• Sonuç bulunamadı

3.5. Yerel Yönetimler ve Çevre Yönetimi

3.5.1. Đl Özel Đdareleri

Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına Đlişkin Kanun” ise sera gazı emisyonlarının azaltılması, çevrenin korunması, kaynak çeşitliliğinin sağlanması, güvenilir kaynakların ekonomiye kazandırılması gibi amaçlara değinerek çevresel değerlere vurgu yapmıştır.386 Ekonomik büyüme ve gelişme kaygılarının yanında etik değerlerde göz ardı edilmemiştir.

Enerji Verimliliği Kanunu ile enerjinin etkin kullanılması, israfın önlenmesi, çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimlilik artışı amaçlanmaktadır. Özellikle enerji bilincinin geliştirilmesi ile yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik çalışmaların toplum genelinde yürütülmesi öngörülmektedir.387

çevresel başarının gelişmesi ve maliyetlerin azaltılması demektir. Anlayış olarak kirlilik denetimi yaklaşımından kirlilik önleme yaklaşımına geçilmesi gerekmektedir.

Bunun faydaları şunlar olacaktır:389

- Ekonomik yararlılık ve verimlilik sağlanacaktır

- Mevzuata ve AB uyum yasalarına uyarlık sağlanacaktır - Daha iyi bir toplumsal imaj edinilecektir

- Yasal yaptırımların gereği yerine getirilmiş olacaktır - Çalışanların güdülenmesi sağlanmış olacaktır

Kırsal çevrede kirliliği önlemenin araç ve yöntemleri şunlardır:

- ÇED

- Yaşam döngüsü değerlendirme - Kimyasal değerlendirme - Atık denetleme

- Enerji denetleme - Risk denetleme

- Sulamada, su kullanım yönetimi

Kirlilik önleme yöntemlerinin kırsal çevrede görevli kurumlarda ve yerel yönetimlerde uygulanması veya bu yöntemlerin kullanılması şöyle olabilir390:

- Satın almalarda

- Đmara açma işlemlerinde - Đnşaat ve mülk yönetiminde - Bakım ve yenileme işlemlerinde - Binalarda

- Katı atık yönetimlerinde - Atık su yönetimlerinde

389 TMMOB,Çevre Mühendisleri Odası, Yerel Yönetimler Đçin Bütünsel/Önleyici Çevre Yönetimi Eğitimi Projesi, Aralık 2000, Ankara, Bölüm 2,3,4,5,6,7.de geniş bilgi bulunmaktadır.

390 TMMOB,Çevre Mühendisleri Odası, Yerel Yönetimler Đçin Bütünsel/Önleyici Çevre Yönetimi Eğitimi Projesi, Aralık 2000, Ankara, Bölüm 2,3,4,5,6,7.de geniş bilgi bulunmaktadır.

- Su kaynaklarının yönetiminde - Halk eğitiminde

Çevre yönetiminde ve çevre sağlığında görev, yetki ve sorumluluk çoğunlukla belediyelerdedir. Ancak kırsal çevrede görevli ve yetkili idareler olan Đl özel idareleri ve köy yönetimleri aşağıdaki alanlarda görevlerini çevre sağlığı ve halk sağlığına duyarlı olarak kırsal çevre mevzuatı kapsamında yerine getirmektedirler:

- Konut sağlığı ve imar, yapılaşma, mimarî ve estetik, - Hava kirliliği, yakıt kullanımı, denetimi,

- Su ve enerji kullanımı, - Gürültü ile mücadele,

- Katı atıklar, kanalizasyon ve alt yapı, - Tehlikeli atıklar,

- Beslenme ve gıda üretimi, denetimi,

- Böcek öldürücü maddelerin ve DDT’nin kullanımı, - Sağlığa aykırı kuruluşlar,

- Kamuya açık yerler, - Mezarlıklar,

- Spor ve yeşil alanlar, - ÇED,

- Nüfus hareketleri ve köyden kente göç, - Çevre sağlığı.

Kırsal çevrede görevli idarelerin yeterli malî olanaklara kavuşturulması gerekmektedir. Aksi takdirde kendilerine verilen görev ve sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmeleri mümkün değildir. Özellikle köy yönetimleri bu anlamda bütünüyle malî olanaklardan yoksun durumdadırlar. Ayrıca kırsal çevre yönetiminde halk katılımı, plânlama, denetim, çevre için eğitim v.b. görevlerin özenle yerine getirilmesi gerekmektedir.

Çevre sorunlarının gittikçe artması karşısında çözüm olarak kırsal alanda ve yerel yönetimlerin olanakları kapsamında başlıca üç yöntem önerilmektedir; nüfusun dengeli dağılımı, yerleşim alanlarının plânlanması ve yaşam alanlarının işlevsel

olarak bölgelendirilmesi.391 Köy ve kentlerde nüfusun dağılımı plânsız ve dengesiz olduğu takdirde, çevre sorunlarıyla birlikte sosyal, ekonomik ve siyasal birçok soruna yol açmaktadır.

Đl özel yönetimleri alan yönetimi birimleri olarak kendi görev alanlarında yasalardan kaynaklanan ya da yasal açıdan açıkça öngörülmemiş olsa bile çevre etiği çerçevesinde birtakım görev ve sorumlulukları üstlenmek durumundadırlar.

Bunlardan bazıları şöyledir:392

- Toprak ve su gibi yeraltı ve yer üstü doğal kaynakların geliştirilmesi, - Çevre kirliliğinin önlenmesi ve erozyonun denetim altına alınması, - Kırsal alt yapının iyileştirilmesi,

- Kültür varlıklarının ve doğal alanların korunması, geliştirilmesi, - Örgün ve yaygın eğitimin geliştirilmesi,

- Kadınlara ve gençlere yönelik projeler yapılması, - Okul öncesi eğitimin geliştirilmesi,

- Kız çocuklarının eğitime katılmalarının sağlanması,

- Halka sağlılığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, - Geri kalmış yerlerin sosyo-ekonomik standartlarının yükseltilmesi, - Mekânsal kullanımın işlevselleştirilmesi,

- Yerleşim yerlerinin büyüklükleri ile buralardaki nüfus yığılmalarının ekonomik, sosyal ve çevresel yararla uyumlu hale getirilmesi,

- Kırsal konut sisteminin iyileştirilmesi,

- Bölgesel göçlerin plânlı ve kontrollü olması için tedbir alınması,

- Yerel girişimciliğin desteklenmesi ve bölgenin ekonomik potansiyelinin harekete geçirtilmesi,

- Gelir farklılıklarının azaltılması ve sosyal bütünleşmenin sağlanması, - Çarpık yapılaşmanın önlenmesi, yerleşmelerde yaşam kalitesinin

yükseltilmesi,

- Biyolojik çeşitliliğin korunması,

391 Avcı, a.g.k. s:145-150.

392 Mengi ve Algan, a.g.k. s:273-279.

2005 yılında Đl özel idare yasası değiştirilerek sistem yapısal olarak yenilenmiştir. 3 Mart 2005 tarihinde yayınlanan 5302 sayılı kanun ile il özel idaresi;

“Đl halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmıştır. Bu kanunda yer alan görev ve sorumluluklar bağlamında Đl özel idaresi mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;393

a) Sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; ilin çevre düzeni plânı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde,

b) Đmar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma, kültür, turizm, gençlik ve spor; orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye sınırları dışında,

Yapmakla görevli ve yetkili kılınmıştır.

Bu maddede ön görülen ilin çevre düzeni plânı etik açıdan önemlidir. Bu maddenin devamında; “Đl çevre düzeni plânı; valinin koordinasyonunda, Büyükşehirlerde Büyükşehir belediyeleri, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi ile birlikte yapılır. Đl çevre düzeni plânı belediye meclisi ile il genel meclisi tarafından onaylanır” denmektedir. Burada dikkat çekici olan konu, yerel yönetim birimleri arasında bir eş güdüm sağlanarak çevre düzeni plânının yapılmasının hükme bağlanmış olmasıdır. Yerel yönetimler arasında eş güdüm yönetim sistemimizde sorunlu olan konulardan biridir. Bu hüküm bu nedenle büyük önem taşımaktadır. Diğer taraftan kanunda yer alan: “Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, il özel idaresinin malî durumu, hizmetin ivediliği ve verildiği yerin gelişmişlik düzeyi dikkate alınarak belirlenir” hükmü hizmetlerin sınırlarını ve çerçevesini vermektedir. Özel idarenin malî olanakları dikkate alındığında

393 5302 Sayılı Đl Özel Đdare Kanunu 6. Madde, Resmi Gazete Yayın Tarihi 03.03.2005.

hizmetlerin çok etkili ve verimli bir şekilde verilmesinin zorluğu daha iyi anlaşılmaktadır.

Kanunla ihtisas komisyonları düzenlenerek; “Eğitim, kültür ve sosyal hizmetler komisyonu, imar ve bayındırlık komisyonu, çevre ve sağlık komisyonu ile plân ve bütçe komisyonu kurulması zorunludur” hükmü ile çevre ile ilgili bir komisyonun kurulması sağlanmıştır.394 Yerel yönetimlerin en önemli görevlerinden biri çevreye ilişkin görev ve sorumluluklardan oluşmaktadır. Giderek önem ve önceliği artan çevre yönetimi, yerel yönetimlerin merkezi yönetimle iş birliği içerisinde yürütmesi gereken ve ancak böylece tam anlamıyla yerine getirilebilecek bir yükümlülüktür.

Çevre yönetiminde stratejik plân hazırlanması Türkiye’de henüz bilinmeyen ve uygulanmayan bir yöntemdir. Yerel yönetimlerin ve özellikle küçük yerleşim yerlerinde bulunanların, gerek insan kaynakları gerekse malî yönden yeterli olmadığı bilinmektedir. Bununla birlikte Kanunla bu konular ilk defa zorunlu hale getirilmiş ve hükme bağlanmıştır: “Vali, mahallî idareler genel seçimlerinden itibaren altı ay içinde; kalkınma plân ve programları ile varsa bölge plânına uygun olarak stratejik plân ve ilgili olduğu yılbaşından önce de yıllık performans plânı hazırlayıp il genel meclisine sunar” denilmektedir. Valinin bu görevini yaparken varsa üniversiteler ve meslek odaları ile konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşlerini alacağı ve il genel meclisinde kabul edildikten sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Öte yandan Stratejik plân ve performans plânı bütçenin hazırlanmasına esas teşkil etmekte ve il genel meclisinde bütçeden önce görüşülerek kabul edilmektedir.395

Çevre stratejik plânının hazırlanması, bir yandan yerel yönetimin bulunduğu bölgenin beşeri, coğrafî, doğal ve fizikî özellikleri, diğer yandan da yerel yönetimlerin amaç ve anlayışlarıyla yakından ilgilidir. Bir yerel yönetim kuruluşunda çevresel stratejik plânlama etkinliğine başlamadan önce, yönetici tarafından aşağıdaki temel sorular yanıtlanmalıdır:396

394 5302 sayılı Đl Özel Đdareleri Kanunu, 16. Madde.

395 5302 sayılı Đl Özel Đdareleri Kanunu, 31. Madde

396 Mahalli Đdareler El Kitabı, a.g.k. s:93

- Çevre sorunları konusunda çözüm için ne kadar yeterlilik söz konusudur?

- Çevre sorunlarının çözümünde 5 yıl sonra nerede olunmak istenmektedir?

- Bulunulan yerden hedeflenen yere nasıl gidilir?

- Plânlanan faaliyetler için gerekli kaynaklar var mıdır?

Bu soruların yanıtlanması için üç aşamalı işlemlerin yapılması gerekmektedir:

- Hazırlık ve başlangıç aşaması, - Amaç ve görevlerin belirlenmesi,

- Verilerin toplanması, analiz edilmesi ve senteze varılması,

Đl özel idaresi teşkilâtı; genel sekreterlik, malî işler, sağlık, tarım, imar, insan kaynakları, hukuk işleri birimlerinden oluşmaktadır. Burada çevre ile ilgili bir birim oluşturulmamıştır. Ancak : “Đlin nüfusu, fizikî ve coğrafî yapısı, ekonomik, sosyal, kültürel özellikleri ile gelişme potansiyeli dikkate alınarak norm kadro sistemine ve ihtiyaca göre oluşturulacak diğer birimlerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesi il genel meclisinin kararıyla olur. Bu birimler Büyükşehir belediyesi olan illerde daire başkanlığı ve müdürlük, diğer illerde müdürlük şeklinde kurulur”

hükmüne göre çevre ile görevli ve yetkili bir birim ve teşkilât oluşturulabilmektedir.

Bu durumun kanunda bir zorunluluk olarak düzenlenmemesi ve yerel yönetim sistemi içerisinde çevre örgütlenmesinin öngörülmemesi çevre yönetimi açısından çeşitli sakıncalar içermektedir. Bir alanda eş güdüm ve iş birliğini sağlayacak ve sürdürecek bir birim olmadığı takdirde, o alanda yapılması gereken her türlü iş ve işlemler başka birimler tarafından üstlenilir ve beklendiği ölçüde bir performans görülmesi olasılığı azalır. Bu bakımdan bu noksanlık, kanunun verdiği yetkiye dayanılarak idarî işlemlerle giderilmelidir.

Đl özel idareleri, il genel meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda; “Merkezî idareye ait aslî görev ve hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla gerekli bina ve tesisler ile arsa ve aynî ihtiyaçları karşılayabilir, geçici olarak araç ve personel görevlendirebilir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, dernekler, vakıflar ve meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir” denilmektedir. Buna göre çevre hizmetleri alanında dernek ve vakıflarla ortak çalışmalar, projeler ve diğer etkinlikler

gerçekleştirilebilecektir.397 Çevre sorunları konusunda özellikle gelişmiş ülkelerde sivil toplum kuruluşları ve kitle iletişim araçları oldukça etkin bir rol üstlenmiştir.

Çevre sorunlarının çözümü noktasında demokratik kitle örgütlerinin katkıları son derece önemlidir.

Çevre yönetiminde sivil toplumun katkısını sağlayan araçların başında gönüllü katılım düzenlemeleri gelmektedir. Türkiye’de ilk defa sağlanan bu düzenleme ile: “Đl özel idaresi sağlık, eğitim, spor, çevre, trafik ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında Đlde dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygular” denilmektedir.398 Bu madde ile sivil toplum ve vatandaşlara hizmetlere katılım yöntemi ve usulü düzenlenmiştir. Gönüllülerin nitelikleri ve çalıştırılmalarına ilişkin usul ve esaslar Đçişleri Bakanlığı tarafından belirlenmiş ve bir yönetmelik hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur. “Đl Özel Đdaresi ve Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliği”399 adıyla yayınlanan yönetmelikle, kamusal ve yerel nitelikli hizmetlerin yürütülmesinde hemşerilerin gönüllü katılımı amaçlanmıştır. Bu katkı kapsam olarak sağlık, eğitim, spor, çevre, park, trafik, itfaiye, kütüphane, kültür, turizm ve sosyal hizmetlerle; yaşlılara, kadınlara, gençlere, çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlere gönüllü katılıma ilişkin hususları içermektedir. Bu düzenlemelerin yerel nitelikli hizmetlere vatandaşların katkısını ve katılımını sağlamakta başarılı olup olmadığı incelemeye değer bir konudur. Gerek etik açıdan gerekse sosyo-kültürel açıdan bu katkı ve katılım büyük önem taşımaktadır.

Bilgi, beceri ve yeteneğini, her türlü imkânını ve zamanını ortaya koyarak kamusal ve yerel nitelikli hizmetlere katkı yapan, bu katkıdan dolayı maddî bir kazanç beklemeyen, bu şekilde ortak çalışmalarda yer alan gerçek ve tüzel kişiler ile diğer gönüllüler; park, bahçe, kent estetiği, çevre düzenlemeleri ile katı atık gibi çevre kirlenmesinin önlenmesine yönelik hizmetler, başıboş ve sahipsiz hayvanlara

397 5302 Sayılı Đl Özel Đdaresi Kanunu, 64. Madde.

398 5302 Sayılı il Özel Đdaresi Kanunu, 65. Madde.

399 Đl Özel Đdaresi ve Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliği, Resmi Gazete Tarihi;

9.10.2005, Sayı: 25961.

yönelik hizmetler, tarihi, kültürel mirasın ve tabiat varlıklarının yaşatılarak korunması gibi hizmetlere katılabileceklerdir.

Ortak çalışma ve işbirliği çerçevesinde Đl özel idarelerine, kendi özel kanunlarına uygun olarak aralarında yapacakları protokol kapsamında kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, dernekler, vakıflar, meslek odaları ve diğer yerel yönetim birimleri ile ortak çalışma ve işbirliği yapabilme olanağı tanınmıştır. Bu madde ile çevre yönetimine sivil toplum örgütlerinin katılımının hukukî çerçevesi belirlenmiştir.400

Yerel kurumlara ilişkin yapısal değişim ve dönüşüm girişimleri, temelde toplumsal sınıf ve kesimler arasında yeni bir denge arayışının ifadesidir. Yerel kurumlaşma örgütsel veya yönetsel sorun olmaktan önce toplumsal ve siyasal bir sorundur.401 Çevre ve etiğe ilişkin sorunlar ve uygulanan politikalar da toplumsal yapı ve siyasal sistemle ilişkilidir. Vatandaşların katkı ve katılımlarının gönüllü olarak yapıldığı bir ortam, sosyal ve siyasal kültürün gelişmişliğine işaret etmektedir.

Çevre sorunları nitelik yönünden ahlâkî bir boyut taşıdıklarından ötürü nasıl yaşamamız gerektiği konusunda normlar oluşturan çok sayıda değer konusunu içermektedir. Etik insanların nasıl yaşadığı, nasıl davrandığı ve insanlar için hangi normların veya kuralların gerektiği ile ilgilenmektedir.402 Bu nedenle sosyal, ekonomik ve siyasal içerikli her türlü yasal düzenleme insan ve toplum yaşamını düzenlediği için etiğin ilgi alanında kalmaktadır. Bu bakımdan yerel yönetim yasalarının çevre etiği bağlamında değerlendirilmesi ve eleştirel bir bakışla irdelenmesi etik açıdan gelişmiş bir toplum yaşamının ön koşuludur.

Çevre etiği kuramlarının, son derece doğal olarak, çevre sorunlarına, insan ve toplum yaşamı ile bu boyutları kapsayan yasal düzenlemelere bakışları arasında farklılıklar bulunmaktadır. Buna dayalı olarak yerelde sosyal yaşama ilişkin görevleri olan yerel yönetim birimleri ile ilgili değişik yorumlar da bulunmaktadır. Çevre etiği kuramlarından biri olan sığ ekoloji yaklaşımı, çevre bunalımının yalnızca etkileri

400 Đl Özel Đdaresi ve Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliği, Resmi Gazete Tarihi;

9.10.2005, Sayı: 25961. 8. madde.

401 Birgül Ayman Güler, Yerel Yönetimler, TODAĐE Yayınları No:280, Mart, 1998, Ankara, s:101.

402 Des Jardins, a.g.k. s:258-259.

üzerinde yoğunlaşırken, derin ekoloji, günümüzdeki çevre bunalımının derin felsefi nedenleri olduğu noktasından hareket etmektedir. Bu nedenle, bunalımdan kurtulmanın yolu, ancak felsefî dünya görüşümüzde köktenci bir değişimden, hem kişisel hem de kültürel dönüşümden geçmektedir. Kısaca kendimizi hem birey olarak hem de kültür olarak değiştirmek zorundayız.403 Bu değişim ve dönüşümün bireylerden başlaması, ardından da yerel yönetim birimlerinin yetki, görev ve sorunlulukları bağlamında devam etmesi gerektiği düşünülmektedir. Bugüne kadar her türlü hizmetin sadece devletten veya merkezi yönetimden beklendiği, sosyal ve kültürel olarak dönüşüm ve değişimin hayata geçirilemediği, bununda toplumsal gelişmeye bir katkısı bulunmadığı görülmektedir. Sosyo-kültürel açıdan bireylerin, yaşadığı topluma ilgisiz kalmak yerine, katkı ve katılımlarının sağlanmasının toplumsal gelişmişlik ölçütü olduğu değerlendirilmektedir. Aynı şekilde yerel yönetimlerinde yerelde sosyal, ekonomik ve kamusal nitelikli her türlü hizmet alanında sorumluluk alması gereksinimi bulunmaktadır. Ayrıca bireylerin yerel yönetimlere gönüllü katılımın arttırılması da üzerinde durulması gereken bir konudur.