• Sonuç bulunamadı

Bir ahlaki/etik davranıĢ olarak ifĢa etme, eylem bakımından bir takım riskleri de beraberinde getirmektedir. Farklı ülkelerde nasıl iĢletmeler farklı yönetiliyorsa, ülkeleri yöneten egemen güçlerin belirlediği yasalar da farklıdır. Bu farklılıklar ifĢa etme sürecinde de kendisini göstermektedir. Doğu ve Batı toplumları arasındaki kültürel, sosyal ve ekonomik farklılıklar ifĢa etme ile ilgili hukuksal temelin oluĢumunu bölgesel olarak etkilemiĢtir.

ĠfĢa etme eylemi sonra erdikten sonra açığa çıkarılan bilgilerin önemi bazı ifĢa etme eylemlerinde ifĢacıları oldukça zor duruma sokmaktadır. ĠfĢacıların korunması amacıyla özellikle Amerika ve Ġngiltere baĢta olmak üzere federal yasalar, eyalet yasaları ve genel hukuk kuralları uygulanmakta; yasaların öngördüğü koĢullar çerçevesinde ifĢacılar kendilerini koruma altına almaktadır. ĠfĢacıların korunması ve ifĢa etme eylemi ile ilgili ortak bir anlayıĢ oluĢturulması amacıyla çok sayıda yasa hazırlanmıĢtır. Bu yasalar yaĢanılan olayın büyüklüğüne, kamu yararına, eylemin gerçekleĢtiği yer ve zamana, ihbarın kime yapıldığına, hangi amaçlarla yapıldığına, ifĢa etme eyleminden ifĢacıların karlı çıkıp çıkmamasına, mevcut delillerin

95 yeterliliğine vb. göre uygulanmaktadır (Berkowitz vd., 2011: s.17; Callahan vd., 2002: s.189-190).

Son yıllarda ifĢacıların sayısındaki artıĢ ve ifĢacıların iĢten çıkarılmaları, misillemelere maruz kalmaları gibi olumsuz sonuçlar devletleri toplumsal düzeni sağlamak için harekete geçmeye yöneltmiĢtir. Federal Yasalar, Eyalet Yasaları ve Genel Hukuk Kuralları bu amaçla yeniden düzenlenmiĢtir. Federal Yasalar ifĢa etme eyleminin kendi içerisindeki doğrular yerine toplumun yararına olacak olan ne ise onunla ilgilenmektedir. Eyalet yasaları ise hem toplumun hem de bireysel anlamda çalıĢanların haklarını gözetmektedir (Hersh, 2002: s.255).

1979 yılında Amerikan Kongresi tarafından hazırlanan Özel DanıĢmanlık Ofisi (Office of the Special Counsel) ifĢa etmenin de dahil olduğu bir takım korumalı eylemleri belirleyerek çalıĢanların haklarını korumaya çalıĢmaktadır. Fakat oluĢturulan Federal Yasalar ile Eyalet Yasaları bazen birbirlerini olumsuz etkilemektedir. ÇalıĢanları ĠfĢa etme için cesaretlendiren yasalar aynı zamanda iĢverenlere çalıĢanları iĢten çıkarma hakkını da sağlamaktadır. Özel DanıĢmanlık Ofisi‘nin belirlediği kurallarda da bir takım çözüme ulaĢtırılması gereken konular mevcuttur. Çözüm yollarından birisi de Federal Yasalar ile Eyalet Yasalarının dengeli bir Ģekilde uygulanmasıdır (Hersh, 2002: s.255).

Federal Yasalardan bir diğeri YanlıĢ (ĠfĢa) Beyanları Kanunu (False Claims Act)‘dur. YanlıĢ Beyanları Kanunu sivil savaĢın etkili olduğu dönemde oluĢturulmuĢtur. Kanun ilk haliyle etkili çözümler üretememiĢtir. 1986 yılında yapılan değiĢiklikler ile birlikte ifĢacılara ödüller verilerek motivasyonları arttırılmaya çalıĢılmıĢtır. Bu sayede ifĢacılar ortaya çıkarılan görev ihlalinin yarattığı faydadan yüzde 15 ile yüzde 30 arasında pay almaktadır (Berkowitz vd., 2011: s.22).

Yasanın temel amacı bireylerin dolandırıcılık, devleti zarara uğratma gibi faaliyetlerde bulunanlara karĢı dava açmasını sağlamaktır. Latince ―Qui Tam‖ olarak adlandırılan bu hak devlet adına bireylerin dava açabilme iznini tanımlamaktadır (Çetinel, 2018: s.62).

1989 yılında oluĢturulan Federal ĠfĢacı Koruma Yasası (Whistleblower Protection Act) kamudaki federal çalıĢanların korunması için hazırlanmıĢtır.

Hükümet malzemelerinin gereksiz kullanımı, dolandırıcılık ve gücün kötüye kullanımı gibi olumsuzlukların ortadan kaldırılması amaçlanmıĢtır. Ancak görüldüğü

96 üzere bu federal yasa sadece federal kamu çalıĢanlarını kapsamaktadır. Özel sektör çalıĢanları bu yasadan faydalanamamaktadır (Hersh, 2002: s.255).

2002 yılında uygulamaya giren Sarbanes-Oxley Act ile iĢverenlerin, görev ihlalinde bulunanlar hakkında yasal mercilere bilgi paylaĢımında bulunan çalıĢanlara yönelik olumsuz davranıĢlarının ortadan kaldırılması amaçlanmıĢtır. Bu kapsamda banka, mail, güvenlik dolandırıcılığı gibi konularda federal yasalara aykırı davranan kurum paydaĢlarının ifĢa edilmesi durumunda ifĢacılar korunmaktadır. Ancak bu korunmadan sadece halka açık Ģirketlerde çalıĢanlar faydalandırılmaktadır (Berkowitz vd., 2011: s.19).

Sarbanes-Oxley Act (SOX) yasasına ilave olarak 2010 yılında yine Amerika‘da Dodd-Frank Wall Street reformu yapılmıĢtır (Çetinel, 2018: s.63).

Dodd-Frank yasası ifĢacılara yönelik daha kapsamlı bir koruma sunmakta ve ifĢa etme eyleminin gerçekleĢtirilmesi için çalıĢanları teĢvik edici hükümler barındırmaktadır. SOX‘un aksine Dodd-Frank yasası sadece misillemelere yönelik bir koruma sağlamamaktadır. ĠfĢa etmeyi teĢvik amaçlı olarak, ifĢa eylemi eğer kuralına uygun gerçekleĢtirildiyse Dodd-Frank yasasında bonus parasal teĢvikler bulunmaktadır (Berkowitz vd., 2011: s.19).

Ġngiliz yasaları incelendiğinde ise ifĢa etme ile ilgili en önemli geliĢmenin 1998‘de yürürlüğe giren ―Kamu Yararına Açıklama‖ (Public Interest Disclosure Act) yasası olduğu görülmektedir. Bu yasa ile ifĢa etme üzerindeki önem arttırılmıĢ ve hem kamu hem de özel sektörün denetimi geniĢletilmiĢtir. Yasa ilk haliyle incelendiğinde, bireylerin ifĢa davranıĢlarının ―kamu yararı‖ gözetmediği tespit edilmiĢtir. 2013 yılında yapılan değiĢiklik ile ―kamu yararı‖ oluĢmayan ve mevzuata uygun yapılmayan ifĢa etme için bireylere yasal korunma sağlanmayacağı kararlaĢtırılmıĢtır (Çetinel, 2018: s.61).

Adı geçen federal yasaların yanında bir de eyalet yasaları bulunmaktadır.

Neredeyse tüm eyaletlerin (Alabama ve Georgia dıĢında) etkili ifĢa etme ve ifĢacı koruma yasaları mevcuttur. Eyalet yasaları federal yasalara göre daha kapsayıcıdır.

ĠĢverenden ziyade iĢçileri daha çok korumayı amaçlayan bu yasalar her eyalette birtakım farklılıklara sahip olduğundan çalıĢanların bağlı bulundukları eyaletlerin yasalarını iyi bilmesi ve ona göre ifĢa etme eylemi gerçekleĢtirmesi gerekmektedir (Berkowitz vd., 2011: s.23).

97 Avrupa‘da ve Asya ülkelerinde de her ülkeye özgü ifĢacı koruma yasaları mevcuttur. Ülkemizde ĠĢ Hukuku kapsamında ifĢa etme ile ilgili özel bir ibare yer almamaktadır (Çiğdem, 2013: s.68). ÇalıĢmanın amacı yasal mevzuatı derinlemesine analiz etmek olmadığı için ülkemizdeki ve diğer ülkelerdeki yasal mevzuata değinilmeyecektir.