’ i doktora düzeyinde eğitime sahiptir. Akademik unvan olarak %22,7’si okutman veya öğretim görevlisi, %35,1’i Doç.Dr. veya Yrd.Doç.Dr. , %8,5’ i profesör ve %33,6’sı ise araştırma görevlisi vd. olarak görev yapmaktadır. Araştırmaya katılan akademik personelin birimlere göre dağılımı ise şöyledir. %14,2 İİBF, %5,2 Fen Fakültesi, %4,7 Edebiyat Fakültesi, %3,3 Güzel Sanatlar Fakültesi, %5,2 İlahiyat Fakültesi, %11,8 Mühendislik Fakültesi, %8,5 Teknoloji Fakültesi, %13,7 Tıp Fakültesi, %5,7 Veterinerlik Fakültesi, %10 Sivas MYO, %2,4 Sağlık MYO, % 0,9 Divriği MYO, %6,6 Şarkışla MYO.

3.3. Araştırma Bulguları

Araştırma sonucunda, Spence ve Robbins’in (1992) üç faktörlü işkoliklik modelinden farklı olarak, beş faktörlü bir faktör model ortaya çıkmıştır. Bu beş faktörlü modelin unsurları ve aralarındaki ilişkileri gösteren korelasyon analizi Tablo 3’te görülebilir.

Tablo 3:Araştırma Faktörlerine Ait Korelasyon Değerleri Zaman odaklı

tutum

İçsel çalışma

güdüsü

İşten zevk

alma İşe karşı ilgi

Eğlence odaklı tutum

Zaman odaklı Tutum*** 1

İçsel Çalışma Güdüsü (D) ,465** 1

İşten zevk alma (WE) ,190** ,272** 1

İşe bağlılık (WI) ,500** ,396** ,241** 1

Eğlence odaklı tutum*** ,081 -,163* ,015 -,033 1

* 0,05 düzeyinde anlamlıdır ** 0,01 düzeyinde anlamlıdır

*** Spence ve Robbins’in modelinden farklı olarak ortaya çıkan faktörler

Yapılan korelasyon analizi sonucunda, işkoliklik faktör boyutları arasında anlamlı ilişkilerin varlığı tes- pit edilmiştir. Zaman odaklı olma boyutu ile içsel çalışma güdüsü, işten zevk alma ve işe karşı ilgi boyutları arasında %99 güvenle pozitif yönlü ve orta dereceli anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. İçsel çalışma güdüsü boyutu ile işten zevk alma ve işe karşı ilgi boyutu arasında %99 güvenle pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu ancak İçsel çalışma güdüsü boyutu ile eğlence odaklı tutum boyutu arasında %95 güvenle nega- tif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Bununla birlikte işten zevk alma boyutu ile işe karşı ilgi boyutu arasında pozitif yönlü ve 0.01 düzeyinde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Tablo 4: Ünvana göre ANOVA analizi sonuçları

Kareler Toplamı df Ortalama Kare F Sig.

Zaman odaklı Tutum Gruplar arasında 5,545 3 1,848 2,665 ,049

Gruplar içinde 142,868 206 ,694

Toplam 148,413 209

İçsel Çalışma Güdüsü Gruplar arasında 2,657 3 ,886 1,606 ,189

Gruplar içinde 113,600 206 ,551

Toplam 116,257 209

İşten zevk alma Gruplar arasında 1,256 3 ,419 ,646 ,587

Gruplar içinde 134,190 207 ,648

Toplam 135,445 210

İşe karşı ilgi Gruplar arasında ,819 3 ,273 ,513 ,674

Gruplar içinde 109,670 206 ,532

Toplam 110,489 209

Eğlence odaklı tutum Gruplar arasında 1,244 3 ,415 ,608 ,610

Gruplar içinde 141,142 207 ,682

Toplam 142,386 210

İşkoliklik Gruplar arasında 1,141 3 ,380 1,482 ,220

Gruplar içinde 52,861 206 ,257

184

21.Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi

Varyans analizi sonucunda, işkolikliğin sadece zaman odaklı tutum boyutunda akademik ünvana göre farklılaştığı, farklılığın kaynağının LSD testi sonucunda Doç.Dr. / Yrd.Doç.Dr (ort:2,5378 std. sap- ma:0,80405) ile arş.gör (ort:2,8771 std. sapma:0,909) ve profesörler (ort:2,9111 std. sapma:1,03406) ile arş.gör. (ort:2,8771 std. sapma:0,909) arasında olduğu tespit edilmiştir. Testte Doç.Dr. / Yrd.Doç.Dr’lar ile araştırma görevlileri ve benzeri işler gören personel, zaman odaklı işkoliklik boyutu açısından 0,05 anlamlılık seviyesinde farklılık gösterdiği; bununla birlikte yine profesörler ile arş.gör. vb. personel boyutu açısından 0,05 anlamlılık seviyesinde farklılaştıkları tespit edilmiştir.

Tablo 5: Ünvana göre LSD testi / Zaman Odaklı Boyut analiz sonuçları

N Ortalama Std. Sapma Okutman / Öğr.Gör. 48 2,5875 ,65934 Doç.Dr. / Yrd.Doç.Dr 74 2,5378 ,80405 Profesör 18 2,9111 1,03406 Arş.Gör. ve diğer 70 2,8771 ,90940 Total 210 2,6943 ,84268

Tablo 6: Görev Yapılan Birime Göre ANOVA analizi sonuçları

Kareler Toplamı df Ortalama Kare F Sig.

Zaman odaklı tutum Gruplar arasında 39,254 13 3,020 5,422 ,000

Gruplar içinde 109,159 196 ,557

Toplam 148,413 209

İçsel Çalışma Güdüsü Gruplar arasında 10,404 13 ,800 1,482 ,127

Gruplar içinde 105,853 196 ,540

Toplam 116,257 209

İşten zevk alma Gruplar arasında 15,833 13 1,218 2,006 ,022

Gruplar içinde 119,612 197 ,607

Toplam 135,445 210

İşe karşı ilgi Gruplar arasında 17,805 13 1,370 2,896 ,001

Gruplar içinde 92,684 196 ,473

Toplam 110,489 209

Eğlence odaklı tutum Gruplar arasında 12,042 13 ,926 1,400 ,162

Gruplar içinde 130,345 197 ,662

Toplam 142,386 210

İşkoliklik Gruplar arasında 9,578 13 ,737 3,251 ,000

Gruplar içinde 44,424 196 ,227

Toplam 54,002 209

LSD testi sonuçları dikkate alındığında, zaman odaklı tutum boyutunda, gruplar arasında, işe karşı ilgi boyutunda gruplar arasında ve işkoliklik genelinde gruplar arasında 0,05 anlamlılık seviyesinde farklılıklar tespit edilmiştir.

4. SONUÇ ve DEĞERLENDİRME

Cumhuriyet Üniversitesi akademik personeli üzerinde gerçekleştirdiğimiz bu işkoliklik araştırmasında, Spence ve Robbins’in (1992) literatürde yaygın olarak kullanılan ölçeğindeki üç faktörlü modelden farklı olarak, beş faktörlü bir model ortaya çıkmıştır. Bu beş faktörlü model, Work-BAT ölçeğini kullanan diğer çalışmalarda ortaya çıkan (Ersoy-Kart, 2005; McMillan vd., 2002) ve Spence ve Robbins’e yöneltilen eleştiri- lerin önemli bir bölümünü oluşturan iki faktörlü sonuçlardan farklıdır. Bu çalışmalardan farklı olarak, bizim araştırmamızda İşe Bağlılık (WI) faktörü yeterli yüke sahip ve anlamlı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bununla birlite, ölçekteki bazı maddeler Spence ve Robbins’in üç faktörünün dışında yük ve değerler elde etmiştir. Bu iki faktör eğlence odaklı tutum ve zaman odaklı tutum olarak adlandırılmıştır. Work-BAT ölçeğinin farklı